Erciyes Kayak Merkezi’nin gerek ziyaretçi ve kayakçı sayısı gerekse yapmış olduğu ulusal ve uluslararası organizasyonlar ile kendini Türkiye’de örnek dağ ve kayak merkezi yönetimi olarak kabul ettirdiğini vurgulayan Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı, tecrübelerini hem kamu kesimi hem de özel sektörle paylaştıklarını, çünkü kayak ve dağ sporlarına milli mesele olarak baktıklarını dile getirdi.
Türkiye uzun yıllar bağımlı kaldığı yaz turizmini aşıp gerçek bir turizm ülkesi olabilecek mi? Bu soruya olumlu yanıt verdirecek örnekler artmaya başladı. Bunların içinde Erciyes Kayak Merkezi farklı bir konumda yer alıyor. Avrupa’daki benzerleri gibi imkanları ve işletme anlayışıyla kış turizmi için model haline gelen Erciyes Kayak Merkezi’ni ve Türkiye’de kış turizminin gelişimini Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı ile konuştuk.
Erciyes Kayak Merkezi’nin kuruluş hikayesini özetleyebilir misiniz?
Mahalli İdareler Kanununda 2005 yılında yapılan değişiklikle beraber Erciyes Dağı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin idari sınırları içerisine dahil oldu. Ondan sonra da Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanımız, şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki Erciyes’te bir kayak ve kış sporları merkezi oluşturmak projesiyle yola çıktı. Dolayısıyla, Erciyes A.Ş.’nin başlangıcını 2005 yılına kadar geriletebiliriz. Aslında Erciyes’te 70 yıllık faaliyet var, fakat tüm dağlarımız da olduğu gibi burası da kendi kaderine terkedilmiş durumdaydı. Sadece şu an bulunduğumuz Tekir Bölgesinde kayak yapılıyordu. Dağın başka bir yeri kullanılmıyordu. O zaman sayın başkanımız Avusturyalı uzmanlara bir fizibilite çalışması yaptırdı. Erciyes Kayak Merkezi uluslararası standartlarda bir hüviyet kazanabilir mi? Alpler’deki gibi, Pirene Dağlarındaki gibi kayak merkezi oluşur mu? sorularına yanıt arandı. Erciyes’in durumu birçok analizden geçirildikten sonra da Erciyes’te uluslararası bir kayak merkezi doğar fikrine ulaşıldı. Akabinde birçok kayak merkezinde imzası olan Avusturyalı başka bir danışman firma davet edildi. Bu firma kayak pistleri, liftler, konaklama tesisleri, sosyal tesisler, yol gibi bir kayak merkezinin ihtiyacı olan tüm unsurları ve çevresel faktörlerin değerlendirilmesini içeren mastır projeyi ortaya koydular. Sonra da Büyükşehir Belediyesi, ihaleler yoluyla alt yapı ve üst yapıyı oluşturdu. 2011-2012 sezonunda Erciyes Mastır Planının ilk aşamasını halkımıza sunma zamanı geldi. Büyükşehir belediyemiz de aynı Avusturya’da, Avrupa’da olduğu gibi bir kayak merkezi yönetimi ortaya koyma ihtiyacı hissettiler. 2011’in sonbaharına doğru biz Erciyes A.Ş.’yi kurduk. İşletme konusunda da birçok kayak merkezi bulunan Andora’daki iyi bir işletmeden danışmanlık alıp buradaki sistemi de oradaki standartlara göre dizayn ettik. Erciyes A.Ş. bu şekilde kurulmuş oldu. 2011-2012 kışında biz işletmeye başladık. İnsan kaynağımızı oluşturmaya başladık. Oluşturduğumuz insan kaynağı ile de yabancıların tecrübesini birleştirdik bir kış boyunca. Sonrasında diğer hizmetler girmeye başladı. Yeniliklerimiz, yeni pistlerimiz oluştu. Bugün itibariyle Erciyes’in 6. kışını yönetiyoruz. Türkiye’deki bir kayak merkezi işletme modeli olarak bir ilki oluşturduk.
Peki, Erciyes A.Ş. olarak bugün neler yapıyorsunuz?
Bütün dağ yönetimini üstlenmiş durumdayız. Buradaki ana fonksiyonumuz teleferiklerin çalışması, pistlerimizin hazırlanması, gerektiği noktada suni kar üretme süreci. Aynı zamanda dağdaki işletmelerimizin huzurunun sağlanması, gelen vatandaşlarımızın burada güzel anlar yaşaması, dağın tanıtım faaliyetleri, dağda ulusal ve uluslararası spor faaliyetlerinin, organizasyonların düzenlenmesi tamamen Erciyes A.Ş. tarafından üstlenilmiş durumda. Biz çalışmalarımızda kendimizi başarılı ve öngörülü görüyoruz. Büyükşehir belediyemizin bu çalışması, bu yatırımlar neticede halkımızın, şehrimizin kendi yatırımları. Bunu halkımızın istifadesine sürekli sunmak hedefiyle hareket eden Erciyes A.Ş., ziyaretçi sayısı, kayakçı sayısı ve burada yapmış olduğumuz ulusal ve uluslararası organizasyonlar ile kendini Türkiye’de dağ ve kayak merkezi yönetimi olarak kabul ettirmiş durumda. Tecrübelerimizi gerek kamu gerek özel sektörle paylaşıyoruz. Çünkü kayak ve dağ sporlarına milli mesele olarak bakıyoruz.
Kış turizminin Türkiye’deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında ülkemizin dağları değerlendiğinde Avusturya’dan daha büyük potansiyele erişebiliyoruz. Özellikle doğu illerimizde hem sosyo-kültürel problemlerin çözümü hem ekonominin gelişmesi hem oradaki halkımızın sportif başarılar elde etmesi açısından kayak ve diğer kış sporları gerçekten kilit önemde. Fakat biz şimdiye kadar bu potansiyeli ihmal ettik. Bundan sonrası için ülkemiz Erciyes modelini bir milat olarak kabul edip, dağlarımızdan daha iyi istifade etme yolunu arar. Bu zihniyetle hareket ederek Avusturya’dan aldığımız danışmanlıklarımızı diğer kayak merkezlerine sunmaya devam ediyoruz. Mesela Sivas’ta Yıldız Dağı Kayak Merkezi’ni biz işlettik, danışmanlık verdik. Oradan gelen birçok arkadaşımızı Erciyes’te eğittik. Erciyes Kayak Merkezi yapmış olduğu etkinlikler ve tanıtım faaliyetleriyle Türkiye’de bir kış turizmi aydınlanmasına vesile oldu. Erciyes’ten sonra diğer kayak merkezleri kendilerine bir çeki düzen vermeye başladılar. Birçok belediyemiz, vilayetimiz kayak merkezi oluşturma yönünde hareket etti, yatırımlar yaptı. Kayak merkezi olmasa da mümkün olan her yerde 2-3 teleferikli küçük tesisler bile ülkemizdeki kayak ve kış sporlarının gelişimine çok iyi destek olur. Bugün 8 milyon nüfuslu Avusturya’da halkın neredeyse yüzde 35’i kayak yapıyor. Devlet çocukluktan itibaren sistemik olarak halkına kayağı öğretiyor. Biz 80 milyon nüfuslu, dünyanın en güzel bölgesinde bulunan bir ülke olarak neredeyse hep aynı turizm gelirini elde ediyoruz. Kış turizmi hem de turist çeken ve nitelikli turist çeken, nitelikli harcama yaptıran, kişi başı döviz harcaması yüksek olan bir sektör. O yüzden kış turizmini öncelememiz gerekiyor. Biz bu işe milli bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Zaman zaman bilgi ve tecrübemizi kayak merkezlerine, kamuya veya özel sektöre aktarıyoruz. Özellikle sürdürülebilirlik konusunda ülkemizin riskli bir dönemde olduğunu görüyoruz. Birçok mahalli idare veya kamu şuursuz yatırım yapma riskiyle karşı karşıya. Bunu da devletimizin engellemesi gerekiyor. Yani her yerde kayak merkezi olacak, her yerde teleferik olacak diye bir şey yok.
Uluslararası arenada Erciyes’in bundan sonraki yol haritasına değinecek olursak neler söylemek istersiniz?
Şimdiye kadar Erciyes’e alt yapı harcamaları dahil 200 milyon liralık bir yatırım yapıldı. Büyükşehir Belediyesi’nin buradaki hedefi şehre ticari, ekonomik, sosyo-kültürel ve sportif başarı katmaktır. Biz de hem sportif boyutunu hem ticari boyutunu hem sosyo-kültürel boyutunu mümkün olduğunca fazla oranda yansıtmaya çalışıyoruz. Kurulduğumuz ilk yıllardan itibaren de uluslararası aktiviteler almaya gayret ettik. Zaten Kayseri’nin, Erciyes Dağı’nın özellikle civar vilayetlerden gelen belli geleneksel kitlesi vardı. Adana, Gaziantep, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş gibi mücavir bölgesinden çok sayıda ziyaretçi alırdık günü birlik. Hafta sonları çok yoğun olurdu. Fakat bizim hedefimiz buradaki konaklamayı ve sosyal alt yapıyı geliştirerek aynı yaz tatilinde olduğu gibi insanların 3-5 gün, 1 hafta kış tatiline çıkmaları ve buradaki işletmelerde konaklamaları. Şehirle bizim aramızdaki mesafe çok kısa olduğu için burada oluşan ekonomik potansiyelin şehre de aynı zamanda yansımasını sağlamak. Her geçen gün, her geçen yılda bu uğurda ciddi ilerlemeler kaydederek devam ediyoruz. Öncelikle birkaç yıl bekleyip kendi insan kaynağımızın, teknik alt yapımızın, sosyal alanlarımızın gelişmesi için gayret ettik. Beklentileri çok yükselttik ama insanları hayal kırıklığına uğratmadık. Ürünü tekamül etmeden piyasaya sunmak gibi bir hataya düşmemeye gayret ettik.
Ev sahipliği yaptığınız etkinlikler nelerdir?
2015 yılında Türkiye’nin ilk Snowboard Avrupa Kupası ile yola başladık. Hemen akabinde de 2016 ve 2017 yıllarının ardından 2018’de 3’üncü Snowboard dünya kupasını yapıyoruz. Dünya kupalarının özelliği, dünyadaki büyük spor kanalları vasıtasıyla yaklaşık 3 milyar insanın ekranına ulaşması. Avrupa Kupasında Avrupa’nın en iyi sporcuları geliyor. Dünya Kupasında da Çin’den Kore’ye, Avusturya’dan Amerika’ya, Kanada’ya tüm dünyadan sporcular geliyor ve herkes de kendi sporcusunu takip ediyor ekranlardan. Bizim açımızdan en büyük manevi hazzı orada. Yani Çin’deki bir insanın ekranında Erciyes Kayseri Tur yazıyor. Biz o noktada hedefimize ulaşmış oluyoruz. Türkiye’de de kış sporlarına yönelik bir algı oluşturuyoruz. Ülkemizde herhangi bir branşta dünya kupasının yapılması zaten çok önemli bir aktivite.
Peki, devletimizin bu konuda destek ve teşviklerinin boyutu nedir?
Uluslararası Kayak Federasyonu bu işleri organize ediyor. Türkiye Kayak Federasyonu da bizim organizasyonumuzda partnerimiz. Bütün organizasyonu ve giderlerini Kayseri Büyükşehir Belediye’miz karşılıyor. Çok fazla destek alamıyoruz maddi manada. Fakat bunlar başlangıç olacak. Kış sporları yayıldıkça sponsorluklar artacak, markalarımız dağlara ilgi göstermeye başlayacaklar. Dağlar ticaretin de, markalaşmanın da reklamın da bence ideal noktalarıdır. Çünkü bu işi yapan insanlar genellikle daha yüksek profilli belli bir maddi gelir ve kültür seviyesindeki insanlar. Ama başladığımız ilk günden bu yana Erciyes Kayak Merkezi’nin muhteşem bir büyümeye sahne olduğunu söyleyebilirim.
Kaç pistiniz var tesislerinizde?
Bizim şu anda 34 pistimiz var. 25 km’lik karayolu içerisinde her tarafı teleferik ve pistlerle donatılmış vaziyette. 18 tane mekanik tesisimiz var. Bunların tamamı da son teknoloji ürünü. Kapalı kabinler alttan ısıtmalı, rüzgar kırıcılı, çift hızlı, güvenlikli. Pistlerimiz çok farklı zorluk derecelerinde. Dolayısıyla dünyanın en iyi başlangıç pistlerinden bir tanesine sahibiz Erciyes’te. Şu anda içinde bulunduğumuz Tekir Kapı hem düşük eğimli hem çok geniş bir pist. Yeni başlayanlar artı ilk eğitim alacaklar için tahsis edilmiş bir eğitim bölgemiz var, kızak için ayrılmış bölgelerimiz var.
Konaklamayla ilgili olanaklar nelerdir?
Büyükşehir Belediye’miz, Turizm Bakanlığı’nın da onaylamış olduğu bir proje içerisinde 21 otel arsasını özel sektöre ihale ile sattı. Bu arsalardan 4 tanesi şu anda otel olarak hizmet veriyor. Diğer arsalarda diğer müteşebbislerimiz de temel atma ve inşaat şeklinde yürüyorlar.
Pistlerin güvenliğini de konuşalım…
Biz yönetim olarak tabii ki dağdaki bütün unsurları gözeterek hareket ediyoruz. Biz Avrupa tecrübesi edindiğimiz için ilk önce burada pist güvenlik ekibi oluşturduk. Bizim yaklaşık 25 kişilik ekibimiz sürekli olarak pistleri gezerler, kontrol ederler, pistin kalitesini ölçerler ve ilkyardım ekibi olarak, düşen, pistten çıkan veya yardıma ihtiyacı olan misafirlerimizi ilkyardım noktasına en kısa sürede ulaştırırlar. Dolayısıyla Türkiye’de en güvenlikli pist Erciyes’tedir. Pist güvenlik ekibinin kalitesi ve eğitim sürecinin artması neticesinde kayakçı sayımız neredeyse her yıl yüzde 50 artmasına rağmen kaza oranlarında düşüşler tespit ediyoruz.
Yabancı turist çekme noktasında ne durumdasınız? Bu yönde nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Bu yıl ilk defa Moskova-Kayseri direkt uçuşlarıyla turist getirdik. Yurt dışında bütün fuarlara katılıyoruz. Operatörlerle görüşmeler yapıyoruz. Geldiklerinde otellerimizle tanıştırıyoruz, Workshoplar yapıyoruz. Her otel kendi fiyatlarını verdi ve Rusya’da şu anda iki operatör Erciyes’i paket halinde satıyor. Yedi charter seferiyle Ruslar geldi, hatta iki seferin yolcuları yılbaşını Erciyes’te geçirdi. Bunun yanında tarifeli seferlerle gelen çok sayıda yabancı turisti Erciyes’te ağırlıyoruz. Dağdaki otellerimizin sayısı yavaş yavaş artıyor ama gelen kitlenin önemli bir kısmı şehirde konaklıyor. Hem şehir havasını almak hem de sinemaya gidip, alışveriş yapmak istiyorlar. Biz, Antalya ve Alanya’nın 1990’lı yıllarda yaşadığı dönemi yaşıyoruz şu anda.