Dardanel Yönetim Kurulu Üyesi ve Önen Gıda Genel Müdürü Ayşe Önen Özoğuz, “Dardanel olarak kuruluşumuzdan bugüne özel kategoriler yaratma vizyonumuzla hareket ediyoruz. Yenilikçi ürünlerimizle üretim yaptığımız dokuz kategorinin yedisinde pazar lideriyiz. Sıfırdan kategori oluşturmak zor olsa da güçlü AR-GE ekibimiz ve inovatif yaklaşımımızla başarıyı yakalıyoruz” dedi.
İlk konserve ton balığını Türkiye ile tanıştıran Dardanel, Çanakkale’de kurulduğu 1984’ten bugüne genişlettiği deniz ürünleri işleme ve satış ana faaliyet alanlarında istikrarlı şekilde ilerliyor.
Kurulduğu günden bugüne sektöründe öncü rol üstlenen Dardanel ürün ve hizmet kategorilerinde yeni markalar oluşturuyor. Ön görülü ve akılcı stratejik girişimlerde bulunarak, küresel çaptaki deniz ürünleri sektöründe katma değerli ürünleriyle hem yerel pazarda hem de uluslararası arenada kendisini kanıtlamış durumda.
40. yaşını kutlayan Dardanel, kaliteden taviz vermeden büyümeyi sürdürürken; çevre ve insan dostu yaklaşım ve yatırımlarıyla da dikkatleri çekiyor. Özellikle sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarına büyük önem veriyor. Ciddi oranda kadın istihdamı yaratarak, ürünlerini modern tesislerinde üreterek tüketicisine ulaştırırken; gıda sektöründe güvenilir bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Beş yıllık ciro ve ihracat planlamalarına göre; cirosunu 400 milyon dolara ve 38 ülkeye olan ihracatını da 2.5 katına katlamayı hedefliyor. Hayata geçirdikleri kapasite artırma çalışmaları tamamlandığında cironun 1 milyar dolar üzerine çıkacağını ön gören Dardanel Yönetim Kurulu Üyesi ve Önen Gıda Genel Müdürü Ayşe Önen Özoğuz ile sektörü, grubun faaliyet alanlarını, hedeflerini ve sosyal sorumluluk projelerini konuştuk.
Ayşe Hanım, öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Lise sona kadar eğitimimi Türkiye’de tamamladım. Fransız Lisesi’nden mezun olduktan hemen sonra Amerika’ya gittim. Babson College’da işletme ana dal ile pazarlama ve girişimcilik çift yan dal yaptım. Boston’daki eğitimimin ardından New York’ta WPF Group’a ait MEC Global reklam ajansında medya planlama ve satın alma departmanında çalıştım. 2016’da Türkiye’ye döndüm ve aile şirketimizde ithalattan sorumlu dış ticaret yöneticisi olarak göreve başladım. Burada su ürünleri satın alımı, tedarikçi görüşmeleri ve gümrük işlemleri alanlarında bulundum. Ardından şirketimizin restoran zinciri olan Dardenia’nın operasyonlarına katıldım ve sonrasında ekonomik ve ulaşılabilir fast food deniz ürünleri konsepti olan I Love Fish markasını oluşturduk. I Love Fish’te franchise modeli ile hızla ilerliyoruz, hatta son iki ayda üç yeni restoran açtık ve yakında on yeni lokasyona ulaşmayı planlıyoruz. Türkiye genelinde ve uluslararası arenada büyüme hedeflerimiz doğrultusunda; özellikle balık fast food alanında fark yaratmayı ve dünya çapında marka olmayı amaçlıyoruz. Türkiye’nin balık ihracatında sunduğu avantajları değerlendirerek, pazardaki açığı göz önünde bulunduruyoruz. Bu alanda çok önemli bir potansiyel görüyoruz ve açığı doldurabileceğimizi düşünüyoruz.
Grup şirketimizde üstlendiğim görevlere dönecek olursak; en son dondurulmuş deniz ürünleri ile Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki iki fabrikamızdan çıkan suşi ve sandviç gibi soğuk zincir hazır gıda kategorileri üretimini gerçekleştirdiğimiz Önen Gıda şirketine geçtim ve şu an Genel Müdürüyüm. Öte yandan 2020’de satın aldığımız Yunanistan’ın köklü deniz ürünleri markası Kallimanis’in Operasyonlarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliğini sürdürüyorum.
I Love Fish markanızın franchise kriterlerini paylaşabilir misiniz?
Franchise ve restorancılık alanında deneyimli adaylar arıyoruz. Şimdiye dek franchise verdiğimiz yatırımcılar, farklı restoran markalarını başarıyla işletmiş girişimciler. Yatırımcılarımızla uzun vadeli iş birlikleri kurmayı amaçlıyor, tek bir şubeyle sınırlı kalmayıp, bizimle birlikte beş ila altı yeni lokasyonda daha çok şube açma potansiyeline sahip olmalarını hedefliyoruz. Bu bağlamda güzel bir başlangıç yaptık, ancak büyüme sürecinde temkinli ilerliyoruz.
“1984’TE BAŞLADIĞIMIZ SERÜVENİN 40. YILINI KUTLUYORUZ”
AR-GE ve inovasyon çalışmalarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
AR-GE ve inovasyona verdiğimiz önem her zaman işimizin merkezinde yer aldı. Şu anda Çanakkale’deki fabrikamızda 34 mühendisin çalıştığı güçlü bir AR-GE merkezimiz bulunuyor. Ürünlerimizi tüketicimize sunmadan önce titiz bir süreçten geçiriyoruz. Bu sayede yenilikçi ürünlerimizle dokuz kategorinin yedisinde pazar lideriyiz.
Sıfırdan kategori oluşturmak zor olsa da güçlü AR-GE ekibimiz ve inovatif yaklaşımımızla başarıyı yakalıyoruz. Sürekli yeni ve katma değerli ürünler geliştirmek için çalışıyoruz ve çabalarımız uluslararası ödüllerle de taçlandırılıyor. Örneğin; ambalaj teknolojilerimizde kullanılan açılır kapaklar ve skin pack’ler için AR-GE ödülleri aldık. Son olarak, zeytinyağlı ton balığı ürünümüzle “Üstün Lezzet Ödülü” gibi uluslararası prestijli ödüllere layık görüldük. Markamızı ve ürünlerimizi güçlendirmek adına AR-GE konusu bizim için çok önemli.
Dardanel olarak 1984’te başladığımız serüvenin 40. yılını kutluyoruz. Kuruluşumuzdan bugüne özel kategoriler yaratma vizyonumuzla hareket ettik; konserve ton balığı çeşitlerimiz haricinde Türkiye’nin ilk paketli sandviçi ve paketli suşi gibi yeni alanlara adım attık. Suşi kategorisinde “Onigiri” adını verdiğimiz yeni bir ürün çıkardık; üçgen şeklinde pirinç dolgulu ve dışı yosunla kaplı sandviçler. Bu ürün ilk andan itibaren büyük ilgi gördü ve genç jenerasyondan özellikle olumlu geri bildirimler aldık. Onigiri geçtiğimiz yıl En Yenilikçi Artizan Ürün ödülünün de sahibi oldu.
Bu yıl ciddi yatırımlar yaparak, kapasitemizi artırdık ve pazarımızı genişlettik. Ancak +4 derecede soğuk paketli ürünlerimiz hızlı ve pratik tüketime yönelik üretildiğinden ihracat yapmak güç olabiliyor; gümrük prosedürleri ve sınırların varlığı süreci zorlaştırıyor. Bunun üstesinden gelmek için Yunanistan’da bir suşi fabrikası kurma kararı aldık ve üretim testleri yapıldı. Eylül ayında Yunanistan’da lansman yaparak, ürünlerimizi “Sushida” markamızla tanıtacağız. İlk aşamada Yunanistan’dan Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapacağız.
Dardanel AR-GE ekibimiz, know-how ve birikmiş tecrübesi ile Yunanistan’daki lokal AR-GE ekibimizle beraber çalışıyor. Bu bağlamda ton balığı ve suşi kategorilerimizde hem Yunanistan hem de yakın coğrafyalarda ihracat potansiyelimizi artırmayı hedefliyoruz.
Kendi lojistik şirketinizden de bahseder misiniz?
2019’da kurduğumuz Dardanel Dağıtım Şirketi sayesinde özellikle sandviç kategorimizde büyüme gösterdik. Raf ömrü on ila yirmi gün arasında değişen ürünlerimizde güçlü dağıtım ağımız büyük önem taşıyor. Türkiye genelinde 81 ile hizmet veriyoruz ve üç rejimli teslimat yapabilen nadir dağıtım şirketlerinden biriyiz; yani hem +4 derece ila -18 derece hem de ortam koşullarına uygun ürün dağıtımı yapma kapasitesine sahibiz. Dağıtım gücümüz, suşi gibi yeni kategorilerin ivmelenmesinde de önemli bir parametre olarak karşımıza çıkıyor.
Yunanistan’daki yatırımlarınızı da kısaca aktarabilir misiniz?
2020’de başlayan ve 2022’de tamamlanan satın alma sürecimizle Yunanistan’ın köklü deniz ürünleri markası Kallimanis’i bünyemize kattık. Atina’ya iki saat mesafede Aigio şehrinde bulunan fabrikalarımızda dondurulmuş deniz ürünleri üretimine devam ediyoruz. Kallimanis, yıllar boyunca dondurulmuş deniz ürünleri kategorisinde pazar lideri konumundaydı. Bu güçlü markanın yanına konserve ton balığı ve suşi ürünlerimizi de ekleyerek, ürün portföyümüzü genişlettik. Yunanistan’daki operasyonlarımıza 20 milyon euro’luk yatırım yaparak, bir yıl içinde ciromuzu yüzde 100 artırdık.
Deniz ürünleri sektörü, Yunanistan’da Türkiye’nin beş katı büyüklüğünde ve çok büyük dondurulmuş deniz ürünleri pazarına sahip. Bu önemli bilgiyi bölgeye giriş yapınca öğrendik ve ihracatımıza başladık. İlk ihracatımızı Almanya’ya gerçekleştirdik. Yine Yunanistan’la ilişkileri sıcak ve yakın yakın ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar Kallimanis markalı ürünlerimizi yavaş yavaş pazara sunuyoruz.
Yunanistan’da hem Dardanel hem de Kallimanis markalarımızın kullanımını, bölgedeki ürün portföyüne ve hedef pazarların dinamiklerine göre ayarlıyoruz. Yunanistan’ın en büyük avantajı da gümrük süreçlerinin kolay olması ve nakliyenin sorunsuz yapılabilmesi. Bu nedenle ilk hedef pazarlarımız, Avrupa Birliği ve Amerika. Özellikle Amerika’da Yunanistan’ın bilinirliği ve adı anılınca akla deniz ürünlerinin gelmesi, Kallimanis markamız için önemli bir pazar potansiyeli sunuyor.
Dardanel’in ihracatıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Bugün ihracatımızın büyük çoğunluğunu Dardanel markamızla gerçekleştiriyoruz. Kallimanis markamız ise daha çok yeni ve odak noktası hem taze hem de dondurulmuş deniz ürünleri, özellikle Yunanistan’a özgü ahtapot ve kalamar gibi ürünlerle özdeşleşmiş bir marka. Bugün 38 ülkeye ihracat yapıyoruz ve bu ülkelerin çoğunda belirttiğim gibi Dardanel markamızla faaliyet gösteriyoruz. Bu şekilde markalarımız birbirinin önünde değil. Her markamızın büyüyeceği farklı alanlar var ve bu sinerjiden faydalanarak pazarı genişletmeyi hedefliyoruz.
Dardanel Dış Ticaret şirketimizi kuracağız. Burada hedefimiz, yurt dışından gelen gelirlerimizi, toplam ciromuzun yüzde 50’sine çıkarmak. Şu anda bu oran yüzde 15 seviyelerinde ve beş yıl içinde yüzde 50’ye çıkarma hedefimiz var. İhracat faaliyetlerimizi tamamen ayrı bir şirket olarak yapılandırırken; grup genelindeki tüm ürünlerimiz için ürün ve kategoriye göre pazar geliştirme stratejilerine odaklanacağız. Yunanistan’da zaten mevcut olan lokal ekibimiz, ihracat operasyonlarını yönetiyor, ancak yeni şirketimizde bu stratejiyi daha da geliştirecek yetkin ekiplerle çalışacağız.
Sahip olduğunuz markalarla ilgili kısaca bilgi verir misiniz?
Firma olarak markalaşmaya büyük önem veriyoruz. Kategorilerimizde farklı markaları öne çıkarmak istiyoruz. Ancak Dardanel’in sunduğu güven ve kalite algısı tüketici tarafında çok yüksek olduğundan tüm markalarımızın etiketlerinde yer almaya devam edecek. Sandviç kategorisindeki “Mr. No” markamız, genç ve eğlenceli bir imaja sahip. 2005’te başladığımız sandviç işinde şu an pazar lideriyiz ve bu yıl 50 milyon adet üretim hedefliyoruz. Hatta bu markamız altında seyahat halinde pratik, sağlıklı ve doyurucu hazır gıda ürünlerimiz olan humus, kraker ve kruton gibi ürünleri de üretme hedefinde.
“Sushida” ise suşi ve Uzakdoğu lezzetlerine odaklanarak, kendine özgü yer ediniyor. “Jazzy” ise evcil hayvan yaş mamaları üretimine odaklanan bir markamız. Bu güncel projelerimizde ton balığı ve diğer kaliteli balıklarımızı değerlendirerek, özellikle konserve teknolojisi ile üretim odaklı çalışmalar yapıyoruz. Uzman ekiplerle birlikte farklı reçeteler geliştiriyoruz, örneğin “Zero Grain” olarak tanımladığımız tahılsız ve yüksek protein içerikli ürünlerimiz mevcut.
Evcil hayvanlara yönelik ürünleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Evcil hayvan ürünleri pazarı çok ciddi büyüyor, özellikle pandemiden sonra sahiplenmelerin artmasıyla ürün talepleri de artış gösterdi. Evcil hayvan pazarının büyüme potansiyelini öngörerek, bu alana yavaş yavaş adım atıyoruz ve bu alanda da başarılı olacağımıza inanıyoruz.
“ÇALIŞANLARIMIZIN % 66’SI KADIN”
Yunanistan tesisiniz dahil direkt istihdamınız nedir?
Şu anda 3500 çalışanımız bulunmakta ve bu sayının yüzde 66’sı kadınlardan oluşuyor. Üretim sektöründe kadın istihdamı konusunda öncü konumdayız. Yeni yatırımlarımızla birlikte Çanakkale bölgesindeki istihdam oranımızın daha da artacak. Bölgede iş gücü ve ekonomik değer potansiyelimizin artması, kuruluş olarak bizi son derece memnun ediyor.
Üniversite-sanayi iş birliği alanındaki çalışmalarınızı da öğrenmek isteriz…
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile yakın iş birliği içindeyiz ve çeşitli projelerde birlikte çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik, çevre ve eğitim konularında dirsek temasındayız. Ayrıca kendi bünyemizde hayata geçirdiğimiz Engineer Development Program (Mühendis Geliştirme Programı) ile genç mühendisleri geleceğe hazırlıyoruz. Programla yeni mezunları iş hayatına hazırlarken, gençlere profesyonel bakış açısı kazandırıyor, üniversitede aldıkları teorik bilgileri pratiğe dökme imkanı veriyoruz. Program sonunda başarılı performans sergileyen genç mühendisler ise şirket kadrosunda yer alma şansı sunuyoruz.
Denizlerimizdeki çevresel tehditler ve iklim krizi, sürdürülebilir balıkçılığı daha da önemli hale getiriyor. Dardanel’in konuyla ilgili hassasiyeti nedir?
Doğa olayları ve iklim krizinin etkilerini ciddiye alarak tedarik zincirimizde sürdürülebilir balıkçılığı ön planda tutuyoruz. Ton balığı gibi doğal avlanan balıkları, sadece sürdürülebilir firmalardan temin ediyoruz. Dolphin Safe gibi sertifikalarla balıkların diğer deniz canlılarına zarar vermeden yakalanmasını sağlıyoruz. Ayrıca ASC ve MSC gibi sertifikalarla belgelenmiş sürdürülebilir balıkçılık ve yetiştiricilik yöntemlerine sahip tedarikçilerle iş birliği yapıyoruz. Bu şekilde balıkçılık faaliyetlerinin çevresel etkilerini minimize ederek, doğal kaynakları koruma yolunda adımlar atıyoruz.
Şirket olarak, çevresel etkileri minimize etmek için elimizden geleni yapıyoruz ve tedarikçilerimizden de aynı sorumluluğu bekliyoruz. Bu bağlamda deniz kaynaklarının sürdürülebilirliğini korumaya katkı sağlıyoruz.
Kurum olarak, doğanın korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için taşıdığımız sorumluluğun bilincindeyiz. Bu nedenle, çevresel etkileri azaltma ve kaynakları verimli kullanma konularında sürekli olarak ilerlemeye ve gelişmeye odaklanıyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerinizi de paylaşabilir misiniz?
Grubumuz, sosyal sorumluluk projelerine büyük önem veriyor. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile birlikte yürüttüğümüz “İyilik Yap, Denize At” projesi sosyal sorumluluk kapsamında önemli bir girişimimiz. Bu yıl üçüncü yılına girecek projemiz kapsamında; her yıl bebek ıstakozları Çanakkale Boğazı’na salarak, ıstakoz popülasyonunu artırmayı hedefliyor, doğal bir habitat oluşturuyoruz. Bu bölgede ıstakozların yaşayabilmesi ve ekosistemi yeniden oluşturabilmek için çaba gösteriyoruz.
Çanakkale Boğazı’nda eskiden ıstakozlar bulunduğunu, ancak zamanla popülasyonun azaldığını biliyoruz. Bu nedenle her yıl ıstakozların doğal yaşam alanlarını korumayı ve artırmayı amaçladık. Dalgıçlarımızın desteğiyle ıstakozların yaşayabileceği bir ortam yarattık ve bu süreci takip ediyoruz. Doğal ekosistem içinde beslenen ıstakozların gelişimini desteklemek ve popülasyonlarını artırmak adına projemiz düzenli devam edecek.
Çanakkale bölgesinde futbolun destekçisi olmayı da sürdürüyoruz. Futbol, genellikle erkek egemen bir spor olarak bilinirken, bölgemizdeki kız çocuklarımızı da teşvik etmek ve desteklemek amacıyla Dardanelspor Kadın Futbol Takımını kurduk. Bu sosyal sorumluluk projemiz üç yıldır aktif ve şampiyonluk hedefliyoruz.
Eğitim, kültür-sanat ve spor alanlarında çeşitli faaliyetler düzenliyoruz ve birçok farklı kurumla iş birliği yapıyoruz. Kısaca Çanakkale’den kazandıklarımızı geri verme misyonuyla hareket ediyoruz.
Grubunuz açısından 2023 nasıl bir yıldı, 2024’ün ilk yarısı nasıl geçti, yıl sonu öngörü ve beklentileriniz neler?
2023 yılında ciromuz 6,5 milyar TL, brüt karımız ise 1 milyar TL olarak gerçekleşti. 2024 yılında Dardanel Grubu’nu dolar bazında yüzde 45 büyüterek yılı 400 milyon dolar net satış ile kapatmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte dünyanın en büyük deniz ürünleri üreticileri arasında ilk 5 arasında yer almak, sağlıklı, pratik, katma değerli ürünler üretmeye ve yenilikçi ürünlerimiz ile dünyaya açılmaya devam edeceğiz.
Bu hedeflere odaklanarak, güzel bir yıl geçirmeyi planlıyoruz. Ancak ileriye yönelik daha da büyüme potansiyelimiz olduğunu görüyoruz. Kapasitelerimiz doluyor, siparişlerimiz artıyor; bu nedenle Edirne Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni bir yatırım planlıyoruz. 120 bin metrekarelik alan üzerine yayılmış üç farklı fabrika kuracağız ve yaklaşık 250 milyon dolarlık bir yatırım yapacağımızı öngörüyoruz. Yeni yatırım ile ek olarak, 600 milyon dolarlık bir ciro daha elde etmeyi hedefliyoruz. Böylece toplamda 1 milyar dolar ve üzerine çıkacak ciro hedefimiz söz konusu. Fabrikanın ilk fazının en erken 2025 yılında tamamlanmasını planlıyoruz. Yatırımımız, 60 bin metrekarelik bir fabrika ile 30’ar bin metrekarelik iki farklı fabrikayı içerecek şekilde kademeli olarak gerçekleştirilecek. İleriye dönük planlarımız, büyüme ve kapasite artışı odaklı devam ediyor.