ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 1 Şubat 2023’de açıklayacağı faiz kararı öncesi Fed yetkililerinden farklı tonda açıklamalar gelse de, Fed’in faiz artırımlarına bir süre daha devam edeceği kesin gibi gözüküyor. Bununla birlikte piyasalar ise Powell’ın konuşmasında Fed’in faizleri hangi seviyeye kadar artıracağına ve o seviyede ne kadar tutacağına dair açıklamalarına kilitlenmiş durumda olacak. Fed, ardı ardına gerçekleştirdiği 75 baz puanlık 4 faiz artışı sonrası bir önceki toplantıda faiz artış hızını düşürerek 50 baz puana indirdiğini hatırlatmakta da fayda var.
Fed’in majör merkez bankaları arasında faiz kararı öncesi piyasayı en iyi yönlendiren merkez bankalarından biri olması, faiz artış politikasının netleşmeye başladığı bu zamanlarda Fed yetkililerinden gelen açıklamaların önemini ciddi oranda artırıyor. Fed Guvernörü Christopher Waller dahil bir çok Fed yetkilisinin 25 baz puanlık bir faiz artışından yana olduğunu belirtmesi, Fed’in faiz artış hızının Şubat ayındaki faiz kararında 25 baz puana kadar gerileyebileceği beklentisini piyasalar nezdinde arttırdı. Son yapılan projeksiyonlarda ise Fed yetkililerinin faizin bu sene yüzde 5,1’e yükselmesini ve 2023’e kadar burada kalmasını beklediğini gösteriyor. Fed’in faizi üst sınır olarak yüzde 5,1 seviyesine yükseltme ihtimali JPMorgen gibi bazı ABD kurumlarının modellerinde, ABD’deki resesyon ihtimalini azaltması piyasaları pozitif anlamda desteklerken faizin ne kadar uzun süre bu seviyede kalacağı bu projeksiyonların doğruluğu açısından önemli olacak.
Fed’in faiz kararında en önemli göstergelerinden biri olan ABD TÜFE verisinin aylık bazda yüzde 0,1 düşüş göstermesinde enerji kalemindeki yüzde 4,5’lik azalma etkili olmuştu. Rusya’nın askeri personel sayısını 1,5 milyona çıkartması ve Ukrayna’da yürütülen ‘’özel askeri operasyonun’’ başına Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’nun atanması Rusya’nın Ukrayna’ya yapacağı ikinci büyük ölçekli saldırı ihtimalini artırıyor. Rusya’nın Ukrayna’ya yapacağı büyük ölçekli olası bir saldırı, enerji fiyatlarında 2022’nin bahar aylarındaki gibi bir etki yaratması beklenmese de, enerji fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturabilir. Enerji fiyatlarında gerçekleşebilecek yukarı yönlü hareketler ise Fed yetkililerinin faiz artırım politikalarında ve söylemlerinde değişikliğe giderek şahin tutum sergilemesine neden olabileceği riskini oluşturuyor.
2023 yılında merkez bankalarının politika farklılıklarından kaynaklı doların diğer para birimlerine karşı oynaklığının devam edeceği görüşünü sürdürüyoruz. Fed’in aşırı agresif bir tutum sergilememesine ek olarak Avrupa Merkez Bankası yetkililerinin faiz artırım yönündeki söylemlerini artması, EUR/USD paritesini desteklemesine paralel, dolar endeksinin de 100 seviyesine doğru yaklaşmasını sağladı. Dolar endeksindeki geri çekilmenin devam etmesi, bir süredir yatay seyrini sürdüren Dolar/TL kuruyla birlikte ihracat avantajını sınırlı ölçüde kaybeden Türkiye için önemli olacak. Fed’in piyasa beklentisi doğrultusunda faizi 1 Şubat’ta 25 baz puan artırarak yüzde 4,50 – 4,75 aralığına yükseltmesinin piyasalardaki etkisinin sınırlı olacağını düşünüyoruz. Buna karşın Fed Başkanı Jerome Powell’ın konuşması dikkatle takip ediliyor olacak. Powell’dan gelebilecek güvercin tondaki açıklamalar borsalar ve değerli metaller başta olmak üzere finansal piyasalardaki risk iştahının artmasında etkili olabilir.