Av. Ahmet Kadir ALPARSLAN
İŞ HUKUKUNA GÖRE TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA!
Ülkemizi ve Dünya’yı etkisi altına alan (Covid-19) Korona virüsü nedeniyle birçok işletme maddi zorluk yaşamış ve toplu işten çıkarmayı gündemine almıştır. Toplu işçi çıkarma, 4857 Sayılı İş Kanununun 29’uncu maddesinde bireysel fesihten ayrı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Toplu işçi çıkarmaya ilişkin düzenlemeler daha az sayıda işçinin, daha az zarar görmesini; fesihlerin engellenemez veya kaçınılmaz olması durumunda ise feshe maruz kalan işçilerin korunmasını hedeflemektedir. 4857 sayılı İş Kanunda toplu işten çıkarmanın tanımına baktığımızda, çıkarılan işyerindeki işçi sayısına, işçi çıkarılan zaman aralığına ve işten çıkarılan işçi sayısının dikkate alınarak yapıldığı görülmektedir.
Toplu İşçi Çıkarmanın Koşulları: 4857 sayılı İş Kanunumuzda işyerinde işçi çıkarılmasının “toplu işten çıkarılma” olarak değerlendirilebilmesi için işverenin “ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işten çıkarmayı” istemesi gerektiği belirtilmiştir. Yine madde metninde toplu işten çıkarma yapılabilmesi için işçi sayısı koşulunu ortaya koymuştur. Bu kapsamda söz konusu kanun maddesinde işten çıkarmanın toplu işten çıkarılma sayılabilmesi için;
20 ile 100 arasında işçi çalıştırılan işyerlerinde, en az 10 işçinin,
101 ile 300 arasında işçi çalıştırılan işyerlerinde, en az yüzde 10 oranında işçinin,
301 ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde ise en az 30 işçinin işten çıkarılması öngörülmektedir.
Tolu İşçi Çıkarmadan İşverenin Yükümlülükleri: Toplu işçi çıkarmak isteyen işverenin, bireysel iş sözleşmesinin feshinde aranan yükümlülüklere ek olarak yapması gereken başkaca yükümlülükleri de bulunmaktadır. Toplu işçi çıkarmayı düşünen işveren en az 30 (otuz) gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, Çalışma Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ilgili Bölge Müdürlüğüne, bağlı bulundukları Türkiye İş Kurumuna bildirim yapmalıdır. Bu bildirim ile birlikte işveren, işçinin çıkarılmasının sebeplerini, bundan etkilenecek işçi sayısı ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman aralığında gerçekleşeceğine ilişkin bilgileri belirtmek zorundadır. Bu bildirimden sonra işyeri sendika temsilcileri ile işveren arasında görüşmeler yapılmakta ve bu görüşmelerde, toplu işçi çıkarmanın önlenmesi, çıkarılacak işçi sayısının azaltılması veya çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır ve toplantı sonunda, toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenir.
Söz konusu bildirim ve görüşmelerden sonra yapılacak işçinin fesih bildirimleri, işverence toplu işçi çıkarma talebinin Bölge Müdürlüklerine bildirilmesinden 30 gün sonra hüküm doğurmaktadır. Burada işveren yukarıda belirtmiş olduğumuz kişi ve kurumlara bildirim yaparken aynı zamanda İş Kanununun 17’nci maddesi uyarınca iş akdi feshedilecek her bir işçi içinde ayrıca fesih bildiriminde bulunmak zorundadır. Söz konusu 30 günlük süreden sonra işçilere yapılan fesih bildirimleri geçerli hale gelmektedir. 30 günlük sürenin bitimiyle birlikte işveren isterse işçiye verilen ihbar süresinin dolmasını bekleyebilir isterse de işçinin ihbar tazminatını ödeyerek işçinin iş sözleşmesini derhal feshedebilir.
İş Kanunumuz işyerinin bütünüyle kapatılması ve kesin olarak faaliyete son verilmesi durumunda, işverenin durumu en az 30 gün önceden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili Bölge Müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlü olduğunu belirtmiştir. Ayrıca İş Kanunumuz işverenin bu şekilde toplu işçi çıkarılmasının kesinleşmesinden itibaren 6 ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi alması durumunda ise işten çıkardığı işçilerden nitelikleri uygun olanları çağırmasını öngörmüştür.
İşverence yukarıda belirtilen yükümlülüklere uyulmadığı takdirde İş Kanununun 100. Maddesi uyarınca ve İş Kanunun 29. Maddesine aykırı olarak işten çıkarma yapılması halinde işten çıkarılan her bir işçi için idari para cezası yaptırımı bulunmaktadır.