EVRİM CABBAROĞLU
Bugünün şirketleri akıl almaz hızlı bir değişimi deneyimliyorlar. Dijitalleşme ve otomasyondaki artış, yapay zekanın hayatın her alanına yavaş yavaş etki etmeye başlaması, bilgiye erişimin bu denli kolaylaşması, gittikçe globalleşen pazarlar, farklı coğrafyalar arası iş yapmayı ve çoklu paydaş yönetimini zorunlu kılan matris çalışma biçimleri bugünün iş anlayışlarını ve çalışma kültürlerini temelden tehdit eden unsurlar.
Organizasyonlar rekabet edebilirliklerini korumak ve büyümeyi sürdürmek adına çeşitli stratejiler üretiyorlar. Maalesef büyük çoğunluğu yine geçmişte uygulayıp başarılı oldukları “eski” çözümleri hayata geçiriyorlar. Endüstri 4.0’ın beraberinde getirdiği böylesi çılgın bir değişim evresinde “Çalışan Bağlığı” kurumların performansı ve sürdürülebilirliği açısından eskisinden çok daha önemli hale gelen bir kavram. Zira bu sefer değişimin özünde makinalar değil, insan var.
Diğer yandan, dünyada ve ülkemizde, çalışan deneyiminin müşteri deneyimine doğrudan etki ettiği bilinci gittikçe artıyor. Bu nedenlerle kurumlar her geçen gün daha fazla bu konuya eğiliyor ve çalışan bağlılığını ölçümlemenin ve iyileştirmenin yollarını arıyorlar. Yapılan tüm bu çalışmalara rağmen, Deloitte’un 2018 yılında yaptığı bir araştırmaya göre şirketlerde çalışan bağlılığı ve kültür konusu hala bir numaralı ihtiyaç olarak öne çıkıyor.
Dünyada çalışan bağlılığı araştırması alanında öncü kurum olan Gallup’un araştırmalarına göre çalışanların %86’sı bağlılık hissetmiyor. Bağlılık düzeyini “Gönülden Bağlı”, “Bağlı Değil”, “Mutsuz Bağsız” olarak üç kategoride ele alan Gallup’un 2018 yılı araştırma sonuçlarına göre dünyada ve Türkiye’de bağlılık oranları şu şekilde:
Dünyada | Türkiye’de |
Mutsuz bağsız: 21 | Mutsuz bağsız: 30 |
Bağlı değil: 66 | Bağlı değil: 63 |
Gönülden bağlı: 13 | Gönülden bağlı: 7 |
Bu tabloya göre, şirketiniz bir tekne olsaydı ve 100 tayfanız olsaydı bu ne anlama gelirdi? Türkiye sonuçlarına göre bakacak olursak,
- Sadece 7 çalışanınız tekneyi ileriye götürmek için kürek çekiyor.
- 63 tanesi manzaranın tadını çıkarıyor
- 30 tanesi de teknenin ilerlemesine engel oluyor ve sabote ediyor!
Sektör uzmanlarının hesaplamalarına göre tüm bunların maliyeti bağlı olmayan çalışanların maaşlarının %34’üne eşit.
Üstelik yine Gallup 2018 araştırmasına göre çalışanları yenileme maliyeti giriş seviye çalışanlar için yıllık gelirlerinin %50’si, teknik çalışan ve yönetici seviyesi çalışanlar için ise bu oran %250 olarak ortaya çıkıyor. Bu maliyetler çalışanın ayrılma işlemlerini, yeni birisi bulunana dek ekibin diğer üyelerinin zorunlu biçimde üstlendiği fazla mesaileri, yeni aday bulma, işe yerleştirme ve adaptasyon süreci ile oluşan giderleri ve verim kayıplarını kapsıyor.
Öyleyse, şimdi soralım… Bağlılık hissetmeyen çalışanlarınız size şu an neye mal oluyor?
Peki ya bunu değiştirebilseydiniz?
Bu soruya bir sonraki yazımda sizlerle birlikte cevaplar arayacağız.
EMCC Türkiye Başkanı Evrim Cabbaroğlu