Peki devletler kripto paralara karşı neden önlem almaya çalışıyor? Konuyu blok zinciri teknolojisi ve kripto para üzerine çalışma yapan Avukat Kaan Özçelik ile konuştuk.
Avukat Kaan Özçelik, “Son senelerde daha geniş kesimlerce bilinen ve tanınan blok zinciri teknolojisi, kripto paralar ve kripto para borsaları, dünyada olduğu kadar ülkemizde de daha yaygın hale gelmiştir. Bu yaygınlaşma esas olarak kripto paraların borsalar üzerinden alım satımının daha kolay ulaşılabilir olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple blok zinciri teknolojisi kripto para ile eş olarak anlamlandırılsa da kripto para sistemleri kendilerinden önce de var olan blok zincirleri üzerinde çalışmaktadır. Zincirin her bir halkası bir veri bloku olarak geçer ve transferler geldikçe bu blok içerisine kaydedilir. Her yeni işlem için yeni bir blok zincir halkası yaratılır ve bu iki halka gelişmiş şifreleme algoritmaları ile birbirine bağlanır. Bu zincirler üzerinde yapılan işlemler devam ettikçe, zincir uzamaya devam eder. Zincirin kırılmaması için ise bir blok yaratılırken o blokun içine bir önceki bloktan veri konulması gerekmektedir. Bu yolla oluşturulan her halka, zincirde bulunan tüm halkalar tarafından doğrulandığından sisteme sahte kripto para sokulmasının da imkânı bulunmamaktadır. Para sistemlerinin merkezi bir otoriteye bağlı olmasını reddeden kişilerce geliştirilen bu sistem, yaratılan elektronik para sistemiyle zenginleştirilmiş; bu sayede insanların anonim bir biçimde para transferi yapabilmesinin önü açılmıştır” dedi.
Blok Zinciri Nedir ve Nasıl Çalışır?
Güncel zamanda artık herkesin yeni yeni yakından tanımaya başladığı ancak aslında çok da yeni sayılmayacak bir teknoloji olan blok zinciri (Blockchain) teknolojisi, kökeni yıllar öncesine dayanan bir kayıt defterine benzetilebilir. Bu teknolojide zincirin her halkası bir veri bloku olarak ortaya çıkar ve yapılan işlemler bu halkaların içine yazılır. Bir veri bir kez bu halkalara yazıldığında tekrar değiştirilemez ya da silinemez. Verilerle dolan halkanın yanında yaratılan yeni halka ile bu zincir devam ettirilir ve iki halka değişik şifreleme algoritmaları ile birbirine bağlanır. Her bir yeni blokta bir önceki bloktan veri bulunur ve eğer blokta bir değişiklik yani hile yapılırsa, ana blok zinciri bu değişikliği anında algılayarak zincir doğrulama methodları ile bozuk halkayı düzeltir. Sisteme tekrar giriş için gerekli olan şey ise hileyi ortadan kaldırıp durumu düzeltmektir.
Günümüzde birçok farklı endüstride kullanılan blok zinciri teknolojisinin en önemli özelliği, gayrı merkezi ve dağıtık bir sisteme sahip olmasıdır. Merkezi sistemlerde, merkezin ele geçirilmesi ile sistem rahatlıkla manipüle edilebilir ve veriler üzerinde oynamalar olabilir. Bunun yanı sıra çıkabilecek değişik arızalar sonucu tüm sistem hasar görebilir. Blok zinciri teknolojisi ise tek bir merkeze bağlı olmadığı için bu gibi olumsuz durumlardan etkilenmez. Blok zinciri teknolojisi genellikle kripto para birimleri ile bağdaştırılır ancak esasta çok geniş bir çalışma alanına sahiptir. Bankaların yaptığı değişik işlemler, akıllı sözleşmeler, noter işlemleri gibi farklı işlemler, günümüzde blok zinciri teknolojisinin kullanım alanlarından birkaçı olarak sayılabilir.
Kripto Para Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Kriptografik protokoller kullanılarak tasarlanan ve karmaşık kod sistemleri sayesinde şifreli hale getirilen kripto paralar, yeni dijital para birimleri olarak ortaya çıkmıştır. Özgürlük ve herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmama üzerine kurgulanarak Satoshi Nakamoto isimli kimliği hala gizemini koruyan kişi ya da kişiler tarafından ortaya çıkarılan Bitcoin, insanlar arasında hiçbir aracı olmadan çalışan bir elektronik paradır. Bitcoin de blok zinciri teknolojisine bağlı olarak varlığını kazanmıştır. Dahil olduğu blok zincirinin ilk bloğu olarak bilinen Genesis blok yaratılarak bu elektronik para herkesin kullanımına sunulmuştur. Dünya genelinde en çok bilinen kripto para Bitcoin olmakla bunun yanında yüzlercesi daha dolaşımda kullanılmaktadır.
Kripto paraları geleneksel para sisteminden ayıran pek çok özellik bulunmaktadır. Herhangi bir kişi, kurum ya da kuruluş tarafından kontrol edilemeyen bu elektronik sistemler herhangi bir devlet otoritesi tarafından da kontrol altına alınamamaktadır. Bu paraların transferi sırasında herhangi bir kurum aracı kılınmamıştır. Kripto paraların transferi doğrudan dijital cüzdanlar arasında gerçekleşir ve dışarıdan hiçbir şekilde müdahale söz konusu değildir. Bu nedenle birkaç yıldır dünya genelindeki kayıt dışı para dolaşımının ana aracı haline gelmiştir. Örneklendirmek gerekirse ülkemizde MASAK olarak bilinen başlıca görevleri arasında para aklama suçunu önlemek olan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu, herhangi bir hesaptaki olağandışı bir hareketlilikte soruşturma açıp paranın hesaba düşmesini engellemeye varacak tedbirler alabilmektedir. Ülkemizde olduğu gibi her devletin bu amaca hizmet eden kuruluşları bulunmaktadır. Ancak bu kurumların hareket kabiliyetleri kayıt altındaki paraların hareketleri üzerinde olduğundan, dijital cüzdanlar arasından gerçekleşen kripto para transferi işlemlerinin boyutları ne olursa olsun herhangi bir denetim ve kontrol altına alınmaları mümkün değildir.
Kripto paraların üretimi için kullanılan madencilik sistemi, çeşitli donanım ve yazılımlar kullanılarak, bir dizi karışık matematik işleminin çözülerek karşılığında kripto para alınması esasına dayanır. Bu endüstrinin odak noktasında yer alan kripto para madencileri, direkt blok zincir teknolojisine bağlı olarak çalışmaktadır. Kripto paraların uygulama alanları zaman geçtikçe büyümekte ve şekillenmektedir. Dünyanın en büyük sermaye sahiplerinin geleceğe dönük finansal hedeflerinin arasında bulunan nakitsiz toplum hedefi, kripto paraların geleceğini sağlamlaştıran en önemli kriter olarak öne çıkar. Bu hedefi sağlayacak olan sistem blok zinciri teknolojisidir ve bu teknoloji ilerleyen yıllarda mülk alım satımı, siyasi parti seçimleri, sözleşmeler, noterlik faaliyetleri ve saymakla bitiremeyeceğimiz birçok alanda da uygulanabilir.
Kripto Para Borsaları
Ülkemizde kripto para ile alışveriş sistemi gelişmediğinden kripto paralar çoğunlukla yatırım aracı olarak kullanılır. İlk ilan edildiği dönemlerde daha yavaş geliştirilen bu sistem, son senelerde devletlerden büyük şirketlere kadar birçok farklı kesim tarafından tanınır hale gelmiştir. Bu durum kripto paraların çeşitli alanlarda ödeme amaçlı kullanılması sürecini de desteklemiştir. Kripto paralar, geleneksel bankacılık sistemlerinin aksine merkeziyetsiz olduklarından online olarak yönetilmeleri ya da manipüle edilmeleri mümkün değildir. Her türlü kripto para yalnızca gerçek sahipleri tarafından verilen emirlerle el değiştirebilir. Dijital cüzdan ismi verilen sistemlerde saklanan kripto paralar, yalnızca paranın sahibinin bildiği şifreler ile saklanır.
Kripto paraların ortaya çıkması ve yaygınlaşmasının hemen ardından, dünya çapında kripto para borsaları da daha bilinir ve tanınır hale gelmiştir. Kripto para alıcı ve satıcılarını buluşturan platformlar olarak tanımlanabilecek bu borsalar, yüksek işlem hacimleri ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Paralarını değerlendirmek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen kripto para borsaları, Türkiye’de de değişik isimlerde varlık göstermektedir. Bu borsaların birbirinden farkı, işlem hacmine ve yoğunluğa göre belirlenmekte ve aynı zamanda 5500’ün üzerinde olduğu paylaşılan değişik kripto para birimlerine göre şekillenmektedir. Herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmayan çeşitli kripto paralar bu borsalar üzerinden işlem görür ve kullanıcılar istedikleri alım satım işlemini yine bu piyasalar üzerinden yaparak kripto paralarını reel paraya dönüştürür.
Ancak kripto para borsalarında işlem yapanların bilmesi gereken ve gözden kaçan önemli bir husus mevcut. Kripto para borsalarında işlem yapmak isteyen biri yatırım sermayesini borsayı işleten şirketin kendisi için özgülediği hesaba gönderir. Aslında bu para doğrudan borsayı işleten şirketin hesabına düşer. Oluşturulan yazılımla borsa sistemine girdiğinizde sistem ara yüzünde parayı kendi hesabınızda görseniz de para borsayı işleten şirketin hesabındadır. Her ne kadar kripto para kimin hesabındaysa ondan başkasının para üzerinde işlem yapamayacağını belitmiş olsak da borsaya gönderilen parayla alınan kripto para sıcak cüzdandan soğuk cüzdana çekilene kadar aslında borsanın parasıdır. Kripto para borsalarındaki dolandırıcılık işlemleri bu temele dayanmaktadır.
Blok zinciri teknolojisine ve kripto paralara merkezi otorite tarafından bir kısıtlama getirilemeyeceği, kontrol altına alınamayacağını belirtmiştik. Ancak Kripto Para Borsaları ile yatırımcı arasındaki ilişki, borsaların bulunduğu merkezi otorite tarafından denetlenebilir. Zira yatırımcı ile borsa arasında Türk Borçları Kanunu md. 532 uyarınca kripto para alım satımına ilişkin komisyonculuk sözleşmesi akdedilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen bir kararda “Taraflar arasındaki uyusmazlık; kripto para alım-satımına dair komisyonculuk sözlesmesinden kaynaklanmaktadır. Uyusmazlıgın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nın 532 vd maddelerinin uygulanması gerekmektedir.” Denilerek ilişkinin hukuki boyutu açıklanmıştır. Bu husustaki en büyük sorun karşımıza kripto para borsalarının sair finans kuruluşları gibi Sermaye Piyasası Kurumu ve Merkezi Kayıt Kuruluşu gibi bir kurum tarafından denetlenemiyor, işlemlerin incelenemiyor oluşudur. Kripto para borsalarının sair finans kuruluşları gibi müşterilerinden aldıkları paralara karşılık depo etmek zorunda oldukları bir maddi karşılık bulunmadığından olası bir dolandırıcılık hadisesinde zararın tazmininin mümkün olamayacağı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Kripto para borsaları için öne çıkan ayırıcı faktörler arasında güvenlik ilk aşamada gelmektedir. Hacim, komisyon oranları, ulaşılabilirlik gibi etkenler ise yine borsa ayrımı yapılırken dikkat edilen konular arasında sayılır. Kripto para yatırımı yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise elbette ki dolandırıcılıktır. Sahte ve güvenilir olmayan web siteleri aracılığı ile yapılan dolandırıcılık işlemleri dünya genelinde pek çok ülkede kayıtlara geçmiştir. Kripto para çeşitliliği arttıkça, doğru orantılı olarak artan değişik kripto para borsalarının birtakım dolandırıcılık vakalarına karıştığı bilinmektedir. Ülkemizde de bu konuda bir kripto para borsası şirketinin yöneticilerinden birinin şirket hesabındaki varlıklarla beraber yurt dışına çıktığına yönelik iddialar basına yansımış ve farklı bir kripto para borsası da faaliyetini durdurduğunu açıklamıştır.
Blok zincir teknolojisi ile oluşturulan ve güvenliği de yine bu teknoloji sayesinde sağlanan kripto paralar, yıllar içinde binlerce kişi tarafından daha sık kullanılır hale geldiğinden, yüksek maliyetli ve yetersiz bulunan diğer para transferi yöntemleri yerine tercih edilmeye başlanmıştır. Kişiler ve şirketler sahip oldukları varlıkları kripto para şeklinde değerlendirmeye ve bu paraları yatırım aracı olarak kullanmaya başlamıştır. Bu kısımda devreye giren kripto para borsaları ise bu işlemlerin şeffaf bir biçimde, merkezi bir otoriteye ihtiyaç duyulmadan hızlı bir şekilde sonuçlanmasına aracılık etmiştir. Online ortamda kontrolleri sağlanamayan ve sadece blok zincir işlem veri tabanları üzerinden işlenen kripto paraların, gelecekte kullanılacak en büyük yatırım ve ödeme araçlarından bir tanesi haline gelmesi de beklenen bir durum olarak öne çıkmaktadır.
KRİPTO PARALAR MİRAS BIRAKILABİLİR Mİ?
Yukarıda kripto paraların yeni nesil yatırım aracı olarak görüldüğünü belirtmiştik. Yatırım konusundaki en önemli hususlardan bir tanesi yatırımın nesilden nesle sürdürülebilir olup olamayacağıdır. Bu konuda da önemli bir sorun mevcut. Kripto paraların transferi doğrudan dijital cüzdanlar arasında gerçekleşir ve dışarıdan hiçbir şekilde müdahale söz konusu değildir. Her türlü kripto para yalnızca gerçek sahipleri tarafından verilen emirlerle el değiştirebilir. Dijital cüzdan ismi verilen sistemlerde saklanan kripto paralar, yalnızca paranın sahibinin bildiği şifreler ile saklanır. Sorun da tam olarak burada başlamaktadır. Dijital cüzdan bir ağa özgüdür, kişiye değil. Dijital cüzdanı elinde bulunduran ve şifresini bilen aslında cüzdanın sahibidir.
2020 yılında Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nden verilen bir kararda “Günümüzde dijital mal varlıgının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik oldugu, kripto para adı verilen ve uluslar arası ödemelerde dahi kullanılmaya baslanmıs dijital sistemlerin var oldugu, yine astronomik reklam gelirleri saglayan sosyal medya hesaplarının gün geçtikçe arttıgı, aynı sekilde youtube ve benzeri dijital platformlarda salt reklam geliri ve hatta ücretli üyelik sistemi ile hizmet veren kanallar olusturuldugu bir ortamda dijital mal varlıgı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadıgı, bu konuda yasal bir bosluk bulundugu degerlendirilmistir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1.maddesi; “Kanun, sözüyle ve özüyle degindigi bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.” düzenlemesini içermektedir. Murisin e posta hesabı ve buna baglı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb maddi deger ifade eden ve TMK’nun 599.maddesi kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlıgının da tespitinin gerekecegi kanaatine varılmıstır.” Hükmü verilerek dijital mal varlığının da mirasen intikal edebileceği, intikal esnasında dijital mal varlığının tespit edilmesi gerektiği karara bağlanmıştır.
Ancak yukarıda açıkladığımız gibi dijital cüzdan ağı ve şifresi sahibinden başka kimse tarafından bilinemeyeceğinden, soğuk cüzdandaki kripto paralar ancak dijital cüzdan sahibinin noterden vasiyetname ile belirterek miras bırakması ile resmi olarak miras hükümlerine tabi olabilir. Kişinin kripto para borsalarındaki malvarlığı ise soğuk cüzdana göre nispeten daha kolay olarak; banka hesaplarındaki para, yabancı para cinsinden döviz ya da kıymetli madenin mirasçılara dağıtılması hakkındaki düzenlemelere tabi olacaktır.