Temmuz ayı küresel piyasalarda resesyon endişelerinin devam ettiği, Dolar’ın güvenli liman algısıyla daha da güçlendiği ve karşısında Euro’nun 20 yılın en değersiz seviyelerine gerilediği bir ay olarak geride kalıyor. Temmuz’da açıklanan Haziran ayı ABD enflasyon verisi, Fed’in üst üste 3 toplantıda 150 baz puanlık faiz artışına gitmesine rağmen enflasyonda beklenen düşüşün gerçekleşmediğini gösterdi. Dolayısıyla TÜFE verisi sonrası Fed’in Ağustos toplantısında, 100 baz puanlık artışa gitmesine yönelik beklentiler de artış gösterdi. Bu da Dolar’ı 20 yılın en güçlü seviyelerine, Euro/Dolar’ı da 20 yılın en düşük seviyesine itti. Euro/Dolar Temmuz ayında 1’in altını test etti.
Euro/Dolar’daki zayıflama, ECB’den faiz artış beklentilerini 25’ten 50baz puana çıkarırken, Banka piyasaya bekleneni verdi ve Temmuz toplantısında 50 baz puanlık artışla 11 yıllık genişlemeci tutumunu terk etti. Bu Euro/Dolar’ı bir miktar toparlasa da Fed’in faiz artırımlarına çoktan başlamış olması ve Temmuz ayına yönelik beklentilerin de 100baz puana çıkmasıyla Dolar, Euro karşısında güçlü seyretmeye devam ediyor. Ayrıca Lagarde’ın toplantı sonrası resesyon beklentisine ilişkin açıklamaları da Euro üzerinde baskının sürmesine yol açıyor.
Bu yazının kaleme alındığı dakikalarda henüz Fed toplantısı gerçekleşmediğinden varsayımlar üzerine konuşmaya devam edelim. Fed’in 75 ila 100 baz puanlık artış gerçekleştirmesi halinde Dolar’ın daha da güçlendiği ve Euro’nun zayıf seyrini koruduğu bir tema Ağustos ayına da damga vurmaya devam edebilir. Teknik anlamda 1’in altındaki seviyeler Euro/Dolar için 20 yılın en düşük seviyeleri olmakla beraber bu durum ECB’yi harekete geçmeye zorlayabilir. ECB’nin son toplantısında Başkan Lagarde, önümüzdeki aylardaki toplantılar için geçmiş sözel yönlendirmelerin geçerli olmadığını ve söz konusu kararların ekonomik verilerin gidişatına göre alınacağını belirtti. Bu bağlamda söylem değişikliği Fed’e yakınsadı diyebiliriz. Euro/Dolar paritesinde yükselişlerde ise 1,05 seviyesi üst bant olarak izlenebilir. Ağustos ayında, merkez bankalarının toplantılarının olmadığı nispeten sakin bir ay olacak. 26 Ağustos’ta başlayacak Jackson Hole toplantısından çıkacak notlar ise piyasaların odağında olacak.
Euro/Dolar’ın 20 yılın en düşük seviyelerine gerilemesi tabii ki Borsa İstanbul üzerinde de etkili oluyor. Özellikle Dolar cinsinden maliyetlenen ve ihracatını Avrupa pazarına yapan şirketler paritedeki düşüşten negatif etkileniyor. Ek olarak içeride TL’nin değer kaybı da Dolar cinsinden maliyetlerin daha da artmasına neden oluyor. Üstelik resesyon endişeleri ve Avrupa ekonomisine ait verilerde görülen bozulma, ihracatçı şirketlerin en önemli pazarlarına yaptığı satışların düşme riskini de beraberinde getiriyor. Borsa İstanbul’da son dönemde ihracatçı şirketler negatif ayrışıyor. 2. Çeyreğe ilişkin bilanço beklentileri iyi olmasına karşın yılın geri kalanında hakimiyet kuracak gibi görünen resesyon endişeleri, Euro/Dolar’daki düşüşün de sürmesi halinde, şirketleri baskılamaya devam edebilir.