Türkiye’deki bütün uluslararası ve iç hat havaalanlarında, Temsil, Gözetim ve Yer hizmetleri alanındaki hizmetlerini genişlettiklerini söyleyen Bilen Havacılık Genel Müdürü Hakan Çelt, “Havacılık sektöründeki engin deneyimimiz, havaalanı / uçak operasyonları ve gereksinimlerinin sık sık değişen ihtiyaçları hususunda eşsiz bir anlayışa sahip olmamızı sağlamıştır” dedi.
Havayolları temsil, gözetim ve havacılık hizmetleri konusunda etkili çözümleri sunmak amacı ile 1995’te kurulan Bilen Havacılık, yenilikçi ve dinamik yapısıyla büyümeye devam ediyor. Ana şirketine JetGlobe Hava Taksi ve Bildays Turizm ve Seyahat Acentesi’ni de katarak, grup şirkete dönüşen Bilen Havacılık, pandemi sonrası 2021 yılı SHGM/DHMİ verilerine göre Sivil Havacılık sektörünün 105,68 milyar TL cirosu ve 245.876 personel sayısı rakamlarındaki payıyla ülke ekonomisi ve istihdama önemli ölçüde katkı sağlıyor.
Biz de rotamızı teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, sürdürülebilirlik yönünden sürekli gelişen ve yenilenen Bilen Havacılık’a yönlendirip, ziyarette bulunduk. Sektörlerinin 2019 rakamlarına tekrar geri döndüğünü, bu sene turizmin ciddi oranda ivme kazanacağını ve güzel bir yazın kendilerini beklediğini müjdeleyen Bilen Havacılık Genel Müdürü Hakan Çelt ile sektörün son durumunu, şirketlerinin hedeflerini ve gündemi konuştuk.
Bize Bilen Havacılık’tan bahseder misiniz?
1995 kuruluşlu bir şirketiz. Ulaştırma Bakanlığı’ndan C grubu ruhsata sahibiz. Türkiye’de 33 havalimanında yabancı havayollarına temsil, gözetim, yönetim yer hizmetleri veriyoruz. Başlıca hizmet verdiğimiz müşterilerimiz Özbekistan, Irak, Libya, Afrika havayolları gibi bayrak taşıyıcı havayolları… Yine tarifeli-tarifesiz uçan birçok yolcu ve kargo havayolları ile yabancı menşeili özel ve ambulans uçaklara da Türkiye çapında yer, yakıt ve ikram hizmetleri veriyoruz. Ayrıca, birçok iş insanının özel uçaklarına işletme hizmeti, bakım hizmetleri, ekip tedarikleri, uçakların charter uçurulması ve satılması gibi hizmetler vermekteyiz.
2015 senesinde de mevcutta hava taksi şirketi olan TürkmenAir firmasını uçağı ile birlikte satın alarak, Bilen Havacılık’a eksiğimiz olan hava taksi şirketini kattık. TürkmenAir adını JetGlobe olarak yenileyip, İstanbul Atatürk Havalimanı merkezli özel uçak işletme ve airtaxi hizmetlerini vermeye devam etmekteyiz. Bilen Havacılık grup şirketleri altında JetGlobe olarak özel uçak kiralama, işletme, uçak satın alımı ve satımı hizmetlerimizi, 2022 yılında faaliyete geçen İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki yeni hangarımızda sürdürmeye devam ediyoruz.
Bu arada kendi hangarınızın sahibi de oldunuz, hayırlı olsun…
Evet. İki sene önce Atatürk Havalimanı’nda son kalan hangarla ilgili bir ihale açıldı ve biz kazandık. Daha önce başka bir hangarda kiracıyken, bir senedir kendi hangarımızda bünyemizdeki uçaklarımızı ve personelimizi istihdam ediyoruz. Lojistik destekleri ve konaklama hizmetlerini burada sağlıyoruz.
Grubunuzda bugün istihdam ettiğiniz personel sayısı nedir?
Bizim şu anda üç tane şirketimiz var; JetGlobe Hava Taksi, burada 20-25 kişilik bir ekip istihdam ediyoruz. Onun dışında Bilen Havacılık’ta 60-70 kişilik bir ekibimiz mevcut. Yine Bilen Havacılık altında otel rezervasyonları, uçak biletleri, vize hizmetleri, araç kiralama hizmetleri sunan A belgeli Bildays Turizm ve Seyahat acentemizde de yaklaşık 25-30 kişilik bir ekibimiz bulunuyor. TURSAB onaylı acentemiz, hem hizmet verdiğimiz hava yollarına tedarik sağlıyor, ekiplerin otel konaklamaları, yolcuların otel konaklamaları gibi, hem de kendi şirketlerimizdeki ekiplerin uçak biletleri, yurt dışı vizeleri vesaire bunlarla ilgili çok ciddi yardımı oluyor. Grubumuzdaki ekip sayısı şu anda toplamda 100-150 kişi arasında…
Birazda sektördeki çözüm ortaklığınızdan bahsedebilir misiniz?
Yaptığımız işi dünya çapında yürüten Execujet isimli şirket ile 13 senedir devam eden stratejik bir ortaklığımız var, her sene arttırarak da sürdürüyoruz. Onlar da bize know-how’ları ile çok ciddi katkıda bulunuyorlar. Türkiye’de tüm hizmetlerini veriyoruz, onlar da bizi Türkiye’deki kendi ofisleri olarak düşünüyorlar.
Turizme yönelik de Alaçatı’da bir butik oteliniz bulunuyor, bu alanda girişiminiz bununla mı sınırlı kalacak?
Evet, turizm yapımızı Alaçatı’daki küçük butik otelimizle sınırlı bıraktık. Çünkü turizm ayrı bir iştigal konusu… Biz bu oteli biraz da hobi olarak yaptık. Kendi müşteri portföyümüz, personelimiz ve misafirlerimizi ağırlamak için kullanıyoruz. 13 senedir işletiyoruz ve çok keyif de aldığımız bir yer, bir aile işletmesi diyebiliriz. Bu alanla ilgili daha fazla büyüme gibi bir planlamamız yok açıkçası…
Yakın zamanda fiziki bir yatırımınız olacak mı?
Uçak alımıyla ilgili bir planlamamız var. Bu sene özel uçak fiyatlarında gerileme söz konusu, onu bekliyoruz ve bir fırsat yakalarsak filomuzu büyütmek istiyoruz. Belki bu yaz sezonuna yetişemeyebiliriz, ancak önümüzdeki sene için planlamamızı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Uçak sahipliği konusunda aracı kurum vazifesi de görüyorsunuz değil mi?
Evet, hem danışmanlık ve hem de aracı şirket olarak hizmet veriyoruz. Firmalara ön satın alma konusunda, uçağı teknik anlamda inceleme, uçak evraklarını inceleme, uçağın ekspertizini yapmada hizmet sağlıyoruz. İşletmemize gelecek uçaklara bu hizmeti ücretsiz yapıyoruz, ama bünyemize girmeyecek, yurt dışına gidecek veya başka bir işletmede yer alacak uçaklara da ücret mukabili danışmanlık hizmetinde bulunuyoruz. Bugüne dek beş uçağın alım ve satımında danışmanlık yaptık. Beş uçaktan üçü zaten filomuzda uçtu, iki tanesi yurt dışına satıldı ve onların satışları da bizim aracılığımızla gerçekleşti.
Pandemi etkilerini zor atlatan havacılık sektörü sizce şu an ne durumda?
Sektörümüz son dönemlerde 2019 rakamlarına tekrar geri döndü. Bu sene turizm ciddi oranda ivme kazanacak. Buna göre de yurt dışından tekrar uçaklar gelecek. Piyasada şimdilik durgunluk söz konusu olsa da kısa zamanda hız kazanacak. İnşallah ülkemiz ve hepimiz için hayırlısı olur, güzel bir yaz bizi bekliyor, öyle görüyoruz.
Pandemi, yolcu uçaklarında çok ciddi sıkıntılara sebep verdi, tarifeli uçaklar uçamaz hale geldi. Bu durum biraz da özel uçak sektörünün önünü açtı. İş insanları, sektör temsilcileri işine gidebilmek için özel uçakları daha fazla tercih etmeye başladı. Bu talep artarak devam etti. Hatta sahiplik anlamında 2023’teki beklentilere yönelik pandemi sürecinden bu yana dünya çapında özel uçak sayısında yüzde 20’lik bir artış olduğu ve uçak üreticilerinin uçak yetiştirmekte sıkıntı çektiği bilgisine sahibiz. Bu rakamın yine dünya çapında yüzde 8 oranında da artacağı öngörülüyor. Türkiye de bu konuda ciddi pay sahibi… Ülkemizde şu an yaklaşık 200’ün üzerinde özel uçak mevcut.
Dünyada özel uçak sahipliği konusunda, tek uçağa birden fazla ortaklı yeni bir trend oluşuyor. Konuyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Evet, bu model şu anda sadece Amerika’da var. Bence de uçakta ortaklı sistemin kullanılması daha verimli… İki veya üç şirket birleşip, bir uçağı ortak alabiliyor.
Uçağı satın alıp, ayda sadece 5 ila 10 saat uçuyorsanız, uçağınız atıl durumda demektir ve bu da çok ciddi maliyetler karşınıza getirir. Bunun yerine uçak iki ya da üç ortaklı işletilebilse veya mevcuttaki bir uçağı iki ya da üç kişi kullanırsa daha efektif…
Diğer seçenek ise iş insanı uçağı aldı, dışarıdaki taleplere de kiralanması için yönlendirirse o zaman da kendi masraflarını otomatikman düşürmüş oluyor. Böyle bir sistem söz konusu…
Bu çok ortaklı sistemin öncülüğünü yaparak, ülkemize getirmeyi düşünüyor musunuz?
Bu sistem şu anda çalışmalarımız arasında… Türkiye’de de yapılabilecek bir model… Kendi bünyemizdeki uçakları da şirketlere ortak edebiliriz, bu da bir model ve bu tamamen yatırımcı veya kişinin tercihiyle alakalı… Bazı şirket sahipleri var, ticaret uçağıyla uçmak istemiyor, sadece kendi kullanımında olsun istiyor.
Normalde bir özel uçak ayda 30-40 saat arasında uçuyorsa zaten masraflarını karşılıyordur, eğer şirket kendi bünyesinde 30-40 saat dolduramıyorsa da ticari kiralamaya vermek suretiyle uçağı yine efektif kullanmış olabiliyor. İşletme şirketleri ile zaten çalışmanın avantajı da bu… Biz bunu müşterilerimize sunabiliyoruz. Kendi uçaklarını, uçmayacakları zamanlarda ticari kiralamasını yapmak üzere bir sözleşme yapıyoruz ve maliyetlerinden kurtarıyoruz. Çünkü uçak uçsa da açmasa da sigorta maliyetleri, ekip maliyetleri, yıllık bakım maliyetleri gibi sabit giderler var. Bu maliyetleri minimize etmenin tek yolu; uçağı uçabilir durumda tutmak, mümkün mertebe de uçurmak.
Türkiye’de özel uçak sahipliği ne durumda?
Sahiplik konusunda özellikle pandemi de ciddi artış oldu. Tabii talep, otomatikman uçak fiyatlarında da ciddi artışa götürdü. Ancak gördüğümüz suni bir artış, mutlaka normalleşecek. Tedariklerin artması, piyasadaki doygunluk ve Amerika’daki bankalar krizi gibi olayların da etkisini düşünüyoruz. Amerika’dan ciddi uçak çıkışı olabilir. Çünkü pandemi ve öncesinde çok ciddi miktarda özel uçak topladılar. Piyasayı biraz da belirleyen aslında Amerika ve Avrupa’daki uçak talebi…
Sivil Havacılık Türkiye’de nasıl ilerliyor sizce?
Sivil Havacılık konusunda Türkiye aslında bölgesel güçlerden biri… Özellikle çoğu Avrupa ülkesinden daha fazla uçak filosuna sahip. Bölgesel anlamda da köprü vazifesi gördüğü için etrafında uçabilecek ciddi sayıda destinasyon var. Türk Hava Yolları’nın hızlı büyümesinin sebepleri de bunlar aslında…
Onun dışında özel hava yolları da hem tarifeli seferleri, hem de Türkiye’nin en büyük bacasız sanayi dediğimiz turizm potansiyeli ciddi bir aktivasyon sağlıyor. Türkiye gerek havayolu filosu, gerek hava limanlarıyla bu konuda önde gelen ülkelerden biri… Ayrıca, sağlık sektöründe ambulans uçak, ambulans helikopter sayısında da hem özel ve hem de Sağlık Bakanlığımız uhdesinde ciddi filoya sahip bir ülkeyiz.
Bir uçağa sahip olmak noktasında yaşanabilecek en büyük sıkıntılar nelerdir?
Uçağın işletilebilirliği çok önemli… Maalesef uçak üreticileri pandeminin etkilerini hala atlatabilmiş değil, tedarik sorunu A’dan Z’ye karşımıza çıkıyor. En son Hindistan’ın en büyük hava yollarından Go First Airways yedek motor tedariğini sağlayamadığından iflasını açıkladı. Maalesef bu sektördeki en büyük sıkıntılardan biri parça tedariği ve diğeri de ekip tedariği…
Ekiplerde yurt dışına biraz kayma oldu. Onun dışında ekip yetiştiren simülatörlerde de ciddi sıkıntı yaşandı. Dolayısıyla şu anda ekip eksikliği var. İlave edilen hava yolları ile sektörün büyümesi üzerine mevcut hava yollarının filolarını devamlı büyütmesi de etken… Uçak başı ortalama altı ila yedi set ekipten hesaplarsanız, ciddi talep söz konusu… Böylece ekip tedariği konusunda ciddi sıkıntı yaşanıyor.
Biz simülatör noktasında ekip yetiştiremiyor muyuz?
Türkiye’de Türk Hava Yolları’nın zaten kendi simülasyon merkezi var. Özel sektörden IFTC de simülatör eğitimi sağlıyor. Ama tabii ciddi bir yoğunluk söz konusu… Özel uçak ise bambaşka bir konu… Özel uçakların şu anda Türkiye’de herhangi bir simülatörü söz konusu değil. Bu nedenle tamamen dışa bağımlıyız. Oradaki ciddi yığılmadan dolayı da slotlarda ciddi problem yaşıyoruz maalesef her uçakta…
Türkiye edindiği yeni vizyonla yerlilik önemine binaen kendi uçaklarını üretme becerisine sahip olduğunu ilan etti. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Bu yatırım savunma sanayi içindi, çünkü savunma sanayinde yılların birikimi ve tecrübesi vardı, meyveleri de yavaş yavaş alınmaya başlandı. Hem devlet destekli, hem de özel sektör, ama ağırlıklı savunma sanayinde… Hatta helikopter sanayinde Gökbey bunlardan biri ve sivil sektöre de hizmet verecek.
Özel uçak üretimi konusunda şu anda bir gelişme yok, ancak zamanla inşallah bu alana doğru evrileceğine inanıyor ve bekliyoruz. Geliştirilen her proje gurur verici ve Türkiye’ye çok büyük ihracat kalemleri ve katma değer katacaktır. Projeler, gerçekleştikten sonra meyvelerini vermeye başlar. Eğitimleri, parça tedarikleri, simülatörleri gibi ihtiyaçları devamlı kazancı getiriyor.