Sigortasız çalıştırılan işçi, sigortasız çalışmayı iş akdinin başında kendi iradesiyle kabul etmiş olsa dahi işçinin sigortasız çalıştırılması mümkün değildir. Zorunlu sigorta kanun tarafından emredici bir düzenleme olmakla, işçinin ve işverenin bunun aksine bir anlaşma yapması mümkün değildir. Dolayısı ile sigortasız çalışan işçi, İş Kanunu gereği haklı nedenle iş akdini feshetme imkanına sahiptir. Bu durumda işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Bununla birlikte, sigortasız çalıştırılan ya da ücreti sigortaya gerçek ücretinin altında bildirilen işçi, bu konuda bir hizmet tespiti davası açarak sigortasız çalıştığı dönemin tespitini talep edebilir.
Hizmet tespit davası nedir?
Günümüzde işverenlerin birçoğu çalıştırdıkları işçilerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmeyerek kayıt dışı işçi çalıştırmaktadır. Ancak bu durum özellikle uzun vadeli sigorta bakımından problemler doğurmaktadır. Bu durumun yanı sıra işçilik hak ve alacaklarına ilişkin bir uyuşmazlık meydana geldiği durumlarda, işçi açısından bir hak kayıplarına sebep olmaktadır. Bu hak kaybını önlemek için kayıt dışı çalışan işçilerin gerçek hizmet süresini tespit etmek amacıyla hizmet tespit davası açılması gerekmektedir.
Hizmet tespit davası açılmasının şartları nedir?
İşçinin, işverene karşı çalıştığı sürenin tespitinin yapılabilmesi 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 8. fıkrasında “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmektedir. İşveren tarafından kuruma bildirilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen işçiler, iş akdinin sona erdiği yılın bitiminden başlayarak beş yıl içerisinde çalıştıkları sürenin tespiti amacıyla iş mahkemesine başvurabilmektedir. Kanunda düzenlenen bu beş yıllık süre, Yargıtay içtihatlarıyla hak düşürücü süre olarak belirlenmiştir.
Hizmet tespit davası kime karşı açılır?
Hizmet tespit davası, işçinin nezdinde çalıştığı eski işvereni karşı açılmaktadır. Eski işvereninin ölmesi durumunda işçi davalı olarak işverenin mirasçılarına karşı dava açabilmektedir. Eğer eski işveren işyerini devretmiş ise eski işverenin prim borçlarından müteselsil sorumlu olması gerekçesiyle yeni işverene karşı da işbu dava açılabilmektedir.
SGK işbu dava açılırken, eski düzenlemenin aksine davalı olarak gösterilmemektedir. Yeni düzenlemede kanun koyucu SGK’nın zorunlu dava arkadaşı olarak davada taraf olmasını istememiştir. Dava, işveren aleyhine açıldıktan sonra kuruma ihbar edilmek suretiyle fer’i müdahil olması sağlanmıştır. Üstelik davalı işveren, kanun yoluna başvurmasa bile fer’i müdahil olarak kanun yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemede SGK’ya açılacak davalarda kuruma başvuru zorunluluğu getirilmesine rağmen, hizmet tespit davaları bu zorunluluktan muaf tutulmuştur. Böylece kuruma başvuru yapılmadan, doğrudan iş mahkemelerine dava açılabilmesinin önü açılarak işçi lehine bir düzenleme yapılmıştır.
Hizmet tespiti davası nerede açılır?
Hizmet tespiti davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu genel yetki kuralları gereği davalı işverenin ikametgâh yerinde veya işin fiilen görüldüğü yerde açılmalıdır. İş hukukunda yetki kamu düzeninden olup, bu yerler dışında bir mahkemede açılan davalarda resen yetkisizlik kararı verilir.
Hizmet tespit davasında ispat nasıl sağlanır?
İspat yükümlülüğü HMK’daki genel kurala uygun olarak, sigortalının üstündedir. Ancak Yargıtay içtihatları bu davanın işverene karşı aciz durumda olan işçiyi koruma gayesi güderek, kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle re’sen araştırma yükümlülüğü getirmiştir. Bu sebeple işçinin, davasını mutlaka resmi belge ile ispatlamakla zorunluluğu bulunmamaktadır. Tanık dahil her türlü delille davasını ispatlayabilmektedir ancak yemin hariç tutulmuştur. Yargıtay içtihatlarında tarafların ileri sürdüğü deliller arasında bir hiyerarşi belirleyerek, eşdeğerdeki delille kanıtlama ilkesini benimsemiştir. Bu ilke uyarınca resmi belge veya yazılı bir belge ile ispat edilen bir durum tanık delili ile bertaraf edilemeyecektir.
Hizmet tespit davası, kamu düzenini ilgilendirdiği için hakimin re’sen araştırma yükümlülüğü kapsamında; işçinin uyuşmazlık yaşadığı işyerindeki çalışanları veya komşu işyerinde çalışan işçileri re’sen tanık olarak dinleyebilmektedir.
Hizmet tespit davasının sonuçları nelerdir?
Hizmet tespit davasının, verilen karar sonucu sigortalı olarak bildirilmeyen süre, yeni prim ödeme gün sayısı ve o günlerdeki prime esas kazanç tespit edilmiş olmaktadır. SGK işverenin bildirmediği döneme ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesini isteyerek ayrıca işverenin bildirmediği döneme ilişkin primleri, gecikme zammı ve gecikme cezası ile işverenden tahsil etmektedir.