Akdeniz’in incisi, eşsiz güzellikte, Kuzey Kıbrıs’ın küçük tatil kasabası Lapta’da konumlanan Le Chateau Lambousa Hotel; güzel ve doğal konumu ve de çekici mimarisi ile sizi benzersiz bir deneyim yaşamaya davet ediyor.
Le Chateau Lambousa Hotel Kuzey Kıbrıs’ın Lapta kasabasında casino turizmi algısına inat kaliteli turizm hizmeti sunmaya çalışan bir otel. Misafirlerine huzurlu, sakin ve konforlu bir dinlence sunan Le Chateau Lambousa Hotel Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Çağa ile Lambousa Hotel’i ve Kuzey Kıbrıs’ta turizmin geleceğini konuştuk.
Otelinizi bize kısaca anlatabilir misiniz?
1974’ten önce Türkler tarafından yapılan ilk turizm yatırımı olan Celebrity Hotel’in ardından inşa edilen Lambousa Hotel’i biz Girne Amerikan Üniversitesi olarak yaklaşık 1.5 yıl önce devraldık. Otel 6-7 yıl kapalı bir dönem geçirdi. Aldıktan sonra tabii büyük yatırım yapıldı buraya. Her şeyi ile yenilendi ve hizmete girdi. İki kısmı var burada. Bir otel kısmı, bir de bungalov kısmı var. Yaklaşık 7 ay önce bu otelin yanında küçük bir tesis daha vardı. Bu sürede orayı da bünyemize kattık. Orayı da yeniledik ve açtık. Şu an itibariyle toplam 98 odalı bir tesis. Kısmetse 1 Nisan 2016’da Celebrity Hotel’i de devreye soktuğumuzda o zaman 150 odalı bir tesis olacağız. Şu an itibariyle otelde 3 farklı havuz, bir de plaj var. Güzel de bir plaj. Bina, tarihi bir bina değil ama eski mimaride inşa edilmiş. Zaten ismi, bu mimari özelliğinden ve bölgede bulunan Lambousa Antik Şehrinden geliyor.
Pekiyi, kendi özelinizde ne tür etkinlikler yapıyorsunuz?
Bir kere çok geniş alana sahibiz burada. İnsanların üst üste olduklarını hiç görmedim. Çünkü 3 tane havuz, 1 tane plaj var, hepsi dağılıyor bir yerlere. Bizim burada soft bir animasyon ekibimiz var. Salı ve Perşembe günleri açık hava sinemamız var. Çarşamba günleri plajda yemek veriyoruz. Orada barbekü yapılıyor. Canlı müzik var. Zaten bizim misafirlerimiz çok enteresan canlı müzik olmasına rağmen saat 9-10’da kalkıyorlar.
Nasıl bir mutfağa sahipsiniz?
Mutfağımız karma gibi. Hem yerel yemekler, hem Avrupa mutfağından yemekler var. İşte İngilizlerin sevdiği yemekler oluyor, Orta Avrupa yemekleri oluyor. Onların sevdikleri yemekler var. Bu şekilde karma bir şeyler yapıyoruz.
Konsept anlamında hangi kitleye hitap ediyorsunuz?
Hedef misafir kitlemiz; buraya daha çok dinlenmeye gelen, kitap okuyan, sakinlik seven ve gerçek anlamda huzur arayanlardır. Bizde şu anda bir miktar animasyon olsa da öyle çok gürültülü patırtılı animasyon yok burada. Buraya aile de geliyor, gençler de geliyor. Burayı çok seven birkaç tane işadamı var. Onlar da buraya geliyor. Ama net bir şey söyleyecek olursak, bizim hedef pazarımız Türkiye çok fazla değil. Türkiye’den buraya gelen turistlerin geliş sebebi büyük çoğunlukla casino maalesef.
Bu doğru bir algı mı sizce turizm açısından?
Bana göre doğru değil. Bana göre, KKTC’nin turizm açısından en büyük pazarının Türkiye olması lazım. Çünkü çok yakın, aynı lisan konuşuluyor. Baktığınız zaman ulaşım maliyetlerine diğer ülkelere göre daha avantajlı. Ama özellikle 1990’lı yılların sonundan sonra, biraz da Türkiye medyasının katkılarıyla bu ülkede turizm sadece casino’dan ibaretmiş gibi bir hava yaratıldı. İşte şu sanatçı şurada sahne aldı, bu sanatçı bilmem ne yaptı. Buradaki bir faaliyete baktığınız zaman Türkiye medyasında en fazla bayram dönemlerinde haber oluyor. Tabii buraya gelmeyen insanlar da doğal olarak sadece casino var diye biliyor. Halbuki öyle değil. Aslında bu ülkenin gezilecek tarihi yerleri de var, doğal güzellikleri de var. Yani bugün Türkiye’den birçok insan gezilecek görülecek yerler anlamında KKTC’den daha zayıf yerlere daha fazla oranda gidiyor, daha fazla para ödeyerek.
Pekiyi, bu konuda hükümet nezdinde bir politika oluşturulmadı mı?
Bizim ülkemiz enteresan bir ülkedir. Bizim ülkede her yıl ortalama 2 tane turizm bakanı gelir gider. Her gelen bakan da benden önceki bakanın politikası iyi değil, doğrusu budur diyor. Bana göre bu ülkede sektör temsilcileriyle, bu işi bilenlerle ve tüm partilerin temsilcileriyle de bir araya gelip bir mutabakat sağlamak gerekli. Yani kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli hedefler koymak lazım. Bu ülkede bunların hiçbiri yapılmadı bugüne kadar. Turizm açısından çok büyük potansiyel olmasına rağmen, bizim ülkemizde turizm yerinde sayıyor. Gündelik kararlarla rüzgar nereden eserse oraya gidiyor.
Alternatif turizm anlamında KKTC’nin sahip olduğu değerleri öne çıkarmak adına neler yapılabilir sizce?
Şimdi bir kere Kıbrıs Adası, Akdeniz’deki adaların en bakir olanıdır. Her şeye rağmen halen daha öyle.. Bu başlı başına bir avantajdır. Halen daha çok büyük çaba harcamamıza rağmen denizler temiz, çevre küçük bir çabayla temiz hale getirilebilir. Aynı dili konuşuyoruz, hiçbir yabancılık çekmezsin, aradığın her şeyi bulabilirsin, pahalı değil, ortak bir tarihe sahip. Osmanlı eserleri var. Mesela eminim ki bu ülkede Türkiye’den seyahat eden birçok insanın bilmediği bir hayli müze var. Karpaz Yarımadası var. Avrupa’dan gelen herkes ya turla ya da araba kiralayıp oraya gidiyor. Mesela dünyanın en büyük eşekleri var burada. Deniz, kum, güneşi artık Türkiye de aşsın biz de aşalım. Turizmde farklılık yaratacaksan çok farklı şeyler yapacaksın. Mesela özel ilgi turizmi… Kıbrıs, sonbaharda, ilkbaharda göçmen kuşların geçiş rotası üzerinde. İskandinav ülkelerinden kuş gözlemcileri geliyor buraya. Ben Türkiyeli hiç görmedim burada. Türkiye’de birçok kişi Kızıldeniz’e dalmak için gidiyor. Burada 50 tane dalgıç okulu var ve burada bir hayli batık var. Burada deniz kirli olmadığı için burada birçok şeyi görebilirler. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Tabii bu tarz şeyleri yapabilmek için büyük bir bütçe ister.
KKTC’de turizm sektöründe yerli yatırımcının payı nedir!
Türkiye’den gelen yatırımcıya bedava arsa veriliyor, Türkiye Kalkınma Bankası’ndan da kredi de veriliyor. Bu imkanlar yerli yatırımcıya sağlanmıyor. Öz sermaye de olmayınca veya yetersiz olunca yerli yatırımlar olmuyor. Yani yerli yatırımcılara çıkarılan problemler yabancı yatırımcılara çıkarılanın çok daha fazlası. Bu her konuda var. Dışarıdan gelecek bir yatırımın bu ülkeye ne kadarı dönecektir? Belli değil.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Biz burada gerçek anlamda turizm yapıyoruz. Burada yaptığımız turizmin kalitesi birçok Avrupa ülkesinin ya üzerinde ya onlara eş. Yani biz bu tesiste ne yapıyorsak bu otelde konaklayan misafirler için yapıyoruz. Biz buraya gelenlere casinolara gelsinler diye bir şey yapmıyoruz. Yemeğinden eğlencesine, aktivitesine kadar her şey konaklamaya gelenler içindir.