Yumurtalık Enerji İhtisas Bölgesi’nin Adana Sanayisi için olmazsa olmaz projelerden biri olduğunu vurgulayan Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, bölgenin sadece Adana için değil, Türkiye için çok önemli bir bölge olduğunu, kentin ve Hükümet’in bu projeye odaklandığını dile getirdi.
Verimli Çukurova’nın kalbi, pamuğun başkenti Adana… Sanayileşmede önemli atılımlar yapmış Adana, geçmiş günlerini arıyor. Yatırımların azlığından ve bir zamanlar göç alan şehrin bugün göç verir olmasından bahsediliyor. Biz de Adana’da sanayinin gelişimini ve güncel sorunlarını Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç ile konuştuk.
Öncelikle, Adana’nın bugünkü ekonomik tablosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Adana ekonomisinin 2013 rakamlarıyla 2 milyar dolar civarında ihracatı, 2 milyar 700 bin dolar civarında ithalatı var. Adana’da işsizlik yüksek seyrediyor. Fakat bazen çalışacak kalifiye insan da bulamıyoruz sanayici olarak.. Sosyal devlet desteklerinden dolayı insanlar tembelleşti, çalışmıyor veya işi beğenmiyor esasen.. Sanayi yatırımları olarak Adana’da çok aktif değil. Türkiye genelinde de aktif değil zaten.
Ben isterim ki, sanayiye daha çok yatırım yapılsın. Sanayici bir aileden geliyorum. Biz kazandığımızı tekrar makinelere, binalara, fabrikalara vermişizdir yıllardan beri.. Ama son yıllarda kazanmak da zor olduğu için Adana’da sanayi yatırımlarında çok büyük ivme olmadı. Beklentimiz şudur: Yumurtalık Enerji İhtisas Bölgesi’nin bir an önce faaliyete geçmesi.. Bu bizim için, Adana Sanayisi için olmazsa olmazlardan bir tanesi. Bunun üzerinde duruyoruz ama organize sanayi bölgesinde yatırım yapacak olsanız bugün yer yok. Sebebi, genişleme alanındaki zeytin ağaçları şu anda.. Ceyhan Organize Sanayi Bölgesini yapıyoruz. Ceyhan Organize Sanayi’ne tahsis edilen arazinin içerisinde zeytinlikten dolayı organize sanayi statüsüne kavuşamadı. Zeytin yasasının kesinlikle bir an önce meclisten geçip çıkması lazım. Çünkü bir zeytin ağacının 3 km yakınına bacalı sanayi kuramıyorsunuz. Bu da bir zeytin ağacının bulunduğu yerde 28 bin dönüm arazide sanayi yatırımı yapılamayacağı anlamına gelir.
Türkiye’deki organize sanayi bölgelerinin yaklaşık üçte ikisi atıl ya da tam dolmamış durumda. Bu sorunun çözümü için ne yapılmalı sizce?
Bu konuda teşvikle ilgili bir kriter var. Organize sanayi bölgelerine yapılacak yatırımlar o ilin bulunduğu teşvik kademesinden bir kademe daha altta. Yani Adana 2. derecedeyse Adana Organize Sanayi Bölgesi 3. bölge teşviklerinden yararlanıyor. Bu sanayicinin organize sanayiye yönlenmesini sağlıyor. Ama ülkede önce yatırımın ortamının sağlanması lazım.. Biz zaman zaman görüşlerimizi, düşüncelerimizi ifade ederken, her zaman şunu söylüyoruz: Demek ki bu teşviklerle yatırım olmuyor. Rahmetli Özal dönemindeki kaynak kullanımı destekleme fonu veya diğer maddi destekler gibi destekler belki ülkedeki sanayinin hareketlenmesine, yatırım yapılmasına sebep olabilir.
Mevcut teşvik sistemini yerinde buluyor musunuz?
Mevcut teşvik yasasını organize sanayi bölgeleriyle ilgili doğru buluyorum. Ama yatırım yapılıyor mu derseniz, yapılmıyor. Sanayici mutlu olacak ki yatırım yapsın. 5084 Sayılı teşvikle Kahramanmaraş ili bugün sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı tekstil merkezlerinden biri oldu. Osmaniye, hiçbir sanayisi yokken Türkiye’nin sanayi şehri oldu. Malatya yine öyle oldu. Niğde yine öyle oldu. Bunların hepsi 5084 sayılı teşvikle verilen enerjide yüzde 50 desteği, istihdamın üstündeki bazı desteklerle oldu. Bunların hepsi sanayiciyi mutlu etti. Yatırımın cazibesini arttırdı ve yatırım yaptırdı. Bugün teşviklerde ne var diye baktığınızda; vergi indirimleri var, gümrük muafiyeti var. O da ilk 5-10 yılda amortismanla vergi muafiyetlerini ifade ediyor. Bu yüzdende sanayici daha sakin ve dingin bakıyor. Kişi başına düşen mevduatımız yüksek. Bu ne demek oluyor? Yani vatandaşımız bankadaki faiz gelirinden ben mutluyum diyor. Biz diyoruz ki, öyle bir teşvik verelim ki bu vatandaşa bankadaki parasını sanayiye getirsin. Amaç bu olmalı.
Adana’nın sanayileşme ve istihdamda beklentisi ne ve bu beklenti ne ölçüde gerçekleşmiş durumda?
Hükümetin Adana’da en büyük beklentisi, Ceyhan Yumurtalık Enerji İhtisas Bölgesi.. Hükümet buraya çok büyük destek veriyor. Fakat kamulaştırma davaları bitmiyor. 2007 yılında kanunen kurulmuş bir enerji ihtisas bölgesi ama iş yürümüyor. Aslına bakılırsa bu ihtisas bölgesi sadece Adana için değil, Türkiye için çok önemli bir bölge. Ekonomi Bakanımız burada ekonomi zirvesi yaptı. Biz Enerji İhtisas Bölgesiyle ilgili Adana’da yatırımlar yapılamıyor deyince, Singapur’daki Jurong Adasını örnek gösterdi ve dedi ki, “Bu ada yılda 50 milyar dolar ihracat yapıyor ve bu adanın petrolü yok, petrol hattı da yok. Bu adaya tankerle petrol geliyor, rafine ediliyor. Türkiye’nin ihracatı 157 milyar dolar oldu 2014’te.. Baktığınızda sadece bir ada 50 milyar dolar ihracat yapıyor. Irak ve Azerbaycan petrolleri geliyor. 100 milyon ton ham petrol geliyor. Daha sonra Samsun-Ceyhan Boru Hattı Projesi var. Onun da yapıldığını düşünürseniz bu bölge gerçekten petrol üssü olur. Kent bu projeye odaklandı, Hükümet de buna odaklandı.
Tarıma dayalı sanayileşmede Adana’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tarıma dayalı sanayide bence çok yol alamadı Adana.. Türkiye genelde tarıma dayalı sanayi ile büyüdü. Adana’daki ilk kurulan fabrika, çırçır fabrikasıdır. Bu kent de tarıma dayalı sanayi ile büyümüş. Önce pamuk üretilmiş, sonra iplik üretilmiş iplikten dokuma yapılmış, dokumadan boya apre yapılmış vs. Ama mesela bugün bir narenciyeyi işleyemiyoruz; bir yaş meyve sebzeyi işleyemiyoruz. Bunları işleyerek daha değişik ürünler üretilmesi lazım ama. Tohumların ıslah edilmesi lazım.. Fakat hiçbir gelişme, hiçbir çaba görmüyorum. Burada mısır ve pamuk var. Şu anda mısırda Türkiye’nin en büyük 3 işletmesi Adana’da. Zaten Türkiye’de 5 tane işletme var bu sektörde. Ham madde temini kolay olduğu için burada mısırla ilgili başarılı işletmelerimiz var.
Adana’da üniversite-sanayi işbirliği ne düzeyde?
Biz üniversite-sanayi işbirliğiyle ilgili her meclis toplantımızda bir grup hocayı konuşmacı olarak misafir ediyoruz. Meslek komitelerine üniversiteden hocaları davet ediyoruz. Bir de biz Adana Sanayi Odası olarak tekstil mühendisliğinde 4. Sınıf öğrencilerinin son dönemi tamamen tekstil fabrikalarında geçirmeleri için anlaşma yapık. Biz üniversiteye şunu söyledik: ‘Hangi bölümde hazırız diyorsanız biz oda olarak hazırız ve son sınıf öğrencilerinin ikinci dönemi fabrikada geçirmesini organize edeceğiz.’ Tabii onların da YÖK’ten bu izinleri almaları gerekiyor. Biz makinede de, elektrik-elektronikte de, inşaatta da aynı şeyleri yapmayı düşünüyoruz. Üniversite-sanayi işbirliği adı altında öğrencilerimizin işletmelerde tecrübe edinmesini sağlıyoruz.