Enerji Bakanlığı tarafından 2022 yılında yayımlanan “Ulusal Enerji Planı” rüzgâr ve güneş enerjisinde her yıl 5 GW’lık yeni kapasitenin devreye alınarak Türkiye’nin 2035 yılında güneş enerjisinde 52,9 GW, rüzgar enerjisinde ise 29,6 GW düzeyinde kurulu güce ulaşmasını hedefliyor.
Gerek bu hedef gerekse de birden fazla yenilenebilir enerji kaynağının kullanılmasını mümkün kılan hibrit projeler ile enerji depolama entegreli elektrik üretim projeleri gibi yatırım olanlarının enerji mevzuatına girmesi sayesinde bu Türkiye’nin bu hedefleri dahi aşabilecek bir proje stoğu oluşmuş durumda.
Bununla birlikte sanayi kuruluşlarının hem “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’nın 2026’dan itibaren uygulayacağı sınırda karbon vergisi uygulamasından kaçınma, hem de elektrik tüketim maliyetlerini düşürme istekleri ticari segmentteki güneş enerjisi yatırımlarına yönelik ilginin sürekli artmasını sağlıyor. Bu olumlu tabloya karşın, bu projelerin hayata geçmesi önündeki en büyük sorunlardan biri yatırımcıların finansmana ulaşmada ve uygun koşullu finansman sağlaması olarak ortaya çıkıyor.
Konu hakkında değerlendirme yapan Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, çatısına kendi ihtiyacı için güneş enerjisi kurulumu yapmak isteyen bireysel yatırımcılardan, büyük sanayi kuruluşlarına ve kurumsal enerji yatırımcılarına kadar farklı ölçekteki yatırımcıların benzer sorunlar yaşadığına dikkat çekti.
“Yenilenebilir enerji yeni finansman modellerini bekliyor”
Murat Dilek sözlerinin devamında şunları söyledi; “Yenilenebilir enerji yatırımcılarının finansmana ulaşmada yaşadığı zorluklar, Türkiye’nin belirlediği her yıl 5 GW’lık yeni rüzgar ve güneş enerjisi yatırımı devreye alma hedefini riske sokuyor. Bu iddialı hedeflere ve büyüme ivmesine karşın, yenilenebilir enerji yatırımları maalesef olması gereken hızda artış göstermiyor. Bu proje stoğunun hayata geçebilmesi için finansman maliyetlerini aşağı çekecek, ucuz finansman kaynaklarının Türkiye’ye girmesini mümkün kılacak adımların atılması ve her ölçekteki yatırımcılar için yeni finansman modelleri ve geliştirilmesi lazım. Örneğin Yeşil tahvil ihraçlarını yaygınlaştıracak ve bunların yenilenebilir enerji projelerine aktarılma oranını artıracak veya kitle fonlaması uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi gerekiyor.”
Murat Dilek yakın zaman önce ABD’li danışmanlık kuruluşu “Wood Mackenzie” tarafından yapılan bir çalışmanın faiz oranlarında yüzde 2’lik bir artışın dahi yenilenebilir enerji projelerinin seviyelendirilmiş elektrik üretim maliyetlerinde yüzde 20’lik bir artışa neden olduğunu gösterdiğine dikkat çekerken, yatırımcıların ucuz finansmana ulaşması ile uzun vadede elektrik fiyatlarına da aşağı yönlü olarak etki yapacağını ifade etti.
“Uygun koşullu finansmana erişim kolaylaşmalı”
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek sözlerini şu şekilde tamamladı; “Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı her bir üretim santrali, devrede olduğu süre boyunca Türkiye’nin ithal kömür ve doğal gaz tüketimi kaynaklı cari açığını önemli oranda azaltıyor. Aynı zamanda sıfır emisyonlu bu üretim Türkiye’nin elektrik şebekesindeki karbonsuz elektrik oranını artırarak sınırda karbon vergisi uygulamalarına karşın sanayicilerimiz üzerindeki ek maliyet yükünü hafifletiyor. Ülke ekonomimiz için her ikisi de büyük önem taşıyan bu faydaları sağlayabilmemizin yolu, uygun koşullu finansmana erişimi kolaylaştırarak yüksek proje stoğunun hayata geçmesini ve sanayi sektörünün enerji yatırımlarını devreye almalarını hızlandırmaktır. Aksi takdirde bugün finansmana erişilemediği için yapılamayan yatırımlar yarın cari açık ve sınırda karbon vergisi olarak önümüzde olacak.”