Kurumsallaşmayı yavaş yavaş oturttuklarını belirten Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Nevzat Özhamurkar, bundan sonra elit bir üniversite olma hedefine yürüyeceklerini dile getirdi.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi henüz çok genç bir üniversite olmasına karşın, eğitim standartlarını her geçen yıl daha da yükseltiyor. Adını bir eğitim sevdalısı olan Nuh Naci Yazgan’dan alan üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Nevzat Özhamurkar ile Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nin gelişimini ve hedeflerini konuştuk.
Öncelikle, üniversitenizin temelini atan Kayseri Yükseköğrenim ve Yardım Vakfı’nın kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz?
Şimdi bakınız, Nuh Naci Bey’in 4’üncü göbekten bir yakını yok şu anda. “Nuh Naci Yazgan” ismi verilerek üniversite kurulması Türkiye’de bir ilk. Vefatından 60 sene sonra hiç kimsesi kalmamış bir kişinin adına üniversite kuruldu. O da bize nasip oldu, Kayseriliye nasip oldu. Allah rahmet eylesin, Nuh Naci Bey eğitim gönüllüsü bir kişi. Bir gün akşam evine gidiyor, şehrin merkezine elektrik yeni gelmiş, sokak lambaları var. Bakıyor bir çocuk lambanın altında kitap okuyor. Yanına gidip oğlum ne yapıyorsun diyor. Çocuk, amca filan handa kalıyorum bizde elektrik yok, ders çalışıyorum diyor. Sabahleyin geliyor 43 lira 70 kuruşa özel idareden satışa çıkan bir arsayı alıyor ve orada 60 kişilik köy talebe yurdu yapıyor. Birkaç yıl sonra bakıyor ki çocuklar okuyor, ortaokulu, liseyi bitiriyor ve İstanbul’a gidiyor. Kalacak yerleri var mı? Düşünün 1942-44 yılları; Laleli’de 4 katlı bir apartman alıyor ve orayı yurt yapıyor. Ben İstanbul’a talebe olarak gittiğimde o yurt satıldı. Şu anda bizim vakfımıza geçen mal varlığı o zaman Kayseri Okutma Derneği’ne aitti. Bugün İstanbul’da yaşı 50-55’in üstünde olan avukat, doktor, mimar, mühendis, yani yükseköğrenim görmüş kimi görürseniz hepsi o yurtta kalmıştır.
Üniversitemize isim vereceğimiz zaman Kayseri Okutma ve Yardımlaşma Derneği de 3 tane mülkü bizim vakfımıza geçirdi. Biz isim ararken, arkadaşlara dedim ki; önümüzdeki toplantıda herkes aklına gelen bir isim yazsın, içinden uygun birini seçelim. Toplantıdan çıkarken Allah hayırlı ömürler versin bizde uzun zaman başöğretmenlik yapan emekli Hakkı Bey kulağıma eğilerek, “Üniversitemize Nuh Naci Yazgan ismini versek ne olur, kendisinin bize o kadar bağışı oldu.” dedi. Bunun üzerine Üniversiteye Nuh Naci Yazgan ismini vermeye karar verdik. Çok araştırdık bir yakını olsa da törenle bir madalya versek dedik ama kimseyi bulamadık. Ölümünden 60 sene sonra kimsesi kalmamış bir kişinin adını üniversitemize vermiş olduk.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nin bugünkü yapısından bahseder misiniz?
Şu anda üniversitemiz 11 dönüm arazi üzerine kuruludur. Üniversitemizde Mühendislik, İktisadi ve İdari Bilimler, Güzel Sanatlar ve Tasarım, Sağlık Bilimleri, Fen-Edebiyat, Tıp ve Diş Hekimliği olmak üzere 7 fakülte, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere iki enstitü ve bir meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Tıp ve Diş Hekimliği fakülteleri henüz fiziki altyapı ve akademik kadro tamamlanmadığı için eğitim ve öğretime henüz başlamadı.
Mühendislik Fakültesinde; İnşaat, Elektrik-Elektronik ve Endüstri Mühendisliği bölümleri, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde; İşletme, İktisat, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümleri, Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesinde; Mimarlık ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümleri, Sağlık Bilimleri Fakültesinde; Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri, Beslenme ve Diyetetik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümleri; Fen-Edebiyat fakültesinde psikoloji bölümü var.
Kaç bin öğrenciniz var şu anda?
Şu anda 3.600 küsur. Zaten bizim niyetimiz en çok 3 bin-4 bin arası olması. Ama yarın ne olur bilmiyorum. Ama aklımızın, gücümüzün yettiği kadar iyi şeyler yapmak istiyoruz. Ben 50 yıldır sanayiciyim. Bu 50 yıl zarfında hiçbir zaman kötüsünü yapmadım. Şimdi bazı vakıf üniversiteleri var, onların bir problemi yok. Mesela Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi gibi… Mesela ben hatırlıyorum Her yıl vakfından şu kadar para. Para derdi yok. Bizim vakfımız öyle değil. Kaynaklarımız sınırlı olduğu için tedbirli olmamız lazım. Ama bundan sonraki hedefimiz üniversitemizi adım adım seçkin bir üniversite haline getirmektir.
Uluslararasılaşma hedefiniz mi var?
Tabii, uluslararasılaşmayı hedefliyoruz. Eğitim seviyesini yukarı doğru çekeceğiz. Ancak Anadolu’nun birtakım dezavantajları var. Dışarıdan görünmüyor ama İstanbul’a getirdiğiniz profesörü aynı koşullarda Kayseri’ye getiremiyorsunuz. Profesör gelmeye razı oluyor ama eşi razı olmuyor, Ana-baba razı oluyor çocukları gelmiyor.
Hafta içi gelip hafta sonu dönen hocalar da var galiba…
O var. O olmasa zaten şu an birçok vakıf üniversitesinin eğitime devam etme şansı yok. Diş Hekimliği Fakültesi’ni açmaya çalışıyoruz. Şu anda binası aşağı yukarı bitti. Allah kısmet ederse bu sene sonuna doğru hastaneyi açacağız, önümüzdeki yıl da öğrenci alacağız. Şimdi benim en çok mutlu olduğum nokta toplam 3.600 öğrencimizin 2.500-2.600 kadarının Kayseri’nin çocuğu olmasıdır.
Vakıf üniversitelerinin özel ve vakıf diye statülerinin ayrılması tartışmasına nasıl bakıyorsunuz?
Şimdi kulakları çınlasın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde ben bunu çok tartışmıştım. İki türlü özel üniversite var. Bir tanesi kar üniversitesi, diğeri vakıf üniversitesi. Ama üniversite kurmak için vakfı şart koydular, hepsine vakıf üniversitesi diyorlar. Bunu ayırmak gerekiyor. Ötekilere özel mi denir, paralı mı denir bilemem. Ama bizim gibi Allah rızası için memleket çocukları eğitim görsün diye, bırak para kazanmayı her sene cebinden milyonlar veren üniversiteleri n statüsünü ayırmaları lazım. Yeni yeni YÖK’te buna dönük bir düşünce var gibi görünüyor ama pek olacağını zannetmiyorum. Şimdi 81 ilde üniversitemiz var desinler diye üniversite kurarsak sonu bu olur. Şimdi birçok üniversiteyi ben biliyorum; maaş ödemelerinde sıkıntıları var. Üniversiteyi bitirdi desinler diye okumak isteyen bir grup var. Onlara dönük yatırıma girerseniz öğrenci adedi önemli değil. Mezun çocuk bir işe yarasın, memleketin yarasına pansuman olsun diye düşünürseniz idareli gitmek lazım. Biz öğrenci kapasitemizi istersek üç yılda 15 bine çıkarabiliriz. Ancak şu anda biz daha elit bir üniversite haline nasıl geliriz diye mücadele veriyoruz.
Son sözlerinizi de almak isteriz…
Biz yavaş yavaş olmaya başladık. Tabi bizler gelip geçiciyiz; bugün varız, yarın yokuz. Bundan sonrasına kurumsal bir yapı bıraktığımız kanaatindeyim. İnşallah bu üniversite memlekete hizmete devam eder.