
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Geleceğe yönelik stratejilerimizle uyumlu bir karar alarak, Kayseri’de Terrawool markasıyla faaliyet gösteren His Yalıtım’ı bünyemize katmış bulunmaktayız. Stratejik bir hamle ile gerçekleştirdiğimiz Kayseri Tesisi yatırımımız yalıtım sektöründe son yıllarda gerçekleştirilmiş en büyük satın alma olmuştur” dedi.
“İzocam olarak çevresel açıdan ‘sürdürülebilir üretim süreçleri’ ve ‘yüksek kaliteli ürün’ stratejisiyle hareket etmekteyiz” diyen İzocam Genel Direktörü Murat Savcı; üretimlerinde %80’e kadar geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak döngüsel ekonomiye de katkı sağladıklarının önemine vurgu ediyor.
Öncelikle İzocam olarak yalıtım sektöründeki faaliyetlerinize kısaca değinir misiniz?
İzocam Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü olarak 1965 yılında kurulmuş ve kurulduğu günden bu yana ürün kalitesi, çevreye saygılı üretimi, yalıtım bilincini geliştirmek için yaptığı çalışmaları, uzun yılların getirdiği deneyim ve tecrübeleri ile pek çok alanda başarılar elde etmektedir. ISO ilk 500’de daima yerimizi almamız da bu başarılarımızın bir göstergesidir.
Günümüzde, Türkiye yalıtım sektöründe 7 farklı ürünü aynı çatı altında üretebilen tek şirket konumunda yer alıyoruz. Geniş ürün yelpazemiz ve her ihtiyaca uygun yalıtım çözümlerimiz ile zeminden, cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanına uygun nitelikli yalıtım malzemeleri sunmaktayız. Bunların yanı sıra; sanayi tesislerinden gemi sektörüne, termik santrallerden akustik panellere, vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği sağlarken diğer üreticilerin imalatlarında gereksinim duydukları yalıtım malzemelerini de üretmekteyiz.
Çevre dostu malzemeler içeren İzocam ürünleri en az yüzde 30 oranında geri-dönüştürülmüş içeriğe sahip olup İzocam Camyünü üretiminde bu oran yüzde 80’e kadar çıkmaktadır. “Yedinci doğal kaynak” olarak adlandırılan geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak atık yönetimini zirveye taşırken, ürünlerimizin içeriği ile sürdürürebilirliğe de hizmet etmekteyiz.
Önemli bir girişimde bulunarak His Yalıtım’ı bünyenize kattınız. Bu yatırım hamlesi üretim kapasitenize ve Pazar payınıza nasıl yansıyacak?
İzocam olarak, geleceğe yönelik stratejilerimizle uyumlu bir karar alarak Kayseri’de Terrawool markasıyla faaliyet gösteren His Yalıtım’ı bünyemize katmış bulunmaktayız. Stratejik bir hamle ile gerçekleştirdiğimiz Kayseri Tesisi yatırımımız yalıtım sektöründe son yıllarda gerçekleştirilmiş en büyük satın alma olmuştur. GEBKİM, Dilovası, Eskişehir ve Tarsus’un ardından beşinci üretim merkezimiz olarak faaliyete geçen Kayseri Tesisi’miz 220 bin m2 alan üzerinde kurulu bulunmaktadır. Kayseri İncesu Organize Sanayi Bölgesinde yer alan bu tesisimizde toplamda 80.000 ton kapasitelik üretim hattı bulunmaktadır. Dilovası Tesisi’mizdeki taşyünü üretim kapasitemiz de 75.000 tondur. Dolayısıyla bu satın alımla beraber toplam kapasitemiz taşyününde 155.000 tona ulaşmaktadır. Taşyünü satışlarında da pazar payımızın kapasitemizle doğru orantılı olarak artacağını öngörmekteyiz.
Tesisle alakalı yakın vadeli yatırım planlamalarınız neler?
Kayseri tesisimizi önümüzdeki 3 yıl içinde yapacağımız dijitalleşme, otomasyon, makina ekipman modernizasyonunu da içeren ek yatırımlarla Türkiye’nin en modern tesislerinden biri haline getirmeyi planlamaktayız.
Kısa ve orta vadede özellikle çevre, iş güvenliği, WCM (World Class Manufacturing – Dünya Sınıfında Üretim), kalite ve verimlilik bakış açısı ile dünya çapında geniş benchmark proje deneyimimizi mevcut tesise uygulamak üzere hazırlıklarımız bulunmaktadır. Üretimde modernizasyon, otomasyonun artırılması ve kalitenin artırılması öncelikli yatırımlarımız arasında yer almaktadır.
Yeni tesisimizin SAP’ye entegre edilmesi amacıyla da tüm düzenleme aksiyonlarını belirleyerek, en kısa sürede bu kültürü oturtmak üzere altyapı çalışmalarını başlatmış bulunmaktayız. Aynı şekilde yıllardır tüm tesislerimizde kurumsal işleyişimizin ayrılmaz bir parçası haline gelen ve ‘Güvenlik Seninle Başlar!’ sloganıyla gerçekleştirdiğimiz “Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği” politikalarımızı bu tesisimizde de hayata devreye alıyoruz.
Mevcut üretim hatlarında verimlilik çalışmaları ile kaynak kullanımının optimize edilmesini de hedeflemekteyiz. Böylece İzocam’ın sürdürülebilirlik yaklaşımı çerçevesinde; çevreye, doğal kaynaklara ve ekonomiye dost üretim stratejimizi Kayseri Tesisimize de yansıtmış olacağız.
Bu yatırım ve kapasite artışıyla birlikte Türkiye’nin enerji verimliliği ve tasarrufuna nasıl bir ek katkı sağlayacaksınız?
Attığımız bu adımlar, İzocam’ın istikrarlı yükselişine ivme katmakla kalmayıp, yalıtım sektörü ve Türkiye ekonomisi için de oldukça değerli katkılar sunacaktır. Yeni üretim tesisimizle birlikte enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik alanlarında Türkiye’nin hedeflerine daha fazla destek olmayı, enerji kullanımında ithalata olan bağımlılığımızı azaltarak, ülke ekonomimize katma değer sağlamayı amaçlamaktayız.
İzocam olarak çevresel açıdan “sürdürülebilir üretim süreçleri” ve “yüksek kaliteli ürün” stratejisiyle hareket etmekteyiz ve üretimlerimizde %80’e kadar geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak döngüsel ekonomiye de katkı sağlamaktayız.
Ülkemizin enerji verimliliği, sürdürülebilir üretim ve ekonomik kalkınma hedeflerine doğrudan katkı sağlayan bu yatırımımızın son kullanıcılara en önemli katkısı ise daha geniş bir kitlenin kaliteli ürün ve hizmet almasının yolunu açacak olmasıdır. İzocam olarak tüm tesislerimizde; ilgili direktifler, düzenlemeler ve standartların gerekliliklerini karşılayan ürünler üretilmekte ve “Ürün Uyumluluğu” (Product Compliance) şirket politikası olarak uygulanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da “Güvenilirlik” İzocam olarak bizim en güçlü özelliklerimizden biri olarak bilinmektedir. Dolayısıyla İzocam olarak sunduğumuz kaliteli yalıtım çözümlerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte enerji tasarrufu sağlanırken hem ekonomik kazanç hem de çevresel fayda elde edilecektir.
Ülkemizde geçmiş yıllara göre kıyasladığımızda toplumun yalıtım bilincinde önemli bir artış olduğunu da bilmekteyiz ancak daha alınacak çok yolumuz olduğu da bir gerçek. Ülkemizdeki bina stokunun sadece yüzde 20’si TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları’na uygun yalıtılmış durumdadır. Bir başka deyişle karşılaştığımız her 10 konuttan 8’i enerji tasarrufu ve bina ömrü bakımından gerekli olan yalıtım uygulamalarına sahip değildir. Oysa ki yalıtım gerek ülkemizin ekonomik kalkınması gerek enerji tasarrufu gerekse sürdürülebilir bir gelecek için milli görevimizdir.
TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği Türkiye’deki tüm bölgelerde daha fazla enerji verimliliği sağlayacak şekilde şu an revize edilmektedir. Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak uygulamalarla ülkemizin enerji açısından dışa bağımlılığı da azaltılacaktır. Kısaca Yönetmeliğin resmi gazetede yayınlanmasıyla birlikte yeni yapılarda yalıtım uygulamaları iyileştirilecek ve enerji verimliliğine ilave katkı sağlanacaktır. Kapasitemizdeki bu artışla bu katkıda biz de önemli bir pay sahibi olacağız.
Yalıtım sektörünün mevcut durumunu ve geleceğine dair değerlendirmelerinizi de kısaca alabilir miyiz?
Türkiye yalıtım sektörü güvenli ve enerji verimli binaların inşasında önemli bir sorumluluk üstlendiğinin bilinciyle çalışmalarına yön vermekte ve aynı zamanda ülkemizin ekonomisine ve istihdamına da önemli katkılar sağlamaktadır.
2023 yılında üretimden satışlarda 2 milyar dolara, toplam yalıtım sektörünün tüm hizmetleri dahil olmak üzere 7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaşan sektörümüz, söz konusu büyüklüğümüzün yanı sıra direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik bir istihdam oluşturarak ülkemizin kalkınmasında etkin rol almaktadır. 2024 yılında da hacimsel büyümesini koruyan sektörümüzün küresel bir üretim merkezi olma yolunda ilerlediğini büyük bir gururla görmekteyiz. Mevcut ülke koşullarını, komşu ülkelerdeki gelişmeleri ve ekonomik süreçleri dikkate aldığımızda yaklaşık 13 milyon m3 hacme sahip yalıtım pazarımızın 2025’te de büyüklüğünü koruyacağını düşünmekteyiz.
Sektörümüzdeki eğilim ve trendleri incelediğimizde sürdürülebilirliğe katkı sağlayan, enerji kullanımını azaltan, yüksek ısıl konforun yanı sıra ses ve su yalıtımı da sağlayan, yenilenebilir enerji sistemleri ile uyumlu, yangın güvenliğini artıran ve aynı zamanda binaların depreme karşı mukavemetini koruyan son teknoloji yalıtım malzemelerine olan taleplerin gerek yurt içinde gerekse dış pazarlarda arttığını görmekteyiz.