Business News Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
EVRİLMEYİ BEKLERKEN…
‘Koronavirüs bizi bir havuza attı ve kurbağalama yüzün dedi. Biz kurbağalama yüzemesek de serbest yüzmeyi bildiğimiz için suyun üstünde kalmayı başardık. Türkiye’de pandemi ile eğitimin merkezine yerleşen uzaktan eğitimin özeti tamda bu…
Üniversitelerde koronavirüs salgını ile başlayan zorunlu tatil, uzaktan eğitimi mecbur kıldı. Dijitalleşmenin zorunluluk haline dönüştüğü dönemde, kimi üniversiteler için eğitimin yeni normaline uyum sağlamak pek de kolay olmadı. Bir virüs, eğitimdeki tüm eksiklikleri göstermeye yetti.
EĞİTİM, DEĞİŞİME AYAK DİREDİ!
Eğitimin, ne kadar değişime ayak dirediğini, dijital dönüşüm lafının ne kadar boşta kaldığını net bir şekilde virüs bize göstermiş oldu. Artık umarım bundan herkes dersini çıkartır ve dijital dönüşüme ayak diremeyi bırakır. Öğrencilere hak ettikleri çağdaş yöntemlerle eğitim vermeye çabalar.
Pek çok üniversite pandemi döneminde uzaktan eğitime hazırlıksız yakalandı. Evrilmeyi beklerken çok net bir şekilde devrildik. Bazı üniversiteler için online eğitim sözde kaldı. ‘Powerpoint dosyasını üstüne ses kaydı yapıp öğrencilere gönderdi bazı hocalar, pdf dosyası falan gönderdiler. 1840’ların mektupla öğretim stiline benzer bir eğitime geçti bütün ülke. Aslında dünyanın çoğunda da bu sorunlar görüldü. Sadece Türkiye’nin sorunu değil bu.. Gerçek anlamda çevrimiçi eğitim verebilmek için, en az altı aylık bir yatırım yapılması şart.
EKRANDAN KONUŞMAKLA ÇEVRİMİÇİ DERS OLMAZ!
Öğrenciye ekrandan konuşmak, çevrimiçi eğitim değil. Öğrenciye interaktif videolar göndermen, dersi oyunlaştırman gerekiyor. Sürekli öğrenciyi dersin içinde tutman gerekiyor. Sınıfı küçük gruplara parçalayıp kendi aralarında tartışmaları sağlaman gerekiyor. Bunları yapabilirsen; o zaman eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, inovasyon, takım çalışması, işbirliği gibi 21. yüzyıl yetkinlikleri tetiklenmiş olur. Dolayısıyla doğru verilmiş çevrimiçi eğitim, aslında yetkinlikleri de geliştiriyor.
Koronavirüs, bizi bir havuza attı ve kurbağalama yüzün dedi. Biz kurbağalama yüzemesek de serbest yüzmeyi bildiğimiz için suyun üstünde kalmayı başardık ve geleceği, yani neler yapılabileceğini gördük.
DÜNYA BUNDAN SONRA AYNI OLMAYACAK!
Asıl önemli olan, her fırsatta, çeşitli çevreler tarafından ifade edilen, “dünya bundan sonra aynı dünya olmayacak” ifadesi. Salgın süreci bize hiç bir şeyin diğerinden bağımsız olmadığını; eğitim, sağlık, ekonomi, siyaset, din, sosyoloji ilişkilerinin yeniden yorumlanacağı yeni bir dünya düzenine doğru gittiğimizi gösterdi. Yaşanan bu deneyimin, eğitim sistemini ve eğitimin geleceğini nasıl etkileyeceği ve yakın gelecekte yansımalarının ne olacağı, asıl üzerinde durulması gereken konu.
Sevgi ve ışığın birlikteliği sizlerle olsun,