Çerkezköy’de kurdukları yeni tesis ile üretim kapasitelerini iki katına çıkardıklarını dile getiren Recordati Grup Başkan Yardımcısı ve Güney Doğu Bölgesi Direktörü Dr. İsmail Yormaz, 2016 yılını yeni tesisin de etkisiyle olumlu bir yıl olarak kapattıklarını, 2017’de sektör ortalamasının üzerinde büyümeyi hedeflediklerini ifade etti.
Türkiye’de ilaç sektörü son yıllarda sağlık sektöründeki gelişime paralel olarak önemli bir ivme kazandı. Özellikle yerli üretime ve AR-GE’ye yönelik yatırımların artış eğiliminde olduğu görülüyor. Recordati Grup’un Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinde kurduğu ve 2016 yılında üretime başlayan yeni tesis bu yatırımlara güzel bir örnek. Recordati Türkiye’nin üretim kapasitesini iki katına çıkaran tesisi, Recordati Türkiye’nin hedeflerini ve Türk ilaç sektörünün gelişimini Recordati Grup Başkan Yardımcısı ve Güney Doğu Bölgesi Direktörü Dr. İsmail Yormaz ile konuştuk.
Sayın Yormaz, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
16 Ocak 1973 tarihinde Ankara’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladım. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kısa bir süre M.K.E.K. Fişeksan A.Ş.’de kurum hekimi olarak çalıştım. İlaç sektörüne geçişim ise 1998 yılında Knoll Alman İlaç firması ile oldu. 1998-2001 yıllarında Knoll Alman İlaç’ta Ürün Müdürü olarak çalıştıktan sonra, sırasıyla 2001-2002 yıllarında Abbott Lab. Ürün Müdürlüğü, 2002-2006 yıllarında İ.E. Ulagay Menarini Grup’ta Grup Ürün Müdürlüğü ve Pazarlama Müdürlüğü ile 2006-2009 yıllarında Reckitt Benckiser Healthcare Pazarlama ve Satış Müdürlüğü görevlerini yürüttüm. Ağustos 2009’da Türkiye ilaç endüstrisinin “en genç” Genel Müdürü ünvanı ile Recordati İlaç Türkiye Genel Müdürü oldum. Son olarak, 15 Eylül 2014 tarihi itibariyle Recordati bünyesinde bir ilke imza atarak Recordati Grup Başkan Yardımcısı ve Güney Doğu Bölgesi Bölge Direktörlüğü görevine atandım. Bu göreve atanan ilk Türk yönetici olmaktan dolayı ayrı bir mutluluk ve onur duyuyorum.
Bir asra yakın süredir dünya ilaç sektöründe yer alan Recordati Grup’un tarihçesinden bahseder misiniz?
Recordati Grup, merkezi İtalya’da olan, başlıca Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’de operasyonları bulunan uluslararası bir ilaç grubudur.
Recordati Grup, 1926 yılında Giovanni Recordati tarafından “Laboratorio Farmacologico Reggiano” olarak Correggio’da (Reggio Emilia, İtalya) kurulmuştur. 1999 yılında Fransa Doms Adrian ilaç firması, 2000 yılında Fransa Bouchara ilaç grubu, 2006’da Portugal Jaba ilaç grubu, 2007’de Avrupalı bir grup olan Orphan Europe, 2008’de Rusya ve diğer BDT ülkelerinde faaliyet gösteren FIC Médical ve yerli Türk İlaç firması Yeni İlaç satın alındı. 2009’da Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da mevcut bir ilaç firması olan Herbacos-Bofarma’nın, 2010’da Romanya ilaç firması Artmed International’ın, 2011’de yerli Türk ilaç firması Dr. F. Frik İlaç’ın, 2012’de Polonya’lı İlaç firması Farma-Projekt’in, 2013’de Tunus ilaç firması Opalia Pharma S.A. ve İspanyol ilaç firması Casen Fleet S.L.U.’nun satın alınması ile ilaç pazarındaki büyümesini devam ettirmiştir.
İtalyan Menkul Kıymetler Borsası’na kote olan ve dünyada toplam 135 ülkede ürünleri satılan Recordati Grup, üretim ve satış-pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra araştırma ve geliştirme faaliyetleri de yürütmektedir. Araştırma-geliştirme yatırımlarını ağırlıklı olarak Kardiyovasküler ve Üroloji alanlarında ve nadir hastalıkların tedavisine yönelik olarak gerçekleştirmektedir.
Recordati’nin Türkiye pazarına giriş hikâyesini ve pazar hedeflerinizi anlatabilir misiniz?
Recordati Grup, Türkiye ilaç pazarına 2008 yılında yerli Türk ilaç firması Yeni İlaç’ı satın alarak girdi. 2011 yılında bir diğer Türk ilaç firması Dr. F. Frik’i satın alarak Türkiye’deki varlığını güçlendiren Recordati İlaç, bugün toplamda 774 personeli ve 67 formda 40 ayrı ürünü ile Türkiye ilaç pazarında faaliyet göstermektedir. Recordati İlaç’ın bugüne kadar İstanbul Esenyurt’ta bulunan üretim tesisinde GMP kurallarına tamamen uygun olarak granül efervesan, süspansiyon, emülsiyon, şurup, pomat, krem, tablet, draje, toz, poşet, kapsül ve mikropellet formlarında olmak üzere yıllık 40 milyon kutuyu bulan 70 değişik ilaç üretimi yapıldı ve uzun yıllar çeşitli yerli ve yabancı ilaç şirketlerine fason hizmeti verildi.
Bugün ise Recordati İlaç olarak, Türkiye’deki üretim kapasitemizi artırmak adına kurduğumuz yeni üretim tesisinde faaliyete devam etmekteyiz. Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde üretime başlayan tesis için 50 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirildi. Bu son yatırım ile Recordati Türkiye’nin, 2008 yılından beri Türkiye pazarına yaptığı toplam yatırım 255 milyon dolara ulaştırmıştır.
Yeni üretim tesisi Türkiye’deki üretim hacmini artırmakla kalmayıp aynı zamanda hem artan talebin karşılanmasını sağlayacak; hem de Orta Asya, Kafkaslar ve çevre bölgelerdeki pazarlara daha fazla ürün ihraç etmesine imkan sağlayacaktır.
2016 IMS verilerine göre değer bakımından 24., kutu bakımından ise 16. sırada yer almaktayız. Uzun yıllardır Türkiye ilaç pazarının üzerinde bir büyüme sergileyen Recordati İlaç, geniş saha kadrosu ve yeni lansmanı yapılacak ürünlerinin katkısıyla bu büyümeyi artırmayı ve Türkiye ilaç pazarı sıralamasındaki yerini daha üst sıralara taşımayı hedeflemektedir.
Recordati’nin büyümesinde satın almalar önemli bir yere sahip. Bundan sonra bu strateji devam edecek mi?
Bu soruya benim direkt cevap vermem çok zor. Çünkü bu tip kararlar oldukça yoğun global rekabette belirli fırsatların doğmasıyla ortaya çıkabiliyor. Fakat bunu şu şekilde cevaplayabilirim; Recordati Grup 90 yıllık bir ilaç firması. 1999 yılında Fransa’da başlayan satın almalar birçok ülkede devam etti. Geçen yıl vefat eden eski CEO’muz Giovanni Recordati 2015 yılında Londra Borsası’nın en başarılı satın almalar yapan CEO’su ünvanını aldı. Bu da gösteriyor ki Recordati, satın alarak büyümeyi seviyor.
Recordati İlaç’ın ürün portföyüyle ilgili bilgi alabilir miyiz? Ülkemizde ne tür bir ihtiyaca cevap veriyorsunuz?
Recordati İlaç olarak birçok terapötik alanda ürünlerimiz bulunmaktadır. Bununla birlike ürün portföyümüz ağırlıklı olarak ürogenital sistem, kardiyovasküler sistem, kas-iskelet sistemi ve gastrointestinal sistem hastalıklarının tedavisi üzerine yoğunlaşmaktadır.
Ürogenital sistem hastalıklarında Urorec® kapsül, Mictonorm 15 mg draje, Mictonorm® SR 30 mg kapsül, Gyno-Lomexin® ovül ve krem, Urispas® tablet, Hippurin tablet ve Purinol efervesan granül; kardiyovasküler sistem hastalıklarında Lercadip® ve Zanipress® tablet;
kas-iskelet sistemi hastalıklarında Cabral® tablet ve ampul, Prepagel Jel, Thermove® krem ve son olarak gastrointestinal sistem hastalıklarında Pankreoflat® tablet, Procto-Glyvenol® krem ve supozituvar, Phospho-soda® solüsyon, Metpamid® tablet, oral solüsyon ve ampul formları yer almaktadır. Ayrıca Kreval® şurup, Aknetrent® kapsül, Ciprasid® tablet gibi marka bilinirliği yüksek ürünleri Türk ilaç sektörünün hizmetine sunmaktayız. Bununla birlikte Türk tıbbına önemli katkılar sağlayacağına inandığımız yeni ürünlerin lansmanları için de çalışmaya devam ediyoruz.
2014 yılında Tekirdağ Çerkezköy’de temelleri atılan yeni fabrikanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Çerkezköy Organize Sanayi içerisinde yer alan 45.300 m2’lik bir alan üzerine kurulan Recordati İlaç üretim tesisi inşaatı 2015 yılı Ağustos ayında tamamlandı. Ofis, üretim, depolama ve sevkiyat alanları ile bir enerji santralı ve sıvı – katı atık arıtma merkezi ile ilgili teknik donanımlardan oluşan kompleks 18.000 m2’lik bir kapalı alana yayılmaktadır. Çeşitli tedavi alanlarında pazara yılda 80 milyon kutu ilaç sunma kapasitesine sahip olan tesisimiz, oral kullanılan katı, yarı katı ve sıvı haldeki ilaçların fason üretimi için de yeterli kapasiteye sahiptir.
Türkiye Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından başarılı bir denetimden geçirilen tesisimiz, 2016 yılının Mart ayında “İyi Üretim Uygulaması” (GMP) sertifikasını aldı.
Yeni üretim tesisimizin özelliklerinden kısaca bahsetmek gerekirse;
– “Yalın üretim tesis konsepti” ile kolaylıkla genişleyebilme olanağına,
– 6.000 palet kapasiteli kendi kendini taşıyabilen depo sistemine,
– 5.000 kVA’lık kurulu güç kaynağı ile sağlam bir enerji altyapısına,
– Fiber optik kablo ağı ile güçlü IT altyapısına,
– 500 tonluk su deposuyla kesintisiz su sağlama kapasitesine,
– Akıllı Bina Yönetimi ile GMP alanlarını sürekli izleme ve yönetme kapasitesine,
– GMP alanlarına Kontrollü Geçiş Sistemine,
– Yangın zon sistemi ile yüksek güvenlikli bina yapısına sahiptir.
Bununla birlikte tesiste, Recordati’nin stratejik imalat ve büyüme hedeflerine yönelik esnek mimari yapısıyla uzun yıllar hizmet edebilecek nitelikte dizayn edilmiş, mevcut kurgunun ikizi şeklinde değerlendirilebilecek büyüme alanları tasarlanmıştır.
İlaç sektöründe Ar-Ge’nin öneminden ve Ar-Ge yatırımlarınızdan bahseder misiniz?
Recordati uluslararası alanda AR-GE çalışmalarını sürdürmektedir. Yenilikçi moleküller üzerinde çalışan Recordati’nin tüm AR-GE çalışmaları Milano’da yer alan AR-GE merkezi tarfından organize ve koordine edilmektedir. Modern dünyada AR-GE çalışmaları ve bu alana yapılan önemli miktardaki yatırımlar, modern ilaç firmalarının olmazsa olmazıdır.
Türkiye’den başka hangi ülkeler sizin sorumluluğunuzda? Ülkemizi dünya ilaç sanayisiyle kıyasladığınızda karşınıza nasıl bir tablo çıkıyor?
Türkiye’nin dışında, Recordati’nin Kuzey Afrika ve Balkanlar bölgesinde kendi saha teşkilatı yapılanması olan Yunanistan, Romanya ve Tunus’tan sorumlu Bölgesel Direktör olarak görev yapıyorum. Rahatlıkla ve onurla söyleyebileceğim gerçek; Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Balkanlar bölgesinde en gelişmiş İlaç Endüstrisi’nin hem pazar, hem de üretim kapasitesi ve yeteneği açısından Türkiye olduğudur.
Geçmişi de düşünerek Türk ilaç endüstrisinde bugün gelinen noktayı artı ve eksileriyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, birçok konuda olduğu gibi ilaç endüstrisinin geleceği konusunda bir yol ayrımında. Bugüne kadar ilaç sektörü Türk sanayisinin ayrılmaz bir parçası olarak oldukça önemli gelişmeler göstermiş, Dünya çapında rekabet noktasında geride kalmadığı gibi, bölgesindeki önemli bir üretim oyuncusu olma kapasitesine ulaşmıştır. Bununla beraber ilacın dünyada stratejik bir ürün olma özelliğine sahip olması sebebi ile bir miktar kendi içine kapalı bir duruş sergilemiş olarak görülmektedir. Bu durum biraz da devletimizin ilaç sanayisini sadece Türkiye iç pazarının ihtiyacını karşılayan bir yapı olarak değerlendirmelerinden kaynaklanmaktadır. Halbuki Türkiye’nin gerek ulusal sermaye ve gerekse uluslararası sermaye sahibi şirketlerle oluşturabileceği makro politikalar ile Türkiye’yi önemli bir bölgesel ilaç gücü haline getirebilme olasılığı mevcuttur. Bu noktada belki temel bağlayıcı unsur, iç pazar ihtiyaçları ile bölgesel pazar ihtiyaçlarını dengeli planlayabilme ve bu ihtiyaçlara ortak cevap verebilme fırsatları üzerinde çalışmak olacaktır.
Türkiye, jenerik ilaç üreticisi mi büyük ölçüde?
Şu an Türkiye’deki üretime bakarsanız bunun çoğunun jenerik üretim olduğunu söylemeniz doğru olabilir. Jenerik üretimi azaltabilmek için kendi moleküllerinizi üretebilir durumda olmanız lazım. Türk ilaç sektörünün bu konuda daha gideceği bir miktar yol var. Ama bu üretimimizin sadece jenerik olduğunu da göstermez. Biz en azından yeni fabrikamızda grubumuzun yenilikçi olup hiçbir jeneriği olmayan ürünlerini de üretiyoruz. Bunu yapan sadece biz değiliz, bazı firmalar da orijinal ürünleri Türkiye’de üretmekte. Gönül ister ki o molekülleri Türk bilim adamları geliştirsin, onları biz üretiyor olalım ve biz onları ihraç edelim.
2016 için bir performans değerlendirmesi yaptığınızda Recordati için neler söyleyebilirsiniz?
Recordati Türkiye 2016 yılını olumlu olarak hatırlayacaktır demem bence bu anlamda verilebilecek en doğru cevap olacaktır.
2017 hedeflerinize gelince daha iyimser bakabiliyor muyuz?
2017 için söyleyebileceğim ilk şey: “iyi olur inşallah”. Ben Türkiye’de ilaçta kutuda da ciroda da büyüme göstereceğimizi tahmin ediyorum. Bu büyüme sektör ortalamasının üzerinde olacaktır diye düşünüyorum. Sektörün geneli için beklentim kutuda yüzde 4 ila 7 arasında büyüme, TL cirosunda da 7,7-9,5 arasında bir büyüme olacağı yönünde. Döviz kuru bazında ne olur bilemiyorum.
Son olarak, iş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız?
Galiba, iş sebebi ile yaptığım çok seyahat alışkanlığı, tüm hayatımı sardı. Evliya Celebi’nin duasında yanlışlıkla söylediği “Ya seyahat Ya Resulallah” benim tüm hayatım için geçerli oldu. Özellikle iş için olmayan bir seyahate çıktığımda yaşadığım mutluluk beni her türlü stresten uzaklaştırıyor. Belki bu iş içinde kat ettiğim binlerce km’ye dayanmamı sağlayan temel motivasyon bu olabilir. Çünkü ne kadar çok değişik yer görürsem ve ne kadar çok insanla tanışırsam ruhumun o kadar zenginleştiğini düşünüyorum. Bununla beraber yanlış bir anlamanın da önüne geçmek isterim. Asla “çok gezenin çok okuyandan fazla bildiğini” iddia etmem ama yine de en iyisi “hem çok gezen hem çok okuyan” birisi olmayı becerebilmek. Bunun dışında en fazla keyif aldığım diğer aktivite, dostlarla paylaşılan bir iki lokma ile bir çift söz… Spor olarak ise tek dostum yüzmek…