
Ons altındaki yükseliş eğilimi yeni yılda hız kesmeden devam ediyor. Yeni yılın geride bıraktığımız ilk yedi haftasının tamamını yükselişle tamamlayan ons altın 2025 yılının ilk iki ayı bile dolmadan yüzde 12 oranında değer kazanmış durumda. 2024 yılını güçlü geçiren ve yılı yüzde 27 yükselişle noktalayan ons altında 2025 yılı geride bıraktığımız yıldan da güçlü geçebilir.
Şubat ayında 2024 yılının zirvesi olan 2790 dolar seviyesini aşmasının ardından yukarı yönlü hareketinde güç kazanan ons altın 2947 dolar seviyesini görerek rekor tazelemiş durumda. Zirve yakınlarında tutunmaya devam eden ons altında psikolojik direnç olarak kabul edilen 3000 dolar seviyesi ufukta göründü diyebiliriz.
Yeni yılda ons altını yeni rekor seviyelere taşıyan unsurların başında Trump tarifeleri yer aldı. Küresel finans piyasalarında 2025 yılının ilk haftalarının iki kelime ile özetlenmesi gerekseydi bu kelimeler şüphesiz “tarifeler” ve “belirsizlik” olurdu. ABD Başkanı Donald Trump’ın resmen göreve başlamasının ardından yeni gümrük tarifeleri ile hedef aldığı ülkeler Çin, Meksika ve Kanada oldu. Göreve gelmesinin ardından Çin’den ithal edilen mallara ek yüzde 10 gümrük vergisi getiren Trump, Kanada ve Meksika’ya yönelik yüzde 25’lik tarifeleri ise bu ülkelerin ABD ile olan sınır güvenliğini artırma taahhütleri ile şimdilik askıda tutuyor. Trump bunlara ek olarak ABD’nin tüm çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25’lik gümrük vergisi uygulanmasına yönelik bir kararname de imzaladı. Trump tarifeleri ile alevlenen ticaret savaşları küresel piyasalarda endişe ve belirsizlik ortamını beraberinde getirdi. Uluslararası Ticaret Merkezi’nin (ITC) verilerine göre, ABD’nin yıllık ithalatının ülkelere göre dağılımına bakıldığında, 2024 yılında Meksika 510 milyar dolarla ilk sırada yer alırken, Çin 463 milyar dolarla ikinci, Kanada ise 422 milyar dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Trump’ın yeni tarifelerinin hedefi konumundaki bu üç ülkenin, ABD’nin 2024 yılında yaptığı ithalattaki payı yaklaşık 1,4 trilyon dolar ile yüzde 42 seviyesinde. Bu denli büyük bir ticaret hacmini direkt olarak etkileyecek olan yeni tarifelerin ABD ekonomisini ve Trump’ın hedefindeki üç ülkenin ekonomisini nasıl etkileyeceği piyasalarda endişe yaratmaya devam ediyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) tarafında da belirsizliklerin yüksek olduğu bu dönemde temkinli bir duruş sergilenmeye devam ediyor. 28-29 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen yılın ilk FOMC toplantısında, Fed üç toplantı boyunca yapmış olduğu faiz indirimlerinin ardından faiz oranında değişikliğe gitmedi. Böylece Fed politika faizini yüzde 4,50 seviyesinde sabit bırakmış oldu. Fed’in karar metninde enflasyonun hedefe doğru ilerlediğine ilişkin referansı kaldırması da dikkat çekti ve piyasalardaki belirsizliği artırmış oldu. ABD’de enflasyonist riskler artmış durumdayken Fed’den önümüzdeki birkaç toplantıda da faiz indirimi gelmesi zor görünüyor. Toplantı sonrası gelen ilk enflasyon verileri de bu kararı destekler nitelikte oldu. Ocak ayında beklentilerin üzerinde yükseliş gösteren ABD TÜFE endeksi yıllık yüzde 3,0 oranında artış gösterdi. Geçtiğimiz yılın Eylül ayında ABD’de yıllık enflasyon yüzde 2,4 seviyesine kadar gerilemiş ve Fed’in enflasyon hedefi olan yüzde 2,0 seviyesine yaklaşmıştı. Trump yönetiminin uygulayacağı ekonomik politikalar neticesinde ABD’de enflasyon Fed’in yüzde 2,0’lik hedefinden bir süre daha uzak kalacak gibi görünüyor. Fed ise veri odaklı hareket etmeye ve enflasyondaki yukarı yönlü riskleri göz önünde bulundurarak kararlarını toplantı bazlı almaya devam edecek gibi duruyor. Ons altın cephesinde ise bu endişe ve belirsizlik ortamı yükselişi desteklemiş ve son haftalarda yukarı yönlü hareket güç kazanmış durumda.
Ons altındaki yükselişi destekleyen bir diğer önemli unsursa Çin’den gelen altın talebi olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayından Kasım ayına kadar altın alımlarına ara veren Çin Merkez Bankası (PBoC), Kasım ve Aralık aylarında yeniden altın rezervlerini artırmaya başlamıştı. 7 Şubat tarihinde açıklanan Ocak ayı verileri de Çin Merkez Bankası’nın altın rezervlerini üç ay üst üste yaptığı alımlarla artırarak Ocak ayı sonunda 206,53 milyar dolar seviyesine kadar yükselttiğini gösterdi. Bankanın Aralık ayı sonundaki altın rezervi 191,34 milyar dolar seviyesindeydi. Çin’den gelen son önemli hamle ise Pekin Yönetimi’nin Çin’deki sigorta şirketlerine altın alımı için yeşil ışık yakması oldu. Altın fiyatlarındaki yükseliş hız kesmeden devam ederken Çin’in sigorta sektöründen 300 tona varan altın talebi gelebileceği beklentisi ons altını yeni rekor seviyelere taşıyabilir.
ABD yönetiminin girişimleri sonrası Ukrayna’daki savaşın bitmesine yönelik müzakerelerin başlayacağı haberleri ise ons altında bir satış baskısı yaratmadı. Yapılacak müzakerelerin başarı ile sonuçlanması ve bölgede kalıcı bir barış sağlanması halinde jeopolitik tansiyonun azalması ile ons altında bir miktar satış baskısı hissedilebilir. Ancak, bu baskının sınırlı kalacağı ve ons altındaki yükseliş eğiliminin yılın geri kalanında da devam edeceği görüşündeyiz.