Kendilerini; yeni fikirler üretmede, mühendislikte, üretim ve yatırımda iyi bir iş ortağı gördüklerini dile getiren SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Celal Erkan Dora, ürün odaklı bir yapılanmaları olduğunu vurguladı.
Savunma sanayimiz son 15-20 yılda önemli ölçüde ivme kazandı. Bu dönemde kurulan birçok genç firmamız önemli işlere imza atmaya devam ediyor. SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri de bu firmalar arasında yer alıyor. Savunma elektroniği alanında proje ve ürün geliştiren firmanın vizyonunu, projelerini ve gelecek hedeflerini SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Celal Erkan Dora ile konuştuk.
SDT’nin savunma sanayisi içerisindeki yeri ve konumuyla başlamak isteriz…
SDT, 2005 yılında kurulmuş özel bir şirkettir. Ama personeli çok daha öncesinde savunma sanayisinin içerisinde farklı firmalarda farklı görevlerde yer almış insanlardan oluşuyor. Biz, savunma elektroniği konusunda çalışan bir firmayız. Kurucumuzun vizyonuyla bu yola çıktık ve devam ediyoruz. Savunma sanayisinde bir tarafta büyük vakıf kuruluşları ve yabancı ortaklı birkaç şirket var. Diğer tarafta da bizim gibi tamamen yerli sermaye ile kurulmuş büyümekte olan, KOBİ sınırlarını zorlayan şirketler var. SDT, kendisini bir iyi bir iş ortağı olarak görüyor aslında. Hem mühendislik hem üretim konusunda hem de yeni fikirler çıkarmak ve yatırım yapmak konusunda iyi bir ortağız. Bunları yaparken ana motivasyonumuz vatanseverlik. Bu ülkenin ihtiyaçları bizim için önemli. Onlara önem veriyoruz ama rasyonelimiz de her zaman bu gemiyi yüzdürmek. Bu nedenle belirli bir seviyede risk alıyoruz ama aynı zamanda yaptığımız işlerde akıllıca hareket etmeye çalışıyoruz. Diğer firmalara göre daha hızlı karar alıyoruz, daha esneğiz, daha küçük deliklerden geçebiliyoruz. Bunun dışında da fazla kısıtımız olmadan işbirlikleri kurabiliyoruz. Bunlar bizim artılarımız esasında.
Platformlarla birlikte mi hareket ediyorsunuz, yoksa platformlar dışındaki işbirlikleriniz söz konusu mu?
Bütün platformcular ile birlikte hareket ediyoruz. Hava araçlarında TAİ gibi, kara araçlarında BMC, FNSS gibi, deniz platformlarında Aselsan, Havelsan gibi, uzay platformunda TAİ, TÜBİTAK Uzay ve Aselsan gibi firmalar ile işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ama onun dışında da ihracat yapmanın anahtarının kendi başına ürünler çıkartmak olduğunu bilerek boşluk olan yerlerde kendi ürünlerimizi oluşturmaya çalışıyoruz. Büyük oyuncuların girmediği ama yapılması gereken alanlarda özgün ürünlerimiz var. Bu ürünlerin kendi başına pazarlanabilir ürünler olduğunu için önemsiyoruz Bu alanda çok agresif pazarlama yapmak istiyoruz. Sadece iyi bir ürününüz olması yeterli değil. Bunun yanında ihracat yapacağınız ülkede güçlü bir temsilci bulmanız ve oradaki isteklere hızlı cevap vermeniz gerekiyor. Ayrıca teknoloji transferinin de desteklenir olması gerekiyor. Bu anahtarların hepsini kullanmaya çalışıyoruz. Off-set kaldıracı çok önemli. Biz şu ana kadar Güney Kore ile iki proje yaptık, üçüncüsüne bu sene başlıyoruz. İtalyanlarla iki proje yaptık. Şu anda bir ekibimiz İtalya’da. Onlarla yeni bir paket almak istiyoruz. Onların dışında birkaç ürünümüzü Pakistan, Brezilya gibi ülkelerde pazarlamak için uğraşıyoruz. Bu şekilde NATO projeleri içerisinde yer almaya çalışıyoruz. Biz şirket olarak ürün yapısına göre yapılanmış durumdayız. Rafta ürünlerimiz olsun ve onları satalım istiyoruz. Çünkü hep proje yaparak sürdürebilirliğ sağlamak çok mümkün değil.
SDT, nasıl bir kadro yapısına sahip durumda?
SDT olarak şu an 230 kişilik bir ekibimiz var. Bunun yaklaşık yüzde 75’i mühendislik gücünden oluşuyor. Bunun yanında yönetim kadromuzun daçoğunluğu da mühendislik altyapısından gelişmiş teknik yönü güçlü bir takımız var.
Peki, üretim altyapınız nasıl şekilleniyor?
ODTÜ Teknokent’teki firmalar arasında ender üretim ve test altyapısı olan firmalardan bir tanesiyiz. Kendi tasarladığımız ürünleri üretip satmak üzere kurgumuzu yapmış durumdayız. Bunun dışında mevcut altyapımızı üçüncü firmalarla da paylaşıyoruz. Onlara da hizmet veriyoruz gerekiyorsa.
Beş tane ana program direktörlüğümüz var. Program direktörlüğümüz program yönetimiyle mühendis gruplarını bir arada barındırıyor. Bu da daha hesap verebilir bir organizasyona sahip olmamızı sağlıyor. Şirket hedeflerimizi program direktörlüklerimize bölüştürüyoruz. Onlar da bu hedefleri kendi içinde personellerine kırıyorlar. Yıllık oluşturduğumuz Hedeflere ulaşmak için çalışmaktayız. Bu da bizim giderek artan ciro ve pozitif nakit akışını yakalamamızı sağlıyor.
Program direktörlükleriniz neler üzerinde çalışıyor?
SDT, özgün olarak geliştirdiği SAR Sinyal İşleme Algoritma ve Gerçek-Zamanlı Yazılımları ve bunların tamamlayıcısı olan SAR Görüntü Kıymetlendirme Uygulamaları ile bu kritik alanda ülkemizin ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamaktadır. SAR sinyal işleme alanındaki birikimimiz sayesinde, SAR Podu ile birlikte Uydu SAR görüntülemede de temel modlar olan Şerit ve Spot modlarının yanı sıra, Faz Uyumlu Değişiklik Tespiti ve İnterferometri gibi özel uzmanlık alanları ve bunların uygulamaları olan Yeryüzü Deformasyon Analizi gibi konulara yönelik ilgimiz ve çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çok özel uzmanlık alanlarında, Türkiye’de milli olarak ilk kez gerçekleştirilecek çalışmalar sayesinde TSK’nin Keşif/Gözetleme ihtiyaçlarını etkin bir şekilde karşılamanın yanı sıra, sivil alanda çalışmaktayız. Görüntü işleme ve gömülü simülasyon uygulamalarında geçmişte ortaya konulmuş olan ürünlerin etrafında müteakip projeler ile yeni ürünler geliştirilmeye başlanmıştır. SDT’nin iç pazarda kendi kaynakları ve SSB/TÜBİTAK destekleri ile geliştirdiği özgün ürünler, hem ülke savunma sektörü yurt dışı bağımlılığının azalmasına katkı sağlamış hem de SDT’yi yurt dışı piyasaya çıkabilir olgun ve sahada denenmiş ürünleri olan bir teknoloji firması haline getirmiştir.
Geçmişte hem donanım hem de yazılım olarak özgün bir biçimde tasarlayıp üretimini yapıp yerli askeri havacılık programlarına sağladığımız yerli sayısal Veri Kayıt Sistemi (VKS) ürün ailesini ortaya koymuştuk. VKS özgün yerli havacılık ürününü takiben, SDT bünyesinde türev pek çok faklı aviyonik ve platform/füze kontrol elektronik sistemler geliştirilmiş ve seri üretimlerine başlanmıştır. Bu ürün yelpazesinin ve türev askeri hava birim bilgisayarlarının farklı platformlara uyarlanması ve yeni ihtiyaçlara göre adapte edilmesi çalışmaları sürdürülmektedir.
SDT, MSB’lığının 2013 yılında açmış olduğu ihalede yer alarak Hava Kuvvetlerimizin Hava Taktik Eğitim Gösterim ve Değerlendirme Sistemi ile F-16 ve benzeri hava platformlarına pod formunda takılan, birbirleri ve yer sistemleri ile haberleşerek, pilot eğitimi ve tatbikat gibi faaliyetlerin etkin biçimde yürütülmesini sağlayan projenin Ana Yükleniciliğini yürütmüştür. SDT ACMI POD yüksek menzil, yüksek hızlı verilinki ve bütünleşik işlemcileri vasıtası ile gerçek zamanlı pozisyon üretimi, silah simülasyonu, gerçek zamanlı hedef vurma bildirimi (Kill notification), no-drop silah skorlama gibi gelişmiş hava – hava ve hava – yer muharebe eğitim kabiliyetlerine sahiptir. SDT ACMI POD bu yıl Anadolu Kartalı 2019 tatbikatında Hava Kuvvetlerimiz, Ürdün Hava Kuvvetleri ve Pakistan Hava Kuvvetleri tarafından başarı ile test edilmiştir.
Buna ilaveten, IDEF 2019 Uluslararası Savunma Fuarı (İstanbul) ve 2. Sınır Güvenliği Konferansı’nda (Ankara) AVCI – Anti-Drone Sistemimizi görücüye çıkardık.
İş ortaklığı ile geliştirdiğimiz Araç Tipi RF Karıştırıcı Sistemleri ve Sırt Tipi RF karıştırıcı Köreltici Sistemleri ürün ailemizin, Uluslararası ve Yurt içi Fuarlarda da tanıtımını yapmaktayız. AVCI Anti-Drone sistemi, Mini ve Mikro boyutlardaki sabit ve döner kanatlı dronların tespit edilmesi, izlenmesi ve etkisiz hale getirilmesi işlevlerini yerine getirmektedir. Sistemin ihtiyaca bağlı olarak farklı tiplerdeki alıcılardan oluşan farklı konfigürasyonları mevcuttur. Radar ile çoklu hedef tespit ve takibi, DF birimi ile kontrol sinyali yer tespiti, Akustik Alıcı ile hedef tespiti, EO ve Termal kameralar ile hedef tespit ve takibi yapılabilmektedir. Tespit edilen dronun etkisiz hale getirilmesi için yönlü ve yönsüz antenlerden oluşan karıştırıcı sistemi kullanılmaktadır.
Türk savunma sanayisinin son durumunu irdeleyecek olursak neler söyleyebilirsiniz?
Savunma sanayisinin Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında ortaya çıkan sorunlara çözüm olarak kurulmaya başladığını söyleyebiliriz. Aselsan’ın kuruluşuyla başlayan bu hamle 1980’lerde ivme kazanmaya başlamış. Türkiye’nin son 15 yılda giderek ivmelenen, artan bir savunma sanayii büyümesi var. Savunma sanayinin önemli özelliklerinden bir tanesi ileri teknoloji ve yüksek kalitede insanlarla çalışıyor ve bunlara ihtiyaç duyuyor olması. Bu teknolojiler savunma sanayii dışında Türkiye’de her zaman için uygulama fırsatı bulamıyor. Geçmiş 30sene içerisinde öncelikle lisans transferiyle başlamış olan savunma sanayimiz şu anda denizin altından uzaya kadar olan büyük bir yelpazede farklı platformlar için farklı tipte ürünler geliştirmeye çalışan yüzlerce şirketin olduğu, binlerce çalışanı olan bir konuma gelmiş durumda. Burada bazı zorluklar da var, özellikle ihracatla ilgili olarak. Çünkü kendi ülkenizde satılmamış, kullanıma alınmamış bir ürünün yurt dışına satılması da mümkün değil ne yazık ki. O yüzden ilk önce kendi ülkenizde bu ürünü geliştirip satmanız gerekiyor. Kendi ülke ihtiyaçlarınıza yönelik yaptığınız tasarımlar da her zaman yurt dışında kabul görmüyor. Burada bütün taraflara iş düşüyor esasında. Kendi ulusal gereksinimlerimiz yanında dünyanın bütün ihtiyaçlarını da değerlendirerek çalışmaların süzgeçten geçirilmesi gerekiyor. Yakın zamanda ihracat potansiyelimizin gerçeğe dönüştüğünü görüyoruz. Hem batı dünyasında hem doğu dünyasında fırsatlar yakalıyoruz. Biz de şirket olarak bu tür birkaç fırsat yakaladık. Savunma Sanayi Başkanlığı’nın uyguladığı bazı politikaların meyvesini hep birlikte topluyoruz. Off-set uygulaması bunlardan bir tanesi. İhracatta önemli bir kaldıraç… Bunu iyi kullanmak gerekiyor.
Son olarak 2019 yılı değerlendirmenizi ve 2020 yılı öngörülerinizi alarak bitirelim…
2019 bizim için iyi geçti. Bu kadar nakit sıkıntısı yaşanan bir zamanda firma olarak en iyi nakit girişini gerçekleştirdik. 2020’de bunu % 50 oranında artıracakmışız gibi gözüküyor. 3 yıllık bir backlogumuz var ileriye doğru. Aldığımız sözleşmeli işlerimiz var. Bunların sayısını artırmaya çalışıyoruz. 3 yıl bizim boyutumuzdaki bir firma için iyi bir öngörü… 2019 Personel sayımız yüzde 15 oranında arttı ve hedeflediğimiz kadro büyüklüğüne hem nitelik hem de nicelik olarak ulaşmış olduk. Özgün ürün tasarımlarına iç pazar ve dış pazar ihtiyaçlarını dikkate alarak 2020 yılında da devam edeceğiz. O yüzden emin adımlarla ilerlediğimizi değerlendiriyoruz.