Afet sonrası gerçekleştirecekleri iletişim çalışmalarında markalar nelere dikkat etmeli, marka yöneticileri hangi mesajları vermeli, markalar rutinlerine ne zaman dönmeli?
Tüm toplumu derinden etkileyen deprem felaketinin ardından markaların kurumsal iletişim planlarını etkili şekilde yönetmesi oldukça önemlidir. Markalar için kurumsal iletişim planına dair önerilerimizi aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Markaların afet iletişimi sonrası deprem bölgesine ya da depremden etkilenen insanlara yardımlarına devam ediyorlarsa kamuoyuyla paylaşmalarında bir sakınca yoktur. İyiliğin sinerjisi topluma umut verecektir, dayanışmanın gücü sosyal psikolojimize olumlu etki yaratacaktır. Bu süreçte markalar ürün satmak, reklam yapmak refleksinden uzak durarak, kamuoyu vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde duyurular yaparak yol alabilirler. Mesajlar ve görseller toplumun kültürü ve değerleri ile uyumlu olmalıdır.
Afet Sonrası Markalar Rutinlerine Ne Zaman ve Nasıl Dönmeli?
Türkiye’de birçok özel ve kamu kuruluşu afetin meydana geldiği günden itibaren sosyal medya paylaşımlarını nasıl yapacağı konusunda kararsız kaldı. Yaptığı yardımları sosyal medya hesaplarından duyurmalı mı, basınla paylaşmalı mı gibi konularda net olamadı. Bazı markalar afet iletişiminde hatalar yaptı. Nasıl hatalardı bunlar? Planlanmış reklamlara ara vermemek, zamanlama hatası yaparak taziye mesajı paylaşmamak, e-mailing yoluyla reklamlara devam etmek, yardım adı altında gösteriş yapmak, vb. Şirketlerin deprem, benzeri afet ya da bir kriz öncesinde bir sosyal medya kullanma rehberi olması faydalıdır. Çünkü, beklenmedik bir anda markalar kriz yönetmek zorunda kalabilir. Bu nedenle yönetim seviyesinden, markanın kamuoyundaki algısına etki edebilecek tüm departmanların sosyal medya iletişimi eğitimi alması gerektiğini düşünüyorum.
Deprem sonrasında, markaların kriz yönetimi planlarını güncellemesi önemlidir. Kriz yönetimi planınızda, afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için neler yapabileceğinizi ve iletişim stratejinizi belirlemelisiniz. Kriz yönetimi planınızı güncel tutmak, afetzedelere hızlı ve etkili bir şekilde yardım etmenize yardımcı olabilir.
Markalar rutinlerine dönerken nasıl bir yol izlemeli?
Geldiğimiz nokta itibarıyla işletmelerin toplumun duygularını göz önünde bulundurarak, empati kurarak, gündemin dışında kalmayarak iş ve hayata dönüş kapsamında sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapmaları uygun olacaktır. Bu noktada halkla ilişkiler ajanslarının markalarını en doğru şekilde yönlendirmesi önem arz ediyor.
Markaların gerçekleştireceği etkinlik ya da iletişim çalışmalarında dikkat edilmesi gereken konular neler?
Markaların lansman ve etkinlik bütçelerini deprem bölgesine yönlendirdiğine tanıklık edebiliriz. Toplumun yas süresince (ortalama 6 ay) bir kesim kendi rutinlerine dönse de bir dönem daha kendini kötü hissedenler olacaktır. Bu nedenle marka iletişiminde kelimelerin gücünden doğru bir şekilde yararlanmak, neyi nasıl söylediğimize dikkat etmek önemli olacaktır. Umut vermeye özen göstermek ve depremzedelerin acısından fayda sağlıyor gibi görünmemek önemli olacaktır.
Normalleşme sürecine geçiş ve bu geçişin nasıl yapılacağı markaları endişelendiriyor. Aslında sürecin kısa dönemli değil, uzun vadeli bir dönüşüm olacağını kabul etmek gerekiyor. Afetlerin gündemdeki yüksek etkilerinin zamanla azaldığını önceki afetlerde de deneyimledik. Önemli olan bu geçiş sürecinde özenli davranmaktır. Reklamların Mart ayına doğru başlaması gündeme gelebilir ancak hangi ürünle, hangi söylemle, içerikle çıkılacağına dikkat etmek kaydıyla. Lüks, şatafat, fiyat, satış odaklı olmaktan uzak bir iletişim tercih edilmeli. Markalar büyük bir afet sonrasında basın organlarını meşgul etmemek için bir süre daha gündem dışı içeriğe sahip bülten servis etmemeye özen göstermeli.
Markaların vereceği mesajlar nasıl olmalı?
Deprem sonrası, markaların doğru mesajları vermesi çok önemlidir. Mesajınızın yalın ve net olması gerekir. Ayrıca, mesajınızın afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için neler yapabileceğinizi göstermesi gerekir. İnsanlar, markaların afetten etkilenen insanlara yardım etmek için ellerinden geleni yapacağına dair güven duymalıdırlar.
CEO’lar, liderler dergi röportajlarında deprem yardımları olarak yaptıklarından reklam amacı gütmeden fayda odaklı bir yaklaşımla söz edebilir, iş dünyasına birlikte çalışmak için çağrıda bulunabilir, beklenen olası depremler için yapmayı planladıkları hazırlıklardan söz edebilirler. Depremin yaralarını sarmak için sosyal sorumluluklar bundan sonraki aşamada önem kazanacaktır. Markanın toplumu iyi gözlemlediğine işaret ederek, empati kurarak, bu toplumsal sorununun yükünün hafifletilmesini iletişimlerinde temele alarak mesajlarını verebilirler. Bu sayede şirket değerlerine de atıfta bulunabilirler.
Deprem sonrasında, markaların sosyal sorumluluk projeleri oluşturması önemlidir. Sosyal sorumluluk projeleri, afetten etkilenen insanlara yardım etmek için değerli bir yoldur. Markalar, afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için farklı sosyal sorumluluk projesi oluşturabilirler. Deprem sonrasında, markaların değerlerini net bir şekilde belirtmesi önemlidir. Markanızın değerleri, toplumda bir bağlılık duygusu yaratır. Bu nedenle, markalar, afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için ne yaptıklarını ve markanın değerlerinin neler olduğunu net bir şekilde ifade etmelidirler.