İŞBİR HOLDİNG CEO’SU METİN GÜLTEPE
BÜYÜME HEDEFLERİMİZ HALA GEÇERLİ!
2020’nin ilk aylarında başlattıkları yatırımları pandemiye rağmen ertelemediklerini belirten İşbir Holding CEO’su Metin Gültepe, normalleşme sürecinde artan taleple yükselişe geçeceklerini, gerek iç piyasada gerek ihracatta gerekse mağazalaşmadaki büyüme hedeflerinin hala geçerli olduğunu vurguladı.
Güçlü üretim ve marka yapısıyla yatak sektörünün önder firmalarından birisi olan İşbir, yeni normalde önemli bir ivmelenmenin eşiğinde. Pandemi sürecinin başlarında ve sonrasında İşbir Holding’in tüm çalışma alanlarında aldığı önlemleri, yeni normale uyumlu hamlelerini İşbir Holding CEO’su Metin Gültepe ile konuştuk.
Pandemi süreci çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Ne tür önlemler aldınız?
Pandemi sürecini öncelikle ortaya çıktığı ilk andan itibaren çeşitli otoriteler aracılığıyla yakından takip ettik. Ülkemizde vakaların görülmeye başladığı ilk andan itibaren ise kriz yönetim sürecimiz başladı.
- Bu kapsamda kurum içi ve dışı iletişimimizi en yoğun hale getirdik. Personelimizi ve bayilerimizi şeffaf yönetim anlayışımız çerçevesinde her adımda bilgilendirdik.
- Tedbirlerin ilk aşaması olarak tüm personelimizi pandemiye karşı bilgilendirdik ve bilinçlendirdik. Şükür ki bu süreçte hiçbir çalışanımızda herhangi bir vakaya rastlanmadı.
- İşletmelerimizde ve satış noktalarımızda var olan hijyen tedbirlerini en üst seviyeye çıkardık.
- Mağazalarımızı hijyen köşesi, tek kullanımlık yatak deneme örtüsü ve sosyal mesafe uyarıyla donattık. Mağaza girişleri için yaptığımız dezenfektanlı paspas uygulaması oldukça ses getirdi. Bu uygulamayla mağazalarımızı sadece bir satış noktası değil, güven merkezi haline de getirdik.
- Sağlığını önemsediğini belirterek müşterisini bilgilendiren bir iletişimi ilk geliştiren markalardan biri olduğumuzu da belirtmek isterim.
- Personel yoğunluğunu en aza indirmek için kısa çalışma sistemine geçtik. Bu süreçte herhangi bir istihdam kaybının yaşanmamasının yanı sıra, hiçbir çalışanımızın hak kaybı yaşamadığını da gururla söylemek isterim.
- Sevkiyat ve teslimat aşamalarında tulum, maske ve eldiven zorunluluğu getirdik.
- Yasal düzenleme henüz çıkmadan mesai giriş çıkışlarında ateş ölçüm uygulaması ve tedbirleri getirdik.
Toplumsal sorumluluğumuzun gereği olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın Biz Bize Yeteriz Türkiyem sloganıyla başlattığı milli destek kampanyasına 1 Milyon 100 Bin TL tutarıyla naçizane destekte bulunduk.
Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı kuruluşlarıyla iletişim halinde kalarak hangi kuruma ne lazımsa derhal karar aldık elimizden gelen yardımları hemen ulaştırdık. Bu kapsamda Türkiye’nin pek çok şehrine binlerce yastık, yatak ve uyku ürünü gönderdik. Türkiye’nin çeşitli köylerinden sağlık kuruluşları aracılığıyla gelen talepleri de en hızlı şekilde karşılayarak ülkemizin daha iyi günlere uyanması için destekte bulunduk.
Pandemi sürecinde, şirket bünyemizde yaptığımız iyileştirmelerle personelimizin, milli dayanışmada sergilediğimiz çalışmalarla devletimizin yanında olma gururunu yaşadık.
Bu süreçte üretim, insan kaynakları ve satış politikalarınız nasıl şekillendi?
Kâr, şirketlerin var oluş amaçlarından biri olsa da, bu dönemde “insan”ı odağa alan samimiyetini ortaya koyabilen şirketler tüketiciye gerçekten dokunabildi. Şirketlerin yapmış olduğu atılımcı işler gibi ve etik davranışları da bugünün tüketicisinin önemle takip ettiği konulardan biri.
Biz bu dönemde öncelikle kurum içi iletişimimizi güçlü tuttuk. Personelimizi devamlı olarak virüse karşı bilgilendirdik. Şirketimizin almış olduğu kararlardan ve atacak olduğu adımlardan tüm çalışanlarımızı şeffaf yönetim anlayışımız gereği periyodik olarak bilgilendirdik.
Yani marka olarak gerek bayilerimiz gerek çalışanlarımızla aynı gemide olduğumuzu, hep birlikte bir amaca doğru yekvücut olarak hareket etmemiz gerektiğini belirttik. Şirketimizin çalışma felsefesine “Müşteri odaklılığın” yanı sıra, daha yüce bir kavram olan “İnsan odaklılığı” koyduk.
Covid-19’un bir diğer etkisi de mağazaların hijyen tedbirlerine yönelikti. Tüketiciler markaların hijyen tedbirlerini tam anlamıyla alıp almadıklarını bilmiyorlar ve/veya bu önlemlere güvenmiyorlardı.
Tüm sektörleri baz aldığımızda dahi, İşbir Yatak olarak biz, mağazalarındaki hijyen tedbirlerini deklare eden ilk marka olduk diyebilirim.
- Tek kullanımlık yatak deneme örtüsü uygulaması,
- Hijyen köşesi ve dezenfektan ve maske servisi,
- Sosyal mesafe kurallarının belirlenmesi,
- Mağaza içi müşteri kotası uygulaması,
- Kendi Ar-Ge’miz olan mağaza girişlerine dezenfektanlı paspas uygulaması
- Düzenli dezenfeksiyon işlemleri
gibi tüm yeni uygulamayla mağazalarımızı güvenli atmosferler haline getirdik.
Ayrıca hammadde temininden üretime, satıştan SSH aşamalarına kadar tüm süreçlerdeki hijyen tedbirlerimizi en üst seviyeye çıkardık. Hatta önümüzdeki günlerde sektörde bir ilk olacak sürpriz projelerimizin de bilgisini şimdiden size vermek isterim.
Bu konjonktürde iç pazar-dış pazar dengeniz nasıl oluşacak?
Covid-19 iç piyasa satışlarımıza olumsuz yansımalar getirdiyse de gerek iletişim gerek pazarlama gerek özverili çalışmalarımızla bu etkiyi en aza indirdiğimizi söyleyebilirim. Geçen yılın aynı aylarına oranda birkaç puan geride olsak da çok kısa bir süre içerisinde bu durumun sona ereceğini hatta çok daha güçlenerek yolumuza devam edeceğimizi öngörüyoruz.
Normalleşme süreciyle yapmış olduğumuz kampanyalar ve hareketlenen piyasa koşullarıyla birlikte satışlarımız oldukça iyi bir ivme yakaladı.
İhracat bağlamında ise 2020 yılına oldukça iyi başladık. Pandemi ihracatın hızını azaltmış olsa da, normalleşme sürecinde talepler yüz güldüren seviyelere yükseldi.
Pandemi süresinde yapmış olduğumuz elite-connection ve network’ü sıcak tutma çalışmalarımız oldukça işe yaradı.
Ayrıca devletimiz, bu süreçte ihracatçılar için geliştirmiş olduğu kolaylıklar, sektörümüz için geliştirdiği destek paketleri vb pek çok avantajla gerek üreticiyi gerekse de ihracatçıyı en iyi şekilde destekliyor. Biz de bu noktada üstümüze düşeni yapıyor ve bu doğrultuda ihracatımızı artırma çalışmaları yapıyoruz.
Ülkelerin yatak kültürlerine göre yatak tercihleri de doğrudan değişiyor. Baktığımızda Türkiye, yaylı yatak kategorisinde daha çok yoğunlaşmış durumda. Ancak son yıllarda yatak ve uyku kültürünün gelişmesiyle birlikte visco yatakların pazardaki payının arttığını da görüyoruz. Avrupa’ya bakıldığında ise genellikle sünger yatakların kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu da Avrupa’ya sünger yatak ihracatında büyük fırsatların bizi beklediğini gösteriyor. Biz de bu kapsamda ülkelere göre ihracat stratejileri geliştirme yolunda önemli adımlar atıyoruz.
Tüm bu stratejiler ve artan talep göz önünde bulundurulduğunda 2020 yılının sonunda ihracatta yüzde 20’lik bir büyüme hedefliyoruz.
İnovasyon ve yeni ürün geliştirme süreçlerinizde bir yavaşlama var mı?
Pandemi sürecinde Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızda herhangi bir yavaşlama olmadı. Hatta yakın dönemde 3 yeni yatağımızın lansmanını yaptık.
Genna yatak, üst yüzeyinde kullanılan teknoloji sayesinde hijyen testlerinden başarıyla geçmiştir ve kullanıcısına hijyenik bir uyku zemini sunmaktadır. Genna; TSE ve uluslararası otoritelerce kabul edilen standartlar doğrultusunda 30 bin kez oturuş simülasyonuyla test edildi, yüksek mukavemet göstererek başarısını da belgeledi.
Soho yatağın kumaşında kullanılan Fresche® teknolojisi, tamamen güvenli ve çevreci bir hijyen sistemidir. Uyku kalitesini etkileyebilecek unsurlara karşı etkin koruma sağlayan bu teknoloji, kötü koku oluşumunu da engellemeye yardımcı olur.
Çift yönlü kullanımı sayesinde uzun ömürlü bir yapıya sahip olan Alissa, hijyenik ve hava sirkülasyonunu artıran kumaşıyla kullanıcısına sağlıklı bir uyku sunar.
Yatakların yanı sıra uyku ürünleri ve tekstil gruplarında da hijyeni odağa alan çalışmalar yapıyoruz. Yakın zamanda bu gruplarda da hijyenik ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturacağız.
Global marka olma hedefiniz konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Global marka olmanın şüphesiz ki pek çok alt kırılımı var. Burada belirlenen öncelikler ve ilkeler markanın reflekslerini ve kimliğini belirliyor aslında.
Emeğin kutsallığına olan inancımız ve çalışanlarımızla kurduğumuz güçlü bağ bizim karakterimizin bir parçasıdır. Uzmanlık elbette herkes için oldukça önemli. Ancak biz bununa birlikte; eğitilebilir, takımın bir parçası olabilecek yapıda ve heyecanımızı her zaman yüksek tutabilecek dinamizme sahip çalışanlarımız olmasını bekliyoruz.
İkinci olarak, kurulduğumuz ilk günden bugüne kılavuzumuz niteliğinde olan “uykuyu teknolojiyle birleştirme” misyonumuz geliyor. Bu doğrultusunda, 10 yıl içerisinde tüm markalarımızla birlikte üst segment liderliğimizi pekiştirmek. Aynı zamanda dünyada 10 Türk markasından biri olmak.
Yatak sektöründe kayıt dışı sorunu var mı?
Ne yazık ki oldukça çok sayıda var. Özellikle merdiven altı üreticiler, insan yaşamı için oldukça önemli olan bu ürünü, kalitesiz şekilde tüketiciyle buluşturuyor. Aynı zamanda hiçbir sertifika programına tabi tutulmayan hammaddelerle sağlıksız, hikmeti kendinden menkul ürünler üretiliyor. Bu da sektörümüzü doğrudan ve olumsuz etkiliyor.
Bu konuda, herhangi bir müşteri mağduriyeti oluşmaması ve sektörümüze olan güvenin sarsılmaması için ilgili otoritelerce çalışmalar yapılmalı, gerekli sertifikasyon programları geliştirilmeli ve bu programlardan başarıyla geçebilen profesyonel üreticiler desteklenmelidir.
Dijital dönüşüm politikanız bugünkü konjonktürde nasıl şekilleniyor?
Dijitalleşme hayatımızın bir gerçeği ve önemi günden güne artıyor. Bu kavramı iş süreçlerinin dışında bırakan markaların gelecekte yer alması oldukça zor görünüyor. Çünkü bu kavram sadece satışları değil, tüm prosesleri temelden değiştiren bir olgu… Yatak üretiminden yataklara ve uyku teknolojilerine kadar tüm noktalarda yerini alıyor.
Bu kapsamda biz de İşbir Yatak olarak bir dönüşüm yaşıyoruz.
- Üretim hatlarımızda yaptığımız endüstriyel yatırımlar,
- Bayilerimizle birlikte kullandığımız ve Ar-Ge’si tamamen İşbir’e ait olan sipariş/destek iç yönetim portalımız
yaşamış olduğumuz dijital dönüşümün birer parçası.
Bununla birlikte çok kısa bir süre içerisinde müşterinin talebini ve ihtiyaçlarını belirleyeceğimiz bir yapıda online satışlarımız başlayacak.
Ayrıca üstüne çalıştığımız ve değer verdiğimiz bir kavram da şu: Uyku sağlığını ve uyku kalitesinin merkeze alarak ölçümleyen, analiz eden; bununla birlikte bu deneyimini artıran teknolojiler.
Dijitalleşmeyle birlikte yatak artık, “üstünde yatılan bir ürün” tanımlamasından çıkarak yaşam kalitemizi artıran önemli kaldıraçlardan biri haline gelecek.
İşbir Yatak olarak biz de ilk günden bugüne dünyada gelişen teknoloji ve inovasyonları uyku sağlığı ve yatak sektörüyle buluşturuyoruz. Önümüzdeki günlerde hazırladığımız projelerle bu dönüşümün çarpıcı örneklerini de tüketicilerimizle buluşturmayı planlıyoruz.
2020 yılı, hedefleriniz açısından nasıl geçiyor? 2021 öngörü ve hedefleriniz nelerdir?
Geçen yılın aynı aylarına oranda birkaç puan geride olsak da normalleşme sürecinde artan taleple birlikte bir yükselişe geçeceğiz. 2020 yılının sonunda ViscoStar grubunda %20’lik bir büyüme; iç piyasada belirlediğimiz %25’lik büyüme hedefimiz hala geçerli. İhracatta en az %20’lik bir artış öngörüyoruz. Uyku merkezlerimiz arasına yılsonuna kadar 30 yeni satış noktası daha eklemeyi öngörüyoruz.
Üretim tarafında; 2020’nin ilk aylarında başlattığımız yatırım planlarımızı pandemiye rağmen ertelemedik. Yatak ve baza hattında yeni hatlarımızla kapasite artırma çalışmalarımız devam ediyor.
Şu an mevcut üretim kapasitemiz yaklaşık 500 bin yatak ve yaklaşık 100 bin adet bazadır. 2021 yılında ise toplam kapasitemizi %50 artırmayı planlıyoruz.
Sürdürülebilirlik, İşbir için ne kadar önemli?
Yatak sektörünü teknolojiyle bir araya getirme misyonumuz gereği, özellikle yaptığımız yatırımları yatak teknolojilerinin gelişimini ön görerek planlıyoruz.
Kalitenin sürdürülebilirliği anlamında ise, Müşteri Deneyimi Takımlarımız ile müşteri deneyimlerinin en iyi şekilde tanımlanması ve analiz edilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Analizler sonucunda ürün ve süreç geliştirmeleri yapıyoruz.
Ayrıca Dünya hepimizin evi ve ona hepimiz olabildiğince iyi bakmalıyız. İşbir Yatak olarak sürdürülebilir çevre olarak bu bilinçle hareket ediyoruz.
Özellikle pek çok yatağımızda kullandığımız “Rebounded Katman” sürdürülebilirlik anlayışımızın da bir parçası. Rebounded katman tekstil bazlı keçelere göre çok daha hijyenik yapıya sahiptir. Geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmiş oluşuyla doğaya dosttur. Bu katman sayesinde tüketicilerimize sağlıklı, hijyenik ve çevre dostu uykular sunuyoruz.
Yatak teknolojisi nereye gidiyor, sizin için sonu var mı?
İnsanlar uyku ihtiyacı hissettiği sürece, yatak teknolojisinin de ilerlemesi devam edecek. Önemli olan salt uyku değil, derin ve kesintisiz uyku.
Tasarım elbette her dönem oldukça önemli. Ancak yatak tercihinde daha önemlisi kullanıcıya sunulan fayda ve vücuda uygunluk.
Yatak artık, “üstünde yatılan bir ürün” tanımlamasından çıkarak yaşam kalitemizin artırıldığı önemli kaldıraçlardan biri haline geliyor.
Omurganın gün içerisindeki doğal duruşunu en iyi şekilde destekleyerek vücuda tam uyun sağlayan konfor katmanlarının yanı sıra;
- Lavanta kokusunun sakinleştirici özelliği,
- Masaj fonksiyonuyla rahatlama,
- Soya özü ve kadim Çin tıbbının önemli bitkilerinden olan deniz yosunu özünün bilinen tüm faydalarını yatağınıza getiren teknolojiler derin ve kesintisiz uykuyla birlikte güzel bir güne uyanma fırsatı oluşturuyor.
Ayrıca gelecekte uyku sağlığını ve uyku kalitesinin merkeze alarak ölçümleyen, analiz eden; bununla birlikte bu deneyimini artıran teknolojiler ön plana çıkacak. Günün koşuşturması arttıkça uyku kalitesine olan ihtiyaç da artacak.