
Piyasaların dikkat kesildiği Temmuz ayı faiz kararında, piyasalar 25 baz puanlık faiz artışına kesin gözüyle bakmasına karşın dikkatler, gelecek faiz politikasına yönelik Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı konuşmada olacak.
Şuan için piyasalar, 26 Temmuz tarihinde gerçekleşecek faiz kararına ilişkin %99,2 ihtimalle 25 baz puanlık faiz artışıyla faizlerin %5,25 – %5,50 bandına çıkartılacağını fiyatlarken, 20 Eylül’de gerçekleşecek faiz kararında faizlerin %83,5 ihtimalle %5,25 – %5,50 aralığında sabit bırakılacağını, 13 Aralık tarihinde gerçekleşecek yılın son faiz kararında ise %60,2 ihtimalle faizlerin tekrardan %5,00 – %5,25 bandına düşürüleceğini fiyatlıyor.
Son zamanlarda açıklamalarda bulunan Fed üyelerinden San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ve Fed Yöneticisi Christopher Waller’da dahil olmak üzere bir çok Fed yetkilisi, ekonomik aktivitelere vurgu yaparak Temmuz ayı dahil bu sene 2 faiz artışı yapılmasını beklediğini belirtirken piyasaların yıl sonunda faizlerin %5,00 – %5,25 aralığında olacağını tahmin etmesi dikkat çekiyor.
Piyasa fiyatlamalarında Haziran ayı ABD TÜFE verisinin aylık bazda piyasa beklentisi olan %0,3’ün altında %0,2 ve yıllık bazda %3,1 olan piyasa beklentisinin altında %3,0 (önceki: %4,0) gelmesinin etkili olduğunu söyleyebiliriz. TÜFE verisinin detaylarına baktığımızda önceki aya göre enerji kaleminde bir miktar artış görsek de enerji dışı kalemlerdeki enflasyon artışının sınırlı kalarak önceki aya göre artış hızının düştüğü görülüyor. Tabi beklentiler sadece TÜFE verisiyle de sınırlı kalmıyor. Haziran ayı tarım dışı istihdam ve perakende satışlar gibi önemli verilerin piyasa beklentilerinin altında kalması, Temmuz ayında gerçekleşmesi beklenen 25 baz puanlık artışıyla faizlerin 22 yılın en yüksek seviyesine çıkarması ve Mart 2022’den bu yana art arda 10 artışın ardından geçtiğimiz toplantıda ilk kez ara vermiş olmasının da rolü var.
Biz 25-26 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek Fed toplantısında, üyeleri arasındaki en önemli konuşmanın Eylül ayında veya yılın ilerleyen toplantılarında başka bir faiz artışına ihtiyaç olup olmayacağı, olacaksa da bunun ne olması gerektiği yönünde olacağını düşünüyoruz. Fed’in bir önceki toplantısında faizi sabit bırakması, piyasalar açısından faiz artışlarının artık bitebileceğine yönelik önemli bir mesaj niteliğindeydi ama birçok ekonomist yılın ikinci yarısında tüketici harcamalarında azalma beklese de tüketimin güçlü kaldığı görülüyor. Bu toplantıda Fed’den Temmuz ayı haricinde 1 faiz artışı daha olabileceğine yönelik net bir mesaj gelmesi, piyasalar tarafından Fed’in verileri ikinci planda tutarak faiz artışına devam edebileceği şeklinde algılanabilir, tabi bu da piyasa beklentilerini ve fiyatlamaları oldukça saptırabilir. Böyle bir durumunda Fed’in Temmuz ayı sonrasında faiz artışı yapmayacağını fiyatlayan ABD’de borsalarında ve değerli metallerde geri çekilme görebiliriz. Buna karşın piyasa beklentisi doğrultusunda gelebilecek güvercin mesajlarda ise piyasalarda pozitif fiyatlamalar hakim olabilir. Tabi biz yine de enflasyonu düşürmeyi zorlaştıran ve varlık fiyatlarında dikkate değer bir artışa neden olabilecek bir yönlendirme yapmasını beklemiyoruz.