Son 15 yılda Türkiye’de ihracatın 4,4 kat arttığını, Balıkesir’de bu artışın altı kat olduğunu dile getiren Balıkesir Genç İş Adamları Derneği (BAGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Bilcanlı, hızlı gelişen ve bugün Türkiye’den yatırımcı çeken Balıkesir’in önümüzdeki yıllarda dünyadan yatırımcı çekmeye başlayacağını vurguladı.
Balıkesir sanayisi son yıllarda önemli bir değişim yaşıyor. Balıkesir sanayisinde yaşanan bu hızlı gelişimi ve BAGİAD’ın (Balıkesir Genç İş Adamları Derneği) çalışmalarını BAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Bilcanlı ile konuştuk.
Öncelikle BAGİAD’ı tanıyarak başlayalım söyleşimize…
Balıkesir Genç İş Adamları Derneği 1992 yılında kuruldu. Son 8-10 yıldan bu yana Balıkesir’in gelişmesi ve dışarıdan göç almasıyla birlikte buradaki işverenler de çoğaldı. Dolayısıyla bizim de üye sayımız arttı. Şu anda üye sayımız 160. Tamamı aktif 160 üyeden bahsediyorum. Üyelerimizin tamamı Balıkesir’de 9 bin ile 10 bin kişi arasında istihdam sağlıyor. Karesi Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz, Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı Okan Telaşeli, bir önceki Ticaret Odası Başkanı Fahri Ermişler ve önceki Sanayi Odası Meclis Başkanımız Hakan Özdamar BAGİAD bünyesinden çıktı. Bugün de Ticaret Odası’nın 11 kişiden oluşan yönetiminde 9 BAGİAD’lı bulunuyor. Sanayi Odası’nın 9 yöneticisinden 5’i ve Ticaret Borsası’nın 5 yöneticisinden de biri BAGİAD’lı. Bunun dışında TÜRKONFED ve TÜGİAD’a üyeyiz. Türkiye Genç İş Adamları Derneği yönetiminde Rahmi Kula görev almış durumda, ben Yüksek İstişare Kurulunda görevliyim, Denetleme Kurulunda iki arkadaşımız var. Oralarda da aktifiz. Artık bütün Türkiye’deki yönetimler gençleşmeye başladı. Türkiye genç nüfusa sahip ve çok hızlı değişen bir ülke. Dünya da çok hızlı değişiyor, biz de buna ayak uydurmak zorundayız.
2002’den 2017’ye kadar olan süreçte Türkiye’nin ihracatında 4,4 kat bir artış var. Balıkesir’in bu süreçteki ihracatı tam 6 kat arttı. Balıkesir, Türkiye’den bir adım daha önde gidiyor. Bu sürece daha hızlı ayak uyduruyoruz Balıkesir olarak.
Aslında Balıkesir ticari hayatı eski bir kent ama kabuk değişimini sağlıklı bir şekilde yapamadı. Ancak son yıllarda hızlı yol almaya başladı…
Çok hızlı yol alıyoruz. Çevremizdeki birçok ilin sanayi yatırımlarıyla dolmuş olması bunun en önemli etkenidir. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Manisa ve İzmir’den sonra sıra lojistik konumuyla Balıkesir’e geldi. Balıkesir’in büyük bir avantajı da hem Marmara Denizi’ne hem Ege Denizi’ne kıyısı olan tek il olmasıdır. Burada limanlarımızı iyi kullanarak çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum.
Limanların iyileştirilmesi konusunda da yatırımlar var sanırım…
Bandırma’daki liman projesi çok büyük, Çandarlı Limanı var; bize çok büyük avantaj sağlayacak bir proje. Bandırma Limanı 96 km, İzmir Limanı 202 km uzaklıkta, bunlar bize çok büyük avantaj sağlıyor.
Bu arada yeni yapılan yolların da bir artısı olacaktır muhakkak…
Mutlaka olacaktır. Ama Balıkesir’in çok hızlı büyümesiyle ilgili kaygılarımız var. Bu hızlı büyüme kirlenmeye sebep olsun istemiyoruz. Aniden büyüyüp de yönetilemeyen bir şehir haline gelmek istemiyoruz. Çok hızlı büyüyen bir Kocaeli örneği var. Artık dışarıdan yatırımcı almak istemiyorlar. Zehir soluyoruz, zehir içiyoruz diyorlar. Birçok sorun yaşıyorlar. Bizde de organize sanayi bölgesi çok hızlı ilerliyor. Biraz daha seçici olabilirsek, sektörel bazda ilerleyebilirsek sanayimiz daha verimli, çok daha güzel olacak.
Buna ilişkin bir sektörel değerlendirme, perspektif belirlediniz mi?
Balıkesir Ticaret Odası olarak bu konuyu konuştuk. Diğer odalarla ve ticaret borsası ile de görüşüyoruz. Sanayi olmazsa olmazımız ama tarım ve hayvancılığın ve ona dayalı sanayinin biraz daha gelişmesi gerektiğine inanıyoruz. Balıkesir’de 900’ün üzerinde köyümüz var. Bu köylerin geçim kaynağı yüzde 70-80 tarım ve hayvancılıktır. Huzurlu şehir olarak devam etmek istiyorsak tarım ve hayvancılığa devam etmemiz gerekiyor. Eğer büyük sanayileşmeye gidersek, köyden kente göç büyüyecek, şehirlerimiz bilinçsiz bir şehre dönecek, biraz önce bahsettiğimiz kirlenmeler devam edecek ve tarım ve hayvancılığın gerilemesiyle köylümüz de geçinemeyecektir. O nedenle tarım ve hayvancılık üzerine yatırımları da çekmek istiyoruz. Mesela tarım makinelerinde çok iyiyiz. Tarım makinelerinde ilerleyebiliriz. Bunun yanında et ve süt işleme entegre gruplarında ilerleyebiliriz. Ayvalık ve Edremit tarafında ciddi bir turizmimiz var. Bunun yanında çok önemli maden kaynaklarımız var. Bandırma’da çok ciddi bir sanayi bölgemiz var. Balıkesir merkezde büyük firmalarımız bulunmakta. Fakat tarım ve hayvancılık sektöründe ulusal markalarımız sınırlı. Balıkesir Türkiye’yi doyuran il diyoruz, Balıkesir’in kuzusu, danası diyoruz. Çok kaliteli sütümüz var. Ama sonuçta katma değer üretemiyoruz; orada bir eksiğimiz var. Ama biz bunu Balıkesir olarak kesinlikle aşacağımıza inanıyoruz.
Balıkesir yabancı sermayeyi çekme konusunda neler yapıyor?
Balıkesir’e dıştan çektiğimiz sermaye son zamanlarda arttı. Organize sanayi bölgemizde her geçen yıl yeni bir işletme, yeni bir fabrika açılıyor. Bu fabrikaların tamamı Balıkesir sermayesi değil. Dışarıdan Şişecam, Filli Boya, Kale Grubu gibi büyük yatırımcılar geldi. Bu yatırımcıların yanında birçok yan sektör de Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi’ne yatırım yapıyorlar. İstanbul’da üretimi bırakıp Balıkesir’de üretim yapan fabrikalar var. Bunların hepsi Balıkesir’e artı değer kazandırıyor. Organize sanayi bölgesinin yaklaşık 7.700 dönümlük genişleme alanı var. Bu büyüme alanlarıyla birlikte dışarıdan gelecek birçok firma bulunmakta. Bu firmaların gelmesiyle birlikte Balıkesir sanayisi çok daha ileri noktaya gelecek. Balıkesir’in önce Türkiye sermayesini çeken ve zamanla da dünya sermayesini çeken bir bölge olacağına inanıyoruz.
Ülkemizde yaşanan süreçte Sanayici krizi nasıl aşacak sizce?
Türkiye çok krizler yaşadı. Türkiye ortalama 6-7 yılda bir kriz yaşar maalesef. Kimileri dış kaynaklı kimileri bizden kaynaklıdır. Bundan öncekiler V kriziydi. Ve bu krizlerden 1,5-2 yılda çıkardık. Bu seferki U krizi gibi görünüyor. Dipte biraz daha kalıp ondan sonra çıkacağız ama kesinlikle yukarı çıkacağız. Bu süreçte çok çalışmak, öz sermayemizle üretip biraz daha ihracata yönelmek gerekecek.
Bugünkü krizden nasıl bir ders çıkarmalıyız ülke olarak?
Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor. Eğer 5 yıl sonrası için plan yapamıyorsak, 5 yıl sonrasını göremiyorsak, üretimimizi sadece iç piyasaya göre yapıyorsak bizlerin ilerleme, büyümesi çok düşük olacaktır. İhracat bazlı üretim yaptığımız zaman çok daha güzel yerlere geliriz.
Ülkemizdeki öz kaynak sorununa son dönemde finansmana erişim sorunu da eklendi. Yanlış politikalar mı bizi bu noktaya getirdi?
Biz yanlış politikadan çok dengeyi oturtamıyoruz Türkiye’de. Türk insanı olarak sevdik mi sonuna kadar severiz, sevmediğimizde de asla ona yaklaşmayız. Biz de inşaat sektörünü çok sevdik. Maalesef dozajını ayarlayamadık. Üretimle inşaat sektörü dengesini ayarlayamadık. İnşaat olmazsa olmaz Türkiye’de. Çünkü inşaat dediğiniz zamanda bunun yan sektörleri de var. İnşaatsız olmaz ama denge kurmamız lazım. Hiçbir şey için geç kalındığına inanmıyorum. Kesinlikle doğru adımlar atılacaktır. Devletteki finansman kaynakları kısıtlıdır. Bundan sonra mevcut kaynaklarımızı üretime ve ihracata harcamamız lazım.
İşsizlik sorunu ne seviyede Balıkesir’de?
Ben Türkiye’de işsizlik problemi olduğuna inanmıyorum. Bence Türkiye’de iş beğenmeme problemi var. Balıkesirli sanayicilerin ve diğer işverenlerin çalışana ihtiyacı var. Fakat aradığımız elemanı bulamıyoruz. İŞKUR’a çok sayıda başvuru var. Ama hiç kimse çalışmak istemiyor. Herkes rahat iş istiyor, gerçek hayat bu değil.
Önümüzde bir yerel seçim var, yerel seçimde Balıkesir’in beklentisi nedir?
Balıkesir üç kültürel bölgeye ayrılır. Bandırma bölgesi İstanbul kültürü, Ayvalık-Edremit Körfezi Ege kültürü, Balıkesir merkez, Dursunbey, Sındırgı, Bigadiç tarafı Anadolu kültürü ağırlıklıdır. Çok zor coğrafi ve kültürel yapıdayız biz. Hangi partiden olursa olsun gelecek başkanın işi her zaman zordur. Bu üç kültürü birleştirmek, aynı çatı altında tutabilmek çok zordur. Bir de 1,2 milyon nüfusun 300 bini merkezde, 900 bini kırsalda ve ilçelerdedir. İstanbul’un üç katı yüzölçümüne sahibiz. Bu yapıda hizmet götürmek de zordur. Bu özellikleri dikkate alarak adaletli, birleştirici, iş dünyasıyla kamu kurumlarını entegre edebilecek bir belediye başkanına ihtiyacımız var.