Global işe alım şirketi Michael Page tarafından türünün en kapsamlı işyeri araştırması olan 2024 Yetenek Trendleri raporu yayınlandı. Araştırma işveren ve işgücü beklentilerindeki temel uyumsuzluğa ayna tutuyor.
Bu yıl ikincisi hazırlanan rapor, Türkiye’nin de dahil olduğu 37 ülkede 50.000 katılımcıyla yapılan görüşmelerden elde edilen bulgularla hazırlanan türünün en kapsamlı çalışması olarak dikkat çekiyor.
Bu araştırmanın sonuçları, çalışanların, rekabetçi maaşlar ve esneklik gibi geleneksel faydaların çok ötesinde, daha fazla bireyselleşmiş beklentileri olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre işverenler, hızla gelişen bir iş ortamında bir yandan önemli dış baskılarla mücadele ederken, diğer taraftan çalışanların ihtiyaçlarını karşılamakla boğuşuyor.
Çalışan ve işveren açısından ‘Beklenti Açığı’ olarak adlandırılan önemli bir uyumsuzluk, modern işgücü dinamiklerinin karmaşıklığını daha da kötüleştirirken, işverenlerin her iki taraf için de işe yarayan işe alma ve elde tutma stratejileri geliştirmesini zorlaştırıyor.
Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, “Yüksek enflasyon, belirsiz ekonomiler ve hızlı teknolojik gelişmeler gibi devam eden küresel baskıların ortasında, iş dünyasında çalkantılı ortam devam ediyor. Bu rapor, yaşanan zorlukların üstesinden başarılı bir şekilde gelmek için, çalışan beklentileri ile işveren gerçekleri arasındaki boşluğu gösterirken, bu boşluğu kapatmanın ipuçlarını da sunuyor. Açık diyaloğa ve işbirlikçi problem çözmeye öncelik vermek çok önemlidir. Karşılıklı anlayış ve uyum sağlama kültürünü teşvik ederek, hem işletmeler hem de çalışanlar hızla değişen bu ortamda gelişebilir.” diyor.
Rapordan elde edilen önemli bulgular arasında şunlar yer alıyor:
Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DE&I) Zorlukları: Şu anda beş kuşağın bir arada olduğu işgücünde, herkese uyabilecek dinamik ve kapsayıcı bir kültürü teşvik etmek, işverenler için giderek daha zor hale geldi. Türkiye’de çalışanların yalnızca %20’si iş yerlerinin kapsayıcı olduğuna inanıyor. Öte yandan çalışanların onda birinden fazlası iş yerinde ötekileştirme veya ayrımcılıkla karşılaştığını söylüyor. Bu oran Avrupa ortalamasının biraz üzerinde seyrederken, her beş çalışandan biri iş yerinde basmakalıp yargılara maruz kaldığını bildiriyor. Bu durum da taraflılığın ve önyargıların ne kadar yaygın olabileceğini gösteriyor.
Yapay Zeka Entegrasyonu: Yapay zeka araçları henüz tüm iş rollerinde tam olarak uygulanmamış olsa da, insanların kariyer kararlarını şimdiden etkiliyor. Halihazırda çalışanların %24’ü mevcut rollerinde yapay zeka kullanıyor ve yarısından fazlası (%67) yapay zekanın uzun vadeli kariyer planlarını etkileyeceğine inanıyor.
Özerklik ve Esneklik: Çalışanlar, çalışma düzenlemelerinde giderek daha fazla özerklik ve esneklik arıyor. Bu durum ise çalışanlarını ofise geri getirmek isteyen işverenler için bir zorluk teşkil ediyor. Şu anda çalışanların %52’si tam zamanlı işyerinde çalışırken, %35’i hibrit sistemde çalışıyor.
Maaş Hala En Önemlisi: Ücret artışının küresel olarak yavaşlamasına ve birçok işverenin ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmasına rağmen, işçiler hala artan yaşam maliyetine ayak uydurmalarına yardımcı olmak için daha yüksek maaşlar bekliyor. Türkiye’den araştırmaya katılanların %63’ü mevcut maaşlarından memnun olmadıklarını söylerken bu oran diğer ülkelerde %42 civarında seyrediyor. Çalışanların %76’sı son maaş artışının enflasyonun üzerinde olmadığını belirtiyor.
Sevgi ve ışığın birlikteliği sizlerle olsun..