2022 yılının son iki ayına girmiş bulunmaktayız. Geçtiğimiz iki yıl salgın kaynaklı endişeler daha baskın hissedilirken, bu sene salgın etkisini yavaş yavaş yitirmeye başladı. Dünya normalleşti ve bu seferde savaşla karşı karşıya kaldık. Şubat ayında patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı, dünyada tedirginliğin artmasına yol açtı. Savaş nedeniyle enerji fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve bu nedenle yükselen bir enflasyonla burun buruna geldik. Enflasyonu düşürmek adına majör merkez bankalarının agresif bir şekilde para politikalarını uygulaması ve bu nedenle artan resesyon endişesiyle, risk iştahının zayıf seyrettiği günler yaşandı. Ne yazık ki, bu bahsettiğim konu başlıkları hala etkisini sürdürüyor. Kasım ayı içinde bunların risk iştahının seyrinde belirleyici olmasını beklemek mümkün.
Kasım ayının en çok konuşulan konusu hiç kuşkusuz yine Fed olacaktır. Amerika Merkez Bankası (FED) 1-2 Kasım tarihlerinde toplanacak ve 2 Kasım günü faiz kararını açıklayacak. Eylül ayı istihdam ve enflasyon verileri, Fed üyelerinin şahin açıklamaları, Fed’in kasım ayı toplantısında da 75 baz puanlık faiz artışını gerçekleştirmesi yönünde bulunuyor. Fed ile ilgili bu beklentilerin fiyatlara yansıtılmasıyla gücünü koruyan Dolar, piyasalar üzerinde baskıya neden oluyor. Tahvil faizlerindeki oynaklık, borsalarda yaşanan sert fiyat hareketleri ve altın fiyatlarında aşağı yönlü tepkilerin sürmesine yol açıyor. Kasım ayı içinde piyasalardaki oynaklığın devam etmesini bekleyebiliriz. Yazıyı kaleme aldığım dönemde, ABD’de açıklanan bilançoların etkisiyle küresel piyasalarda risk iştahının toparlandığı görülüyor. Ancak bu hareketin çok kalıcı bir durum olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. Yazının başında da belirttiğim gibi devam eden riskler karşısında piyasalar tedirgin bu da bir süre daha risk iştahında kalıcı bir toparlanmayı gündeme getirmeyebilir. Kasım ayında Fed toplantısından sonra ekim ayına yönelik istihdam ve enflasyon verileri takip edilecektir. Veriler sonrası Fed’in 13-14 Aralık toplantılarına dair beklentiler netleşip bunun da yine fiyatlar üzerinde etkisini görmeye devam edeceğiz. Yüksek enflasyon rakamları karşısında ve hala enflasyonu yükselten faktörlerin sürmesi sebebiyle Fed’in bir süre daha şahin duruşunu koruması bu nedenle aralık ve gelecek senenin ilk çeyreği için faiz artışlarının hız kesmeden devam etmesi beklenebilir. Dolayısıyla güçlü dolar etkisini koruyabilir. Fed’in piyasaya vereceği mesajlarında doların seyrini etkileyebileceğini unutmamakta fayda var.
Borsa İstanbul’da 19 Ekim 2022 itibariyle yıl başından bu yana %108 getiri sağladığı görülüyor. Ekim ayının nasıl sonlanacağını tahmin etmem güç. Ekim ayının ortası, üçüncü çeyrek finansal dönemi başladı. Bilanço beklentileri ve açıklanan bilançoların etkisiyle borsada hisse ve sektör bazlı ayrışmaların yoğunlaştığı ve endekste yükseliş potansiyelinin arttığı dikkat çekiyor. Yeni zirveler test edilirken, yılın son iki ayına girdiğimiz bu dönemde Borsa İstanbul için yükseliş potansiyelinin korunacağı ve buna bağlı olarak olası düzeltme hareketlerinin yeni pozisyonlanmalar için uygun olabileceği düşüncesindeyim.
Daha önceki yazılarımda da ele aldığım gibi petrolün ana hikayesi arz-talep dengesizliği olarak görülüyor. Salgın endişelerinin azaldığı bu yıl, dünyanın normalleşmesiyle petrolde talep iyileşmeye başlamış ve bu da fiyatların biraz daha dengelenmesini desteklemişti. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının başladığı dönem sonrası piyasaya yeteri kadar üretim yapılamaması ciddi anlamda arz sıkıntısını beraberinde getirdi ve bu da petrol fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesine yol açtı. OPEC+ grubunun ekim ayı toplantısında aldığı karar, Kasım 2022’den itibaren günlük petrol üretimini 2 mn varil azaltılacağı yönünde. Bundan önceki dönemlerde petrol üretimini arttırmaya çalışan OPEC+ grubunun, kasım ayında aldığı bu karar, arz sıkıntısının daha da artmasına yol açmış durumda. Bir yanda Çin ekonomisine dair endişeler, Fed’in agresif tavrı, doların güçlenmesi ve resesyon endişeleri, petrolde talebi baskılamaya devam ederken, bir yandan OPEC+ grubunun petrol üretimini azaltması işleri daha da karmaşık hale getirmiş durumda. Temmuz ayında, ABD Başkanı J. Biden’ın Ortadoğu ziyaretinde Suudi Arabistan Prensiyle görüşmesi ve Arabistan’ın ek üretim yapabiliriz şeklindeki açıklamalarına karşın OPEC+ grubunun aldığı bu tavır, ABD kanadını kızdırmış durumda. Başkan Biden’ın petrol fiyatlarındaki yükselişin önüne geçmek için yeni tedbirler almaya devam edeceğini ve son dönemde de stratejik petrol rezervi(spr) satışlarının daha da sıklaştırma ihtimalinin yüksek olduğu söyleniyor. Ancak ABD’nin spr konusundaki adımları açıkçası fiyatlardaki oynaklığın önüne geçemediği gibi fiyatların düşmesini de desteklemiyor. OPEC+ grubunun 4 Aralık’ta toplantısı bulunuyor. Kasım ayında petrol fiyatlarının seyrini, ABD ve OPEC+ grubundan gelecek açıklamalar ve Fed’in mesajları yine etkileyebilir. Aynı zamanda, Çin ekonomisiyle ilgili gelişmelerinde takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Toparlayacak olursam, petrol fiyatlarında hala net bir yönden bahsetmek kısa vade için biraz daha zorlaşmış durumda. Özellikle doların güçlü seyri, petrol fiyatlarını baskılamaya devam edebilir. Ancak bir yanda da arz sıkıntısı nedeniyle petrol fiyatlarında da yükseliş görebiliriz. Bu nedenle kasım ayında da fiyatlardaki hareketliliğin sürmesini ancak geri çekilmelerden ziyade yukarı yönlü tepkilerin biraz daha yoğun olmasını beklemek mümkün diye düşünüyorum.
Herkese şimdiden bol sağlıklı, kazançlı bir Kasım ayı dilerim…