Yerli kaynakları kullanarak geliştirdiği özgün ve kritik sistemler ile ülkemizin sivil kamu ve özel sektör ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreten STM, ülkemizin en büyük savunma sanayii firmalarından biri olarak; Türk savunma sanayisinin global pazarda da rekabet gücüne katkı sağlıyor ve ihracat odaklı çalışmalara imza atıyor.
STM’nin, kuruluşundan bu yana, Türk savunması için yenilikçi ve modern savaş platformları geliştirdiğini belirten STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz ile yaptığımız söyleşide Güleryüz, Türk savunma sanayimizin milli projelerinde yer alarak üstlendiği kritik görevlerde kazandığı mühendislik ve teknoloji birikimini önemli yatırımlar yaparak genişlettiğinin önemine değindi.
STM’nin Türk Savunma Sanayi içerisindeki yeri ve önemi hakkında bilgi verir misiniz?
Silahlı kuvvetleri ile dünyanın en aktif ülkelerinden bir tanesi Türkiye, gerek terör operasyonları gerekse sınır ötesi harekâtlar dikkate alındığında, sahada ve farklı coğrafyalarda sürekli mücadele içinde. Bu durum sahadaki ordumuzun ortaya çıkan farklı ihtiyaçlarına ya da mücadele şekillerine de aynı oranda hızlı ve etkin bir şekilde cevap vermeyi gerekli kılıyor. Bu sebeple Türk savunma sanayiinin bu taleplere yönelik hızlı çözüm üretebilmesi gerekiyor. Buna yönelik tüm proje ve faaliyetler ise Türk savunma sanayiimizin otorite kuruluşu T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımız tarafından yürütülüyor. Bu çatı himayeyle savunma sanayiinde nihai hedef ise, ülkemizin savunma sanayi ihtiyaçlarında kendine yeten ve tamamen bağımsız bir ülke olması. Türk savunma sanayii özellikle son yıllarda çok ciddi bir atılım hamlesi gerçekleştiriyor. STM olarak bizler de bu serüvenin en önemli oyuncularından biriyiz. STM olarak kurulduğumuz 1991 yılından bu yana, Türk savunması için yenilikçi ve modern savaş platformları geliştiriyoruz. Türk savunma sanayimizin milli projelerinde yer alarak üstlendiğimiz kritik görevlerle kazandığımız mühendislik ve teknoloji birikimimizi önemli yatırımlar yaparak genişlettik. Bugün; askeri deniz platformları, siber güvenlik, taktik mini İHA sistemleri, radar sistemleri, uydu teknolojileri, komuta kontrol sistemleri, sertifikasyon ve danışmanlık olmak üzere geniş bir alanda faaliyet gösteriyoruz. NATO’nun en büyük ikinci ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kattığımız askeri deniz projeleri, taktik mini İHA sistemleri ve siber güvenlik çözümleri sayesinde ciddi bir mühendislik tecrübemiz oluştu. Edindiğimiz bu deneyimi, yıllar içinde dost ve kardeş ülkelerle de paylaşıyoruz.
Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon, hemen her sektör için artık gelecekte de var olabilmenin ve rekabetçi kalabilmenin anahtarı olmuş durumda. Dünyada kıyasıya bir rekabetin sürdüğü sektörümüz için, teknolojiyi takip etmek değil, teknolojiye yön veren olmak önemli. Bir ürünü geliştirmenin yaklaşık 2-3 yıl sürdüğü günümüzde, teknoloji hızla eskiyebiliyor ki; rekabetçi ve yenilikçi çözümler sunabilmenin tek koşulu olarak Ar-Ge ve inovasyon öne çıkıyor. STM olarak bu bakış açısıyla sürekli gelişen bir endüstriyi dönüştürebilmenin, geleceğin teknolojilerini şimdiden geliştirebilmenin ve yarının dünyasına yatırım yapabilmenin yolu olarak görüyoruz.
Şirketimizde Ar-Ge’yi kurum kültürümüzün bir parçası haline getirmiş durumdayız. 800’e yakın nitelikli insan kaynağımız ve aralıksız sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmalarımızla, ülkemizin teknoloji temelli yarınlarının inşasına katkı sunuyoruz. Ülkemizin küresel anlamda öne çıkması için, askeri deniz araçlarının tasarımı, modernizasyonu ve inşasındaki kabiliyetlerimizle, taktik mini İHA sistemlerinde ve siber güvenlikte attığımız öncü adımlarla yol alıyor; yerli ve milli çözümlerimizle yurt dışı bağımlılığının önüne geçilmesi için çalışıyoruz. Başta Taktik mini İHA sistemleri olmak üzere, siber güvenlik ve bilgi teknolojileri ile birlikte uydu ve uzay teknolojileri alanlarında AR-GE çalışmalarımızı ara vermeksizin sürdürüyoruz. Örneğin, taktik mini İHA sistemlerimizin temelini 2016 yılında, STM’nin kendi öz kaynakları ile AR-GE çalışmaları ile başlatmıştık. Bugün ulaştığımız noktada, KARGU’dan TOGAN’a BOYGA’dan ALPAGU’ya kadar taktik mini İHA sistemlerimiz ordumuza güç veriyor ve ihracat başarılarına imza atıyor.
Milli Denizaltı Projesi’ne start verildi mi? Ekosistemin geliştirilmesi için çalışmalar ne durumda?
Dünyada kendi denizaltısını tasarlayıp üretebilen ülke sayısı çok az. Bu ülkelerden biri de Türkiye. STM denizaltı tasarım, dizayn, modernizasyon ve inşaa konusunda, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri. Sahip olduğumuz mühendislik kabiliyeti ve tecrübesi ile Türk Donanmasının denizaltı modernizasyon ve inşa projelerinde önemli görevler üstleniyoruz. Ana yüklenicisi olduğumuz 2 adet Ay Sınıfı Denizaltının Modernizasyonunu başarı ile geride bıraktık ve TCG DOĞANAY (S-351) ve TCG DOLUNAY (S-352) denizaltılarımız Mavi Vatan’da başarıyla görevlerine devam ediyor. Bu proje aynı zamanda ilk defa Türkiye’de sivil bir şirketin gerçekleştirdiği denizaltı modernizasyon projesi olmuştur. 4 adet Preveze Sınıfı denizaltının modernizasyonunda ise lider yüklenici olarak görevimizi sürdürüyoruz. Son olarak, Preveze Sınıfı Denizaltının Yarı Ömür Modernizasyonu Projesinde, öncelikli olarak tedarik edilmesi gereken sistemlerin Deniz Kabul Tecrübelerini ve Proje Kritik Tasarım Aşamasını tamamladık.
Türkiye’nin Milli Denizaltı Projesinin hayata geçirilmesinde önemli bir aşama olacak Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli (Reis Sınıfı) Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında da kritik görevler üstleniyoruz. Bu kapsamda, dünyada sayılı ülkelerin üretimini yapabildiği, denizaltı torpido kovanlarının yer aldığı baş kısım Section 50’yi, ilk kez Türkiye’de yerli endüstriyel kuruluşlarımızın kapasitelerini geliştirerek ve mühendislik desteği vererek ürettirdik. Şu ana kadar 3 adet torpido kovanların baş kısımlarını Gölcük Tersane Komutanlığı’na teslim ettik.
Bu projelerin yanı sıra, Pakistan’ın sahip olduğu Fransız yapımı Agosta 90B Khalid Sınıfı Denizaltıların modernizasyonunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2016 yılında adımını attığımız projede ilk denizaltıyı teslim ettik ve diğer iki denizaltının modernizasyon çalışmalarını sürdürüyoruz. Çok yakın zamanda ikinci denizaltımız da görevine başlayacak. Bu proje ile Türkiye’de ilk kez yabancı bir ülkenin denizaltı modernizasyon projesinde ana yüklenici olarak STM imzamızı atmış olduk. Örneğin, modernize ettiğimiz ilk Agosta 90B Sınıfı Denizaltı olan PNS/M HAMZA (S-139), SEASPARK-2022 Taktik Tatbikatı’nda, hizmet dışına ayrılmış bir fırkateyni, torpido atışı ile tam isabetle vurarak, batırmayı başardı. STM ana yükleniciliğinde, değiştirilerek denizaltıya başarıyla entegre edilen tüm sistemlerin sorunsuz şekilde çalışarak, atışını başarıyla sonuçlandırması, STM’nin ulusal ve uluslararası denizaltı üretim ve modernizasyonu konusundaki yetkinliğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
STM mühendisleri tarafından milli imkanlarla dizayn ettiğimiz STM500 isimli küçük boyutlu denizaltımız için yoğunlaşmış durumdayız. Yerli olarak tasarlanan ilk milli denizaltımız STM500’de mukavim tekne test üretimine geçtiğimiz yıl başladık. Bu kapsamda, bir savaş denizaltısının mukavim teknesini Türkiye’de ilk defa sivil sanayide üretmiş olacağız. 2023 yılı içinde de STM500’ün önemli üretim safhalarını hayata geçirmeyi planlıyoruz. STM 500’e dünyanın farklı coğrafyalarından yoğun ilgi olduğunu söyleyebiliriz. Türk mühendislerinin eseri STM500, hem sığ sularda ve hem de açık deniz şartlarında görev yapabilecek şekilde tasarlandı. Keşif gözetleme, özel kuvvetler harekâtı, denizaltı harbi gibi, global taktik ihtiyaçlara cevap verecek donanımları bünyesinde barındıracak STM500, ileri ve modern savaş sistemleri ile donatılacak. STM500, 18 kişilik mürettebata ek olarak 8 kişilik özel kuvvetler ekibi ile 30 gün boyunca her türlü görevi icra edebilecek. Platform, 4 adet atışa hazır torpido kovanı ile toplamda 8 adet ağır torpido ve güdümlü füze atış gücüne sahip olacak. Yurt içi ve yurt dışında denizaltı konusundaki bu tecrübemiz ile birlikte geliştirdiğimiz ekosistem ile Milli Denizaltı Projesi’nde (MİLDEN) verilecek her türlü görev için hazırız.
STM’nin ‘üretimde iş birliği-güç birliği’ çalışmalarına kısaca değinir misiniz?
1000’in üzerinde, tedarikçi ve iş ortağımız ile milli hedefler doğrultusunda, yenilikçi sistemlere imza atmaya devam ediyor; yetkinlik ve kabiliyetlerimizi iş ekosistemiz ile paylaşarak birlikte büyümeyi hedefliyoruz. Yürüttüğümüz tüm faaliyetlerimizde önceliğimiz, iş birlikleriyle güçlenmek; yerli firmalarımızla geliştirdiğimiz çözümlerimizi beraberce yurt dışına taşıyarak onların da büyümelerine ve ihracat yapabilir hale gelmelerine aracı olabilmek. Bu kapsamda bugüne dek yurt içinde ve dışında yürüttüğümüz askeri deniz platformu inşa ve modernizasyon projelerinde, yaklaşık 300 sistem sağlayıcı ve 400’ü aşkın inşa malzemesi üretici ve tedarikçisiyle iş birliği gerçekleştirdik. Örneğin; bizim tasarladığımız ve Pakistan Deniz Kuvvetlerine teslim ettiğimiz Lojistik Destek Gemisi projesinde ve Türkiye’nin ilk mini vurucu İHA’sı KARGU’nun iki farklı kıtaya ihracatında, 50’den fazla kuruluşumuzun dolaylı olarak ihracat yapmasına vesile olduk. Ana yükleniciliğini üstlendiğimiz, Türkiye’nin ilk denizaltı modernizasyon ihracatı Pakistan AGOSTA90B Sınıfı modernizasyonunda da, firmalarımızın yerli ve milli sistemlerini ihraç ettik.
Askeri deniz platformlarından, taktik mini İHA sistemlerine varıncaya kadar yerlileştirme hamleleri içerisindeyiz. MİLGEM gibi ülkemizin gurur projesini yüzde 70’lere varan yerlilik seviyelerine taşımayı başardık. Benzer şekilde Türkiye’nin ilk milli fırkateyni olacak, MİLGEM-5’i (TCG İSTANBUL) en az yüzde 75 yerlilik oranıyla teslim edeceğiz. STM ana yükleniciliğinde ülkemize kazandırdığımız Test ve Eğitim Gemimiz TCG UFUK (A-591)’u 194 yerli firmamızın katkısı ile tamamladık. Siber güvenlikte entegratör kimliğimiz ve tecrübemiz sayesinde, anahtar teslim, bütünleşik siber güvenlik çözümleri için yerli siber güvenlik ekosistemi ile iş birliklerine imza attık. Ekosisteme destek vermek amacıyla Kalkınma Ajanslarıyla da iş birlikleri gerçekleştiriyor, yerli üreticilerimizle birlikte yol alabileceğimiz alanları, gün geçtikçe çeşitlendiriyoruz.
Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz STM Tedarik Ekosistemi Platformu (STEP) ile Savunma Sanayii Başkanlığımızın programı olan EYDEP ile entegreli çalışacak. EYDEP üyesi tüm tedarikçiler, STEP’e direkt üye olabilecek. Kritik sistemlerde yerlileştirme hamlelerini hızlandıracak STEP ile tedarikçilerimiz ihracatta da, katma değeri yüksek başarılara imza atacak. Tedarikçimiz olmak isteyen değerli kuruluşlarımızı ve tedarikçilerimizi, STM STEP’e dahil olmaya davet ediyorum. Yerelde geliştirdiğimiz milli tecrübeyi dost ve kardeş ülkelere de ihraç ederek dünyanın en büyükleri ile rekabetimize ortak olmaya davet ediyorum.
STM’nin siber güvenlik faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Savunma bir bütün ve siber savunma da bunun önemli bir parçası. Siber güvenlik konusu artık kimsenin kayıtsız kalabileceği bir alan değil ve NATO bildiğiniz üzere operasyon alanlarına (kara, hava, deniz) Siber Uzayı da ekledi. Son olarak Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan savaşın, siber dünyaya yansıması veya kritik tesislerin uğradığı siber saldırılar, siber güvenliğin önemini bir kez daha bizlere gösterdi.
Siber güvenlik, STM’nin stratejik faaliyet alanlarından birini oluşturuyor. Bütünleşik siber güvenlik yaklaşımını önemsiyoruz. Siber güvenlikte entegratör kimliğimiz ve tecrübemiz ile öne çıkarken, yerli siber güvenlik ekosistemi ile de iş birliklerine imza atıyoruz. Siber tehdit istihbaratından karar destek sistemlerine, platformların siber güvenliğinden, uygulamaların güvenliği ve güvenlik seviyelerinin belirlenmesine kadar bütüncül hizmetler sunuyoruz. Bu bakış açısıyla Türkiye’nin ilk Siber Füzyon Merkezi olan STM Siber Füzyon Merkezimiz (SFM) 2016 yılından beri önemli çözümler sunuyor. SFM; Siber Tehdit İstihbarat Merkezi, Siber Operasyon Merkezi, Zararlı Yazılım Analiz Laboratuvarı olmak üzere üçlü bir yapıda, kamu ve özel sektörden birçok kuruluşa hizmet veriyor. SFM kapsamında verdiğimiz hizmetlerimizden biri olan siber tehdit istihbaratı, özellikle ayrıştığımız bir alan. Bu hizmet ile henüz tehdit oluşmadan ya da oluşan tehdit bir zafiyet yaratmadan onu tespit ederek müşterilerimizin nasıl önlem alması gerektiğini yönlendiriyoruz. Siber Operasyon Merkezimiz, ağların izlenmesi yoluyla bir tehdit olup olmadığını belirlememizi sağlıyor. Zararlı Yazılım Analiz Laboratuvarında ise ele geçirilen zararlıların statik ve dinamik analizini yapıyor, davranışların yanında sebep olduğu sorunları tespit ederek ürettiğimiz çözümlerle birlikte müşterilerimize raporluyoruz.
Siber güvenlik alanında yerli ekosistemimizle birlikte hareket ederek, milli yazılımlarla verilerimizi korumamız gerekiyor. STM olarak, milli projelerde de görev ve sorumluluklarımız bulunuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri için yaptığımız Siber Savunma Merkezi Projesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Siber Suçlar Daire Başkanlığı’nın Bilgi Güvenliği Projesi yürüttüğümüz kritik projelerin başında geliyor.
Siber güvenlik alanında 2019 yılında bilişim teknolojileri ürünlerinin güvenlik seviyelerinin tespit edilmesi için uluslararası standart olarak kabul edilen Ortak Kriterler kapsamında bağımsız test laboratuvarımız STM ITSEF’i (IT Security Evaluation Facility) de kurduk. Kişisel Verilerin Korunması ile ilgili regülasyonlar kapsamında ise uyumluluk projeleri yürütüyoruz. Endüstriyel Kontrol Sistemleri ve Nesnelerin İnterneti olarak bilinen IoT sistemlerin güvenliğine yönelik de çalışmalar yaparak, kurumların Siber Olgunluk seviyelerini belirliyor ve gerekli danışmanlık ve eğitimleri veriyoruz.
İhracat ile ilgili güncel çalışmalarınız ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Savunma sanayiinde tasarım oldukça hayati ve gücün göstergesi. Biz de sektörümüzde, özellikle askeri deniz araçlarının tasarımı, modernizasyonu ve inşasında öne çıkmış bir şirketiz. Bu alanda ihracatta önemli başarılara imza atmış bir şirket olarak bu başarımızı, yerli ve milli teknolojilerle geliştirdiğimiz taktik mini İHA sistemleri ve siber güvenlik alanlarına da taşımak üzere hareket ediyoruz. Bu kapsamda Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya, 20’den fazla ülkede iş birlikleri, ihracat ve iş geliştirme faaliyetleri yürütüyoruz.
Donanmaların su üstü ve denizaltı platformlarının, daha efektif görevler yapması için tasarım, inşa ve modernizasyon faaliyetleri kapsamında, ihtiyaca özel özgün ve esnek mühendislik çözümler üretiyoruz. Ülkemiz savunması için çıktığımız yolda, bugün mühendislik tecrübelerimizi ve teknolojilerimizi dost ve kardeş ülkelere de aktarıyoruz.
Teknoloji transferi de içeren iş birliği kapsamında 2021 yılında Ukrayna Donanması için Korvet İnşasına başladık ve ilk korveti Ekim 2022’de İstanbul’da denize indirdik. Proje takvime uygun şekilde ilerliyor.
Pakistan Donanması için tasarladığımız, Türkiye’nin yurt dışına yapmış olduğu en büyük tonajda askeri gemi inşa projesi Pakistan Denizde İkmal Gemisi PNS MOAWIN’i Karaçi’de inşa ederek 2018 yılında teslim ettik. Yine Pakistan’ın sahip olduğu Fransız yapımı Agosta 90B Khalid Sınıfı Denizaltıların modernizasyonunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Başarılı bir şekilde yürüttüğümüz bu projeler sayesinde, Türkiye tarafından üretilecek 4 adet Ada Sınıfı Korvet Projesinde de ana tahrik sisteminin tedariki ve entegrasyonuna yönelik mühendislik kabiliyetiyle görev alıyoruz.
Taktik Mini İHA üretiminde, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kattığımız KARGU, geçtiğimiz yıl ihracat başarısına imza atmıştı. KARGU’ya farklı coğrafya ve ülkelerden yoğun talep geliyor. KARGU’yu şu ana kadar Güney Amerika’dan Asya kadar 10’a yakın ülkeye ihraç ettik. 15’e yakın ülke de ile görüşmelerimiz sürüyor. Hedefimiz 2023’te ciromuzun yüzde 50’sinden fazlasını ihracattan karşılamak.
Hedefleriniz dahilinde 2022 yılını nasıl değerlendirirsiniz?
Yürüttüğümüz tüm mühendislik alanlarında, 2022 yılına çok önemli başarılar sığdırdık. Askeri deniz platformları alanında özellikle yurt içinde birçok teslimata imza atarken, öncüsü olduğumuz taktik mini İHA üretiminde de yeni sistemlerimizi ordumuzun hizmetine sunduk.
Askeri deniz platformları alanında, ana yüklenicisi olduğumuz Test ve Eğitim Gemisi TCG UFUK’u Cumhurbaşkanımızın katıldığı törenle 2022’nin başında teslim ettik. TCG UFUK sahip olduğu özellikleri ile ülkemizin Mavi Vatan’daki mücadelesinde, önemli bir caydırıcı güç olacak. Donanmamızın envanterinde yer alan ve modernizasyon projesine dahil edilen 4 adet Preveze sınıfı denizaltılarda önemli görevlerimiz bulunuyor. Bu yıl, Preveze Sınıfı Denizaltılarda erken teslim faaliyeti ve kritik tasarım aşamasını başarıyla tamamladık. 2022’nin yıl başına yakın bir tarihte de, Lojistik Destek Gemisi Projesi’nin ilk gemisi TCG GÜNGÖR DURMUŞ (A-574)’u Deniz Kuvvetlerimize teslim ettik.
Bu yılın belki de bizim açımızdan en önemli gelişmesi şüphesiz, STM500 denizaltımızın üretimine başlamamız oldu. STM500 tamamen milli imkanlarla kendi kaynaklarımız ve mühendislerimiz tarafından dizayn edildi. Dünyada sadece sayılı ülkelerin üretimini yapabildiği, denizaltı torpido kovanlarının yer aldığı baş kısım “Section 50”yi Türkiye’de ilk kez milli imkânlarla STM mühendisliği ve koordinasyonunda ürettik ve yeni teslimatlarını Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza gerçekleştirdik. Sadece askeri deniz platformları değil, bu platformların başarıyla görev yapması için bazı alt sistemleri de yenilikçi ve milli anlayışımızla ürettik ve Donanmamızın kullanımına sunduk.
Yurt içinde bu gelişmeler olurken, ihracatta katma değeri yüksek projelerimize aralıksız devam ettik. Teknoloji transferi de içeren iş birliği kapsamında 2021 yılında Ukrayna Donanması için Korvet İnşasına başlamıştık. İlk korvetimizi İstanbul’da düzenlediğimiz ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin kıymetli eşi Olena Zelenska’nın da katılımı ile denize indirdik.
Taktik mini İHA üretiminde Türkiye’nin öncü şirketlerinden birisiyiz. Bu alanda geliştirdiğimiz Türkiye’nin ilk vurucu mini İHA’sı KARGU, yaklaşık 5 yıldır güvenlik güçlerimiz tarafından etkin şekilde kullanılıyor. Bu yıl yürüttüğümüz iş geliştirme faaliyetleri ile ürünümüzü 10’a yakın ülkeye ihraç etme başarısı gösterdik ve şu anda 15’e yakın ülke ise KARGU başta olmak üzere taktik mini İHA sistemlerimizden yakından ilgileniyor. Ayrıca bu yıl, KARGU’nun yeni teslimatlarını da Türk güvenlik güçlerimize yaptık. Milli gözcü İHA’mız TOGAN ve mühimmat bırakan İHA’mız BOYGA’nın teslimatlarına da bu yıl ilk kez başladık. Diğer yandan STM-ROKETSAN iş birliğinde geliştirmeye başladığımız Akıllı Dolanan Mühimmat Sistemimiz ALPAGUT’u ve SAHA EXPO’da ilk kez tanıttık. Mini İHA’larımızın GPS’ten bağımsız görev yapmalarını sağlayan ve dünyada sayılı ülkelerin üzerine çalıştığı bir teknolojiyi, nitelikli insan kaynağımız ile ülkemize kazandırdık. Bu kapsamda SSB öncülüğünde başladığımız KERKES Projesi’ni teslim ettik.
Türkiye’nin teknoloji odaklı ilk düşünce merkezi olan STM ThinkTech ile NATO’ya yazılım alanlarında yeni ihracatlar gerçekleştirdik. NATO’nun kriz anlarında karar süreçlerine destek olmak amacıyla geliştirdiğimiz karar destek sitemimizin 5. ve 6. Sözleşmelerini NATO ile imzaladık.
Siber güvenlik ve büyük veri alanında da önemli çalışmalarımız yıl içinde devam etti. Büyük veri alanında İthalat ve ihracatta belgelerin blokzincir ağı ile kayıt altına alınarak, dış ticaret süreçlerini hızlandıracak Türk Ticaret Zinciri Ar-Ge Projesi’nin ilk fazını tamamladık. NATO başta olmak üzere farklı kurum ve firmalarla yeni iş birliği sözleşmelerine ve iyi niyet anlaşmalarına imza attık. Bunların yanı sıra yurt içi ve yurt dışında 40’ın üzerinde fuara katılım sağladık ve ürünlerimizi sergiledik.
2023 yılı ile ilgili projeksiyonunuz nedir?
Yurt içinde başta askeri deniz platformları olmak üzere mini İHA sistemlerinde ve siber güvenlik-bilişim alanlarında, teslimatlarımıza ve projelerimize devam edeceğiz. Yurt dışında ise özellikle, Asya Pasifik, Güney Afrika, Türki Cumhuriyet’lerdeki pazar alanımızı genişleterek büyümek istiyoruz.
Bu çerçevede içerde, Cumhuriyetimizin 100. yılında güvenlik güçlerimizi yenilikçi ve milli platformlarla donatmayı sürdüreceğiz. Bu anlamda, Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG İSTANBUL (F-515)’u tasarlayan ve ana yüklenicisi olarak, gemiyi en az %75 oranında yerlilik oranıyla, 2023 yılında Donanmamıza teslim edeceğiz. Yapısı itibarı ile ADA sınıfı korvetlerden farklı bir yere sahip olan İstanbul Fırkateyni, üzerinde taşıyacağı silah elektronik sistemlerinde, büyük oranda yerli üretim sistemlerin kullanılması nedeniyle büyük önem taşırken, hava güdümlü mermi bulundurma ve fırlatabilme kabiliyeti ile de farklılaşıyor.
STM500’ün üretim aşamaları ile ilgili güzel haberler vermeyi planlıyoruz. Diğer yandan Lojistik Destek Gemisi Projesi’nin ikinci gemisi ÜTĞM. ARİF EKMEKÇİ de 2024’de teslim etmek için çalışmalarımıza 2023 yılında aralıksız devam edeceğiz. Pakistan’da yürüttüğümüz AGOSTA90B denizaltılarının modernizasyonunda önümüzdeki zamanda diliminde son gemiyi teslim etmeyi planlıyoruz.
Özellikle nokta operasyonlarda başarılı olan taktik mini İHA sistemlerinde, Türkiye’de öncüyüz. 2023 yılında da, Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı KARGU’nun yeni teslimatlarına ve farklı faydalı yük versiyonlarını hayata geçireceğiz. Mehmetçiğimizin sahadaki gücüne güç katacak sabit kanatlı vurucu İHA’mız ALPAGU da kara-deniz ve hava araçlarından atılması ve entegre edilmesi için yoğun bir uğraş içindeyiz. Bunun yanı sıra, KARGU’nun farklı faydalı yük versiyonları için faaliyetlerimiz devam ediyor. KARGU’ya RF Arayıcı Başlık ve zırh delici mühimmat entegrasyonumuz devam ediyor. Geliştirdiğimiz RF Arayıcı Başlık sayesinde KARGU, düşman radar ve elektronik harp sistemlerini tespit edip, zırh delici mühimmatla hedefini imha edebilecek.
STM olarak NATO’nun yüksek standartlarındaki beklentilerini her daim karşılayabilecek, çözümler geliştirecek donanım ve kapasiteye sahibiz. Diğer yürüttüğümüz faaliyet alanlarında olduğu gibi, yazılım, danışmanlık ve karar destek sistemi alanında öncü bir firma olarak, NATO gibi uluslararası askeri bir örgütün karargâh ve tatbikatlarına, geliştirdiğimiz çözümleri taşıyoruz ve önümüzdeki dönemde yeni iş birliklerine imza atacağımıza inanıyorum.
Türkiye’nin tam bağımsız savunma sanayii ve milli teknoloji hamlesine katkılar sunmaya, ordumuzu ve ülkemizi milli teknolojilerle donatırken, dost ve kardeş ülkelere de ihracatlarımızı artırarak, ülke ekonomimizi güçlendirmeyi sürdüreceğiz.