Pandemiyle birlikte global değişimlerin hız kazandığına dikkat çeken Asbank Genel Müdürü Çağatay Karip, bu değişimlerden birinin de dijitalleşme olduğunu, Asbank’ın da geleceği dijital dönüşümde gördüğünü vurguladı.
Sektörde 35 yılı aşkın deneyime sahip Asbank, Kuzey Kıbrıs bankacılık sektöründe aktif büyüklüğünde 10. sırada yer alıyor. Sektörde artan rekabetin kendilerini motive ettiğini dile getiren Asbank Genel Müdürü Çağatay Karip ile Kuzey Kıbrıs’ta bankacılık sektörünü ve Asbank’ın hedeflerini konuştuk.
Asbank’ın Kuzey Kıbrıs bankacılık sektöründeki yeri ve öneminden bahsedecek olursak neler söyleyebilirsiniz?
Bu yıl sektördeki 36’ıncı yılımızı kutluyoruz. Bir yerde 36 yıl faaliyet göstermek bir banka için gerçekten çok zor. Hele ki Kuzey Kıbrıs gibi çok sınırlı imkanlara sahip bir yerde… Bankanın kuruluş amacı ve misyonu da çok farklı zaten. O yüzden aslında burada çalışıyor olmak da gurur verici. Asbank, Kurucumuz Cemal Adademir’in kendisi ve eşi Asiye Adademir adına kurduğu eğitim vakfının finansmanını sağlamak için kurulmuştur. Dolayısıyla arkadaşlarımızın da bu bilinçle çalışması bizim için çok onur verici bir durumdur. Ayrıca diğer iki şirketimiz de Asban Yatırım ve Güven Sigorta’dır.
Geçtiğimiz yılı sektörde aktif büyüklükte 10’uncu sırada bitirdik. Bu bizim için çok büyük bir başarı. 14-15’inci sıralarda başlayan yolculuğumuzda şu an 10’uncu sıradayız. Bundan sonrası biraz daha zor tabii ki. Üst sıradaki dostlarımız, rakiplerimiz daha büyük boyutta faaliyet gösteren, daha farklı grupları olan bankalar. Ama bu bizi daha da ilerlemeye teşvik ediyor. Önceki sene aktiflerini en fazla büyüten ikinci bankaydık. Bu anlamda da yine kar üretmeye devam ediyoruz.
Şube sayınız ve şubeleşme hedeflerinizden bahseder misiniz?
Nisan 2022’de 10’uncu şubemizi İskele’de açtık. Şubeleşmede mantıklı hedefler koymak gerekiyor. Yapmış olduğumuz fizibilite çalışmalarına göre birkaç şube daha açabileceğimizi öngörüyoruz. Şubeleşirken geleceği iyi okumak lazım.
Dokunmadığınız aile yok gibi diyebilir miyiz Kıbrıs’ta?
Umarım öyledir. 70 bine yakın müşterimiz var. Politikamız gereği dokunmadığımız işletme kalmasın istiyoruz. Bunun için yeni enstrümanlar geliştirmeye çalışıyoruz.
Sektörde bu anlamda hızlı balık mısınız?
Çevik yapıda olmamız gerekiyor. Çevik olamazsanız pastadan aldığınız dilim küçülür. Karar alma ve uygulamada daha hızlıyız. Ben, arkadaşlarım ve içinde bulunduğumuz yönetim kurulu, başkanından tüm üyelerine kadar bankayı hep kanaat birliği ile idare ediyoruz. Bu bizim için son derece önemli.
Sürdürülebilirlik politikanız konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Sürdürülebilirlik şu anda bizim ana temamız. Aktif kalitesinde, bilançonun büyümesinde, gelirlerde ve yapacağımız yatırımlarda sürdürülebilir olmaya odaklanıyoruz. Diğer taraftan yeşil enerjiye ve kadının toplum içindeki ve üretimdeki yerini yükseltmeye de özel önem veriyoruz. Bunun için özel bir kredimiz var. Farkındayız ki kadının geri planda kaldığı veya katma değerinin düşük olduğu bir toplum sağlıklı bir toplum değildir. Bu yüzden onları daha fazla söz sahibi yapabilmeyi istiyoruz. Çalışanlarımızın yaklaşık yüzde 60-65’i kadındır. Yöneticilerimiz içinde de kadınların oranı fazladır. Bu bizim için mutluluk verici bir durum.
Kuzey Kıbrıs bankacılık sektörünü nasıl değerlendirmek istersiniz?
Bana göre Kuzey Kıbrıs bankacılık sektörü gerçekten mucizelere sahne oluyor. Çok kısıtlı ekonomik aktörlerle ve faktörlerle çok büyük ve yüksek kalitede aktif büyüklüğüne ulaştık sektör olarak. KKTC Merkez Bankası’nın yayınlamış olduğu son bültene göre bankacılık sektörünün toplam aktifleri ülkenin gayri safi milli hasılasının 3 katına yaklaşmış durumda. Gerek işletmeler gerekse bireyler finansman ihtiyacı duyduklarında ilk olarak bankaların kapısını çalıyorlar.
Yerli bankaların Türkiye bankalarına karşı bazı dezavantajları olsa da rekabetin gelişiyor olması sevindirici. Türkiye’deki bankalar yurt dışından uzun vadeli krediler sağlayabiliyorlar. Bizim maalesef böyle bir şansımız yok. Tüm yerel bankalarda uzun vadeli kredilerin vade ortalaması 6-7 yıldır. Vadesi 10 yıla kadar giden krediler de var ama bunların fonlaması kısa vadeli mevduattan sağlanıyor. Dolayısıyla tüketiciye de bunu sunmakta zorlanıyoruz. 15-20 yıl vadeli bir yatırım kredisini kendi içimizde farklı koşullarda sunmaya çalışıyoruz. Bu bizi biraz rekabette geriye bırakıyor. Böyle bakınca buradaki reel sektörün de bankaların da kahramanca mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
Yeri gelmişken reel sektörün durumunu da konuşalım biraz…
Kuzey Kıbrıs ekonomisinde lokomotif sektörler turizm, eğitim ve inşaat sektörleridir. Bunların yanında başka sektörleri de düşünmek lazım. Ancak bir sektörün gelişebilmesi için bazı parametreler var. Onların başında iş gücü, hammadde, doğal kaynaklar ve enerji geliyor. Bunları bugünkü konjonktürde Kuzey Kıbrıs’ta düşük maliyetlerle sağlamak çok zor. Bunlar olmayınca bizim gayri safi milli hasılayı artırmamız, artırmaya yardımcı olmamız mümkün değil. Bunlar rekabet edilebilirliğin dışındalar. Enerji fiyatları dünyada artıyor. Kuzey Kıbrıs elektriği fueloille sağlıyor. Tedarik etmekte zorluk yaşanıyor. Ambargolardan kaynaklı olarak hammaddenin ülkeye getirilmesi ancak Türkiye’den Mersin limanı üzerinden olabiliyor. Tabii bu ürünlerin sigortalanması da gerekiyor. Bütün bunların yanında üreticinin finansmana ulaşması gerekiyor. Bu da sıkıntılı bir konu. Ancak bu zorlukları bahane edip yılgınlığa da düşemeyiz.
Pandemiyle birlikte önemi artan kavramlardan bir tanesi de dijitalleşme. Bu konuya bakışınız nedir? Asbank olarak dijitalleşme adımlarınızdan söz eder misiniz?
Müşterinin talepleri, tüketim trendleri her an değişiyor. Bizim de bankalar olarak bunların sürekli nabzını tutmamız gerekiyor. Ben ve birlikte çalıştığım arkadaşlarım, kendini geliştirmeyen, yenilemeyen hiçbir bankanın veya şahsın bankacılık sektöründe kalabileceğini düşünmüyoruz. Sürekli sektörde neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. En fazla beslendiğimiz konu sektördeki rekabetin giderek artması. Artık tek bir bankanın burada bütün pastaya sahip olması mümkün değil. Yavaş yavaş yeni oyuncular geliyor, oyunun kuralları değişiyor. Global çaptaki değişimler burada da gerçekleşiyor. Dijitalleşme de bunların başında geliyor.
Dünyada bankacılık işlemlerinin yüzde 85’i internet bankacılığı ve mobil bankacılık kanalları üzerinden geçiyor. Şimdi Kuzey Kıbrıs’ta bu oran o kadar yüksek değil ama olmayacak bir şey de değil. Yeni nesillerin kullanım alışkanlıkları nedeniyle zincir bir yerde kırılacak. 35 yaş ve üzeri biraz daha inovasyona uzak iken, onun altındaki yaş grubu çok daha yakın ve banka tercihlerini dijital kanalları olan bankalardan yana yapıyorlar. Burada müşteri deneyimleri ve müşteri beklentileri ön plana geliyor. Bu konuda pandemi döneminde başlayan araştırmalarımız sürüyor. Asbank olarak 2 yıldır önemli yatırımlarımız var.
2021 yılında da dijitalleşmede kendimize göre çok büyük adımlar attık. Öncelikle “CoretechsS-Ana Bankacılık Sistem Değişikliği” projesini hayata geçirdik. İş sürekliliğini aksatmadan, müşteri memnuniyetini koruyarak bu değişimi sağladık. İkinci olarak analitik raporlama sistemimiz (PBA) üzerinde geliştirmeler yaptık. Kurumsal web sitemizi yeni nesil web sitesi özellikleri ekleyerek geliştirme çalışmaları başladı. Bu çalışmanın paralelinde mobil bankacılık uygulama fonksiyonlarının çoğaltılması ve geliştirilmesi çalışmaları başlatıldı.
Şu anda kullanım düzeyi nedir müşteri bazında baktığımızda?
Dijitalleşmede şu anda bir deneyimleme düzeyindeler. Çoğunun internet bankacılığı veya mobil bankacılık hesabı var. Ancak aktif kullanım yüzde 20’lerde. Aktif kullanımı yüzde 50’nin üzerine çıkarmamız gerekiyor. Yapılan araştırmalara göre; şubelerde bir operasyon işleminin maliyeti 4 dolar iken, internet bankacılığı veya dijital kanallarda 10 cent. Kuzey Kıbrıs bankacılık sektörü emek yoğun bir sektör. 22 bankada yaklaşık 1.200 çalışan var. Asbank’ın da 190’a yakın personeli var. Artan dijitalleşmeyle birlikte bu sayı 120-130 kişiye inebilir. Ama bunun için biraz daha vaktimiz var.
Peki, Kuzey Kıbrıs’ın altyapısı bu dönüşüme ne kadar elverişli şu anda?
Altyapı yatırımları yetersiz. Mesela internet altyapısında şu an hala 3G’yi kullanıyoruz. Bu çok kötü. Dünyada hala 3G’yi kullanan sayılı ülkelerden biriyiz herhalde. Burada birçok üniversite, akademisyen ve öğrenci var. Bana göre Kuzey Kıbrıs’ın bir ekonomi modeli bulması lazım. Bu Singapur modeli olabilir, Kore modeli olabilir veya başka bir model olabilir ama bu modelin içinde mutlaka Ar-Ge, inovasyon ve dijital dönüşüm yer almalı. Teknokentler kurulmalı. Bunun için bürokrasinin devreye girip alan tahsis etmesi, yatırım teşvikleri sağlaması lazım. Kuzey Kıbrıs’taki eğitim kalitesi çok yüksek. İnsanlarımızın zaten çoğu yurt dışında eğitim almış durumda. Bütün bunları denkleme kattığımızda yeni bir ekonomi modeliyle Kuzey Kıbrıs hızlı bir dönüşüm gerçekleştirebilir.
Böyle bir dönüşüm için nasıl bir politikaya ihtiyaç var sizce?
Vizyonların değişmesi lazım. Başta iktisadi teşekküller, finans sektörü, üniversiteler, bürokratlar vs. bir araya gelip Kıbrıs’ın SWOT analizini çalışması lazım. Bu çok faydalı olur. Burada yatırım yapan önemli kuruluşlar var. Turkcell, Vodafone gibi kuruluşlar var, Türkiye’den gelen bankalar var. Bunlar gerçekten çok büyük kuruluşlar. Eğer tüm paydaşlar bir model üzerinde anlaşır ve siyasi istikrar sağlanıp bürokrasi de azaltılırsa tüm zorlukların aşılacağına inanıyorum.
Son sözlerinizi de almak isteriz…
Bence önümüzdeki dönemde ekonomi çok daha iyiye gidecek. Bankacılık sektörüne bu büyüyen ekonomi içinde çok fazla ihtiyaç olacağının farkındayız. Bu sektörde faaliyet gösteren bankalardan bir tanesi olarak misyonumuzu biliyoruz. Asbank olarak daha da yenilikçi olmaya devam edeceğiz. Şubeleşmelerimiz zaten bunun göstergesi. Sadece şubeleşmek değil, şubelerin kendi inovasyon tarzı da buna yönelik olarak geleceği yansıtıyor. Şunun farkındayız; bankalar müşterilerin beklentileri ile gelecek arasında dijital bir köprüdür. Biz de bunun bilinciyle kendimizi yenileyeceğiz ama biraz zamana ihtiyacımız var.