
2025 yılının Nisan ayında 3500 dolar seviyesini gören ons altın daha yılın ilk dört ayı bile dolmadan 2024 yıl sonu fiyatı olan 2623 dolar seviyesine göre yüzde 33 oranında getiri sağlamıştı. Nisan ayından sonra ise ons altındaki yukarı yönlü eğilim yerini yatay bir seyre bıraktığını izledik. Son üç aydır 3120 – 3500 dolar aralığındaki bantta seyreden ons altın, yılın ilk dört ayındaki yükseliş sonrası bu bantta konsolide olurken, bu süreçte özellikle ABD’nin gümrük tarifelerine yönelik endişelerden beslenmeye devam etti. Küresel piyasalarda tarife belirsizliği sürerken ons altının aşağı yönde 3300 doların altında yukarı yönde ise 3400 doların üzerinde kalıcı olmadığını izliyoruz. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında 3400 doların üzerini test eden ons altın bu üç denemenin tamamında 3400 doların üzerinde sadece birer günlük kapanış alabildi. 3400 doların üzerinde iki günlük kapanış almayı ise bu üç denemenin hiçbirinde başaramadı. Özetle ons altında 3500 dolar zirvesinin aşılması ve yeniden yükseliş trendine geçilmesi için 3400 doların üzerinde kalıcılık sağlanmasına ihtiyaç var.
Haziran ayı ortalarında İsrail – İran arasında alevlenen savaş ons altını 3400 doların üzerine taşımıştı. Ancak bu savaş çok uzun sürmedi. Dolayısıyla ons altındaki fiyatlama olan etkisi de geçici oldu. İsrail’in 13 Haziran tarihinde İran’a sürpriz saldırısıyla başlayan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın sürece müdahil olmasıyla 24 Haziran sabahı yürürlüğe giren ateşkes ile noktalanan savaş süreci, tarihe “12 Gün Savaşı” olarak geçti. ABD’nin bölgedeki savaşa doğrudan müdahil olması ve 22 Haziran Pazar gününün erken saatlerinde İran’daki üç nükleer tesisi olan Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerini vurması dikkat çekiciydi. İran’ın ABD’nin bu saldırısına olan yanıtı ise zayıf kaldı. ABD’ye karşılık olarak İran, Katar’daki ABD hava üssü El-Udeid’e dar kapsamlı bir füze saldırısı düzenledi. ABD Başkanı Trump’ın zayıf olarak tanımladığı saldırıda kullanılan 14 füzenin 13’ünün düşürüldüğünü açıklandı. 12 Gün Savaşı’nın finansal piyasalara olan etkilerinin ortadan kalkması ile finansal piyasalarda Temmuz ayında en önemli gündem yeniden ABD’nin gümrük tarifeleri ve Fed politikaları olmuş durumda. ABD Merkez Bankası (Fed) bu yıl gümrük tarifelerine yönelik belirsizliklerin ABD ekonomisine etkilerini tahlil edebilmek adına faiz indirimleri konusunda son derece temkinli bir duruş sergiliyor. Yılın ilk dört FOMC toplantısında faiz oranını sabit bırakmayı tercih eden Fed yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump’ın doğrudan hedefinde olmaya devam ediyor. Faiz oranlarının indirilmesi konusunda geç kalındığını savunan Trump, her fırsatta Fed Başkanı Jerome Powell’ı eleştirmeye devam ediyor. Powell’ı oldukça sert bir dille eleştiren ve faiz indirimi için baskı yapan Trump, zaman zaman hakarete varan söylemlerden de kaçınmıyor. Trump – Powell gerilimi Temmuz ayına damga vuran en önemli gelişmelerden biri olurken son haftalarda önce Powell’ın yerine gelecek adayın şimdiden belirleneceği haberi, sonra da Fed’in genel merkez binasının tadilat sürecinde yapılan yüksek harcamalarda yolsuzluk şüphesi sebebi ile Başkan Powell’ın görevden alınabileceği haberi piyasalarda endişelerin artmasına sebep oldu ve ons altını destekledi diyebiliriz. Ancak bu endişeler Trump’ın son açıklamaları ile hafifledi.
1 Ağustos 2025 tarihi, Trump’ın açıklamalarına göre gümrük tarifelerine yönelik müzakerelerin biteceği tarih olacak. Bu tarih yaklaşırken ABD ile ticaret hacmi yüksek birçok partneri arasında ticaret anlaşmaları yapılabilmiş durumda değil. Bu nedenle tarife belirsizliği küresel piyasalarda en önemli endişe unsuru olmaya devam ediyor. ABD yönetimi, Avrupa Birliği ile bir anlaşmanın sinyallerini vermiş olsa da henüz somut bir anlaşma sağlanamadı. 1 Ağustos tarihinde tarife oranları kesinleşip tarife belirsizliği ortadan kalksa bile tarifelerin tüketici fiyatları üzerindeki etkileri yeni yeni ortaya çıkmaya başlıyor. ABD’de yıllık enflasyon son açıklanan Haziran ayı verisine göre yüzde 2,7 seviyesine yükseldi. Beklenenden yüksek gelen veri sonrası Fed’in faiz indirimi konusundaki temkinli duruşunu sürdürmesini ve ilerleyen ayların verilerini takip ederek Eylül ayındaki toplantıda şartların uygun olması halinde faiz indirimlerine başlamasını bekliyoruz. Fed’den bu yılın son üç toplantısının ikisinde 25’er baz puanlık indirimler halinde toplam 50 baz puanlık faiz indirimi bekleniyor. Yılın geri kalanında ABD’de faiz indirimlerini destekleyecek veriler ons altını yukarı yönlü etkileyebilecekken, aksi yönde gelecek veriler de satış baskısına sebep olabilir. 3120 doların altında günlük kapanışlar gelmesi halinde ons altında 3000 doların altına doğru yaşanabilecek geri çekilmelere de hazırlıklı olmakta fayda var. Yılın geri kalanında tarifelere yönelik endişelerin hafiflemesi ons altında yukarı yönlü ivmenin zayıflamasına sebep olabilir.
