MUTLU AKÜ CEO’SU DR. DENİZ ŞEKER
2022’DE HEM KENDİMİZİ HEM ÜLKEMİZİ ŞAŞIRTMAK İSTİYORUZ!
Tedarik sorunları nedeniyle akü sektörü için 2022 yılının en az 2021 kadar zor geçeceğini ifade eden Mutlu Akü CEO’su Dr. Deniz Şeker, ancak bu koşullara rağmen 2021’de olduğu gibi 2022 yılında da hem ülkemizi hem de kendilerini şaşırtmak istediklerini söyledi.
Akü sektörünün lider firmalarından Mutlu Akü, Ar-Ge ve inovasyona verdiği önemle sektördeki rekabetçi konumunu daha da yukarı taşıyor. Birçok sektörde olduğu gibi akü sektöründe de tedarik sorununun bir numaralı gündem maddesi olduğuna dikkat çeken Mutlu Akü CEO’su Dr. Deniz Şeker ile gündemdeki konu başlıklarına değindik, sektördeki gelişmeleri ve Mutlu Akü’nün hedeflerini konuştuk.
Deniz Bey, dilerseniz gündemdeki yerini koruyan Covid 19’un iş ve işlemlerinize olan etkileriyle başlayalım söyleşimize…
Mart 2020’de kapamalar çok hızlı bir şekilde üst üste gelince, açıkçası 2020’nin ilk yarısında zorlandık. Haziran sonuna kadar vardiyalarımızı azalttık, tek vardiya olarak devam etmek durumunda kaldık. Ayrıca o dönemde özellikle yurt içinde bütün distribütörler kapandığı için Türkiye satışı tamamen durdu. Bunun üzerine bir de farklı ülkelerin farklı covid yaklaşımları söz konusu olunca, ihracat kanalları neredeyse durdu. Ancak Haziran sonu itibariyle önlemler gevşetilince yıl sonuna kadar neredeyse tam kapasite olarak üretime devam ettik. Tabi, bütün yılı planlarımızın gerisinde kapatmak durumunda kaldık diğer birçok firma gibi. 2021 bizim beklentilerimiz ötesinde çok daha iyi gidiyor. Bunun birkaç sebebi var. Biz üç farklı satış kanalında çalışan bir firmayız. En büyük insan kaynağını çalıştırdığımız, üretime ağırlık verdiğimiz kısım olan satış sonrasında 8 farklı bölgede 8 binin üzerinde alt bayi ile çalışıyoruz. Bu yıl beklentilerimizin ötesinde bir talep var. Sahadan gelen bilgiler ve tarihe dayalı tahminlerimiz doğrultusunda hammadde ve ürün tedarikinde yaptığımız iyileşmeler dahil şu ana kadar gerekli bütün önlemleri aldık. İkinci kanalımız olan ihracatta birkaç önemli projeyi alarak hızlı bir büyüme sağladık. Daha önce girmediğimiz coğrafyalara şu an ürün satar olduk. İhracatta yüzde 50 büyüme söz konusu. Üçüncü kanalımız olan OEM’de salgın yanında mikro çip kriziyle de bir miktar uğraştık. Bundan dolayı bu kanalın cirosunun yüzde 10’a yakınını kaybetmiş durumdayız ama buna rağmen ana bütçemizi koruyor durumdayız. Bu üç kanalı alt alta toplayıp bakarsak genel anlamda ben Mutlu Akü’nün inanılmaz bir yıl geçirdiğini düşünüyorum.
Yani ülkenin büyüme hedeflerine orantılı bir büyümeden mi, yoksa daha üstünde bir büyümeden mi bahsedebiliriz sizce?
Çok daha üstünde bir büyüme. Eğer 2020 rakamlarıyla karşılaştıracak olursak Gayri Safi Yurt İçi Hasıla enflasyon artışına yakın bir oranda büyüdü diyebiliriz. Ancak bizim büyümemiz çok daha yüksek.
2021 ve 2022 yılları için nasıl bir değişim ve dönüşümden söz edebiliriz?
Genel için bakacak olursak, ben 2022’nin 2021’den biraz daha zor geçeceğini düşünüyorum açıkçası. Bunun temel sebebi hammadde tedarik sorunudur. Bizim gibi farklı sektörlerde çalışan büyük sanayi tesislerinin ihtiyacı olan plastiklerin, metallerin ve özel tip malzemelerin hepsinde ağır bir tedarik problemi var. Bu herkesi etkiliyor olacak. İkincisi, Türkiye özelinde ekonomik kriz yaşanıyor olmasıdır.
Mutlu Akü özelinde ise ben 2021 yılını iyi kapatacağımızdan bahsetmiştim. 2022 bütçesi 2021’den de büyük olacak. Öncelikle ihracatta yaşadığımız büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Diğer yandan yurt içinde her ne kadar ekonomik kriz yaşansa bile özellikle iklim koşulları önümüzdeki yıl akü değişimine çok uygun bir ortam yaratacaktır. Ayrıca OEM üreticilerinin 2021’de yaşadıkları zorlukları 2022’de daha az yaşayacaklarını düşünüyoruz. Bunu da dikkate aldığımızda, biz 2021 rakamlarının da üzerine çıkmış olacağız. Bu bizim için büyük bir başarı olacaktır.
Sektörde ayrışmak adına Mutlu Akü neler yapıyor?
Bu soru diğer firmalardan nasıl ayrıldığımızı anlatmak adına iyi bir fırsat. 2015’ten beri Bakanlık tarafından desteklenen bir Ar-Ge merkezimiz var. Toplam 50 çalışanımız olan bir Ar-Ge merkezi burası. İlk yaptığımız işlerden birisi açık inovasyona yönelmek oldu. Sadece firma içerisine kapanıp kendi fikrimizi geliştirmek yerine tedarikçiler, diğer yan sanayiciler, otomotiv sektörünün diğer uygulayıcıları, beyaz eşya ve elektronik sektörü gibi farklı sektörlerdeki firmalarla birçok farklı projenin içine girdik. Bunun bir sebebi otomotiv sektörünün bütün dünyada elektrikli araçlara geçiş yapıyor olmasıdır. İkincisi, mobilite kavramının değişiyor olması. Artık sadece elektrikli araçlara geçiş yok; aracın kendi kendisini idare etmesi, etrafla bütünleşmesi, şehrin akıllı halde olması, trafiğin bu şekilde yönetilmesi konuları da var. Bu bağlamda yaptığımız işlerden birisi patent almaya yönelik oldu. 2020’nin patent raporuna bakacak olursanız akü üreticileri arasında açık ara lider olduğumuzu görürsünüz. Aynı zamanda enerji depolama üreticileri arasında da açık ara lideriz. Tabii, bu büyük bir başarı. Sürdürülebilirlik sadece araç tarafında değil, aynı zamanda yaptığımız iş tarafında da devam ediyor. Dolayısıyla buna devam etmeyi planlıyoruz.
Ar-Ge ‘ye verdiğimiz önemi bir de şu şekilde anlatmak isterim size: Bu kırılma noktasının tam göbeğinde olan ekip Ar-Ge. Dolayısıyla aynı anda hem saha koşullarının hem ürünün hem bu ürünün uygulandığı yerin aracın değiştiği yerin ortasındayız. Dolayısıyla Ar-Ge ekibimiz farklı teknolojilere yönelik olarak gruplara ayrıldı. İnovasyon tamamen Ar-Ge ekibinin görevi değil, aslında inovasyon herkesin görevi. İnovasyon demek aklındaki fikri para kazanacak hale getirebilmek demek. Sadece fikir geliştirmek değil. Dolayısıyla şirketin diğer birimleri de aynen Ar-Ge gibi fikir geliştirmeye açıklar. Bu anlamda farklı birimlerden fikir toplamaya çalışıyoruz. İyi çalışan bir öneri sistemimiz var. Bununla gelen önerilerin tamamını alıp hayata geçirmeye çalışıyoruz. Ki, hayata geçirdiğimiz güzel öneriler de var.
Sektörde akıllı akü dediğimiz bir segment oluştu. Akıllı akü segmenti Mutlu Akü’de nasıl hayat buluyor?
Akıllı akü temelde aracın içinde bulunduğu sistemle haberleşerek bir problem veya bakım ihtiyacı varsa bunu vaktinde söyleyen, tüketiciyi yönlendiren, ihtiyaca göre kendi kendine yetmeye çalışan akü sistemi demek. Kurşun asit akülerde bunu yapmak bir miktar zor. Lityum iyon pillerde biraz daha kolay. Çünkü üzerine yerleştirdiğiniz BMS (Akü yönetim sistemi) kartı aynı anda aracın toplam ihtiyacını, her bir hücrenin voltajını, toplam çekilen enerjiyi, bir problem varsa ne zaman değiştirilmesi gerektiğini, tahmini ömrünü vb. her noktayı ayrı ayrı kontrol eder.
Mutlu Akü şu ana kadar bildiğiniz gibi kurşun asit üreten bir şirketti. Ancak Metair’in yatırımıyla akıllı aküler gibi diğer aküleri de üretmeye başlayacağız. Bir süre sonra bu yatırım kararı çıkacak ve onun üzerine hayatımıza devam ediyor olacağız.
Bu yönde hazırlıklarınız var mı?
Biz o noktaya doğru evriliyoruz. Bu anlamda da yaptığımız çalışır prototiplerimiz var. Forklift akülerimizin bir kısmı buna yönelik. Yatırımlar tamamlanınca bu aküleri üretiyor olacağız. Ama şunu söylemek gerekir; biz hem otomotiv tarafında hem endüstriyel akü tarafında istenilen nitelikte akü yönetim sistemi üretebilen bir şirketiz. Bununla ilgili patentlerimiz de var. Dolayısıyla altyapımız hazır. Bundan sonrası uygun hücreyi üretmek olacaktır.
2021’de piyasaya sürdüğünüz yeni ürünlerinizden bahseder misiniz?
Özellikle kamyon segmentinde yeni EFB aküleri piyasa sürmüş durumdayız. Bu zorlu şartlar altında daha çok dayanması gereken ürünler bunlar. Bunun yanı sıra daha evvel ürün gamımızda eksik olan özellikle küçük tip AGM aküleri de şu an üretebilir durumdayız. Bu bize özellikle hibrit araçlar için gerekli olan kurşun asit aküleri de üretme olanağı sunuyor. Bir de bünyesinde bulunduğumuz Metair’in Romanya’daki tesisi lityum iyon aküler için gerekli olan hücreleri üretiyor. Oradan farklı tip uygulamalar için hücre alıp burada kendimiz geliştirip havacılık, lojistik ve özellikle endüstriyel enerji depolama sistemleri için sattığımız aküler var. Bunların hepsi yeni ürünler.
Elektrikli araç üretimi dünyada hız kazandı. Sizin elektrikli araçlar için akü üretme çalışmalarınız var mı?
Biz daha önce yerli otomobil TOGG için teklif vermiştik. Az önce bahsettiğim yatırım kararını hayata geçirdiğimizde tamamen elektrikli araçlara yönelik bir üretim noktasına varıyor olacağız. Biz 1945’te kurulmuş köklü bir firmayız. Dolayısıyla 77. yılımızda artık sadece elektrikli araçlar için değil, aynı zamanda endüstriyel uygulamalar, küçük tip uygulamalar ve ev tipi kullanım için akü sağlamak istiyoruz.
Hammadde tedarikinde ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?
Şu ana kadar kurşun tedarikinde ciddi bir sorun yaşamadık. Ama şimdi öğreniyoruz ki, dünyanın en büyük kurşun üreticisi cihaz problemleri yaşıyor. Dolayısıyla madenle alakalı sorun yaşadıkları için tedarikte zorlanıyorlar. Ama bizim asıl yaşadığımız sorun hammadde fiyatlarının çok hızlı yükseliyor olmasıdır. Bizim kendi plastik fabrikamız var. Akülerde kullanılan bütün kutu, kapak, buşon malzemesini kendi fabrikamızda üretiyoruz. Hatta dışarıya üretim yapmaya da açığız. Ama özellikle yılın ilk 3-4 ayı polipropilen fiyatlarındaki çok büyük artış sebebiyle sektörün tüm firmaları gibi çok zorlandık. Sonra bu sorun çözüldü. Onun dışında çok büyük bir problem yaşamadık.
Dövizde yaşanan çalkantının işleriniz üzerinde etkileri nasıl oldu?
Bizi zorladığını söyleyeyim. İhracatta özellikle bu yıl çok büyüyen bir şirket olarak karılılığımızı koruma zorundayız. Çünkü üretimde kullandığımız hammaddelerin çoğu ithaldir. Dolayısıyla üretimde yüzde 60-70 ithal hammadde kullanan herkesin başına gelen bizim de başımıza geliyor. Fabrika içi maliyetler inanılmaz hızlı yükseliyor. Artan maliyeti son kullanıcıya yansıtamadığınız müddetçe de karlılığımız düşüyor. Bunun önüne geçmenin birkaç yöntemi var. Bir tanesi temel olarak hammadde bağımsızlığına ulaşmak. Tabii, bu zor. Çünkü bazı hammaddeler Türkiye’de yok, dışarıdan almamız gerekiyor. İkincisi yaptığınız işi yüksek kaliteli ve yüksek fiyatla satılabilir hale getirebilmek. Kısaca katma değerli üretim yapabilmek. Bunun için de üst segmentte yer alan bir akü üreticisi olarak her zaman tüketicimize, son kullanıcımıza sadece akü değil, bir sistem satmak istiyoruz. Dolayısıyla bunun içinde servisi, ara kontrolü, ekstra tedarikleri dahil olmak üzere çalışmak ve kullanıcıyla bir partnerlik ilişkisi kurmak istiyoruz.
Peki, geri dönüşüm konusunda neler yapıyorsunuz? Bu konudaki yol haritanız nedir?
Türkiye’nin en büyük geri dönüşümü oranı bizim sektörümüzdedir. Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği (APAK) kapsamında üretimde kurşun kullanan bütün firmalar kullandıkları kurşunun yüzde 90’ını toplamak zorunda. Eğer toplamazlarsa ceza ödüyorlar. Bizim yılda kullandığımız kurşun 25 bin ton ile 30 bin ton arasında değişiyor. Çevirme kapasitemiz 40 bin ton/yıl. Dolayısıyla bizim kapasitemiz üzerinde aküyü geri toplayıp çevirme şansımız var.
Türkiye, yüzde 100 yerli bataryayı üretecek durumda değil mi?
Aslında yapabilecek durumdayız. Aspilsan bu amaçla devasa bir yatırımı devreye almaya çalışıyor. Aslında bu görev herkese açık… Biz görevde bir süre sonra rol alacağız. Önümüzdeki yıllarda bu yatırımımızı yapıp hayatımıza devam edeceğiz. Buradaki sıkıntı akü için gereken malzemeleri üreten firmaların ağırlıklı olarak Çin, Güney Kore, Japonya gibi ülkeler olmasıdır. Dolayısıyla yapılacak şey oradan uygun üretim hatlarını alıp burada yerleştirmek. Fakat unutmamamız gereken bir şey var; elektrikli araç aküsü hiçbir zaman tam yerli olamayacak. Çünkü hammadde olarak kullanılan elementlerin tamamını Türkiye’de ve dünyada bulmak zordur.
Son olarak hem sektör hem şirketiniz adına 2022 hedef ve beklentilerinizi de almak isteriz…
Sektör adına 2021 kadar zor bir yıl bekliyorum. Bu gözle bakıldığı zaman biz de etkileneceğiz. Mutlu Akü özelinde biz bu yıl kendimizi şaşırttık. Biz 2022 yılı itibariyle de hem ülkemizi hem kendimizi şaşırtmak istiyoruz. Hedeflerimiz büyük. O hedefler yolunda da çalışmaya devam ediyor olacağız.