Ezber bozan yazılara devam ediyoruz.
Piyasalarda ne zaman biraz sıkıntı olsa, her sektörden dernek başkanları vb. (Bunlar seçilmiş ulu insanlardır, bazıları 30 senedir görevdedir. Mesela ben ilkokulda iken bir federasyonun başında olan kişi şu an halen gene aynı federasyonun başındadır.) devletin piyasalara müdahale etmesini isterler. Mesela bir Ticaret Odası Başkanı döviz kurları hareketlenmeye başladığında, Merkez Bankası’nın kendi üyelerine piyasa dışı fiyatlama ile daha ucuza döviz satmasını isteyebilmişti!
Haydi Marx’dan vazgeçtik; ideolojik olarak karşıdırlar ama bari liberalizmin temel kitabı olan Adam Smith’in* Ulusların Zenginliğinin Nedenleri’ni okumuş olsalar iktisadi faaliyetlerin ancak piyasanın kendi dinamikleri ile denge bulacağını öğrenebilirlerdi. Piyasada bir “Görünmez el” vardır ve kim ya da hangi kurum, hangi piyasa dışı müdahaleyi yaparsa yapsın, piyasada fiyat, olması gereken fiyat olacaktır. Tarih bu konuda örneklerle doludur. Osmanlı tarihinde de devlet fiyatlara sık sık narh koymaya çalışmış, işe yaramayınca paranın değerini düşürmüş, (sikkelerin içindeki altın miktarının düşürülmesi, enflasyon) sonrasında da alım gücü düşen ve Saraya diklenebilecek tek organizasyon olan yeniçeriler Saraya yürümüşlerdir.
Çok yakın zamanda ziyaret ettiğim Küba da devletin ekonomiye müdahalesine iyi bir örnektir. Mayıs 2022 tarihinde resmi kur 1 Avro 30 Peso iken, ben ve arkadaşlarım 1 Avroyu sokakta 115 Pesoya bozdurduk. Ülkede ürün sıkıntısı da vardı; mallar karaborsadaydı. Parası olan reel fiyatı ödeyerek karaborsada her türlü mala ulaşıyor, parası olmayan da devletin ilan ettiği fiyatlara bakıp, mallara erişemeyip iç geçiriyordu!
Halbuki bu işlere kafa yoran bilgeler, mesela Milton Friedman* yıllar önce bu konuları çözmüştü.
“Devletin faaliyet alanı sınırlandırılmalıdır. Devletin başlıca görevi, kanun ve düzeni sağlamak, özel teşebbüslerin kendi aralarındaki sözleşmelerin yürürlüğünü temin etmek ve rekabetçi piyasaları teşvik etmek suretiyle özgürlüğümüzü korumak olmalıdır. Hükümet sahada aktif bir oyuncu değil hakem olmalıdır.”
“Bir probleme hükümetin getireceği çözüm genellikle problemin kendisi kadar kötü olur.”
“Korumacılık gerçekte tüketiciyi sömürmek demektir.”
Son yıllarda ekonomimizin bir türle düze çıkamamış olmasının sebepleri ise kamunun müdahalelerinden başka bir şey değildir.
Unutulmamalı ki her müdahale bir ekonomi oyuncusunu rahatlatırken diğer oyuncuya zarar verir. Onlarca örnek verilebilir ama üç örnekle açıklayalım. 1)Perakende sektörünü rahatlatmak için, döviz kontratlarına sınır getirilip kiraların TL.’ye dönülmesi, mağazacıları rahatlatırken, bu yatırımları yabancı para kredilerle, banka fonları ile yapan AVM yatırımcılarına zarar vermiştir. 2) Bankaların kar dağıtımına izin verilmeyerek, biriken karlar ile kredi vermeye zorlanmaları hem kredi kalitesini düşürdü hem de enflasyona sebebiyet verdi. Her vatandaş her ürüne bugün geçmiş yıllara göre çok daha yüksek bedeller ödemek zorunda. 3) Kur Korumalı Mevduat ile döviz tasarrufu sahiplerine kura dayalı TL ödemeler yapılarak kur baskı altında tutuldu. Neticesi ise döviz hesabı sahiplerine Hazineden yani hepimizin cebinden işbu yazı tarihi olan Aralık 2022 itibari ile 91 Milyar TL. ödeme yapılmasına sebebiyet verdi. Bu paranın bir yerden çıkması gerekiyordu. O nedenle geçen sene 400 TL.’ye dolan bir aracın deposu bu sene 1.400 TL.’ye doluyor. Geçen sene 20 TL. olan bir paket sigara bugün 33 TL.
Ekonomi bir denge mekanizmasıdır. Taraflardan birini destekliyorsanız diğerinin cebinden alıyorsunuz demektir. Cebinden alınan da sesini çok çıkartamayan, esasen Devletin koruması, gözetmesi gereken dar gelirli halk kesimleri iken fiiliyatta durum tam tersi oluyor.
Ne demişti Friedman, tekrarlayalım. “Bir probleme hükümetin getireceği çözüm genellikle problemin kendisi kadar kötü olur.”
Ülkemiz ekonomisi iktisat ve matematik bilimlerine göre yönetilmediği ve kamunun elini piyasadan çekmediği sürece istikrara kavuşmamız zor gözüküyor.
*Adam Smith; “Kapitalizmin Babası” olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsüdür. Ahlaki Duygular Teorisi ve Yaratılışın Sorgulanması ve Ulusların Zenginliğinin Nedenleri adlarında iki klasik eserin sahibidir.
*Milton Friedman; Tüketim analizi, para tarihi ve teorisi ve istikrar politikasının karmaşıklığı üzerine yaptığı araştırmalardan dolayı 1976 Nobel Ekonomi Ödülü’nü almış Amerikalı ekonomist.