
Kocaeli Dilovası’nda 1999 yılında tescil edilip, 2006 yılında altyapısına başlanarak, 2010 yılında ilk tesisi ile kurulan Kocaeli-Gebze VI. (İMES) Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, 12 yılın sonunda 343 firmaya ev sahipliği yapıyor. İMES OSB içerisinde yer alan firmaların toplamında bugün 16 bin kişinin istihdam edildiğini söyleyen Kocaeli-Gebze VI. (İMES) Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tokkan, “Beş OSB ve bir sanayi sitesinin bulunduğu bin hektarlık arazinin 3 bin dönümlük alanında faaliyetini sürdüren İMES OSB, ihracattaki yüzde 34’lük payı ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor” dedi.
Nitelik ve niceliği kendine misyon edinen İMES OSB’nin hayata geçirdiği son projelerden Mükemmeliyet Merkezi ile firmalarına ve gençlere desteğini sürdürüyor. OSB olarak tükettikleri enerjinin yüzde 10’unu yenilenebilir enerji uygulamalarından elde etmeye başlayan İMES OSB, bu girişimiyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Endüstri devrimi niteliği taşıyan Endüstri 4.0’a kanalize olarak da sürdürülebilirlik adına geliştirdiği projerle ve küresel çaptaki vizyonuyla yol almaya devam ediyor. Ziyaretimizle birlikte İMES OSB’nin dünü, bugününü ve Türkiye’de organize sanayinin gündemini Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tokkan ile konuştuk.
Ahmet Bey, öncelikle İMES OSB‘nin genel yapısı ve güncel durumundan bahsedebilir misiniz…
Ülke olarak 250 milyar dolar ihracat ve 350 milyar dolar civarında ithalat yapıyoruz. Her yıl değişen cari açık oranları ile kalkınma ve sürdürülebilirlik pek mümkün değil. Dolayısıyla üretimin öncelik haline gelmesi, sanayici açısından son derece değerli ve stratejik. Bizim de meselemiz, üretim…
İMES OSB, şu an yüzde 97 doluluğa ulaşmış bir Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi. Yaklaşık 343 firmaya ev sahipliği yapıyoruz. On iki yılda ulaştığımız doluluk oranı ve 16 bin istihdamımız ile Türkiye’nin en büyük makine kümesiyiz. Her yıl da parabolik olarak büyüyüp, gelişen ve dönüşen organizasyona sahibiz. 34 yabancı sermayeli firmamız bulunmakta.
Savunma sanayimize çalışan 38 firmamızla kara, hava ve denizcilik alanlarını da destekliyoruz. Kısaca otomotiv yan sanayisi, ana metal, biraz da makine ve makine aksamları yönünden ciddi üretimlerin yapıldığı bir üretim üssüyüz. Bundan sonra gideceğimiz yol, otomasyon ve elektronik sektörü. Çünkü otomasyon, elektronik ve yazılım destekleri, sanayinin gelişimi açısından son derece önemli hale gelecek. Ayrıca, firmalarımızı Endüstri 4.0’a uygun üretimler yapan tesisler haline getirme hedefinde çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
Alt yapınız şu an Endüstri 4.0’a uygun mu?
Yeraltında tüm elektronik sistemlerimizin ilerlediği 17 kilometrekarelik galeri hattımız var, altyapı olarak buna hakimiz. Bölgemiz, uzaktan okumalarla anlık elektrik, su ve doğalgaz dalgalanmalarını kontrol eden sistemlerimizle entegre çalışmakta. Onun dışında dijital dönüşümün sürdürülebilirliği için Mükemmelliyet Merkezi kurduk. Mevcut OSB’lerimiz içerisinde bu bir ilktir. Kalkınma Ajansı güdümlü proje desteği ile ortak AR-GE, ortak üretim ve nitelikli istihdamın sağlanması için gerekli eğitimlerin bulunduğu projemizi 2019’da başlattık. Bütçesi 16 milyon olarak planlanmıştı ancak, süreç içerisinde değişen kurların etkisi ile yaklaşık 50 milyon liraya mal oldu ve bunun büyük kısmını İMES OSB üyesi sanayilerimiz karşıladı.
Mükemmeliyet Merkezimizde firmalarımızın ihtiyaçları olan yazılımlara cüzi ücretlerle sahip olabilecekleri, ürettikleri ürünlerin yüzey ve sertlik gibi ölçümlerini yapabilecekleri laboratuarlarımız bulunuyor. Dış piyasada olmayan özellikli makinalarımızla sanayicimizin üretimlerine katkıda bulunmak adına çeşitli üretimleri gerçekleştiriyoruz.
Mükemmelliyet Merkezimizden ilk faturamızı kestiğimiz ASELSAN gibi alanında öncü firmalarla işbirlikleri yapıyoruz. Merkezimize bölgemizdeki üniversitelerden de eğitim odaklı destekler alıyoruz. Burası aynı zamanda bizim Endüstri 4.0 yolunda dönüştürücü merkezimiz…
Mükemmeliyet Merkezimiz; 2022 yılı Haziran ayından bugüne aktif 1.784 gencimize yalın üretimden kaizene, makineden yazılım teknolojilerine çeşitli eğitimlerle meslek kazandırdı. Burada sıfırdan CNC operatörleri, otomotivde kalite operatörleri yetiştirirken, mevcut firma çalışanlarına ise işlerinde hız ve nitelik kazanmaları adına da eğitim veriyoruz.
İMES Kariyer adı altında bir portal açtık. Sanayicimizin personel ihtiyacı talepleri doğrultusunda eğitimleri düzenliyoruz. Sitemiz üzerinden yönettiğimiz eğitim süreçlerinde İŞKUR ve belediyelerin istihdam ofisleriyle de entegre çalışıyoruz. Eğitmenlerimiz ise sektöründe öncü eğitmenler… Var olan firma çalışanlarımızla birlikte uzaktan dahil eğitim verdiğimiz 1.784 kişiden 141 kişiyi 10 ay içerisinde eğitip, işe yerleştirdik.
Mesleki eğitim almak isteyenlerin hangi şartları sağlaması gerekiyor?
Koşul yok, www.imm2020.org internet sitemizde sürekli eğitim yayınlıyoruz. Meslek alanlarına yönelik açılan sınıflarımızın 40 kişilik kontenjanı dahilinde boşluk varsa başvuru yeterli. Kişinin kim olduğuna ya da OSB’mizde çalışıp, çalışmayacağına bakmıyoruz. Kontenjan aşılması halinde ise katılımcımız bir sonraki eğitime dahil olabiliyor. Sadece kentimizdeki gençleri istihdama kazandırmak adına Kocaeli sınırları içerisinde olmasına daha çok dikkat ediyoruz.
Özellikle niteliklendirme konusunda bölgede çalışanların talebi çok daha fazla… Kısa zamanda yetkinlik arttırma merkezi haline dönüştük. Endüstri 4.0, beşeri sermayeyi güçlendirmektir. Biz de yeni istihdama kapı açarken; aynı zamanda içerideki kapasiteyi dönüştürüp, beşeri sermayeyi de güçlendirmiş oluyoruz.
Birazda İMES OSB‘nin ülkenin cari açığına katkısını konuşalım isterseniz…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da hatta halen devam eden profesyonel pazar araştırma firmaları ile yürüttüğümüz bir veri seti var. İçinde gömülü soruları barındıran bir anket tipi yöntemle gerçekleştiriliyor. Soruları, bir kurul hazırlıyor. Kurulun başında Kocaeli Üniversitesi İktisat Fakültesi Enstitü Müdürümüz Selçuk Koç, kurul içinde de Gebze Teknik ile Kocaeli Üniversiteleri Teknoparkı ve seçili sanayicilerimiz bulunuyor. Ölçümlere göre geçen yıl takriben toplamda 1 milyar 150 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğimiz sonucunu aldık.
İMES OSB de yer alan firmalarımız cari fazla üretiyor, yani ithal ettiklerinden daha çok ihraç ediyorlar. Dolayısıyla bilanço içerisindeki ithalat payı yüzde 29, ihracatın payı ise yüzde 34… İMES OSB, katma değerli bir üretim üssü ve bu anlamda diğer yapılardan ayrışıyor.
Türkiye’de ihtisas ve karma OSB modelleri mevcut. Sizce, iki modelin nitelik, nicelik ve sektörel bazdaki farklılıkları neler?
Bildiğiniz üzere bizde bir ihtisas organize sanayi bölgesiyiz. Organize sanayi bölgelerinin ihtisaslaşması çok değerli. İhtisaslaşma demek, günümüz dünyasında küme mantığı oluşturulması demek… Bence, ihtisaslaşma teşvik edilmeli… Bakanlığımızın bu yönde tavsiyeleri, talepleri ve organizasyonları var, fakat ihtisaslaşmanın bütün sanayicilerimiz nezdinde itibarının arttırılması gerek. Çünkü ihtisaslaşma aslında başlı başına mülkiyet meselesi… Mesela İMES OSB’de ana metalcilerin, otomotiv yan sanayicilerin, makinecilerin üretimlerindeki atıkları tekrar eritilip, işlenip, geri geliyor; bu kendi içerisinde bir döngü. Biyolojik bir arıtmamız var, kimyasal olmadığı için bölgede arıtma mantığıyla yönetiyoruz. Ancak bazı alanda farklı üretimleri çevresel ve atıksal olarak yönetmek zor, döngü sağlanamıyor.
Yaşam ve sürdürülebilirlik döngüsü, bugün Endüstri 4.0’ın temeli. Yeşil Mutabakatı konuşuyoruz mesela… Paris İklim Anlaşması’na ülke olarak imza verirken ve bakanlığımızın adını Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koyarken de sürdürülebilirlik döngüsünün sağlanması hedeflendi. İhtisas bölgeler, sürdürülebilirlik dengesi açısından kıymetli.
İhtisaslaşma, beşeri sermaye ve sanayi yatırımlarının yüksek olduğu bölgelerde daha başarılı. Küçük şehirlerde ise yatırım gelsin mantığı ile sanayi havzası kuruluyor. İlk etapta sanayi çekmek açısından önemli olabilir belki, ama en azından kendi içinde kısım kısım bölünmeli. Bu bile ihtisaslaşmayı getirebilir. Organize sanayi bölgesi plan yapıcıları buna çok dikkat etmeli. Bir kimya firması ile gıdacının yan yana gelmesi birçok açıdan doğru ve sürdürülebilir bir model değil… Bölgenin iklimine, kimyasına, üretim havzasına uygun OSB’ler yapılmalı ve doğru sanayileşme stratejisi belirlenmeli.
İMES OSB’nin yeşil ekonomiyle ilgili projeksiyonu nedir?
Yeşil OSB projelerini yakından takip ediyoruz. Yeşil Mutabakat Eylem Planı, bize ne getiriyor, önce bunu incelememiz lazım. Özü itibariyle standartlaşma, kurumsallaşma ve dönüşüm gerektiriyor. Biz de bu standartlaşmayı sağlayabilmek için gerekli sertifikasyon ve eğitimleri tamamlamalıyız. TSE ile bunun protokolünü yaptık; 14001, 9001, 5001 kalite yönetimleri ile tüm personelimizi eğittik ve TSE belgelerini aldık. Ayrıca bu organizasyonun daha doğru yönetilebilmesi için Kaller’le protokol gerçekleştirip, bir standart oluşturduk.
Sanayicilerle de iç iletişimi iyi kurmamız ve onları da dönüşüme adapte etmemiz lazım. Onun dışında geçen yıl sıfır atık projesini başlattık, bütün atıklarımızı ayrıştırıp, bölge içerisinde toparlıyoruz ve belli merkezde depolayıp, geri dönüşüme verip, dönüştürüyoruz. Enerji verimliliği noktasında kurumsal altyapıyı organize etmek, var olan stratejiyi oluşturmak ve sonra da sürdürülebilir odaklı kılmak için çalışıyoruz. Yeşil Mutabakat’ın gerekli prosedürleri ve süreçleri var. Mesela hedef; enerjinin yüzde 20, yüzde 10’u geri dönüşümden sağlanmalı. Bu anlamda farkındalık yaratmak için güneş panelleri konusunda çeşitli firmalarla mutabakat protokolleri gerçekleştirdik.
İMES OSB’deki firmalar buna müsait mi?
Firma çatıları buna oldukça müsait… İnternet sitemizde süreci kolay yönetebilmek adına bir alan oluşturduk ve 26 firmamız başvuru yaptı. Bugün firmalarımız tükettiği enerjinin yüzde 1,5 kısmını geri dönüşümden sağlıyor. 2025 yılı hedefimiz ise yüzde 5, 2030 hedefimiz de yüzde 10… Yani 2030 da tüketilen enerjinin yüzde 10’unu firmalarımız çatılarından elde edecek. Küçük görünse de inanılmaz hızlı bir gelişme bu…
Bölgenin güneş alma potansiyeli nedir?
Kocaeli bölgesi güneş enerjisi için en ideal bölgelerden biri… Burası kot avantajı ile hem sabah, hem de akşam güneşini alıyor. Güneş verimliliği açısından iyi bir bölgedeyiz. Kocaeli’nin biraz da kapalı havası vardır. Dik alanlardan ziyade bu tür alanlarda işleyişin daha verimli olduğu belirtilmiştir, bu anlamda çok verimli bir havzadayız. Firmalarımızı da sürekli buna teşvik ediyoruz.
Vasıflı personel yetersizliği konusuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
İMES OSB’de 16,050 istihdamımız mevcut. Ama hala nitelikli ara eleman konusunda firmalarımızın talepleri devam ediyor. Sanayi ve sanayici yapısı, eğitim politikalarını belirler. Mavi yaka, yani nitelikli ara eleman konusundaki açık 2015 yılında ülke sanayisi gelişmeye başladığı dönemde fark edildi. Koç Grubu’nun “Meslek Lisesi, Memleket Meselesi” sloganıyla başladı. Eski Türk sanayi yapısı, uzun yıllar devletle iç içe olarak büyümüş bir yapıydı. Bu yapının da bir talebi olmadı, çünkü organizasyonun dibindeydi. Bugün sanayi alt yapısı ve Türk beşeri sermayesi güçlenmeye başlayınca devletin küçülmesinden kaynaklı dönüşüm gösterdi. Artık ihtiyaçlarını dile getiriyor sanayici…
Firmalarımızın eleman ihtiyacı tedariği konusunda İMES OSB olarak her türlü katkıyı sağlamaya çalışıyoruz. Öyle ki, bu anlamda ayrıca iki okula hamilik ve üç okula ekipman desteği yapıyoruz. Beş okulla aynı anda protokol gerçekleştirdik, çırak alıyoruz. Bu son derece önemli bir gelişme…
Kamusallığın yapısal dönüşümü diye Jürgen Habermas’ın eserinde dediği gibi; “Eğitimi, sanayi politikaları, burjuvazi belirler.” Yani burjuvazi nitelikli insana ihtiyaç duyar, milli eğitim politikasına etki eder, o zaman milli eğitim de buna uygun bir müfredat hazırlar. Biz şu an tasarımcı, yani endüstriyel tasarım ve yazılımcılara da ihtiyaç duyuyoruz. Şimdi sanat liseleri, tasarım atölyeleri ve ilgili üniversitelerin önemi de artacak. Bu aslında kendi içinde tarihsel bir döngü olarak yürüyüp, düzelecek. Bunun için mücadele ediyoruz, talep etmeli ve dile getirmeliyiz. Türk sanayisi şunu sormalı; montaj sanayisi olmaya devam mı edeceğiz, yoksa tasarım ve üretim mi yapacağız. Tasarım ve üretim yapacaksak, ki yapmaya başladık, o zaman eğitim politikalarına etki edeceğiz.
Hükümetten sanayicinin acil beklentileri neler?
Biz sanayici olarak rasyonel ekonomik politikalara dönüşü çok değerli buluyoruz. Çünkü ciddi bir enflasyonla karşı karşıyayız. Fiyat istikrarını yönetmekte sanayicimiz zorlanıyor. Bu anlamda doğru ekonomik politika ve güven ortamı oluşturursa daha öngörülebilir bir şey sağlanır. Son birkaç aydır kredilerde de sıkıntılar yaşandı. Ülkemiz büyüyen ve gelişen bir ülke… Sanayicimiz de gelişip, büyüyor. Büyüyen ve gelişen ülkelerin çok ciddi sermaye ihtiyaçları vardır. Firmalar yatırım yapabilmek için sermaye bulmak zorunda… Dolayısıyla öngörülürlük ve fiyat istikrarı ortamı sağlanırsa sanayi için yatırımlar bir ivme daha artacaktır.
Avrupa Birliği’nin tek başına dünya ithalatındaki payı yüzde 27 ve böyle bir pazarın yanı başında olmak çok ciddi ekonomik avantajlar sağlayabilir. Nüfusu, beşeri sermayesi, insan yapısı, toprağı ve coğrafyası ile buna uygun bir ülkeyiz. Doğru ve istikrarlı bir politika ile hızlı yol alabiliriz.
Diğer bir konu da özellikle Avrupa Birliği’yle güncellenecek gümrük birliği konusu… Çünkü mallarımızı sevk etmekte zorlanıyoruz. Gümrüklerde örtülü örtüsüz ambargolarla karşılaşıyor, sıkıntı yaşıyoruz. Entegrasyonun iyi sağlanması lazım, özellikle Avrupa ile serbest dolaşım süreci çok değerli bizim için…
Ayrıca, uluslararası ilişkilerin de tamir edilmesi lazım. Yaşadığımız haksızlıkların farkındayız, ama mücadele edip, kazanmak zorunda olan bir milletiz. Bunun için de bir masada oturmak gerekiyor. Esnaf, “müşteri haklıdır” sloganıyla ilerler; biz, esnafız, yani müşteri hep haklıdır.
Türkiye’nin sanayileşme politikasıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ülkemizde 362 sanayi bölgesi bulunuyor, sürekli de talep geliyor. Türkiye’de çok ciddi bir sanayi havzası eksikliği var. Özellikle bu bölgede nitelikli sanayi tesislerinin yapılabilmesi için sanayi havzaları üretilirken yürütülen birtakım prosedürler mevcut… Bu süreçlerin hızlanması, mahkeme süreçlerinin hızlıca çözülmesi lazım. Bakanlığımızın yeni yönetmeliği mecliste kabul etmesi ve acilen kamulaştırma kararı alması gerek. Covid sürecinden çıktıktan sonra talep ikiye katlandı, sanayi havzamız bu talebi karşılayacak nitelikte değil… Firma sayısı ve üretim kapasitesi belli… Dolayısıyla bu büyümeye hazır hale gelinmesi kaçınılmaz.
Organize sanayi bölgelerine devletin desteği şart… Bu yapılar, her şeyi cebinden fonluyor. Devletten süreçleri hızlandırmasını istiyoruz, çünkü uzadıkça arz talep dengede buluşamıyor, fiyatlar artıyor ve müteşebbis sıkıntı yaşıyor. Mesela şu an 364 firmanın ıslak imzalı kaşeli talebine olumlu yanıt veremiyoruz. Rakam 5 milyon 148 bin… Beşeri sermaye burada, ama Kocaeli’nin yüzde 2.1’i sanayi… Beşeri sermayenin gelişmiş olduğu ülkelerde ise havzanın yüzde 4’ü sanayi…