2023 yılına %4,50 faiz oranıyla başlayan Fed, 13 Aralık tarihinde gerçekleştirdiği yılın son faiz kararında faizleri piyasa beklentileri doğrultusunda %5,50 seviyesinde sabit bıraktı. Fed, Aralık ayındaki faiz kararıyla birlikte Temmuz ayındaki son 25 baz puanlık faiz artışının ardından faizleri üçüncü kez üst üste değiştirmemiş oldu. Bu toplantıyı diğer toplantılardan ayıran en önemli gelişmelerden biri ise faiz indiriminin konuşulmaya başlanması olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede Fed yetkilileri 2024 yılında 3 faiz indirimi öngörüyor.
Parasal sıkılaşma sürecinde diğer majör merkez bankalarına önderlik eden Fed’in, faiz indirim sürecine de liderlik edip edemeyeceği konusunda ise fikir ayrılıkları mevcut. Her ne kadar diğer aday ECB (Avrupa Merkez Bankası) olarak gösterilse de ECB yetkililerinden gelen açıklamalarda, ECB’nin Fed’den daha temkinli tarafta kalmayı tercih ettiğini görüyoruz.
Piyasalar, 2024 yılına ilişkin Fed’in ilk 25 baz puanlık faiz indirimini %71,4 ihtimalle mart ayında gerçekleştireceğini fiyatlıyor. Ocak ayındaki ilk faiz kararında bu oran %16,5 seviyesinde. Fed tarafında ise yetkililer yaptıkları açıklamalarda, piyasaların faiz indirimi konusunda Fed’in önünde olduğu mesajını vererek, faiz indiriminde aceleci olmadıklarının altını çiziyorlar. ECB tarafına baktığımızda, orada daha temkinli bir duruşun hakim olduğunu söyleyebiliriz. Bu gelişmeler ve beklentiler EURO / DOLAR paritesini 1,1000 seviyelerine yakın ve güçlü tutarken dolar endeksinde ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde ise baskıyı artırıyor.
Fed’in takip ettiği en önemli gösterge olan ABD enflasyon verisinde, son açıklanan rakamlara baktığımızda TÜFE’nin %3,0 seviyesinin altına inmekte zorlandığını görüyoruz. Biz baz etkisinin de katkısıyla önümüzdeki aylarda enflasyondaki geri çekilmenin devam etmesini bekliyoruz. Aralık ayının sonuna doğru açıklanan ABD büyüme verisi de %5,2 olan piyasa beklentilerinin altında %4,9 açıklanması, önümüzdeki süreçte Fed’in faiz indirimi konusunda elini rahatlatan bir gelişme oldu. Buna karşın Fed’den ECB kadar olmasa da temkinli açıklamaların devam ettiğini görüyoruz. Bunun başlıca nedeni olarak işsizlik başta olmak üzere ABD ekonomisinin beklenen hızda soğumaması gösterilebilir. Fed’den gelebilecek fazla güvercin mesajlar piyasalardaki risk iştahını artırıp, enflasyondaki geri çekilmeyi sınırlayabilir.
Biz 31 Ocak 2024 tarihindeki faiz kararına kadar temkinli ve veri odaklı açıklamaların devam etmesini bekliyoruz. Bu süreçte verilerde görülebilecek somut işaretler, Fed’in faiz indirimi konusunda daha öngörülebilir söylemlerini destekleyebilir. Ayrıca olumsuz senaryolara ilişkin ise 2024 yılı itibariyle faiz artırım silahının masadan kalmasını, onun yerine faiz oranının korunmasına yönelik söyleminin gelmesini bekliyoruz. İlk faiz indiriminin ise piyasaların beklediği, hızlı normalleşme sürecinden ziyade 2024 yılının ilk yarısının sonuna doğru geleceğini öngörüyoruz.