İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Seda Yalçınkaya Özer
2019 yılında ABD – Çin arasındaki ticaret savaşları ve Brexit dünyanın odak noktasında olurken, Fed piyasaları terse yatırdı. 2020 yılının ilişkin aylarında gündem çok ta değişmeyecek Trump’ın azil sürecini, ticaret gelişmelerini ve Brexit’i konuşmaya devam edeceğiz. Ancak 2020 yılı dinamiklerin önemli ölçüde değişebileceği bir yıl olabilir.
Hiç kuşkusuz ki 2020 yılında yine Trump gündemin en başında olacak. Azil süreci onaylanan Trump’ı zorlu gelişmeler bekliyor gibi ama Senato kısmında şanslı. Dolaysıyla 6 Kasım’daki ABD seçimlerine daha da güçlenerek gireceği yönünde beklentiler var. Bana kalırsa seçim yılında Trump’ın atacağı politik adımlar geçen seneye kıyasla daha yumuşak başlı olabilir. Ancak Trump bu, yine de belli olmaz.
Son toplantıda Fed rengini belli etti ve 2020 yılında faizlerde değişikliğe gitmeyeceğine yönelik beklenti yarattı. Buna karşın ABD Başkanı Trump’ın seçim politikaları Fed’e yönelik baskıyı artırabilir. ABD – Çin ticaret ilişkisinin normalleştiği bir senaryoda ABD ekonomisinde resesyon beklentisi azalabilir ve Fed en az bir faiz indirimi yapabilir diye düşünüyorum. Trump’ın seçim politikası bu anlamda ağırlığını hissettirecektir. Tabi ki bu durum gelişmekte olan ülkeler açısında para musluklarının açık kalacağı anlamına gelecek.
Avrupa’da ise 2019 yılındaki sancılı sürecinin yeni Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanının nasıl adımlar atacağı yönünde şekillenecek. Ancak dünyanın en büyük otoritelerinden biri olan ECB’nin genişleyici politikadan vazgeçmesi oldukça zor. Dolayısıyla Avrupa cephesinde maliye politikaları ile para politikaları arasındaki eş güdümlü politikaların ne derece sağlanacağını izleyeceğiz. Euro Bölgesinin lokomotif ekonomisi olan Almanya’dan son gelen ekonomik veriler dipten dönüşe işaret etti. Ancak hiç kuşkusuz ki imalat sektöründeki daralma başta olmak üzere Almanya ekonomisindeki çarkların ne kadar hızlı döneceği Euro Bölgesinin güçlenmesi açısından ön planda olacak. Buna bir de Fransa’da devam eden protestoların ve grevlerin 2020 yılında Fransa ekonomisini ne derece zora sokacağına bağlı olacak. Bütün bunlarla birlikte Euro/Dolar paritesinin 1.14 seviyesine doğru esneyebileceğini ancak para politikaları değişikliğine başlı olarak 1.14 seviyesinin üzerinde uzun soluklu bir seyir oluşmayacağı düşüncesindeyim.
2020 yılı ons altının yılı olabilir. Bu yıl Fransa, Hong Kong, Brezilya, Şili gibi birçok ülkede artan sosyal huzursuzlukla 2020 yılına devredecek gibi duruyor. Jeopolitik risklerle beslenen ons altın yükseliş potansiyelini sürdüreceğini düşünüyorum. Bununla birlikte Fed’in para politikası, tahvil faizleri ve enflasyon dinamikleri ons altının yükseliş eğilimine yardımcı olabilir. 2019 yılında 1555$seviyesinde zirve yapan değerli metalin 1600$ seviyesine doğru yükseliş potansiyeli artabilir. Petrolde ise dinamiklerin petrol fiyatlarında volatilite yaratacak güçte olmasını beklemiyoruz. Bu anlamda 2020 yılında 2019 yılına kıyasla global büyümede oluşabilecek sınırlı güçlenme ile devam eden arz bolluğuna yönelik OPEC üretim kısıntılarının devam etmesi koşuluyla petrol fiyatlarını 75$ – 55$bandı arasında tutabileceğini düşünüyoruz.
Türkiye’de ise yılın ilk ayında gözler TCMB’de olarak. Merkez Bankasının Ocak ayı toplantısında 100 baz puan faiz indirmesine yönelik beklentiler bulunuyor. Ancak son toplantıda 200 baz puanlık faiz indirimi kur üzerindeki faiz kalkanını zayıflatmıştı. Dolayısıyla Merkez Banaksının enflasyonda kalıcı bir iyileşme görmeden erken adım atması Türk Lirasını rahatsız edebilir. Bu anlamda kurda 6 TL seviyesini test edebiliriz. Nisan ayında ise S400 füze tesliminden sonra ABD yaptırımlarının daha net bir şekilde geleceği ortam oluşabilir. Dolayısıyla 2020 yılında kurdaki hassas dengelen devam edecek gibi görünüyor. Merkez Bankası 2019 yılının ikinci yarısında 1200 baz puan faiz indirerek, ekonomik dinamikleri önemli ölçüde değiştirdi. Büyüme dinamiklerinde dipten dönüş sinyalleri gelmeye devam ederken, 2020 yılında yüzde 4 – 5 büyüme hedefimiz bulunuyor. Merkez Bankasının faiz indirim patikası ile birlikte kredi kanalının açılması tüketim artasını destekledi. Bu durumun 2020 yılında da sürmesini ve Merkez Bankasının enflasyon dinamiklerine bağlı olarak limitleri zorlamasını bekliyoruz. Enflasyonun 2020 yılında kalıcı bir şekilde tek hanede seyretmesi zor olsa da ekonomik büyümenin yüzde 3 – 4 arasında olması beklenebilir.
Herkese mutlu, güzel bir yıl dilerim.