2020 yılında yaşadığımız Corona virüs pandemisi sonrasında özellikle çalışma hayatında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını konuşmaktaydık. Gerçekten de ekonomik düzen ve çalışma yaşamında meydana gelen önemli değişikliklerde 2020 pandemisinin çarpıcı bir etkisi olduğunu hep birlikte görmüş olduk. Pandemi etkisiyle, çalışma yaşamı özelinde denemeye pek de cesaret edemediğimiz modellerin hayata geçirildiğini görüyoruz. Yeni ortaya çıkan uygulamalardan biri de hibrit çalışma modeli.
Bugünden baktığımızda, pandeminin zorunlu olarak evlere kapattığı günlerde ortaya çıkan ve “biraz evde, biraz ofiste” çalışma olarak özetleyebileceğimiz hibrit çalışma, bugün için bazı işletmelerde uygulanmaktadır.
Haftanın veya ayın belirli günlerinde ofiste olmak, kalan günlerde evden çalışmak modeli olan hibrit çalışma, beyaz yakalı çalışanların bir zamanlar belki de rüyasıydı. Bu çalışma modelinde öncelikle işin kendisinin, uzaktan çalışmaya uygun olması gerekir. Bir başka deyişle işinizin, iletişim teknolojileriyle yürütülebilir olması gerekir. Bu bakımdan da çoğunlukla beyaz yakalı ofis çalışanlarının yürütebildiği bir uygulama.
Bir zamanlar beyaz yakalı çalışanların rüyasıydı ifadesini tekrar ele alacak olursak, pek çok çalışan için her sabah erken kalkıp hazırlanmak, çocuklarınız varsa onları organize etmek, hava koşullarına ve trafiğe bakmadan işe zamanında yetişmek başlı başına bir stres faktörüdür. Haftanın bir iki günü de olsa, böylesi bir stresten uzak kalabilmek, ayrıca mesai saatlerinde kaçılamayacak ve izin almayı gerektiren işler için vakit ayırmak önemli bir bağımsızlık hissi yaşatabilir. İşletmenin sağladığı bu özgürlük ortamı, çalışanın işletmeyle geliştirdiği aidiyet duygusuna katkı sağlayabiliyor gibi görünmektedir. Diğer taraftan işletme için de çalışanların uzaktan çalışması önemli bir maliyet tasarrufunu getirebilecek gibi görünmektedir.
Bu noktada, böylesi avantajlarla dolu uzaktan çalışma modelinin sürekli hale gelmesi de başka birtakım sorunları da barındırmaktadır. Çalışma ve yaşama ortamının aynı mekan olması, bir süre sonra çalışanlarda önemli bir motivasyon kaybına yol açabilir. Pandemi döneminden hatırlanacağı üzere, sürekli aynı mekanda kalmak, iş ve özel yaşam sınırlarının belirsizleşmesine yol açabilmektedir. Ayrıca hep altını çizdiğimiz gibi, iş sadece gelir getiren ve çaba gerektiren bir faaliyet olmaktan öte, önemli bir sosyalleşme aracıdır. Ekip arkadaşlarından ve çalışma ortamından uzaklaşma, çalışanlarda performans ve motivasyon kayıplarına yol açabilir. Hibrit çalışma modeli, tamamen çalışma ortamından uzak kalmanın önüne geçebilecek bir çözüm üretmiştir.
Hibrit çalışmanın uzaktan çalışmaya göre bir diğer avantajı ise örgüt iklimi ve örgüt kültürünün çalışanlara verilebilmesidir. Anlamlı bir örgüt kültürünün kurulması ve bunun kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi, bir işletmenin insan kaynakları yönetiminde varabileceği belki de en önemli noktadır. Örgüt ve çalışan kimliğinin bütünleşebilmesi bakımından, hibrit çalışma, o işletmede çalışanları zaman zaman bir araya getirmesi gerekir.
Elbette bazı işlerin takımın bir araya gelerek grubun sinerjisinden çözülmesi gerektiğini de unutmamak gerekir. Çalışma grubunun dinamikleri çalışan performansını zaman zaman aritmetik değil, geometrik şekilde artırır. Özellikle dış kontrol odağı güçlü çalışanlar varsa, bir araya gelmek, ekibin bir lider tarafından yönetilmesi, performansı etkileyecek önemli bir unsur olabilecektir.
Zoom Tavan…
Her şeye rağmen hibrit çalışma modelinin, en motive edici çalışma modeli olduğunu ilan etmekte çok acele etmemeliyiz. Uzaktan çalışma modelinin hızlı ve zorunlu şekilde hayatımıza girmesiyle, uzakta kalmanın getirdiği yeni sorunlarla tanışmaktayız. Bu sorunlardan biri de jargona yeni katılmış olan zoom tavan sendromu…
Daha önce de değindiğimiz, çalışma ve yaşama mekanlarının iç içe geçmesi sonucu yaşanan motivasyon kaybı ve dinlenememe sorunu, uzaktan iletişimin getirdiği iletişim kazaları uzaktan çalışmanı ve zaman zaman hibrit çalışmanın getirmiş olduğu önemli çalışma yaşamı sorunlarıdır. Ofisten uzakta olan çalışanların, zamanla liderlik vasıflarını geliştirememeleri, takım çalışmasından ve takım dinamiğinden uzakta kalmaları, bu çalışanların kariyerlerinin ilerlemesinde de engeller oluşturabilmektedir. Pandemi sonrasında yapılan araştırmalar bazı çalışanların, cam tavana benzer bir görünmez engelin, uzaktan çalışma modelinde de oluşmaya başladığını işaret etmektedir. Ofisten uzak çalışmanın, zamanla çalışanları rutin işlere yönlendirmesi, takım ruhundan uzaklaştırması, grubun kendi dinamikleriyle oluşan yaratıcılıktan ve mücadelecilikten uzaklaşmak, çalışanların kariyer ilerlemesinin de önünde engeller oluştur. Zoom tavan olarak da adlandırılan bu durum, günümüzde işyerinde yeni bir ayrımcılık mı başlıyor sorusunu akla getirmektedir.
Tüm bunların ışığında, her işletmenin kendi çalışma dinamikleri değerlendirilerek, bu yapıya uygun çalışma modelleri geliştirebilmek önemlidir. Bir taraftan çalışanları aradıkları bağımsızlık ortamını verirken, daha uzun vadede, örgüt kültürünün yayılmasını engellemek ve kariyer ilerlemesini sekteye uğratacak kadar uzaklaşmaktan da kaçınmak gerekir.