Euler Hermes’in yayınladığı Küresel Ekonomi Raporu’na göre Omicron’a bağlı belirsizlikler, işgücü piyasaları ve küresel ticarette aksaklıkları arttıracağı için yılın ilk çeyreğinde gelişmiş ekonomilerin GSYH büyümesinden 0,3 puan götürecek. Ancak, önümüzdeki dönemde küresel büyüme sağlam şekilde devam etse de gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin aralarının hızla açılması, büyümeyi dengesiz ve adaletsiz kılacak.
2022 yılı GSYH büyümesi; Euro Bölgesi ve ABD’de sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 3,9, Türkiye’de ise yüzde 1,5 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Küresel ticaret hacminin ise 2022 ve 2023 yıllarında sırasıyla yüzde 5,4 ve yüzde 4 büyümesi bekleniyor.
Dünyanın önde gelen alacak sigortası şirketi Euler Hermes “Yukarı Bakma” başlığıyla Küresel Ekonomi Raporunu yayınladı. Euler Hermes ekonomistlerine göre, mevcut büyüme dinamikleri, toparlanmanın şu anki aşamasında, rapora adını veren filmde olduğu gibi bizi yukarı bakmaktan alıkoyabilir.
Çünkü, küresel büyüme sağlam şekilde devam etse de gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin aralarının hızla açılması büyümeyi dengesiz ve adaletsiz bir hale getiriyor. Gelişmiş ekonomiler 2022’de küresel GSYH büyümesinin yarısından fazlasını sürüklemeye devam ederken, gelişmekte olan ülkeler ise global finansal krizden bu yana ilk kez küresel toparlanma hızının gerisinde kalacak.
Omicron’a bağlı belirsizlikler, işgücü piyasaları ve küresel ticarette aksaklıkları arttıracağı için yılın ilk çeyreğinde gelişmiş ekonomilerin GSYH büyümesinden en fazla 0,3 puan çalacak. 2022 yılı GSYH büyümesinin, Euro Bölgesi ve ABD’de sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 3,9, Türkiye’de ise yüzde 1,5 oranında gerçekleşmesi bekleniyor.
Gayrimenkul sektöründe aksaklıkların devam ettiği ve hükümetin finansal istikrara odaklandığı Çin’de ise büyümenin yüzde 5,2’ye gerileyeceği tahmin ediliyor. Çin’in küresel GSYH büyümesine katkısının 2015 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilemesinin, gelişmekte olan piyasalar üzerinde olumsuz etkiler yaratması da muhtemel gözüküyor.
Küresel ticaret uzun vadeli ortalamanın üzerinde büyüyor!
Küresel ticaret, 2022’de yüzde 5,4, 2023’te yüzde 4 olarak gerçekleşmesi beklenen büyüme oranlarıyla bir kez daha uzun vadeli ortalamanın üzerinde büyüyecek. Ancak bu durum, Omicron’un şiddetlendireceği işgücü ve tedarik zinciri darboğazları yüzünden kesintiye uğrayacak. Kısa vadede, Omicron salgınları nedeniyle ticari aksaklıklar ve maliyet baskıları devam edecek.
Enflasyon yüksek kalmaya devam edecek!
Yaygın arz-talep dengesizliklerinin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalarda 2022 yılının ilk yarısının sonuna kadar enflasyonu yüksek tutması bekleniyor. Geçici faktörlerin etkilerinin aşamalı olarak azalması, mallara yönelik yapılan harcamaların yavaşlaması ve enerji fiyatlarındaki düşüşle, yılın ikinci yarısında toparlanma sağlamlaştıkça enflasyon da muhtemelen yavaşlayacak.
Enflasyonist baskıların boyutu ve süresi hakkında devam eden belirsizliğin, enflasyon beklentilerinde kalıcı olumsuz bir etki yaratmasını önlemek için merkez bankaları biraz daha sert bir duruş benimsiyor.
Avrupa’da bu yıl sağlanacak mali destekler ABD’dekinden daha güçlü olacak. Ancak, bu bölgede de çoğu ülke mali konsolidasyona başladığı için bu destekler hızla azaltılacak. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu ise bütçe açıklarını azaltıyor ve yeniden mali manevralara izin verecek alanlar yaratmaya çalışıyor.
Ancak, Fed para politikasının beklenenden daha hızlı normalleşmesinin Türkiye, Romanya, Macaristan, Arjantin, Nijerya, Brezilya, Güney Afrika, Şili, Mısır ve Ukrayna gibi en kırılgan ülkeler üzerinde baskı oluşturması bekleniyor.
Türkiye önümüzdeki döneme dikkat etmeli!
2022 yılında yükselen faiz oranlarının, Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde toparlanmayı yavaşlatması bekleniyor. Ancak, yükselen faiz oranlarının enflasyonu kontrol altına almaya yönelik etkisi sınırlı olacak.
Türkiye, yüksek enflasyona rağmen alışılmışın dışında bir politika izleyerek politika faizini düşürme yolunda ilerleyen bir istisna olsa da 2022 yılında piyasaların bu gidişi tersine çevirmeye zorlayacağı tahmin ediliyor.
Özellikle enerji fiyatlarında jeopolitik ve arz-talep dengesi kaynaklı sorunların yarattığı yükseliş ile birlikte FED’in bilanço genişletmeyi sonlandıracağına ve faiz artışlarına kısa sürede başlayacağına dair sinyaller vermesi, Türkiye’nin para politikasındaki yönünü önümüzdeki 2-3 ay içinde zorlayabilir.
Kur artışı kaynaklı olarak önümüzdeki aylarda enflasyonda yaşanacak olan yükselişin sene sonuna doğru yönünü aşağıya çevirmesi olası görünürken, ihracat hacminin seyri ile turizm gelirlerinin beklenen seviyeye bu yaz ulaşabilmesi cari açığın kapanması ile kurdaki baskıyı da bir nebze azaltabilecek unsurlar olarak öne çıkıyor.