
Groupe Atlantic İzmir Genel Müdürü Ender Gürpınar, “Bizim için 2025 yılında hedef geçtiğimiz yıl olduğu gibi 650 bin adet üretim yapmak ve 50-55 milyon Euro ciroya ulaşmak. Şirket, kurun enflasyona uyum sağlaması ve maliyetlerin düşmesiyle rekabet gücünü artırmak istiyor. Biz de bu normalleşmeyle ülkemize daha fazla katkı sağlamayı, hem İzmir hem de Türkiye’deki faaliyetlerimizi büyütmeyi ve daha fazla istihdam sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
Fransa merkezli bir aile şirketi olan Groupe Atlantic, dünya genelinde 32 fabrikada iklimlendirme sektörüne dönük radyotörler, ısı pompaları, klimalar gibi endüstriyel ve evsel ürünler üretiyor. İngiltere, Belçika, Rusya, Mısır ve Tayland gibi ülkelerde üretim tesisi bulunan grup, Ege Serbest Bölge’de hayata geçirdiği tesisiyle global pazarın havlupan ihtiyacını karşılıyor.
60 yılı aşkın tecrübesiyle Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri konumunda olan şirket, havlupan için Ar-Ge ve laboratuvar faaliyetlerini Türkiye’de yürütüyor. Groupe Atlantic İzmir Genel Müdürü Ender Gürpınar’la röportajımızda firmanın Türkiye’deki faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Groupe Atlantic’in Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Groupe Atlantic, Fransız merkezli bir aile firması olup 60 yıllık bir geçmişe sahip. Şu anda 32 fabrikası ve yaklaşık 12 bin çalışanı bulunuyor. Fransa başta olmak üzere birçok ülkede üretim faaliyetleri sürdüren şirketin Türkiye’deki ayağı, İzmir’de faaliyet gösteriyor. Ana üretim alanı ısıtma çözümleri; ısı pompaları, sıcak su kazanları, klimalar ve termosifonlar gibi çeşitli ürünler üretiyor. İzmir fabrikasında ise yalnızca havlupan üretimi yapılıyor. Ürün gamı geniş; 3.000’den fazla referans ve 34 farklı renk seçeneği mevcut. Havlupan üretimi yapılan iki fabrikadan biri İzmir’de, diğeri Mısır’da bulunuyor. Ancak tüm Ar-Ge çalışmaları, laboratuvar faaliyetleri ve yeni ürün geliştirme süreçleri İzmir merkezli yürütülüyor.
Türkiye’de ürün satışınız var mı?
Şirketin Türkiye’de herhangi bir satış faaliyeti bulunmuyor. Bunun temel nedenleri piyasanın beklentileri ve maliyet unsurları. Üretilen ürünler yüksek kaliteye sahip olduğu için fiyat rekabeti açısından Türkiye pazarı uygun görünmüyor. Satışlar ağırlıklı olarak Avrupa’ya, özellikle Fransa’ya yapılıyor.
Bulunduğumuz bu fabrikada kaç kişi çalışıyor?
İzmir fabrikasında şu anda 365 kişi çalışıyor. Daha önce Torbalı’da faaliyet gösteren tesis, yeni bir yatırımla daha büyük kapasiteye sahip mevcut lokasyona taşındı. Yaklaşık altı yıldır burada üretim devam ediyor. Groupe Atlantic’in Avrupa’da satış sonrası hizmetler de dahil olmak üzere geniş bir yapılanması var. Ancak, Türkiye’de sadece havlupan üretildiği için burada özel bir satış organizasyonu oluşturulması şu an için planlanmıyor.
Ürünleriniz endüstriyel ve evsel olarak ayrışıyor mu?
Şirketin ürünleri ağırlıklı olarak evsel kullanıma yönelik. Avrupa pazarında ise ürünler profesyonel marketlere ve “do it yourself” kategorisine hitap ediyor. Şirketin geliştirdiği bazı havlupan modelleri radyo çalar, Bluetooth ve Wi-Fi bağlantısı, uzaktan kumanda ve sensör gibi teknolojilerle donatılmış durumda. Ancak Türkiye’de bu tür ürünlere talebin sınırlı olduğunu söyleyebiliriz.
Çin faktörü şirketiniz ve sektörünüzü nasıl etkiliyor?
Çin, birçok sektör ve firma için olduğu gibi, Groupe Atlantic için de büyük bir rekabet unsuru. Avrupa pazarında Çin menşeli ürünlerin payı giderek artıyor. Türkiye’de artan üretim maliyetleri ise Çinli rakiplere karşı rekabet gücünü azaltıyor.
Sizin gibi tamamen ihracat faaliyeti içerisinde olan şirketler nasıl zorluklarla karşılaşıyor?
En büyük sorunlardan biri döviz kuru artışının enflasyonu dengelememesi. Döviz bazında maliyetlerin sürekli yükselmesi, rekabetçiliği zorlaştırıyor. İşçilik maliyetleri son yıllarda 2-2,5 kat artmış durumda. Örneğin, grubun Mısır’daki fabrikası neredeyse yarı maliyetle üretim yapabiliyor. Buna rağmen Groupe Atlantic, Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor ve yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor. İstanbul’da Erensan şirketiyle sıcak su kazanı üretimi gerçekleştiriliyor ve geçen yıl Çiğli’de faaliyet gösteren Eneko firmasının %50’si satın alındı.
Serbest bölgede üretim yapmanın avantajları neler?
Serbest bölgede faaliyet göstermenin bazı maliyet avantajları bulunuyor. Bunun dışında, organize bir sanayi yapısında, düzenli ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanıyor. Ancak, hammadde tedarikinde gümrük işlemleri bizim için zorlayıcı olabiliyor. Örneğin, bir cıvata bile olsa yurt dışından gelen her malzeme gümrük prosedürüne tabi tutuluyor, bu da operasyonel süreçlerimizi yavaşlatabiliyor.
2024 sizin için nasıl geçti ve 2025 hedefleriniz nedir?
Avrupa pazarında yeni inşaatların azalması nedeniyle talepte bir daralma yaşandı ve satışlar %5-10 oranında düştü. Ancak 2024 ve 2025’i stabil geçiyoruz diyebilirim. Bizim için 2025 yılında hedef geçtiğimiz yıl olduğu gibi 650 bin adet üretim yapmak ve 50-55 milyon Euro ciroya ulaşmak. Şirket, kurun enflasyona uyum sağlaması ve maliyetlerin düşmesiyle rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Biz de bu normalleşmeyle ülkemize daha fazla katkı sağlamak, hem İzmir hem de Türkiye’deki faaliyetlerimizi geliştirmek ve daha fazla istihdam sağlamak istiyoruz.
İzmir’deki merkezin kapasite kullanım oranı ne seviyede?
Şu anda fabrikamızın kapasite kullanım oranı %55-60 seviyelerinde. Aslında şu anda ürettiğimizin çok daha fazlasını üretebilecek kapasitemiz var. Geçmiş yıllarda %30-40 daha fazla üretim yapılabiliyordu. Pandemi döneminde evde geçirilen sürenin artması nedeniyle talep yükselmişti. Önümüzdeki süreçte, Avrupa pazarındaki toparlanmaya bağlı olarak kapasite kullanımının artırılması planlanıyor.
Kadın çalışan oranınız nedir?
Şirkette toplam 60 kadın çalışan bulunuyor. Mühendislik ve yönetici pozisyonları dahil olmak üzere her seviyede kadın çalışan mevcut. Üretimde ise metal ağırlıklı bölümlerden daha çok montaj ve paketleme alanlarında görev alıyorlar.
Yetişmiş insan gücü konusunda neler söylenebilirsiniz?
Groupe Atlantic’in İzmir fabrikasındaki çalışanların ortalama kıdem süresi 7 yıl. Şirket, sendikalı bir yapıya sahip ve çalışan memnuniyeti yüksek. Üniversite öğrencileriyle part-time çalışma programları yürütülüyor ve mühendis kadrosuna bu şekilde yeni yetenekler kazandırılıyor. Yeni çalışan ihtiyacımız olduğunda da herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ancak son yıllarda göç sebebiyle yoğun bir nüfus artışı yaşandı İzmir’de. Şehir ise buna hazırlanmak için de pek bir şey yapmadı ne yazık ki. İzmir’in genel anlamda tarım, sanayi ve turizm potansiyelinin tam olarak değerlendirilemediğini de söylemeliyim.
Son olarak eklemek istediğiniz mesajlarınız varsa almak isteriz…
Bahsettiğimiz zorluklara rağmen Groupe Atlantic olarak geleceğe umutla bakıyoruz. Türkiye’de güçlü bir ekibi, sağlam bir kalite anlayışı ve güvenli bir çalışma ortamına sahibiz. Hedefimiz, bu avantajları kullanarak gelişimi sürdürmek ve Türkiye’de daha fazla yatırıma ev sahipliği yapmak.