Cuno Group Yönetim Kurulu Üyesi Mithat SAMSAMA
HAYALİ OLMAYANIN HEDEFİ OLMAZ, HEDEFİ OLMAYANIN İSE HAYALİ GERÇEKLEŞMEZ!
1977 yılında Adıyaman’ın Gerger ilçesinde dünyaya geldim. Ataerkil ve kalabalık bir ailede büyüdüm. İlköğretimi Gerger’de tamamladıktan sonra küçük yaşta İstanbul’a gelerek iş hayatına atıldım. İş hayatıyla birlikte eğitimime devam ettim. Önce açıktan ortaokul ve daha sonra da akşam lisesini okudum. Üniversiteyi ise bizzat örgün öğretim alarak okumak ve genç arkadaşlarla birlikte üniversite atmosferini yaşamak istediğim için Aydın Üniversitesi Halkla İlişkiler Reklam ve Tanıtım Bölümü’nde tamamladım. Ön lisansla mezun olduktan sonra dikey geçiş yaparak, Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde lisansımı tamamladım. Okumak benim için bir tutku olduğu için halen Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünde eğitimime devam etmekteyim.
AİLE MEDENİYETİN TEMELİDİR!
“Hayatlarını bir davaya adayanların hareket noktaları idealleri ve koydukları hedefleridir.”
Bir medeniyetin inşası için de alternatifsiz başlangıç noktası ailedir. Medeniyet değerleri ailelerden nesillere aktarılır. Medeniyet kuracak sağlıklı nesiller iyi ailelerde yetişir.
Medeniyetin kurucu değerleri ile ailenin kurucu değerleri aynı kaynaktan beslenir. Dolayısıyla insani ve İslami değerler temelinde iyi bir toplum ve yaşanılır bir dünya isteyenler, öncelikle bu değerleri ailede yaşatmak durumundadırlar. Daha açık bir ifadeyle sevgi, şefkat, adalet ile merhameti ailede yaşayamayanlar, bu değerleri topluma taşıyamaz ve bir medeniyet inşa edemezler.
MARKALAŞMA
“Marka; insanların zihninde, deneyimlediği veya algıladığı ürün ve hizmetlerin toplamıdır.”
Markalaşma, bir şirketin adı, logosu veya görselleri ile kendilerini nasıl hissettirmesi gerektiğini düşündüren duygusal ve fiziksel reaksiyonların bir kombinasyonudur. Markalaşma, yıllardır yeryüzünde var olan bir süreçtir. İlk insandan bugüne kadar, kendini veya ürünlerini anlatmak için farklı semboller ve renkler kullanarak dikkat çekmiş ve hedef kitlenin gözünde kendilerini konumlandırmışlardır. İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında ise dikkatimizi çekmeye çalışan onlarca sembolü, rengi ve binlerce uyarıcıyı beynimiz yakalayamaz duruma gelmiştir. Günümüzde artan rekabet koşullarına paralel olarak pazarda birbirinden farklı nitelikler taşıyan aynı türden birçok marka yer almaktadır. Yaşanan yoğun rekabet koşullarında şirketimizin, logomuzun, hikâyemizin ve söylediklerimizin samimi ve inandırıcı olması, markamıza olan güveni sağlayarak bizi diğerlerinden farklı kılacaktır.
Her başarılı insanın bir hikayesi vardır. Her başarılı hikaye ise hayal bir etmekle başlar. Hayal dediğimiz şey ise içindekini, gönlündekiyle akıl ve mantığın birleşmtirmesidir. Asıl hayal ise insanın kendisini bir davaya adamasıdır.
Allah insana hangi konuda bir yetenek veriyorsa o alanda başarı da veriyor. Önemli olan siz hangi alana ilgi duyuyorsunuz. Kısaca yapmak istediğiniz şeylerin topluma fayda sağlayacağını düşündüğünüz işleri yapmak sizi farklı ve özellikli kılacaktır. Toplum için bir şeyler yaptığınızda bir yerlere geliyorsunuz.
Bu düşünceyle, yaklaşık otuz üç yıllık bir deneyimle tekstil ve hazır giyim sektöründe çırak olarak başladığım iş hayatına, girişimci bir ruh ve sistematik bir bakış açısı ile Kurumsallaşma yolunda ilerlerken aynı zamanda, CLIMBER B.C. ile Global bir marka olmak vizyonuyla da yolumuza devam ediyoruz.
Bilgi paylaştıkça çoğalır ve insanlar için faydalı hale gelir. Paylaşılmayan bilgi ise tıpkı duran su gibi bozulur ve zararlı hale gelir. Günümüzde hızla gelişen değişim ve dönüşüm ekonomisinin temel üretim aracı ‘’Bilgidir’’. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağı” bilinciyle hareket etmek en büyük kazançtır. Günümüzde bilginin en büyük güç olduğunu ve bu gücü ne kadar bilinçli kullanırsak o derece kazançlı çıkacağımızın farkında olmalıyız.
Kazandığım birikimlerin ve tecrübelerin benimle birlikte kaybolmasına gönlüm razı olmadı. Dolayısıyla bu bilgi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşma isteği elinizdeki kitabın doğmasına vesile oldu. Kurumsallaşma başta olmak üzere, Aile şirketleri yönetimi, markalaşama, tasarım, pazarlama ve üretim aşamaları, aidiyet duygusunun kazandırdıkları, kurum kültürünün kalkınma ve ilerlemedeki önemi, başarıya giden yolu açanlar ve tıkayanlar gibi konularda bizzat yaşayarak tecrübe ettiğim deneyimlerimin sizlerin nezdinde bir karşılık bulacağına ve faydalı bir araca dönüşeceğine inanıyorum.
Girişimci ruha sahip olan bir insan, herkesten daha iyi yapabileceği şeylerin, elinden gelenin en iyisini yapabilmek için tüm gayretiyle çalışan, vizyoner liderlik ruhuna sahip kimselerdir. Girişimci insanlar başarmak için çıktıkları yolda karşılaştıkları problemlerden korkmak yerine onlara çözüm yolları arayanlardır.
Hayat denen bu uzun yolculukta, her şeye rağmen kendi hayallerimi gerçekleştirmek için hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam ediyorum. Karşıma çıkan tüm zorluklara rağmen her zaman inandığım yolda ilerlemeye gayret ederken şunun farkına vardım. Aslında başarının anahtarı insanın kendi içindedir. Kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve aklımızda olanlardır. Başka yerde aramayalım…