Bu ay tüm dikkatler seçimde olacak. Hem borsanın hem diğer enstrümanların hem de ekonominin nasıl etkileneceği seçim sonucuna bağlı görünüyor. Kritik bir dönemece yaklaşırken sonuç ne olursa olsun Türk halkına yararlı olmasını dilerim.
Seçim sonrası KKM, para politikası, enflasyon beklentileri, tahvil piyasası ve kurda dinamiklerin farklılaşmasını bekliyoruz. Her beklenti değişiminin Borsada işlem gören şirket finansallarına değişim yönünde etkisi bulunacaktır.
Örneğin, 2022 yılı son çeyrekte bazı şirket finansallarında KKM’den elde edilen gelirler Yatırım faaliyetlerinden gelirlere pozitif yansımış, bunun bir etkisiyle de net kar olumlu etkilenmişti. Bununla birlikte 2022 yılında normal ölçülerden çok daha astronomik diyebileceğimiz gayrimenkul değerleme artışlarından net kar olumlu etilendi.
Mesela akla takılan sorulardan bir tanesi KKM’nin varlığının devam edip etmeyeceği olmalı? Mevcut iktidar devam etse değişse de kur seviyesinin bu şekilde kalmayacağı oldukça bariz.
Dolayısıyla 2023 yılın ikinci yarısında KKM’ye ek bir düzenleme gelebilir. Bu da yatırımlarını KKM’de tutan şirketler için bilançolarındaki kalemlerde değişim anlamına gelebilir.
Aslında KKM işin en kolay kısmı. En zor kısmı ise kur seviyesinin nereye varacağı. İhracatçı şirketlerin sıkıntısını hemen hemen her yerdeki haberlerden okuyorsunuzdur. Bunu bilanço rakamlarında adet bazlı satışlardan da anlamak mümkün. 4Ç22 döneme ilişkin finansallarda ihracatçı şirketlerin zorlandığını anlamak çok da zor olmadı. Dolayısıyla oluşabilecek bir kur serbestliğinde ihracatçı şirketler başta olmak üzere, döviz fazlası veren şirketlerin bilançolarına bu durum olumlu yansıyabilir. Aksine, döviz açığı veren şirketler ve kendini kur riskine karşı korumaya almamış şirketler bu durumdan olumsuz etkilenecekler.
2022 yılı malumunuz üzere enflasyon rallisiyle geçti. Bu da seçeneksiz olarak bizi borsadaki getiriye yönlendirdi. 2023 yılında enflasyon baz etkisinden kaynaklı düşüş eğilimine girse de riskler yukarı yönlü olmaya devam ediyor. Dolayısıyla seçim sonrası daha somut bir şekilde enflasyonla mücadele edilip edilmeyeceğini ya da hangi kanallarla bunun sağlanacağını izleyeceğiz. Mevcut durumda olan ancak hiçbir fonlama kanalında görmediğimiz %8.5 para politika faizi sürdürülebilir görünmüyor. Bu nedenle bu tarafta atılacak daha kararlı adımların enflasyon tarafına yansıyacağını düşünmekteyiz. Para politikasında sembolik olmayacak ancak şok etkisi de yaratmayacak ölçüde yapılacak bir faiz artışı ile bunu besleyen kararlı sözel yönlendirmenin enflasyonla olan mücadelede daha etkili olabileceği görülüyor. Yılın ikinci yarısında yatırım yapmak isteyen şirketlerin hangi seviyeden borçlanacakları hangi kredi rakamlarıyla karşılaşacakları şimdilik soru işareti.
Yaptığımız yorumlarda Borsanın 4700 – 5500 arasında yatay hareket ettiğini ve çok fazla bir yere gitmediğini söylüyoruz. Bu kadar fazla belirsizlik varken Borsa endeksi çok da bir yere gidemez. Hangi dinamiğin hangi sektörü nasıl etkileyeceğini henüz bilmiyoruz ve bu nedenle de bir beklenti oluşturamıyoruz. Alınacak kararlar sadece borsanın rakamsal değerini değil, şirketlerin finansal durumunu etkileyecek. Dolayısıyla Haziran sonrasında ekonomi politikalarının sağlığı ve gidişatı hakkında çok daha belirgin bir senaryoyla yolumuza devam edeceğiz gibi görünüyor.
Borsa bir beklenti ve algılama yönetimidir. Borsa belirsizliği sevmez.