Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kenan Öztiryaki, “Köklü şirket yapımız ve yüksek üretim dinamiklerimiz yanında hisse satışlı, sermaye artırımlı ortaklık tesisi gerçekleştirdiğimiz Hoshizaki Avrupa yatırım kolunun deneyim ve teknolojik bilgilerle alt yapısı ve finansı güçlü ana şirketi gibi yabancı şirketlerle ortaklığımızla birlikte daha çok güçlendik” dedi.
Ülke kalkınmasında önemli rol üstlenen ve payları bulunan sanayi sektörleri ve şirketlerin çoğu sürdürebilirlik adına yol haritalarını belirleyemediklerini ve döngüsel iş yaşamlarını yürütmede zorlandıklarını ifade etmekte. Değişim ve dönüşüm odaklı stratejik planlama ve kararlarla, yerli üretim ve doğru pazarlarda ihracatla büyümenin daha fazla önem arz ettiği dönem kendini açıkça göstermekte…
Dünden bugüne global ölçekte her koşulda ayakta kalıp, kazandığı ivmelerle dikkat çeken Öztiryakiler, iş sürdürülebilirliğine iyi bir örnek teşkil etmekte. Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörü liderinin istikrarlı başarı sırrını, ülke kalkınmasında destek payını, istihdama katkısını, yeşil dönüşüm çalışmalarını, çevre ve doğa dostu girişimlerini, sürdürülebilirlik hedeflerini Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kenan Öztiryaki ile söyleşimizde konuştuk.
Öncelikle, firmanızın dünü ve bugününden biraz bahsedebilir misiniz?
Endüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe, Türkiye’nin ilk imalatçı firmalarından biri olarak 1958 yılında 50 metrekarelik bir atölyede imalata başladık. Konaklama sektörünün büyümesi, hayat tarzı değişiklikleri ile restaurantlarda yeme alışkanlıklarının artması ve tüm bunları destekleyen teknolojik gelişmelerle sektörün yurt içi ve yurt dışında büyümesinin önünü açan önemli dinamiklerle bugün İstanbul, Tekirdağ, Antalya’daki fabrikalarımızda toplam 130.000 metrekarelik kapalı alanda üretim yapıyoruz. Hotel, restaurant, kafe, pastane grupları, askeri mutfaklar, mobil arazi mutfakları ve ekipmanları, hastane ekipmanları, okul ve fabrika mutfakları gibi endüstriyel mutfak sektörü alanında; saklama, hazırlık, pişirme, taşıma ve servis ekipmanları ürün gruplarındaki geniş ürün çeşitliliğimiz ile mutfakların projelendirilmesi, kurulması, eğitimlerinin verilip, işletmeye açılmasına kadar tüm süreçlerin planlamasını, üretimini ve servis desteğini sağlıyoruz. Türkiye’de 4 bölge müdürlüğümüz,74 bayimiz, 118 yetkili servisimizle yaygın bir pazarlama ve satış sonrası hizmet servis ağımızla iç piyasada lider durumdayız. Yurt dışı pazarında ise 5 kıtada, 132 ülkede dağıtım kanalımız 300 bayimizle ve 84 yetkili servisimizle hizmet vermekteyiz. İhracat ekibimizle yurt dışı bayilerimizi seçerken sundukları satış sonrası servis kalitesini detaylı olarak incelememizin başarımızda önemli payı olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede de yurt dışı müşterilerimiz için ulaşılabilir bir markayız. Ülkemizin Ozti yerli markası olarak tüm dünya ile rekabet edecek teknolojimiz, ürün çeşitliliğimiz ve ciro büyüklüğümüzle şu an sektörümüzde dünyada ilk sırlarda yer alan firmalar arasındayız.
Günümüz ekonomisini sektörünüz penceresinden nasıl yorumlarsınız?
Sanayici zorluklarla kurduğu fabrikaları, işlerini ve ihracat pazarını, işçisini düşünerek çalışmak mecburiyetinde… Dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen işlerimizi yürütme gayreti içerisindeyiz. Ekonomi makamlarının çalışmalarında ümitli bekleyişimize devam ediyoruz.
Küresel iflasların arttığı süreçte Türkiye’de öz sermaye kıtlığı ile hareket eden sanayici de finansmana erişim sıkıntısı yaşamakta. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Sanayici, kazandıklarını daima makinelere, teknolojik yeniliklere, fabrika binalarına ve çalışanlarına yatırır. Bugün sanayicimizin yüzde 95’inin üretim ve ihracatı yürütmede yeterli kaynakları bulamadığı için İlerlemede sorunlar yaşıyor.
Öztiryakiler olarak bizim şu an finansman konusunda sorunumuz yok. Köklü şirket yapımız ve yüksek üretim dinamiklerimiz yanında hisse satışlı, sermaye artırımlı ortaklık tesisi gerçekleştirdiğimiz Hoshizaki Avrupa yatırım kolunun deneyim ve teknolojik bilgilerle alt yapısı ve finansı güçlü ana şirketi gibi yabancı şirketlerle ortaklığımızla birlikte daha çok güçlendik. Firmamız incelendiği görüntüsü itibariyle finansmana erişimde sıkıntı yaşamıyoruz. Marka konumumuza, dünya pazarlarımıza, üretim, satış, ihracat, nakit kapasitemize yönelik talep edilen belge ve argümanları sağlayabiliyoruz.
Peki, gelecek nesilleri de taşıyacak olan bu geminin yürümesi için nasıl bir politika izlenmeli sizce?
Biz becerimizle ve çok çalışarak ilerleyeceğimiz yolu bulduk, üretimimizin dünya çapında kalitesini yakaladık, ihracatımızla belli bir konuma ulaştık, büyük çabalarla iyi ya da kötü bir yerlere geldik. Fabrikamız, dünyada sektördeki firmaların teknolojilerinin de üstünde teknolojilere sahip. Bunları maliyeti düşünerek, ürün ve hizmeti kaliteli yaparak, devamlı üreterek, her koşulda dik durarak yapabiliyoruz. Tabii ki, herkesin bu gücü yok. Sanayicinin banka borcu var, yeni makine alabilmek için kredi bulamıyor, kiralama yapamıyor. Dünyada yalnız da değiliz ve ürettiğimiz ürün sektörümüzdeki herkesin ürettiği fırın, ocak, kazan ve tencere… İşçilik maliyetleri yükseldi, bazılarımız finansmana ulaşamadığı için zorlanacaklar.
İhracattaki gücünüzün faktörleri neler?
130 ülkeye ihracata devam ediyoruz ve ihracattaki gücümüz bu konjonktürde ayakta kalmamızda en önemli faktörlerden birisi. Aynı şekilde üretim gücümüz, doğru yönetim şeklimiz, ham madde stokumuz gibi belli başlı etkenlerimiz bizi ayakta tuttu. Firma olarak şu an ihracatımız da, satışlarımız da güçlü. Yerli üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini ihracat yapar hale getirdik. Hedefimizi de bu yüzdelikte kalmak.
Aile şirketi olmak avantaj mı, yoksa dezavantaj mı?
Aile şirketlerinin zorluklarını dünya biliyor. Türkiye’de büyük aile şirketlerimiz içlerindeki kavga ve çekişmelerden sıkıntıya giriyor. Ben rahmetli abim ve babamdan aldığım bilgilerle, terbiyeyle, öğütlerle üç kardeş ortaklı aile şirketinin avantajlarını kullanıyorum. Kardeşim Tahsin Öztiryaki ile beraber kızım, oğlum ve 4 yeğenim şirketimizde ihracat, pazarlama, üretim ve şirketimizin öne çıkan bölümlerinde kendi işlerinin başındalar, bu çok büyük bir avantaj… Liderliği üzerime aldıktan sonra kardeşlerime ve kızımdan ayırmadığım yeğenlerime hep sahip çıktım, adil olmaya çalıştım. ilkelerimden gram şaşmadım ve onları ısrarla eğittim, yerine göre kızdım, bağırdım. İyi insan vasıflarına sahip çıkmaları, dürüst olmaları, kardeş gibi geçinmeleri, birbirlerini sevmeleri ve işlerimize çok sıkı sarılmaları için ikazlarda bulundum. Hepsi de dediklerime uydu, kenetlenip, çalışmak avantajımız oldu. Aile birliği içerisinde kuvvetlendik ve şu an çok güçlü bir şirketiz.
Ürün ve hizmet tedariki ile ilgili turizm sektöründeki konumunuz nedir?
Turizm sektörü bizim için otel, lokanta ve gastronomi demek. Şu an Türkiye’deki 5 yıldızlı üst segment otel zincirlerinin yüzde 65’inin anlaşmalı tedarikçisiyiz. Her gün ortalama 130 ülkeye sürekli satışımız bulunuyor. Dünyanın her köşesinde ürünlerimizi montaj yapabilecek, sorunsuz çalıştırabilecek kurumsal yapıya sahibiz. İhracatımız sadece parça ya da distribütörlere ürünle değil, esas kanalımız profesyonel mutfaklara anahtar teslim proje hizmeti, kısaca biz proje uzmanı bir firmayız. 80’li yıllarda turizm yatırımlarının artmasıyla sektörümüzde proje işlerini ağırlıklı ithalatçı firmalar yaparken; yurt dışı fuarlarına gidip, dünyayı takip ederek, birçok ürünün üretimlerine başladık. Bugün 2000 cihazımız ve 5000 civarı ürün yelpazemiz var. Sektörümüzle ilişkili A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürün çeşidini fabrikamızda üretip, müşterilerimize sunuyoruz. Dünya üzerinde böyle bir firma yok.
Küreselde marka konumlaması konusunda izlediğiniz yol haritası nedir?
1980’li yılların başından itibaren yurt dışında dünyaca takip edilen en önemli sektörel fuarlara katılım sağladık. Dünya markaları içerisinde adımızı gösterip, markamızı ve ürünlerimizi en doğru şekilde anlattık. Öztiryakiler markamız, yabancı müşterilerimizin bizi Ozti adıyla anmaları üzerine 90’lı yılların sonunda ürünlerimizi Ozti marka ismiyle üretmeye ve tanıtmaya başladık. En son İtalya Milano’da katıldığımız dünyanın en büyük hospitality fuarlarından HOST’ta yabancı misafirlerimizi standımızdaki pişirme etkinlikleri çalışmamızda Türk ve İtalyan şeflerimizle ağırladık. Yurt dışı sektör fuarlarımızda markamızı ve ürünlerimizi tanıtmak için yer almaya devam edeceğiz. Küreselde markalaşmak için ilk ülke algısının güçlenmesi gerektiğine inanarak hareket ettik. Türkiye’de sektörümüzün varlığı ne kadar güçlü olursa markamız da iletişim, kaliteli ürün ve hizmet anlayışı ile o kadar başarı elde eder.
Japon ortaklığınız, dünyadaki markalaşma yolculuğunuza nasıl bir etki yarattı?
2019’da ortaklığımızdan önce de yüksek kalitede üretim yapan belli bir çapta firmaydık. Bizi tercih sebepleri, kurumsal yapımızın büyüklüğü ve dünyada kabul gören marka değerimizdi. Kendileri de soğutucu sektöründe globalde en büyük üç firmadan birisi. Dünya genelinde 51 grup şirketi, Japonya’da altı tane fabrikası, yedi ülkede özel buz makinesi fabrikaları, Japon borsasına bağlı 17 firması mevcut, dünyada ciddi müşteri potansiyelleri var, finansal yönden çok güçlüler. Mutlaka karşılıklı katkılarımız var, teknolojilerimiz birbirine yakın. Ticari anlayışımız ve karakterimiz bakımından çok benziyoruz. Aramızda güven ve ortaklıktan öte gönül bağı oluştu. Yönetimde değişiklik yaratmayan ve henüz yüzde 51 orana çıktıkları ortaklığımızla birlikte Çorlu’daki arazimize kendilerine ait markanın da üretimini yaptığımız buzdolabı üretim tesisimizi kurduk.
Mevcut direkt istihdamınızla birlikte beyaz ve mavi yaka insan kaynağınız kaç kişiden oluşuyor?
Şu an 1700 direkt çalışanımız arasında AR-GE, proje, satış, mühendislik alanlarında 500 civarında beyaz yakalımız ve 1250 kişiye yakın sayıda da mavi yakalımız var. Türkiye’de sektörümüzde ilki olan AR-GE merkezimizde 50 çalışanımız bulunuyor.
Yetişmiş insan kaynağı konusunda sorun yaşıyor musunuz?
Tüm sanayi kuruluşlarında olduğu gibi biz de çoğu zaman yetişmiş personel ve nitelikli iş gücü konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Yeni nesil yaşam tarzında farklı beklentilerde ve üretimden çok plaza ofis hayalinde. Ara eleman, teknik eleman meslek liselerinden yeterli sayıda yetişmiyor. Artan ihracat ve iç piyasa talepleri personel kaynağı talebini de ortaya koyduğundan sektörde nitelikli personel temininde mesleki eğitim alanlarının mutlaka genişletilmesi gerekli. Deneyim ve iş gücü her sektörde farklılık gösterdiği için buna göre eğitimlerin artırılması ve iş yerlerindeki şartların da personellerin özelinde geliştirilmesi lazım.
Sektörümüzde el sanatları ve zanaatkarlık çok değerli ve ne denli kıymetli olduğunu sıklıkla vurgulamamız lazım. Türkiye’de sanayi üretimi zamanla artacak, bugün ve yarınlarımız için eleman, usta, usta başları konusunda büyük oranda açık söz konusu. Şirket olarak çevremizdeki meslek liselerinden eleman alırken; rahmetli abimizin adını yaşatan Aydoğan Öztiryaki Tim Sander Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yatırımımızla inşa ettiğimiz 1700 öğrenci kapasiteli ve tekstil, örme ve gastronomi eğitim alanlarına sahip meslek lisemizden sektörümüz mezunlarını bugün direkt iş başı yapabiliyoruz. Doksanlı yıllardan bu yana meslek liseleri öğrencilerinin gelişim eğitimlerine katkıda bulunacak, yarışmalara katılımlarına imkan tanıyacak, dünyadaki şeflerle buluşmalarına vesile olacak desteklerimizi de sürdürüyoruz. Her ay ortalama üç okulun bölüm öğrencilerini davetle fabrikamızı gezdirerek, sektörümüz ürünlerini ve üretim süreçlerimizi, teknolojilerimizi, uzmanlarımızla da buluşturarak, tanıtıp, gösteriyoruz, aynı zamanda kendilerine ürün, kalite, teknoloji ve emek algısını aktarıyoruz. Gastronomi alanı öğrencilerinin ekipmanların nasıl üretildiğini değil, ürünlerin kalitesi ve kalite belgesinden sertifikasına doğru ekipmanı seçerken nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyoruz. Yerli yatırımcı hareketleri bilincini, dünyadaki ve ülkemizdeki yabancı marka hayranlığı kaynaklı ithalatın önüne geçebilecek kaliteli yerli malının da var olduğunu vurguluyoruz. Ülke insanımızın tercih etmediği yerli malını 130 ülkenin tercih ettiğini gösteriyoruz. Dünya kalite standartlarında üretimimiz ve ülkemizi temsille globale satış yapan bir marka olarak Türkiye’de de daha fazla tercih edilerek, takdir görmeyi bekliyoruz. Tabii önce genel anlamda algının değişmesi lazım.
Üretim ve kalite standartlarınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Üretim teknolojileri ve makine parkımızla sektörümüzde dünyaca bilinen en ileri uygulamalara ve üretim teknolojilerine sahibiz. AR-GE merkezimizde alanında uzmanlaşmış geniş mühendis kadromuzla sektörümüze yenilikçi ürünleri kazandırmaya devam ederken; AR-GE, ÜR-GE, mühendislik birimleri, güçlü laboratuvarımızla ürün-süreç geliştirme çalışmalarımıza ilişkin proje tasarımı ve uygulamalarımızı teknik üniversitelerle ve TÜBİTAK destekli yürütmekteyiz. Özgün tasarım, yenilikçi ürün ve ürün özellikleri konusunda endüstriyel tasarım tescil, faydalı model ve patent çalışmalarında da Türk Patent Enstitüsü’nden sektörde en çok belgeli ve ödüllü firmalardan birisiyiz. Üretimini yaptığımız başta cihazlarımız olmak üzere ürünlerimiz firmamız bünyesinde ve dış kaynaklı laboratuvarlarda uluslararası sertifikasyon merkezlerince testleri yapılarak, belgelendirilmiş durumda. Ürünlerimizin uluslararası pazara satışı konusunda ulusalda ve ihracat pazarlarımızda geçerli olacak 2000’i aşkın ürün ve ürün grubumuz için sertifikamız bulunmakta. Kalite ve güvenliği yönetim sistemi belgelerimizin yanı sıra uluslararası pazara kendi özgün markası ile ürün satan firmalardan “10 Yılda 10 Dünya Markası Yaratma” projesi kapsamında kurumsal yönetim esasları dahilinde marka performansı sağlayabilecek firmalara dış ticaret müsteşarlığı tarafından TURQUALTY sertifikası ve üçüncü 5 yıllık dönem onayı verilen ilk 34 firma arasında yer alıyoruz ve gururluyuz. 2024 yılından itibaren küresel ticarette başlayacak olan sınırda karbon vergisi uygulamalarına maruz kalmamak için tüm süreçlerimizde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek nihai hedeflerimizdendir.
Son olarak, sürdürülebilirlik ilkelerinizi ve yatırımlarınızı bizlere aktarabilir misiniz?
Öztiryakiler olarak günümüz ihtiyaçlarını karşılarken, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünmeyi ilke edindik. Toplam kalite anlayışı bizim için çok önemli. Üretimimiz döngüsü boyunca çevreye ve topluma karşı sorumlu üretim standartları geliştirmek ise anlayışımızın bir parçası. Standartlarımız kapsamında öncelikli amacımız da verimli kaynak kullanımı sağlamak. Son teknolojilere uygun tasarlanan fabrikamızda tüm birimlerimizde enerji kullanımında hedeflenen tasarruf sürekliliğini ve performans çıtamızı her geçen gün artırıyoruz. Yaşadığımız dünyayı koruyarak, doğa dostu ve yeşil üretim yaklaşımıyla faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Çevresel hassasiyet kapsamında karbon yutak alanlarına katkı sağlıyor, ağaçlandırma çalışmaları yapıyoruz. “Herkesin Dikili Bir Ağacı Var” mottomuzla beş yıl önce başlattığımız ve çalışanlarımız için yılda bir fidan dikme programımıza Öztiryakiler Hatıra Ormanı’nı da ekledik. Çevre yönetim prosedürümüz ile kullanılamaz hale gelen tehlikeli, tehlikesiz ve evsel atıkları kapsayacak şekilde atıklarımızın toplanması, istiflenmesi ve elden çıkarılmasını yönetiyor, raporluyoruz. Atıklarımızı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan lisanslı firmalara teslim ediyoruz. Başta proses hatlarımızda olmak üzere toplam enerji tüketimimiz için yenilenebilir enerji kaynakları projelerimizi başlattık. Bu bağlamda fabrikalarımızda toplam üretimimizin yüzde 50’sini karşılayacak oranda yenilenebilir enerji yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. 2024 yılı sonuna kadar toplam enerji tüketimimizin yarısını güneşten sağlamış olacağız. Bunun yanında şirket içi enerji tüketimimizi minimum seviyeye indirmek üzere enerji danışmanlığı almak sureti ile binamızda enerji ölçümleri yaptırdık. Bu çalışmalarımızla üretim bölümlerimiz ve çalışanlarımızda enerji tüketimini en az seviyeye indirmek konusunda toplam katılımlı bir kültür oluşturuyoruz. Ayrıca enerji yoğunluğu yüksek sektörlerden biri olarak hazırlıklarını yaptığımız bu çalışmalarla, tesislerimize enerji kimlik belgesi alarak, sadece üretim süreçleri değil, iklimlendirme ve aydınlatma sistemlerinde yapacağımız revizyonlarla hedefimiz tüm tesislerimiz için yeşil bina kategorisini oluşturmak. Kurumsal sürdürülebilirlik ve dinamik yönetişim modellerimizde süreçlerimizin bütününü tam iş birliği içerisinde çevre dostu modellere dayandırmaya çalışıyoruz. Tedarikçilerimizin işletmelerindeki atık yönetimi, ürünlerinin kalitesi ve ambalajlarındaki geri dönüşüm konularına da dikkat ediyoruz. Son dönemde gelişen teknoloji ve enerji tüketimi tasarruflu ürünlere de ilginin artması ile rakiplerimize göre yüzde 40 daha az enerji tüketen ve sektörün ilk A++ ticari soğutucusunu, dik ve yatay modele göre değişkenlikle yüzde 30 ila 70 tasarruf sunan profesyonel buzdolabını, temizlik kimyasalını yüzde 30 düşüren, çizilme karşıtı yıkama sistemine sahip, havalandırmaya ihtiyaç duymayan ısı geri kazanımlı bulaşık makinesini, en az üç kat daha kısa sürede pişirme yapan mikrodalga destekli hibrid hızlı pişirme fırınını ürettik. 2024 hedeflerimizden biri de kurumsal SECAP- Sürdürülebilir Enerji İklim Eylem Planı çalışmamızın yapılması olacak. Bu şekilde karbon emisyon hedeflerimizi, küresel hedeflere paralel yürüteceğiz.