Yurtiçi piyasalar için 24 Eylül Çarşamba günkü TCMB faiz kararı dönüm noktası oldu diyebiliriz. TCMB politika faizini beklentilerden farklı olarak 200 baz puan artırarak %8.25’den %10.25 seviyesine yükseltti. Piyasalar politika faizinin sabit tutulup, geç likidite penceresinde artırım olabileceğini bekliyordu. Bu açıdan piyasanın önünde bir adım olarak nitelemek mümkün. Ancak geç kalınmış bir adım olsa da yerinde bir karar oldu.
Karar metnine baktığımızda, TCMB enflasyon beklentilerindeki bozulmaya, dahası enflasyondaki ısrarlı güçlü duruşa dikkat çekiyor. Yılın sonuna doğru enflasyonda düşüş olabileceği beklentisini bırakmış görünüyor.
Bu nedenleri faiz artırımının temel nedeni olarak gösteriyor. Bu açıklamalardan TCMB’nin enflasyon hedeflemesine ciddi şekilde geri döndüğünü söylemek mümkün. Başka deyişle zaten süregelen sıkılaştırma politikası biraz daha ivmesini artırarak devam edecek görünüyor.
Kararın Ortodoks bir faiz kararı olması olumlu. Açıklama sonrasında Borsa endeksi ciddi şekilde yükseliş kaydetti. Özellikle bankacılık hisselerinde yabancıların güçlü ve yoğun alımlarını gördük. Dolar kuru 7.50 seviyelerine gerilemesinin ardından kendisine denge arıyor. Ancak bu faiz artırımının kurda daha stabil bir süreç getirmesi muhtemel.
En azından her gün yükselen bir dolar kuru görmeyeceğimizi düşünüyorum. Bu seyir yerini belli bir aralıkta stabil bir seyre bırakabilir. Açıkçası TCMB’nin asıl amacının dolar kurunu düşürmek değil, stabil bir sürece sokmak istediğini düşünüyorum.
TCMB bu artırım ile birlikte aynı zamanda para politikası koridorları olan gecelik O/N oranını %9.75’den %11.75’e, Geç likidite Penceresini (GLP) oranını %11.25’den %13.25’e artırmış oldu. Başka deyişle fonlama faizinde yükseliş yapmak gerekirse yukarıda daha fazla alan açmış oldu. TÜFE %11.77 seviyesinde bulunuyor.
TCMB aslında halen bu faiz ile negatif faiz duruşunu koruyor. Ancak fonlama kompozisyonu ile enflasyon üzerine çıkabilir. Ağırlıklı Ortalama fonlama Faizi (AOFM) oranının ilerleyen günlerde enflasyon seviyesinin de üzerine çıkması muhtemel görünüyor.
Yabancılar bu mesajı iyi almış olacak ki, kararın ardından aşırı iskontolu bulunan banka hisselerinde yoğun alıma geçtiler. Bu kararın önemi şurada diyebiliriz. Önceden kur riski gören yabancılar, bu karardan sonra Türkiye’de kurların daha istikrarlı seyredeceği konusunda güvende hissettiler ve giriş yaptılar. Aynı hareketi tavhil bono piyasasında da görmekteyiz.
Ancak bu kararın etkilerinin uzun soluklu olması ve daha etkili olması için başka adımlarında gelmesi gerekir. Örneğin BDDK swap sınırlarında iyileşmeye giderek, yabancıların TL’ye erişimini bir adım daha rahatlattı. Bu durum TL pozitif olarak algılanabilir. Özellikle CDS oranlarımızı da aşağı yönlü pozitif etkileyebilir.
Bunlara ek olarak, Doğu Akdeniz konusunda ılımlı gelişmeler, cari açıkta pozitif gelişmeler oluşması durumunda faiz artırımının etkisi ileride daha fazla hissedilebilir. BDDK’nın aktif rasyosu konusunda atacağı adımlarda bankalardaki alımları ilerleyen günlerde artmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak Borsa İstanbul’da önemli sinyaller oluştu ve zor ayların ardından daha keyifli bir iki ay geçireceğiz görünüyor.