SERA-BİR Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gaye Neslihan Budaklı
Bitkilerin tedavide kullanımları insanlık tarihiyle birlikte başlamıştır. Binlerce yıl önce insan, bitkilerin tedavi edici gücünü tanımış ve sağlıklı yaşayabilmek için ondan yararlanmıştır. Modern tıpta kullanılan pek çok ilaç da. Tıbbi ve aromatik bitkiler adıyla sınıflandırılan bu bitki grupları sağlık tarihinin her döneminde faydalanılan ürünler olarak bilinmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal florada bulunan bitkilerin halk arasında tedavi amaçlı, gıda, çay, baharat, boya, insektisit, hayvan hastalıklarının tedavisi, reçine, zamk, uçucu sabit yağlarından faydalanma, meşrubat ve kozmetik sanayinde kullanımı uzun yıllardan beri süregelen geleneksel kültürel zenginliğimizin bir parçası olmuştur. Gıda korumada kullanılan kimyasal maddelere yasal sınırlamalar getirilmesi nedeniyle, bitkilerden elde edilen ve antioksidan olarak kullanılabilen uçucu yağlara olan talep her geçen gün artmaktadır. Bitkisel ürünlerin, sentetik ilaçların aksine çok az yan etkisi olan, güvenli ve sağlıklı ürünler olarak kabul edilmesi de pazar payının büyümesine yardımcı olan önemli bir faktördür. Bitkisel ürünler ve ilaçlar son on yıl içerisinde, dünya genelindeki ekonomik durgunluğa rağmen kayda değer büyüme göstermiş ve büyümesi hızla devam özel bir ticari faaliyet haline gelmiştir.
Dünyada bitkisel droglar için başlıca ticaret merkezleri Çin, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, İspanya, İngiltere ve Hong Kong’dur . Dünyada toplam 422.000 bitki tür sayısı yer alırken bunlardan 52.885’i tıbbi ve aromatiktir. FAO kayıtlarına göre Türkiye, dünyada üç biyocoğrafyanın kesiştiği ve iki gen merkezini barındıran konumundan dolayı 11 bin 707 bitki çeşidi ile büyük bir zenginliğe sahiptir. Bu bitkilerin 3 bin 649’u ise yöreye özgü iklim ve toprak şartlarında yetişen ülkemize ait endemik tür ve çeşitlerden oluşuyor. Türkiye sahip olduğu ekolojik koşullar nedeniyle, bitki türlerinin çokluğu bakımından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almakta olup, pek çok bitkininde gen merkezi konumundadır.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin dış ticaretinde birçok bitki yer almaktadır. Dünya tıbbi ve aromatik bitkiler ticaretinin büyüklüğü 2000 yılında 50 milyar dolarken 2018 yılında 192 milyar dolara yükselmiştir. Kullanım alanların sınırsız ve talebin fazla olmasına rağmen üretim şekli olarak doğal ortamdan toplama olarak yapılması arz miktarını düşük tutmaktadır. Ülkemiz tıbbi ve aromatik bitkiler ihracatı yıllara göre değişmekle birlikte 90 milyon dolar civarında gerçekleşmektedir. İhracatta ise en önemli bitkiler; kekik, haşhaş, defne, çay, anason, kimyon, adaçayı, mahlep, kırmızıbiber ve bitkisel çaylar. Türkiye dünyanın en önemli kekik, defne ve haşhaş ihracatçısıdır.
Ülkemiz bitki çeşitliliği bakımından çok zengin doğasına rağmen, hala işlenmemiş bir bitki ihracatçısı olmaya devam etmektedir. Ülkemizde bitkisel ilaç sanayinin gelişmemesi, bunun yanında kozmetikte kullanılan sentetik ürünlerin daha ucuz olması gibi nedenlerle, doğal uçucu yağların ikinci planda kalması, tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim olanaklarını kısıtlamıştır. Ayrıca ülkemizde ne yazık ki hala doğadan toplanan bitkilerle ilgili yasal düzenlemeler olmaması kültüre alma çalışmalarını engellemiştir, bunun sonucu olarak da standart ve kaliteli ürün elde etme imkânları çok yavaş gelişme göstermiştir. Nesli tehlike altında olan türler için söküm ve toplama kotaları ile toplama yasaklarının getirilmesi bazı türler için geç kalınmıştır. Ülkemizin dünya pazarlarında söz sahibi olabilmesi için bu tür bitkilerin kültüre alınarak geliştirilmesi, yeterli çeşitlilik ve üretim ölçeğinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizin mevcut toprak ve su kaynakları ile biyoçeşitlilik durumu dikkate alındığında, bu çeşitliliği uluslararası pazarlarda avantaja dönüştürmek için Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından, “Itrî ve Tıbbî Bitkiler ile Boya Bitkileri Üretiminin Geliştirilmesi Projesi” başlatılmıştır. 2018 yılından itibaren 38 ilde yürütülmeye başlanan projenin İlerleyen yıllarda 81 ilde uygulanması hedefleniyor. Bu proje ile araştırma, yayım ve çiftçi bağının güçlendirilmesi, üretimin iç ve dış talebe uygun olarak geliştirilmesi, uluslararası piyasaların istediği kalite ve miktarda tıbbi ve aromatik bitkilerin üretilmesi, kayıt ve izlenebilirliğin sağlanması, üretim havzalarının oluşturulması ve sektörel iş birliğinin artırılması amaçlanarak yürütümüne devam etmektedir.