Kurumsal sürdürülebilirlik günümüzde işletmeler için giderek önem kazanan bir konu haline gelmiş durumdadır. Bugün kamu ve özel sektör kuruluşlarının çok önemli bir bölümü, çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini değerlendirirken, sürdürülebilirlik stratejileriyle ilgili kritik kararlar almak zorundadır.
Bu süreçte danışmanlık ve koçluk hizmetleri, şirketlere yol gösterme ve destek sağlama noktasında önemli bir rol oynamaktadır.
Her ne kadar literatürde ve piyasada bu iki hizmet birbiriyle aynı süreci ifade ediyormuş gibi algılansa da pratikte aralarında bazı temel farklılıkların olduğunu belirtmekte fayda var.
Danışmanlık, daha çok uzmanlık ve deneyim temelinde gerçekleşen bir süreçtir. Bir kurumsal sürdürülebilirlik danışmanı, hizmet verdiği kuruluşun ihtiyaçlarını değerlendirir, mevcut durumu analiz eder ve sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemek için çözüm önerileri sunar. Danışmanlar genellikle belirli bir konuda uzmanlaşmış kişilerdir ve geniş bir bilgi birikimine sahiptir. Şirketlere kurumsal sürdürülebilirlikle ilgili spesifik stratejiler ve uygulamalar geliştirme, raporlama sistemleri oluşturma ve sürdürülebilirlik performansını değerlendirme gibi konularda danışmanlık sağlarlar. Danışmanlar, şirketin dışından objektif bir perspektif sunar ve mevcut durumu gözden geçirerek en iyi uygulamaları belirlemeye yardımcı olur.
Koçlukta ise durum biraz daha farklıdır. Koçluk, ağırlıklı olarak kişisel gelişim ve performansı artırma odaklı bir süreçtir. Bir sürdürülebilirlik koçu, kuruluşun içindeki çalışanlara rehberlik eder ve onların kendi potansiyellerini keşfetmesine ve hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur. Kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunda koçluk süreçleri, yöneticilerin liderlik yönlerini geliştirme, ekip çalışmaları, iletişim ve motivasyon gibi becerileri güçlendirmeyi amaçlar. Koçlar, kurumsal sürdürülebilirlikle ilgili her faaliyette çalışanları destekler, onları dinler, geri bildirimleri derler ve etkili stratejiler geliştirmelerine yardımcı olur. Bu noktada, çalışan dediğimiz gruba şirketlerde yönetici pozisyonunda da olan her seviyeden kişiyi dahil ettiğimizi göz ardı etmeyelim. Koçluk süreçleri genellikle bir süreklilik arz etmek zorundadır ve çalışanların potansiyelinin tam olarak ortaya çıkarılmasını sağlar.
Kurumsal sürdürülebilirlik süreçlerinde danışmanlık ve koçluk hizmetleri arasındaki temel farklardan biri, şüphesiz odak noktasıdır. Danışmanlık, şirketin genel sürdürülebilirlik stratejisini oluşturma ve uygulama sürecine odaklanırken koçluk, çalışanların bireysel gelişimine ve performansına odaklanır. Danışmanlık, dışarıdan gelen bir uzmanın perspektifini sunarken koçluk, kurum içerisinden gelen bir rehberlik sürecidir. Bu iki süreç arasındaki bir diğer fark ise süreçlerin yapısıdır. Danışmanlık genellikle belirli bir projenin veya hedefin başarılmasına yönelik bir süreçtir ve daha ziyade kısa ve orta vadeli sonuçlar elde etmeyi hedefler. Koçluk ise daha uzun soluklu bir yolculuktur ve kişisel gelişim üzerinde yoğunlaşır. Koçluk, sürekli geri bildirim ve destek sağlamayı gerektiren ve bu yönüyle her çalışan ve yönetici için süreklilik arz eden bir hizmettir.
Danışmanlık ve koçluk faaliyetleri, kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunda birbirini tamamlayan yaklaşımlardır, fakat asla birbirinin yerine geçen süreçler değildir. Danışmanlık, kuruluşun sürdürülebilirlik stratejilerini oluşturma ve uygulama konularında uzmanlık desteği sağlar. Bu sayede şirketler tabiri caizse Amerika’yı yeniden keşfetmek zorunda kalmazlar. Özellikle sürdürülebilirlikle ilgili denetim, ürün doğrulama, raporlama, eylem planları oluşturma, sertifikasyon vb. gibi spesifik çalışmalarda danışmanlık hizmeti süreçleri çok daha hızlı hale getirir ve kolaylaştırır. Koçluk ise çalışanların kurumsal sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığını ve bilgisini artırır, kişisel gelişimlerini destekler ve performanslarını artırır. Bu sayede sürdürülebilirlik şirket içerisinde sadece bir politika ve heef olmaktan çıkar ve kurumsal kültür halini alır. Şirketin üst yönetiminden en alt seviyeye kadar herkeste kurumsal sürdürülebilirlik bilinci oluşur; kurumsal vizyon ve misyon bu doğrultuda belirlenir.
Kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunda danışmanlık ve koçluk, özünde önemli farklılıklar barındıran süreçlerdir. Fakat bu yolculuğa yeni çıkacak olan veya rakiplerine göre çok daha ileride olan şirketlerin danışmanlık ve koçluk süreçlerini keskin bir tercih yapma lüksleri pek yoktur; zira bu iki süreç günün sonunda birbirini tamamlayan süreçlerdir. İster birkaç kişinin çalıştığı ufak bir işletme olsun, ister bir KOBİ ya da binlerce kişinin çalıştığı büyük bir şirket olsun, şirketin sürdürülebilirlikle ilgili ihtiyacı ne ise ona uygun bir danışmanlık ve koçluk hizmetleri planlanmalıdır. Yine de bir farktan söz etmek istiyorsak şunu söyleyebiliriz. Sürdürülebilirlik yolculuğunuza yeni başlayan şirketler, genellikle uzman bilgisine ihtiyaç duyduğundan bu şirketler için danışmanlık desteği iyi bir çözüm olabilir. Öte yandan sürdürülebilirliğe kendini adamış ancak bunu kuruluş bünyesine kalıcı olarak yerleştirmek için yardıma ihtiyaç duyan şirketler için koçluk süreci daha iyi bir seçenektir. Bu iki sürecin nihai hedefi birbiriyle tutarlı olmakla beraber her iki süreç kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunun farklı noktalarına odaklanmaktadır.