PSİKOTERAPİST ŞEYDA BETÜL KILIÇ
Gün yeni başlamış olsa da uyanmak istemiyoruz kimi zaman. Yataktan kalkmak, güne başlamak için yanındakilere günaydın demek bile büyük bir iş oluveriyor. Üzerimize doğan güneşe inat, ruhumuzda hala karanlığı, geceyi yaşıyoruz. Yaşanacaklar ve yaşanması gerekenler bir köşede, paketi açılacak bir hediye zarafetinde bize sunulmuş olsa da, yaşamak eylemi yorucu ve enerji hissetmiyoruz. Belli ki bizi bekleyen sıralı işlerimiz var ama bu işlere harcanacak güç yok gibi. Akademik işler, rutin işler, sosyal işler, ekonomi ile ilgili işler… Maalesef hepsi beklemede…
Tembellik; eylemsizliği seçme ve eylemsizlikten beslenme ve hatta haz alma eylemi olarak karşımıza çıkar. En belirgin özelliği; yorgunluk hissiyle karıştırılmasıdır. Hedeflerin giderek bulanıklaşması, aktivitelerin gereksizmiş gibi algılanması yani algıda çarpıtma tembellikte çok yoğun görülür. Akla gelebilecek her türlü fiili erteleyerek her gün biraz daha kronikleşen tembellik, sorumsuzluk kavramıyla iyice perçinlenir. Sorumluluktan her gecen gün uzaklaşan bireyler tembellik illetiyle savaşacak özgün mücadeleyi bir an önce başlatmalı ve ‘’TEMBEL İNSAN’’ stigmasından derhal kurtulmalıdır. Ailemiz içinde kimliğini arayan ergenlere karşı çokça ve kolayca sarf edilen tembel sözü, kendilerinin bu sıfatı kolayca kabulünü kolaylaştıracaktır. Asla çocuğunuza TEMBEL demeyin. Bunun yerine hangi durumların onun aktif olmasının önüne geçtiğini birlikte konuşun ve belirleyin. Sinsice ilerleyen bir hastalık gibi giderek karakterimize tutunuveren tembellik sıkıntısı ile mücadele etmeliyiz. Gençlerimize ve çocuklarımızı bu kavramdan uzak tutmak için tembel olmayan ebeveynler olmak zorundayız. Ergenler ve çocuklardaki tembellik, çoğu zaman tembelliğin işlevine inandıkları için benimsenir. Gençlere, çocuklara küçük yaşta sorumluluklar vererek, gerçekten müdahale etmeden, neyi nasıl yapacağını, büyük bir sabırla anlatarak ve en önemlisi de mükemmel beklentilerimizi küçülterek tembellikten onları uzaklaştırabiliriz.
Ebeveyn tembelliği; aile içindeki rol dağılımına içten isyanla başlar. Birey kendisi dahil hiç kimse için gerekli, özenli zaman programı yapmaz. Gerekli durumlarda bile kontrol hissini gerçekleştirmez. Sevmeye, okşamaya, emeğe üşenir ve duyguları donuk bir anne yahut baba kimliği karşımıza çıkar. Duygusal tembellik içinde kişi, duygularını dahi belirtemez olur.
Tembelliği kronik yorgunluktan ayıralım mı?
Yorgunluk hissi genellikle bir aktiviteyi takiben belirgin bir şekilde ortaya çıkar ve organik olarak ta hissedilir. Özellikle kaslarda yoğun bir düzeyde fark edilir. Fakat kronik yorgunluk sendromun da; her hangi bir aktivitede bulunmadan yorgunluk hissedilir. Genellikle yorgunluk, dinlenme ile geçmez. Güçsüzlük hiçbir fiziksel, bedensel eksiklikten kaynaklanmaz. Kronik şekilde yaygın, belirgin bir kişilik özelliği gibi görülür. Kronik olarak hissedilen yorgunluk hissi, kişiyi çok sevdiği aktivitelerden uzaklaşmasına neden olur. Rutin işlerinizi yapamaz hale getirerek sosyal hayatınızı da sekteye uğratır.
Eğer kendinizi güçsüz ve yılgın hissediyorsanız, sosyallikten uzaklaştıysanız, rutin işlerinizi yerine getiremiyorsanız, arkadaşlarınızdan uzaklaştıysanız önlem alma zamanı gelmiş demektir. Kendinizde fark ettiğiniz tembellik yahut kronik yorgunluk sendromu çözümlenebilir ve çözümlediğinizde yaşam kaliteniz artacaktır. Tek yapmanız gereken fark etmek ve önlem almak.