
2025 yılı temmuz ayı itibariyle petrol piyasasında denge arayışı sürerken, fiyatlamalar üzerinde belirleyici olan temel unsurlar jeopolitik gelişmeler ve arz tarafındaki kararlar olmaya devam ediyor.
İsrail ile İran arasındaki gerginliğin yerini ateşkese bırakması, petrol fiyatlarını aşağı yönlü baskılayan temel faktörlerin başında geldi. Bununla birlikte, OPEC+ üyesi ülkelerin üretim artışına gitme kararı da fiyatlardaki düşüşü destekleyen bir diğer unsur oldu. Ancak son dönemde İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’ı hedef alması ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle Rusya’ya karşı 18. yaptırım paketini onaylaması, petrol piyasasında yeniden risk iştahının yükselmesine neden oldu.
Haziran ayında İsrail ile İran arasında tırmanan gerilim, petrol fiyatlarında ciddi bir yükseliş ivmesine yol açmıştı. Bu yükselişin ardından ateşkes haberlerinin yayılmasıyla Brent petrol fiyatı 66.00 seviyelerine kadar geriledi. Fiyatlamalar geçtiğimiz aydan bu yana bölgedeki gelişmelere göre şekillenmeye devam ediyor. Henüz resmiyet kazanan bir ateşkesin bulunmaması, fiyatları yeniden yukarı yönlü tetikleyebilecek potansiyel bir risk unsuru olarak öne çıkıyor.
OPEC+ üyeleri, savaşın etkisiyle petrol fiyatlarında yaşanan sert dalgalanmaların ardından 4 Temmuz Cumartesi günü gerçekleştirdikleri toplantıda, ağustos ayında petrol üretimini temmuz ayına göre günlük 548 bin varil artırma kararı aldı. Ancak bu karar, piyasalarda kalıcı bir etki yaratmadı. 30 Haziran itibariyle sınırlı bir yükseliş eğilimi petrol piyasasında gözlenirken, OPEC+ grubunun 3 Ağustos’ta gerçekleştireceği bir sonraki toplantı dikkatle izlenecek. Savaş etkisinden arındırılmış bir ortamda bu toplantıdan çıkacak kararlar, fiyatlar üzerinde belirleyici olabilir.
Avrupa Birliği’nin Rusya’ya karşı onayladığı yeni yaptırım paketi, piyasadaki risk iştahını artıran bir diğer gelişme oldu. Bu yaptırımlar, Rus ham petrolünden rafine edilen ürünleri ihraç eden Hindistan merkezli Nayara Energy şirketini de kapsıyor. Orta Doğu’daki belirsizliğin sürdüğü bu dönemde, Rusya’ya yönelik yaptırımların petrol arzını olumsuz etkileyebileceğini düşünüyoruz. Yaptırımların kapsamının genişlemesi halinde, piyasada yukarı yönlü hareketin hız kazanması ve risk iştahının yüksek seyretmesi beklenebilir.
Teknik açıdan Brent Petrol’de 68.70 desteği üzerinde fiyatlama devam ettiği sürece güçlü görünümün korunmasını bekleriz. Bu seviye ana destek bölgesi olarak karşımıza çıkıyor. 68.70 seviyesinin kırıldığı senaryolarda 50 günlük hareketli ortalamanın bulunduğu 68.10 seviyesi takip edilecek. Orta vadede ise 22 günlük hareketli ortalama olan 69,10 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda, Brent Petrol’ün 68,70 – 70,00 bandında hareket etmesi olası. 70.00 direncinin aşılması halinde ise 70.75 seviyesi direnç bölgesi olarak izlenebilir.
Özetle, temmuz ayında petrol piyasasında risk iştahının yüksek seyrettiği ve denge arayışının ön planda olduğu bir görünüm hakimdi. Orta Doğu’da savaşın resmen sona ermemesi, ABD tarifelerinin yarattığı küresel belirsizlik ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, petrol piyasasında risk iştahının yüksek seyretmesine neden oluyor. Öte yandan, talep tarafındaki belirsizlik ve OPEC+ grubunun arz artışına yönelik aldığı karar, bu hareketliliği sınırlayan başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Ağustos ayı itibariyle OPEC+ toplantısı ve jeopolitik gelişmelerin piyasa üzerindeki etkisi yakından takip edilecek.
