RADISSON BLU HOTEL KAYSERİ GENEL MÜDÜRÜ MENDERES KARAKÜÇÜK
BAŞARIMIZIN ANAHTARI KALİTEDEN ÖDÜN VERMEMEKTİR!
Kullanılan malzemeden personele ve yönetim anlayışına kadar kaliteden ödün asla vermediklerini dile getiren Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Müdürü Menderes Karaküçük, sonuçta ödüllerle tescillenen başarıyı bu kalite anlayışının getirdiğini vurguladı.
Radisson Blu Hotel Kayseri, misafirlerine dünya standartlarında hizmet sunan, yüksek standartları dünya çapında ödüller alan bir otel. Safe Hotel Sertifikası (İsveç), Bureau Veritas Güvenli Turizm Belgesi (Belçika), SGS Temizlik ve Hijyen Sertifikası (İsviçre) olmak üzere, önde gelen global kuruluşlar tarafından sertifikalandırılan Radisson Blu Hotel Kayseri geçtiğimiz aylarda da Tripadvisor tarafından “Traveller’s Choice 2020 Ödülü”ne layık görüldü. Radisson Blu Hotel Kayseri’nin dünya ve Kayseri turizmindeki yerini ve hedeflerini Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Müdürü Menderes Karaküçük ile konuştuk.
Menderes Bey, öncelikle sektördeki geçmişinizle başlayalım isterseniz…
Ben usta-çırak ilişkisi içinde yetiştirildim. Benim babam da dedem de çalışma hayatlarını tek bir kuruluşta tamamlayarak emekli oldular. Bizim yetiştiğimiz dönemde iş değiştirmek pek görülen bir şey değildi. Çalışanlar da bir aile gibi olurdu. Ben de o kültürle Radisson President Beyazıt İstanbul’da yetiştim. Orada çeşitli pozisyonlarda 20 yıl çalıştım. Ardından Radisson Blu Hotel Kayseri’de 6 yıl önce Satış Müdürü olarak göreve başladım. Yaklaşık bir yıl önce de bu otelin Genel Müdürlüğüne terfi ettim.
Ama bu bölgeye de yabancı değilsiniz; memleketiniz Kahramanmaraş…
Evet, Lise eğitimimi Kahramanmaraş’ta tamamladıktan sonra İstanbul’da yaşadım. Bölgeyi bilmek ayrı profesyonel olarak turizmini bilmek ayrı bir şey. Kayseri’nin turizmi İstanbul turizminden farklı. İstanbul’da ağırlıklı olarak kültür turizmi ve biraz da şehir oteli konseptinde çalıştım. Kayseri’de ise kayak turizmi ve iş oteli konseptinde çalışıyorum. Tecrübelerimizden farklı ama çok kolay adapte oldum. Bu da satış, pazarlama ve tanıtımında başarıyı getirdi.
Peki, umduğunuzu buldunuz mu? Görevdeki 6 yılda Kayseri turizminde neler değişti? Ve buradaki son durum nedir?
İlk geldiğimdeki beklentim gerçekleşti. Kahramanmaraşlı olduğum için bölgeyi tanıyordum. İstanbul ile kıyaslandığında küçük olsa da Orta Anadolu şehirleri içinde Kayseri küçük bir şehir değil. Çalışma rutini olarak İstanbul’dan bir farkı yoktu benim için. Ancak ilk geldiğimizde, Kayseri bir turizm şehri olmaktan çok uzaktı. Biz Kayseri’ye profesyonel gözle bakarak turizmde nasıl pazarlanabileceğine odaklandık. Sonra anladık ki biz bunu başarabiliriz. Ancak “Kayseri’ye dünya standardında otelciliği, kurumsallaşmayı ve turisti getireceğiz.” dediğimizde bize gülüyorlardı.
“Kayseri’de turizm olmaz” diyenlere neler söylemek istersiniz?
Bu anlayıştan çok şehrin kendini tanımama, potansiyelini bilmeme gibi bir eksikliği var aslında. Erciyes gibi bir dağın kayakçılık potansiyeli görülmüyor mesela… Yabancı turistin gözünden bakamadıkları için anlayamıyorlar. Radisson Blu Hotel Kayseri olarak, yürüttüğümüz kurumsal çalışmalar şehirdeki insanlardan olumlu tepki görüyor. Bu çalışmalar sonrasında son iki yılda Tripadvisor.com tarafından “Traveller’s Choice Ödülü”ne layık görüldük. Hotels.com tarafından da ödül aldık. Ayrıca dünyanın en iyi Radisson Blu’su seçildik. Arkamızda Şikago, Melbourne ve Paris var.
Peki, sizi buradaki tüm tesisler içerisinde ayrıştıran nedir?
Öncelikle binamız.. Bu bina, yapımı ve malzemesiyle yüksek kalitede bir akıllı bina olarak tasarlanmış. Kaliteden hiçbir şekilde ödün verilmiyor. Yönetim anlayışı buna dayanıyor. Pandemi koşullarında gelirimiz düşse de bu anlayıştan sapmadık. Standartlarımızı daha da yükseltme çabasındayız. Bunun için üniversitelerle işbirliği içindeyiz. Personel kalitemizi de aynı şekilde yükseltmek için personelimize çeşitli eğitimler aldırıyoruz. Tüm bunları yaptığınızda kalitenizle ayrışıyorsunuz.
Biraz da sadık müşteri portföyüne değinelim isterseniz…
Müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu sadık müşteri portföyümüzde yer almaktadır. Bunların bir kısmı yerli bir kısmı yabancıdır. Yüzde 80’nin üzerinde daimi müşterimiz var. Bunda misafirlerimizin kişisel tavsiyeleri en önemli paya sahiptir. Online tavsiyeler de bir pay sahibi, ancak geleneksel tavsiyenin yerini alabilmiş değil. İnsan doğası, psikolojisi kolay değişmeyeceğinden birebir tavsiye de önemini hiçbir zaman yitirmeyecektir.
Radisson Blu Hotel Kayseri olarak aktivitelerinizden de bahsedelim biraz…
Bütün Türkiye’deki otelcilikten farklı bir otelcilik yapıyoruz. Biz bir DMC (Destination Management Company) olarak da çalışıyoruz burada. Biz yurt dışına gittiğimizde Radisson Blu Hotel’i tanıtmıyoruz, biz Kayseri’yi tanıtıyoruz. Burada keşfedilmemiş güzellikler var. Mesela; yılkı atları, Sultan Sazlığı Kuş Cenneti, Kapuzbaşı Şelaleleri var… İnsanlar Kayseri’yi merak edip Kayseri’ye gelirse zaten biz 1-0 öndeyiz. Çünkü en iyi, en iddialı otel biziz. Dolayısıyla turist zaten bize gelecek. Bizim rekabetten yana bir korkumuz yok. Turist diğer otele de gidebilir. Ama yeter ki Kayseri’ye gelsin. Otel, AVM, esnaf derken zincirleme bir etki yaratacak. Bu yönde Ukrayna’da yaptığımız tanıtım çalışmaları olumlu sonuç verdi. Geçtiğimiz yaz Kiev Büyükelçiliğimizin yardımlarıyla Ukraynalı basın mensuplarını ağırladık. Yılkı atlarına ilişkin yapılan bir televizyon program Ukrayna’da çok ilgi gördü. Programı izleyen Ukrayna’lı bir pop yıldızı büyükelçiliğimize burada klip çekmek için başvurmuş. Şubat ayında yapılacak klip çekimine sponsor olduk. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Hava Yolları da sponsor olmuş.
Kayseri turizminde bir ortak akıldan bahsedebilir miyiz?
Şimdi bunu başarmak için çok uğraşılıyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Türk Hava Yolları ve Erciyes A.Ş. ile birlikte çok iyi çalışmalar yaptık. Ama otelciler arasında böyle bir birliktelik yok. Henüz daha emekleme aşamasında. Otelimizin dünyanın en iyisi seçilmesi dolayısıyla dünya arenasına çıktık. Şimdi dünya ile rekabet etmek durumundayız. Birinciliğe çıktık geri inemeyiz. Arkadan gelenler bizi yakalamaya çalışıyor. Ukrayna’dan ve Rusya’dan çok büyük pazar payı elde ettik. Kayseri’ye gelen turistlerin yüzde 80’i otelimizde konaklıyor.
Şehrin yatak kapasitesi ne durumda?
Yatak kapasitemiz yetersiz diye hep konuşuluyor ama asıl sorun turist sayısının az olmasıdır. İki milyon turist geliyor diyerek yatak kapasitesi hemen 2,5 milyona çıkarılmamalıdır. Önemli olan birim fiyatta, birim yatakta ne kazandığınızdır. Hizmetin, tesisin en iyisini sunup en iyi kazancı sağlayamıyorsanız bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Otel sayısını, yatak sayısını artıralım ve para kazanalım düşüncesi 1980’ler için doğruydu ama bugün için doğru değil. Turizm günümüzde teknolojik yenilikler ve kültürel etkileşim nedeniyle her 3-4 senede bir ciddi değişimlere uğruyor. Bu değişimleri takip etmek gerekiyor. Bugün rezervasyonların yüzde 30-40’ı online olarak, bunun da yüzde 80’i cep telefonundan yapılıyor. 10 yıl önce bu düşünülemezdi. Dolayısıyla online platformlar, süreçler hakkında bilgili olmalısınız.
Ülkedeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle birçok sektörde hükümetten destek paketleri açması bekleniyor. Ama sektörün eksiklikleri, yanlışları pek konuşulmuyor…
Onu öğrenmişler, onu biliyorlar da ondan… Beklenen paketler sektörü kurtarmayacaktır. Çünkü gelir yok. Bunun hazırlığını sektör olarak yapmak gerekiyor. Türkiye’nin mottosu “En ucuz biziz.” değil, “En üst düzeyde, en kaliteli turizmi Türkiye’de bulabilirsiniz” olmalıdır. Önceliğimiz kazanç olmamalı. Önce Türkiye’yi, Türkleri, Türk kültürünü dünyaya sevdirmeliyiz ki buraya gelsinler. Bunu başarırsak kazanç da ardından gelecektir. Turizmde başarının ölçütü turist sayısı değil turist başına kazanılan dövizdir. Bunun için de bireysel değil sektörel bakış açısına sahip olmalıyız.