ZADE VİTAL GENEL MÜDÜRÜ DR. ÇAĞLAN KURUNER
2022, ZADE VİTAL İÇİN ATILIM YILI OLACAK!
Fark yaratan ürünlerle insanların hayatlarında daha fazla etki yaratma gayesinde olduklarını dile getiren Zade Vital Genel Müdürü Dr. Çağlan Kuruner, 2022 yılının Zade Vital için organizasyonun geliştiği önemli bir atılım yılı olacağını vurguladı.
Zade Vital, sağlıklı yaşam ve besin destekleri sektöründe köklü geçmişi, yenilikçi ve kaliteli üretim anlayışıyla önde gelen oyunculardan birisi. Pandemiyle birlikte besin destekleri ve geleneksel bitkisel tıbbi ürünler pazarında bir yükseliş olduğuna dikkat çeken Zade Vital Genel Müdürü Dr. Çağlan Kuruner ile üretimden ihracata, Ar-Ge’den sağlıklı yaşam sektöründeki trendlere kadar Zade Vital’in hedeflerini konuştuk.
Zade Vital olarak tarımsal ürünler ve gıda takviyesi alanındaki konumunuz ve ürün yelpazeniz hakkında bilgi verir misiniz?
135 yılı aşan köklü mirasımız Helvacızade Şirketler Grubu, bitkisel sıvı yağ, sağlık ve distribütörlük alanlarında,geliştirdiği ve ürettiği, ülkemizin önde gelen markalarıyla yoluna emin adımlarla devam ediyor. Sağlık kanadımız Zade Vital, Anadolu’nun bereketli topraklarından ilham alıyor. Türk tohumlarının gücünü üniversite iş birlikleriyle geliştiriyor, Zade Vital İlaç Üretim Tesisleri’nde uluslararası GMP (Good Manufacturing Practice: İyi Üretim Uygulaması) standartlarında ürünler üretiyoruz. Bununla beraber Zade Vital olarak, yerli ve milli bir marka olmamız ile sadece ülke sınırlarında değil uluslararası platformlarda da adımızdan söz ettiriyoruz. Bu başarının arkasında çiftçilerimizin binbir emekle yetiştirdiği bitki ve tohumları, katma değerli sağlık ürünü haline getirmeye olan inancımız ve ülkemizin toprak zenginliğini gelecek nesillere taşımak için duyduğumuz sorumluluk yer alıyor.
Bugün dünyada wellness ve wellbeing olarak tanımlanan sağlıklı olmak ve iyi hissetmek kavramı her geçen gün konumunu daha da güçlendiriyor. Pandemi dönemi bu bilincin daha da artmasına neden oldu diyebiliriz. İnsanların sağlıklı yaşam yolculuklarında bir yol dostu olmak ana odak noktamızı oluşturuyor. Yeni normale alıştığımız ve uyum sağladığımız bu dönemde besin destekleri ve geleneksel bitkisel tıbbi ürünler pazarındaki yükselişi ve olumlu etkiyi yakından takip ediyor, öncü oluyoruz. Sağlık alanındaki etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi bitkiler de bu pazarın çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Zade Vital olarak, besin desteği alanında tıbbi faydaları bilimsel olarak kanıtlanan bitki, tohum ve meyvelerden Cold Press (soğuk sıkım) yöntemi ile doğal olarak geliştirdiğimiz,ürünlerimizle bu pazara yön verdik. Ürünlerimizde yaklaşık %65 oranında yerli hammadde kullanıyor, pek çok bitkimizi ve tohumumuzu sağlık alanında üreterek eczanelerimize güvenilir besin destekleri ve T.C.Sağlık Bakanlığı Geleneksel Bitkisel Tıbbi ürün ruhsatına sahip ürünler olarak taşıyoruz. Bu alanlarda ilkleri oluşturarak sektöre liderlik ediyoruz.
Sağlığa bütünsel bir açıdan yaklaşıyor, zihinsel, bedensel ve ruhsal bütünlüğe katkı sağlamayı hedefliyoruz. İnsanlarımızın ihtiyaç duyduğu ve çabaladığı sürdürülebilir bir yaşam kalitesi için pandemi dönemiyle besin desteklerinin öneminin daha da arttığının farkındayız. Bilimin öncülüğünde Ar-Ge’deki uzmanlığımız ve farkımızla beraber yüksek standartlardaki üretim tesislerimizde 145 farklı ürün ve 537 farklı form üretme yetkinliğine sahibiz. Dünyada ve ülkemizde insanların sağlık alanındaki ihtiyaçlarını takip ediyor, bu ihtiyaçları karşılayacak yenilikçi ürünleri geliştirmeye devam ediyoruz. Alanında bir ilk olarak sunduğumuz ürünlerimiz, ABD dahil 20 ülkede tüketicilerle buluşuyor. Türk tohumlarımızın dünya pazarında yer almasını ve globalleşmesini önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde de ihracat kanalımıza yeni ülkeler eklemek hedefiyle önemli adımlar atıyoruz.
Ürün protföyümüz oldukça zengin… Çocuklara özel geliştirdiğimiz sıvı formdaki Yer Fıstığı ve Çörek Otu Yağı ile zenginleştirilen Omega 3 balık yağı ve destek ürünlerinden oluşan Miniza Serisi ile Zade Vital Türkiye’de ve dünyada bir ilke imza attı. Omega 3 Balık Yağı, Omega 3 Yer Fıstıklı ve Omega 3 Çörek Otu Yağı gibi içeriklerin yanı sıra Miniza Multi, Miniza Power ve Miniza Sistifix ürünleriyle de çocukların vazgeçilmez destekçisi oluyor. Geçen yıl lansmanını yaptığımız Marine Kolajen ürünümüz ile de sektörde insan doğası ile daha uyumlu deniz kaynaklı kolajen kullanımı anlamında farkındalık yarattık. Bununla beraber bağışıklık destekleyici ürünlerin pandemi dönemiyle de beraber önemlerinin daha fazla anlaşılmasıyla beraber özellikle Zade Vital C Vitamini, Sambucus (Karamürver ekstresi) ve Çörek otu yağımıza karşı büyük bir ilgiyle karşı karşıyayız. 7’den 70’e tüm insanlarımızın ihtiyaçlarına yönelik formüllerimizle sağlıklı ve enerji dolu yaşam rutinine destek olmaya devam ediyoruz.
Ar-Ge yapınız ve çalışmalarınız ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki üniversitelerle bu kadar iç içe çalışarak, bilime ve kaliteye öncelik veren, Ar-Ge yatırımlarına ve Ar-Ge merkezine bu kadar önem veren yegane sağlıklı yaşam kurumlarından biriyiz. Hem profesyonel iş yaşantımda bulunduğum poziyon ve tıp doktoru kimliğimle de bununla gurur duyduğumuzu da belirtmek isterim.
Ülkemiz coğrafi bakımdan topraklarımızın sunduğu zenginlikle tarım ülkesi olma özelliğini korumaya devam ediyor. Baktığımızda keşfedilmeyi ve geliştirilmeyi bekleyen birçok bitki ve tohum türü mevcut, bu türlere sahip olmak ise ülkemizin için büyük bir fırsat. Bu aşamada da Zade Vital’e de büyük bir sorumluluk düşüyor. Biz, bitki zenginliğimizi sağlık alanında ülkemize ve dünyaya kazandırmak ve Türkiye’nin sağlık alanındaki gücünü dünyaya göstermek için çalışıyoruz.
Ülkemizin sağlıklı yaşam dostu markası Zade Vital’in en önemli ayrışma noktalarında birinin hiç şüphesiz Ar-Ge’deki tecrübesi ve Ar-Ge iş birlikleri olduğunu özellikle vurgulamalıyım. Avrupa’nın GMP (Good Manufacturing Practices / İyi Üretim Uygulamaları) standartlarında üretim yapan en büyük yumuşak kapsül üretim tesislerinden birini ülkemize kazandırmanın da kıvancını duyuyoruz. Tesislerimizde ayrıca sert kapsül, yarı katı ve sıvı-şurup formlarda üretilebiliyor. Zade Vital markamızın yanı sıra endüstrimize de üretim hizmeti veriyoruz.
1994 yılından itibaren Ar-Ge laboratuvarlarımızda yaptığımız çalışmalarla ve bugün iki Ar-Ge merkezimizle literatüre katkı sağlıyoruz. Zade Vital ürünlerimiz, ülkemizin önde gelen köklü üniversitelerinden Ege Üniversitesi ARGEFAR iş birliği ile geliştirildi ve ürünlerimiz yine Ege Üniversitesi tarafından test edildi, onaylandı. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’nin ilk 200. Ar-Ge Merkezinden biri olan İbn-i Sina Ar-Ge Merkezimiz, kendi alanında bir ilki oluşturuyor. Doğal Ürünler Araştırma Uygulama Merkezi DÜAMER bünyesinde ise Ege Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi ile Ar-Ge’deki güçlerimizi birleştirerek ülkemizde yetişen bitkiler üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz.
Tüm bu çalışmalarımızla, topluma fayda ekseninde Türkiye’nin sağlıklı yaşam dostu markası olarak insanlarımızın sağlıklı yaşamlarına eşlik etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bununla beraber İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ile birlikte üniversite-sanayi iş birliklerimize bir yenisini daha ekledik. Ar-Ge merkezlerimizle, ülkemizdeki araştırma – geliştirme ortamının geliştirilmesi için de çaba harcıyoruz. Necmettin Erbakan Üniversitesi ile iş birliği içinde geliştirdiğimiz TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı İş birliği Protokolü ile doktora öğrencileri Ar-Ge merkezlerimizde çalışmalarına devam ediyor.
Sözleşmeli tarım uygulamanız var mı? Çiftçilerle ilgili nasıl bir iş birliği içerisindesiniz?
“Tarladan eczaneye” ve “geleneksel bitkisel tıbbi ürün ruhsatına” prensibi ile Türkiye çapında pek çok üretici ve aracı kurum ile iş birliği yapıyoruz. Tüm bitki, meyve ve tohumlar tesislerimize girmeden önce 400 farklı kalite kontrolünden ve analizden geçiyor. Yaptığımız üretimlerle aldığımız tohumların İyi Tarım Uygulamaları (Good Agricultural Practices) çerçevesinde üretilmiş olmasına önem veriyoruz. Zaten Zade Vital’ i rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de bu…
Yenilikçi ürünler için yeni tohumlar üzerinde yaptığımız araştırmalarla bizden üretim fikri almak isteyen çiftçilerimizle bu verileri paylaşıyoruz. Bir yandan üretimlerini değerlendirmek isteyen pek çoğu genç girişimci olan üreticilerimizle de buluşuyoruz.
Çiftçilerimizle dirsek dirseğe çalışmayı önemsiyoruz. Bugün maalesef özellikle tarım kaynaklarımız yavaş yavaş azalıyor. Bugün sürdürülebilir tarım politikalarının çok önemli olduğunun farkında olarak çiftçilerimize destek verecek projelerde yer almayı her zaman önemsiyoruz.
Şu an satış kanalı olarak eczaneler mi ağırlıkta?
Tüm ürünlerimizi eczanelerde, hekim, diyetisyen ve eczacılarımızın danışmanlığında sağlık yaşam tutkunlarına sunuyoruz. Ürünlerimizin bilinçli bir şekilde kullanılması çok önemli bir konu… Özellikle takviye edici gıdaları tüketmeden önce mutlaka doktora danışılmasını öneriyoruz. Zade Vital olarak tüm sağlık uzmanlarımız ve toplumumuzun bir adım ötesindeki sağlık danışmanı eczacılarımızla birlikte yürümekten büyük bir gurur duyuyoruz.
Peki, satış kanalı olarak e-ticaret gelecek vaat etmiyor mu?
Pandemi dönemiyle beraber e-ticaret kanalları her zamankinden daha fazla insanların hayatında…E-ticaret kanallarında önemli bir büyüme yaşanıyor ve kesinlikle pek çok farklı sektör için gelecek vadediyor. Sağlık alanındaki ürünlerin ise farmasötik kalitede üretilmesi, doktor ve eczacılarımızın danışmanlığında kullanımı toplum sağlının korunması için hayati bir önem taşıyor.
Türkiye’de gıda takviyesi pazarında yaşanan rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi dönemiyle beraber daha da hareketlenen gıda takviyesi pazarı bu anlamda rekabeti çok yüksek bir sektör. Gıda takviyesi pazarı ülkemizde her geçen gün büyüyor ve tüketici talebinin arttığı bir sektör olarak yerini kuvvetlendiriyor. Talebin artması, doğal olarak pazar oyuncularının artmasına neden oluyor. Burada en önemli konu kaliteli ve güvenilir ürün geliştirme ve üretme yeteneği… Artan toplum bilinci ile bu temel kriterleri karşılayamayan oyuncuların sektörde ilerlemesinin mümkün olmadığına inanıyorum. Biz de çalışmalarımızda bu konulara dikkat çekiyor ve toplum bilincinin artması için çalışıyoruz. Sadece kar amacıyla; doğruluğu kanıtlanmamış ham maddelerin üretimleri insanlarımızın sağlığını riske atarak büyük bir güven kaybına neden oluyor.
Zade Vital yıllardır konumunu titizlikle koruyan, en iyi ham maddeyi en iyi şartlarda üreterek, en kaliteli ürünü tüketici ile buluşturmayı amaçlayan, sektörün önemli oyuncularının başında geliyor. Ar-Ge’den üretime, besin destekleri ve geleneksel bitkisel tıbbi ürün pazarının gelişmesine olan katkımızla, sektörümüzde örnek bir kurum olarak gösteriliyoruz. Her zaman daha sağlıklı yarınlara destek olacak kaliteli ve güvenilir ürünleri geliştirmeye ve üretmeye devam edeceğiz.
Biraz da ihracatınızdan söz eder misiniz?
Wellness pazarı tüm dünyada her geçen gün alanını genişletiyor, payını artırıyor. Bu anlamda marka bazında farklı ve dinamik olmak, teknolojinin getirdiği fırsatları yerinde kullanmanın oldukça önemli bir ayrıcalık olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Sağlık sektörüne baktığımızda farklı ülkelere, pazarlara ürünlerimizle girmek oldukça zorlu ve zahmetli bir süreç… Her ülkenin kendine özgü sağlık politikaları ve ruhsatlandırma süreçleri var. Bu durum ürünlerimizin pazara giriş süresini de doğrudan etkiliyor. Yeni bir pazara girmeden önce uzun soluklu çalışmalar yapmak durumundayız, her ülkenin bu konuda farklı mevzuatları bulunuyor.
Zade Vital, bugün dünyanın ikinci en büyük wellness pazarına sahip ABD dahil olmak üzere, Almanya, Hollanda gibi 20 ülkeye ürünlerini gönderiyor. 2017’de Şikago’da faaliyete geçirdiğimiz şirketimiz Zade Global Inc. ile ABD’deki operasyonlarımızı yönetiyoruz. Bu yıl özellikle hem Avrupa’da hem de Orta Doğu ülkelerinde önemli adımlar atacağımız yeni pazarlara giriş yapacağımız bir sene olmasını hedefliyoruz.
2022 yılına ilişkin yatırım ve büyüme hedefleriniz konusunda nasıl bir öngörüye sahipsiniz?
Bizleri bugüne getiren davranışları, bugünün ve yarının dinamiklerini de dikkate alarak her geçen gün geliştirmeye devam ediyoruz. 2022 yılı şirketimiz için organizasyonumuzu geliştireceğimiz önemli bir atılım yılı olacak. Pandeminin ardından gelişen kadrolarımızla sahada daha aktif olmaya yönelik adımlarımızı attık, eczacılarımız, doktorlarımız, diyetisyenlerimiz ve tüm sağlık uzmanlarımızla “insanların ihtiyaçları” odağında yakın temas kurmaya devam edeceğiz. Toplumda sağlıklı yaşam bilincini artırmaya yönelik projelerimizle birlikte, portföyümüze yenilikçi ve farklı ihtiyaçlara yönelik “kişiye özgü” ürünler ekleyeceğiz. Buradaki asıl önemli konunun gelecekte de insanların yaşam tarzlarını ve ihtiyaçlarını, iyi bir şekilde okumak ve tespit etmek olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda da tüketici ihtiyaçlarına odaklanıyor, bu doğrultuda inovatif ürünler geliştiriyoruz. Pazara dinamizm katmayı planlıyoruz.
Her gün özellikle içinde bulunduğumuz sağlıklı yaşam sektöründe yeni bir kavram veya yeni bir trendle karşı karşıya kalıyoruz. Bu aşamada Zade Vital’in trendleri yakından inceleyen, bu değişimlere hızlı adapte olan, güçlü ve enerjik kimliği ortaya çıkıyor. Açıkçası içimizde taşıdığımız bu güçle insanların belki henüz farkına varmadıkları ihtiyaçlarına uygun ürünleri geliştiriyor ve kendimizi sektörde farklı bir noktaya taşımayı başarıyoruz.
Bu yıl ihracata daha yoğunlaşacağımız bir dönem bizleri bekliyor. Yeni pazarlara girmek Zade Vital’in önceliklerinin başında geliyor. Daha önce de belirttiğim şekilde yaptığımız doğru yatırımların bir sonucu olarak fark yaratan ürünlerimizle insanların hayatlarında daha fazla etki yaratma gayesindeyiz.