ROKETSAN GENEL MÜDÜRÜ MURAT İKİNCİ
2021’DE DAHA BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATACAĞIZ!
COVID-19 pandemisine karşın 2020’yi başarılı bir yıl olarak tamamladıklarını dile getiren Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, 2021’de de aynı kararlılık ve azimle daha büyük başarılara imza atmayı hedeflediklerini vurguladı.
Roketsan, ülkemiz savunma sanayiinin kara, hava ve deniz ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik geliştirdiği ileri teknolojili ürünlerle oyun kurucu firmalardan biri haline gelmiş durumda.
Türkiye Milli Uzay Programı’nın önemli paydaşlarından biri olan Roketsan’ın hedeflerini ve projelerini Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci ile konuştuk.
Pandemi koşulları çalışmalarınızı ve hedeflerinizi nasıl etkiledi? Ne tür önlemler aldınız?
Sosyal hayatı kısıtlayan ve iş süreçlerini değiştiren pandeminin ülkemizde de etkisini gösterdiği 2020 Mart ayıyla birlikte, Roketsan olarak çalışanlarımızın sağlığını odağımıza alarak gerekli önlemleri uygulamak üzere hızla harekete geçtik. Sağlık Kurulu oluşturarak, aldığımız önleyici kararları ve uygulamaları hayata geçirdik ve bu uygulamaların sürekliliğini sağladık. Servis saatlerinin yeniden düzenlenmesinden düzenli dezenfeksiyon işlemlerine, çalışanlara günlük olarak çoklu tıbbi maske dağıtımından termal kamerayla vücut ısısı ölçümü yapılması ve dönüşümlü çalışmaya kadar pek çok önlem aldık. Savunma sanayii, hata kabul etmeyen süreç yönetimi ile Ar-Ge’den kalifikasyon testlerine uzun vadeli çalışmalar, gelişmiş mühendislik altyapısı ve ileri teknoloji geliştirebilme kabiliyetleri gerektiren bir sektör. Tüm bu yetkinliklere sahip bir şirket olarak, devam eden projelerimizin yanı sıra Ar-Ge faaliyetlerimize de odaklanarak 2020 yılını planlı takvimimize uygun bir biçimde, pandemiye rağmen başarıyla tamamladık.
Bu yeni konjonktürde ihracat ve iç pazar dengeniz nasıl ilerlemekte?
Roketsan olarak önceliğimiz her zaman, ülkemizin savunma sanayii alanında kara, hava ve deniz ihtiyaçlarını, ileri teknolojili yerli ve milli ürünler geliştirerek karşılamak. Elbette bu misyonumuzu yerine getirirken, bir yandan da ürün ve çözümlerimizle dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılıyor, savunma sanayii alanındaki gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Geliştirdiğimiz sistemlerin özgünlüğü, teknolojik rekabet üstünlüğümüz ve müşteri odaklı çözümlerimizle küresel alanda da öne çıkıyoruz. Ürünlerimizin sahada harekât etkinliğini ispat etmiş olması, satış sonrası verdiğimiz etkin hizmet ve sağladığımız müşteri memnuniyeti ihracat potansiyelimizin artmasına katkı sağlıyor.
Roketsan’ın Türk Savunma Sanayii içerisindeki yeri ve önemi hakkındaki düşüncelerinizi aktarır mısınız?
Roketsan, Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin roket ve füze ihtiyaçlarının karşılanması, ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi konularında lider bir kuruma sahip olunması amacıyla 1988 yılında kurulmuş bir şirket. Aradan geçen 33 yılda şirketimiz, bir yandan ülkemiz savunma sanayiinin kara, hava ve deniz ihtiyaçlarını, geliştirdiği ileri teknolojili, yerli ve milli ürünlerle karşılarken; diğer yandan da bu çözümlerini dost ve müttefik ülkelere taşıyarak, alanında oyun kurucu firmalardan biri haline gelmiş durumda. “Ülkemizin geleceği için özgün, güvenilir ve çığır açan roket ve füze çözümlerinin lideri olmak” vizyonuyla hareket ederek, 2017 yılından bu yana dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen Defense News Top 100’de, ülkemizi başarıyla temsil ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına denk gelen Cumhurbaşkanlığımızın 2023 Hedefleri ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğiyle; hâlihazırda yürüttüğümüz projeler, geliştireceğimiz yeni ürün ve çözümlerimiz, göstereceğimiz ihracat başarılarımızla, ülkemizin küresel savunma sanayisindeki konumunu güçlendirmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın önemli paydaşlarından biri olarak odağımızda, sektörümüzde başarı ve küresel rekabetçilik için olmazsa olmaz sayılan teknoloji ve Ar-Ge var.
Türkiye’nin hava savunma sistemleri alanındaki ihtiyacının giderilmesi adına yürüttüğünüz projelerden bahseder misiniz?
Silahlı Kuvvetlerimizin alçak ve orta irtifa hava savunma ihtiyacına cevap vermek ve dünyadaki örnekleriyle yarışır nitelikte hava savunma füze sistemlerini ülkemize kazandırmak amacıyla yürüttüğümüz HİSAR Projeleri kapsamındaki füze sistemlerini biz geliştiriyoruz. Türkiye’nin ilk millî ve yerli hava savunma füze sistemi olan HİSAR A+ Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi’nin, geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirilen kabul atışında, yüksek hızlı hedef uçak, uzak menzilde başarıyla imha edildi. HİSAR Projeleri kapsamındaki HİSAR-A ve HİSAR-O ise; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı etkin şekilde kullanılabiliyor. Bu alanda elde ettiğimiz başarıları katlayarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. Milli Hava Savunma Sistemleri çözümlerimize olan ihtiyacın sorumluluğuyla Milli Uzun Menzilli Hava Savunma Füze Sistemi (SİPER) konusunda da çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor.
Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisinizin özelliklerini ve Türkiye’nin savunma ihtiyaçları açısından önemini anlatabilir misiniz? Uydu Fırlatma Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nin özellikleri, hedefleri ve yürüttüğü projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 30 Ağustos’ta hem Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezimizin (USİTAM) hem de Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisimizin açılışını yaptık. Uydu Fırlatma Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nde Savunma Sanayii Başkanlığımız tarafından başlatılan Mikro Uydu Fırlatma Sistemi Geliştirme Projesi (MUFS) de dahil olmak üzere, birçok yeni ve yüksek teknoloji içeren sistem ve alt sistem geliştirme çalışmaları yürütülüyor. Merkezde yürütülen projelerin büyüklüğü 9 milyar TL’yi geçiyor. Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisimiz sayesinde ise bu alandaki ihtiyacımız büyük oranda milli olarak üretilecek. Füze ve roket harp başlığı patlayıcıları ile reaktif zırh sistemleri için kritik öneme sahip bu kabiliyet ile yurt dışı bağımlılığının önemli ölçüde önüne geçileceği kanısındayız.
Yürüttüğünüz diğer projelerin gerçekleşme düzeyleri hakkında neler söylemek istersiniz?
T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımız öncülüğünde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın hafif sınıf torpido ihtiyacını karşılamak maksadıyla başlatılan ‘ORKA 324 mm Torpido Geliştirilme Projesi’ gibi birçok kritik projede görev almaktayız. Roketsan olarak, AKYA Ağır Sınıf Torpido Projesi’nde edindiğimiz tecrübeyi ORKA Projesi’ne aktaracağız. Ana yüklenicisi olduğumuz bu projeyle, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın envanterinde bulunan ya da envanterine alınabilecek su üstü platformları ile deniz hava araçlarından denizaltılara karşı kullanılacak ORKA Torpido Silah Sistemi’ni, yerli ve milli olarak geliştireceğiz. Hassas güdüm, navigasyon, gelişmiş arama ve hücum kabiliyetlerine sahip olacak ORKA, Mavi Vatan korumasında ülkemizin gücüne güç katacak. Bunun dışında F-16’larda kullanılan TEBER Lazer Güdüm Kitimiz, LAÇİN Güdüm Kitimiz, SUNGUR Füze Sistemimiz, zırh çözümlerimiz, balistik koruma çözümlerimiz, ATMACA Gemi savar Füzemiz, İHA (İnsansız Hava Araçları) için geliştirdiğimiz mühimmatlardan oluşan Mini Akıllı Mühimmat (MAM) Ailemiz gibi, rekabetçi, ileri teknolojili yerli ve milli çözümlerimizle, ülkemizin savunmada kendine yeten bir ülke olması hedefine kritik katkılar sağlayarak yol almayı sürdürüyoruz.
Yurt dışına yönelik projeleriniz nelerdir? İhracat hedeflerinizi bu yıl tutturabilecek misiniz?
Roketsan, özgün çözümleriyle 20 yılı aşkın bir süredir ihracat gerçekleştiren bir şirket. Orta Doğu ile başlayan ihracat faaliyetlerimiz dünyadaki tüm kıtalara yayıldı. Ürünlerimiz; rekabetçi, özgün ve sahada etkinlik özellikleriyle Uzak Doğu, Güney Amerika ve Afrika ülkelerinden de önemli talepler almaya başladı. İhracatta özellikle ATMACA, MAM-L, CİRİT, Tanksavar Füzeleri, Çok Namlulu Roketatar Sistemleri ile bu sistemlerden atılan farklı çaplardaki roket ve füzelerimizin yanı sıra zırh çözümlerimiz öne çıkıyor. Pandemi nedeniyle geçen yıl olduğu gibi bir tam kapanma ve uluslararası seyahat kısıtlaması yaşanmaması halinde bu yıl, Roketsan olarak sürdürdüğümüz ihracat görüşmeleri, ürünlerimizin etkinliği, özgünlüğü ve yenilikçiliğiyle, belirlediğimiz ihracat hedeflerimizi tutturacağız.
Tedarikçilerinizle birlikte nasıl bir Ar-Ge ve üretim ekosistemi oluşturmaktasınız?
Milli teknoloji hamlesi ve yerlileştirme politikasını merkezine almış bir şirket olarak ekosistemimizi her yıl yeni yerli tedarikçilerle daha da zenginleştiriyoruz. Bu yöndeki temas ve çalışmalarımız sayesinde geçtiğimiz yıl ekosistemimize 1.309 yeni yerli tedarikçi dahil ettik ve 2020 yılı itibariyle toplamda 1.710 yerli tedarikçi sayısına ulaştık. Yurt içinde birlikte yol aldığımız tedarikçilerimizin yaklaşık yüzde 70’inin KOBİ statüsünde olması ise bizi, KOBİ’lerimizi desteklemek ve bu sayede yerli firmalarımıza, savunma sanayiinden aldığımız güç ve tecrübeyi aktararak ülke ekonomimize de katkı sağlayabilmek açısından oldukça gururlandırıyor. Ar-Ge’de ise her yıl ülke ortalamasının üzerinde bir bütçeyle sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde geçtiğimiz yıl, Turkishtime tarafından hazırlanan “2019 Ar-Ge Harcamalarına Göre En Büyük 250 Şirket” arasında 3’üncü; aynı çalışmanın “Ar-Ge Merkezinde Alınan Marka Sayısına Göre İlk 50” listesinde ise 1’inci olduk.
İnsan kaynakları ve istihdam politikanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Roketsan olarak kendimizi bir ‘teknoloji şirketi’ olarak tanımlıyor ve öyle konumlandırıyoruz. Bu tanımlamamız doğrultusunda, teknoloji odağında şekillenecek geleceğin dünyasında öncü olabilmek adına, teknolojide ve mühendislik kabiliyetlerinde yüksek niteliklere sahip bir ekiple ilerlemek ve onlarla birlikte bir yarın inşa edebilmek önceliğimiz. Vatan savunmasında kritik roller üstlenen ve yarının dünyasını şekillendirmeyi hedefleyen bir teknoloji ordusu olarak millî kalkınmaya önemli bir katkı sunacağımıza inanıyoruz. Bu hedef kapsamında, genç yeteneklerimizle, fırsat bulduğumuz her platformda bir araya geliyoruz. Özellikle Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin, alanında en başarılı öğrencileri bizim için büyük önem atfediyor. Üniversitelerin kariyer günlerine katılıyor, mühendislik başta olmak üzere iktisadi idari ve sosyal bilimler ve hukuk fakültelerinden gençlerle buluşuyoruz. Üniversitelerin son sınıf öğrencilerine Roketsan’da aday mühendis olarak yarı zamanlı çalışma imkânı sağlıyoruz ve bu süreci başarıyla tamamlayan gençlerimizi ailemize dâhil ediyoruz. Önceliğimiz, yürüttüğümüz bu çalışmaları, işveren markası yönetimi sürecimiz çerçevesinde sürekli geliştirmek.
Türkiye’nin genç beyinlerini ve eğitimi desteklemek adına neler yapmaktasınız?
Bildiğiniz gibi TEKNOFEST, Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefleyen çok önemli bir havacılık, uzay ve teknoloji festivali. Biz de Roketsan olarak, ana paydaşları arasında yer aldığımız TEKNOFEST’te, gençlerin yerli ve milli üretime katkı sağlayan bireyler olarak yetişmesini teşvik etmek ve yarının mühendislerini, yarının hayalleriyle buluşturmak üzere Roket Yarışması düzenliyoruz. İnsan Kaynakları ve Akademi Direktörlüğümüz bünyesinde yer alan Yetenek Yönetimi Birimimizin katıldığı bu organizasyonda her yıl, Aksaray Tuz Gölü’nde gençlerimizle buluşuyoruz. Yüzlerce katılımcı gencimizin yeteneklerini görebildiğimiz bu etkinlikte başarılı olan gençlerimize, staj ve iş imkânları sunuyoruz.
Hedefleriniz bağlamında 2020 yılı için nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
2020 yılı COVID-19 pandemisi nedeniyle hepimizi derinden etkileyen ve pek çok açıdan dengeleri değiştiren bir yıl oldu; fakat biz bu zorlu koşullarda daha çok çalışmamız gerektiğinin bilinciyle hiç durmadık ve yolumuza aynı kararlılıkla devam ettik. HİSAR Hava Savunma Sistemleri’nden Lazer Güdümlü Füze CİRİT’e; farklı varyantları ile Stand Off Mühimmatı SOM Ailesi’nden Mini Akıllı Mühimmat MAM-L ve MAM-C’ye; TEBER Lazer Güdüm Kiti’nden ATMACA Satıhtan Satha Güdümlü Mermi’ye; BORA Füzesi’nden Portatif Hava Savunma Sistemi SUNGUR’a kadar, geliştirdiğimiz teknolojilerle ülkemizin yarınlarına yatırım yapmaya ve savunma sanayimizin gelişimine katkı sunmaya devam ettik. Türkiye’nin uzaya erişimi konusunda yürüttüğümüz çalışmalarda da büyük mesafeler kat ettik.
2021 yılı hedef ve öngörüleriniz nelerdir?
2020 yılı, ülkemiz ve Roketsan’ın savunma ve uzay alanındaki çalışmaları açısından gerçekten başarılı bir yıl oldu. 2021 yılında da, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılı hedeflerimize paralel olarak; aynı kararlılık ve azimle ülkemiz ve milletimiz için daha büyük başarılara imza atma gayretiyle çalışacağız.