Blokzincir teknolojilerinin bilişim teknolojileri arasındaki yerini gün geçtikçe sağlamlaştırdığına dikkat çeken Gülel Hukuk Kurucusu Av. Abide Gülel, henüz tam bir regülasyonun yapılmadığı bu alanda teknoloji ile uyumlu ve global seyri takip edebilecek bir düzenleme ve uygulama için yetkin hukukçulara ihtiyaç duyulduğunu, bu ihtiyaca yönelik hazırladıkları Blokzincir Teknolojileri ve Hukuki Altyapısı eğitim programının bir ilk olarak önemli bir boşluğu dolduracağını vurguladı.
Abide Gülel bir avukat. Avukatlık ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra, kriptoloji ve nükleer hukuk alanında çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de hem kripto hem de nükleer mevzuatın durumu, eksikleri ve yapılması gerekenler konusunda çalışıyor. Şu anda Gülel Hukuk Kurucusu, Gülel Hayvancılık A.Ş. İcra Kurulu Üyesi, AGB Consultants Kurucusu ve Lexc.io Data Crypto Blockchain Consultancy Kurucusu ünvanlarını taşıyan Abide Gülel ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenecek Blokzincir Teknolojileri ve Hukuki Altyapısı sertifikalı eğitim programını ve hedeflerini konuştuk.
Abide hanım öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Ticaret yapan bir ailede büyüdüğüm için hep girişimcilik ve ticaretin içindeydim. Bu sebeple ticaret ve avukatlığı birleştirdim. Antalya Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk eğitimimi tamamladım. Ardından Cambridge İngiltere’de dil eğitimi aldım. İskoçya’da Dundee Üniversitesi Enerji Petrol Hukuku ve Politikası Merkezi, Birleşik Krallık, Hukuk Yüksek Lisans Programı’nı 2009 yılında tamamladım. Şu an Paris, Fransa’da Uluslararası Liderlik doktora programındayım.
Şirketlerimizin dışında aktif olarak WiLAT (Taşımacılık ve Lojistik Sektöründeki Kadınlar), KOREV (Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği), DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu), ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) görev almaktayım.
Biraz da kariyer yolculuğunuzu konuşalım…
2006 yılında bir hukuk bürosunda çalışmaya başladığımda Başbakanlık Yatırım Ajansı’na gelen yatırımcıların Türkiye’deki avukatlık işlerini yaparak başladım. Sonrasında 2010 yılında kendi ofisimi açtım. Ana işim hep yabancı yatırımcıların Türkiye’deki şirketlerinin kuruluş ve yönetimlerinde görev almak oldu. Şu an da aile şirketlerimiz ve avukatlık mesleğinin yanı sıra bir yatırım ve teknoloji şirketim var. Yatırım şirketinde Kapadokya, Antalya, İstanbul ve Afrika’da projeler yapmaktayız. Teknoloji şirketimizde ilk aşamada İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile birlikte Blokchain teknolojilerinin hukuki alt yapısına ilişkin eğitim vereceğiz.
Blokchain Teknolojileri ve Hukuki Altyapısı eğitimi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu eğitim programı nasıl ortaya çıktı?
Ortaklarımızdan birisi de Prof. Dr. Semih Gemalmaz. 2012 yılından bu yana kripto paraların hukuki altyapısıyla ile alakalı çalışan bir akademisyen. Böyle bir eğitim programı hazırlanması teklifi ondan geldi aslında. Biz de bu konuda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile anlaşarak bu programı hayata geçirmeye başladık.
Bu eğitimi kimler verecek?
Daha çok akademisyenler ve kamu/özel sektör temsilcileri ders verecek. Benim de içlerinde olduğum eğitmenlerimiz şunlar: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Prof. Dr. H. Burak Gemalmaz, Dr. Nafiye Yücedağ), Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Dr. Fatih Cengil), Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Dr. Ubeydullah Türkyılmaz), Bilgi Üniversitesi Blokzincir Araştırma Grubu (Gürkan Ketenciler), SPK (Burak Görmez, Barışcan Saç), Cybor Holding CEO Alex Aksu, Atez Yazılım Teknolojileri Blockchain Proje Lideri Gülsüm Özalp, Okay Yavas, NFTimes (Aleyna Doğan), SuperyachtNFTs – Bozca Design (Timur Bozca) ve ortaklarım Lexcio kurucuları Av. Yusuf Eren Yıldız, Av. Süleyman Özcan, Av. Furkan Gülel, Av. Ayça Küçük, Av. Zeki Edebalı.
Programımız 25-26 Haziran ve 2-3 Temmuz günlerinde toplam 4 günde gerçekleştirilecek ve 24 saati ders ve 1 saati sınav olmak üzere toplam 25 saatte tamamlanacaktır. Eğitim sonunda yapılacak sınavda başarılı olanlara TÜRKAK onaylı başarı sertifikası fakülte tarafından verilecektir.
Blokzincir Teknolojileri ve Hukuki Altyapısı eğitiminin amacından da bahseder misiniz?
Blokzincir teknolojileri ve web3 konsepti gün geçtikçe bilişim teknolojileri arasındaki yerini sağlamlaştırmaktadır. Token ekonomisinin iktisadi sonuçları ve dijital varlıklar üzerinde fiili hakimiyetin sağlanması ile ortaya hukuki çözüme muhtaç problemler çıkarmaktadır. Henüz tam bir regülasyonun yapılmadığı bu alanda teknoloji ile uyumlu ve global seyri takip edebilecek bir düzenleme ve uygulama için yetkin hukukçulara ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu eğitim ile öncelikle blokzincir alanındaki temel kavramların ve teorik altyapının hukukçulara yönelik olacak şekilde ortaya konması amaçlanmaktadır. Pratik çalışmalarla teorik eğitim desteklenerek blokzincir üzerindeki kripto varlıklar üzerinde çalışma imkânı sağlanacaktır. Eğitim programını tamamlayan katılımcıların, kripto varlıkların çalışma mekanizmasına ve teknolojik altyapısına hâkim olması ve bu sayede bu alanda geliştirilecek uygulamaların hukuki uygunluğunu denetleyebilmeleri, ülkemizde faaliyet gösteren bu alandaki teknoloji şirketlerinin yasal uyumluluğuna katkıda bulunabilmeleri hedeflenmektedir.
Bu eğitimin hedef kitlesi kimlerdir?
Avukatlar, Stajyer Avukatlar, Hakimler, Savcılar, Hukuk Fakültesi Öğrencileri, Regülasyon Kurumları Uzmanları (Rekabet Kurumu, SPK, Merkez Bankası, MASAK, Borsa İstanbul vb.). İlk eğitim kontenjanı 40 kişiyle sınırlı olup ön kayıt yaptıranlar arasından seçilecektir.
Türkiye’de kripto para piyasasına yönelik bir kanun hazırlanıyor. Bu düzenleme bir korkunun ürünü mü olacak? Yoksa sektörün önünü mü açacak?
Ben açıkçası bir korku olduğunu düşünmüyorum. Şu an teknoloji nereye gidiyorsa Türkiye de o yöne ilerler. Türkiye’de teknoloji konusunda çok ileri bir ülke. Ama önemli olan kontrolü kaybetmeden ilerlemek. Şu an Türkiye’nin bu düzenlemeyle birlikte yapmaya çalıştığı bu piyasaları ve teknolojiyi kontrollü bir şekilde büyütmek. Doğrusu da bu zaten. Blokzincir ve kripto paraların mantığında merkeziyetçiliğe yer yok. Ancak Türkiye merkeziyeti kaldırmadan bu teknolojilere onay veriyor. Bizim hazırladığımız eğitim programı bu gelişime uyum bir şekilde ilerleyecek.
Uluslararası Nükleer Hukuk Birliği’ndeki çalışmalarınızı da anlatabilir misiniz?
İskoçya’daki Enerji hukuku yüksek lisansımı tamamladıktan sonra fakültedeki nükleer hukuk eğitimi aldığım profesörün teklifi ile Belçika’daki birliğe 2009 yılında kabul edildim. Yine aynı profesörün desteği ile de 2016 yılında Hindistan’da yapılan seçimlerde ilk ve tek Türk yönetim kurulu üyesi oldum.
Birliğin faaliyetleri arasında nükleer enerjinin barışçıl kullanımına ilişkin çalışmaların temelinde nükleer hukukun dünya genelindeki tüm düzenlemeleri ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) ve Nükleer Enerji Ajansı (NEA)’nın da dahil olduğu eğitim, konferans, seminer, diploma programı gibi faaliyetlerimiz bulunmakta. Bu da ülkelerin nükleer hukuk alanında gelişmelerini, problemlerini, birbirleri ile paylaşmaları ve en önemlisi de bu alanda uzman hukukçular yetiştirmeleri ve bunlara üyeler arasında çok sayıda kamu ve özel sektör bulunmasından kaynaklı iş imkânı sağlamasına sebep olmakta.
Kadın olarak, herkesin erkek sporu olarak baktığı motor sporlarına olan tutkunuzdan ve BOM akademiden de bahseder misiniz?
Daha öncesinde Finlandiyalı yatırımcı müvekkillerimle Finlandiya’da Sokak yarışları ile başladım. Daha sonra yine Finlandiya’da Arctic Rally şampiyonu olan müvekkilim ile profesyonel olarak yarıştıktan sonra onunla birlikte Türkiye’de Borusan Akademi’nin dönemimdeki tek kadın pilotu oldum.
Sizin mesleğinizi seçmek ve sizin gibi başarılı olmak isteyen kadınlara rehber olması için uzmanlık alanınızdaki püf noktalarınızı paylaşır mısınız?
Öncelikle her gün hem hukuk hem teknoloji, hem siyasette yeni şeyler öğrendiğimiz bir düzende yaşıyoruz. Girişimci olmaktan korkmamak lazım. Önümüze gelen her olayda onun ilk defa bizim başımıza gelmediği, o işin olabileceği, olmayabileceği, kazanabileceğimizi veya kaybedebileceğimizi bilerek en önemlisi de planlı, programlı ve konu odaklı şekilde ne istediğimizi bilerek hareket etmeliyiz. Bugün başarılarımızı konuşurken geçmişte çoğu kez başarısız olduğumuz gerçeği de unutulmamalı. Çabalamak, çok çalışmak, başarısızlıktan ders çıkarıp ne istediğini bilerek ilerlemek lazım.
Son olarak, istihdamda daha fazla kadının yer alması için kadınlara bir çağrınız var mı?
Her şeye kadın eli değmeli diyorum. Devletin bu konuyu gözeterek başta SGK teşviki olmak üzere kadın çalışan istihdamını desteklemesi ve daha çok pozitif ayrımcılık yapması gerekir.