Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Dayanışma ile gerçekten güçlü bir kent yarattık. Bilinsin ki, 64 mahallemiz bizim için çok değerli. 2024’te de çalışmalarımızı ayrıcalık gütmeden yürüteceğimizi taahhüt ediyoruz” dedi.
Zengin kültürü, güçlü ekonomisi, sosyal alanları ve eşsiz doğası yanında sanayinin kalbi Bursa’nın yüksek yaşam standardına sahip ilçesi Nilüfer, sürekli gelişimiyle 2023 yılında yüzde 12 büyüme gösterdi.
Farklı vizyon ve misyonu çerçevesinde tematik programlarla gerek ilçenin gerekse vatandaşın öncelikli ihtiyaçlarına çözüm sunan Nilüfer Belediyesi, 414 milyonla devraldığı bütçesini 3 milyar 400 milyona çıkartarak, sürdürülebilir bir ekonomi yakaladı. Bilim, teknoloji, üretim ve imalat alanları kurarak refah yaşamı ve erişilebilir kent olmayı amaçlayan ilçe belediyesi, kadınların ve gençlerin de en büyük destekçisi.
Sürdürdüğü çalışmalarla deprem bölgelerinin iyileşme ve kalkınması sürecine de önemli ölçüde katkı sağladı. 2019 seçimlerinde taahhüt ettikleri hizmetlerin yüzde 90’ını gerçekleştiren Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile son dört yıllık dönem içerisinde yeni nesil cazibe rotası konumuna ulaştırdıkları Nilüfer’i ve ikinci dönem hedeflerini konuştuk.
Nilüfer özelinde çok kıymetli projeleri hayata geçirdiniz. Yerel seçim maratonu sürecinde son dört yılı nasıl değerlendirirsiniz?
2019’da göreve başladığımızda yeni nesil Nilüfer’i yaratmak için önümüze çok farklı vizyon ve misyon koyduk. Bu çerçevede sürdürülebilirlik programımızı vatandaşlarımızın da bilgisi dahilinde yaptık. Tarım yılı, gıda yılı, iklim yılı şeklinde yıllara göre oluşturduğumuz tematik programımızdaki projelerimizi ve çalışma akslarımızı sırasıyla yürüttük. Bu geçmişten gelen güçlü yapımızı yeni hedeflerle daha çok güçlendirecek bir dizi çalışma oldu, hepsinde gayet başarılı sonuç elde ettik. Tabii son dört yıllık dönemde Türkiye’yi boydan boya etkileyen pandemi, 6 Şubat depremi, ekonomik kriz süreçlerinde biz de sıkıntılı dönem geçirdik. Bahsettiğim etkinlikleri yönetmeye çalışırken, kriz de yönetmek enerjimizin büyük bir kısmını aldı. Aslında eksik noktamız olan kriz yönetimini de öğrenmiş olduk. Vatandaşlarımıza ulaşma ve her türlü ihtiyaçlarını giderme noktasında yoğun çalışma süreci geçirdik. Bütçemizi daha iyi kontrol etmeyi öğrendik. Ekonomik krize rağmen 414 milyonla devraldığımız bütçemizi 3 milyar 400 milyona çıkarttık. 2023’ü ise tasarım yılı olarak sonlandırdık. Şu an 2024 tema çalışmalarımızı ele alıyoruz ve uygulamalarımıza başladık.
Peki, bütçedeki başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Ekonomik krizle birlikte enflasyon ve paramızın değerinin düşmesi, kısmalarımız, sıkı takiple tahsilatlarımızı yapmamız, verimliliği artırmamız, kira gelirleri gibi çeşitli alanlarda gelir yaratma çalışmalarımız sonucu hedefimize ulaştık. Büyükşehir belediyesinin katı atık bedelleri alımını engellemesine ve gelirlerimizde kısıntı olmasına rağmen bunu başardık. Öte yandan o dönemde 318 milyon borcumuzun 2023 yılında 350 milyon civarlarında devam etmesi gelir-gider dengesindeki oranımızı azalttı. Hizmetimizden ödün vermeden sağladığımız bu başarı, borç yüzdesini yüzde 70’lerden yüzde 20’lere düşürürken; artık daha sürdürülebilir bütçe elde etmiş olduk.
Şu ana kadar vaatlerinizin ne kadarını hayata geçirebildiniz?
Taahhüt kitapçığımızı önemle takip ettik. Taleplerle eklenen çalışmalarımız haricinde taahhüt etmiş olduğumuz hizmetlerin yüzde 90’ını gerçekleştirdik. Bürokratik engellerden dolayı kalanlarımız da var. Onların takibini de yaptık ve yapıyoruz. Nasip olursa ikinci dönemimizde eksik kalan çalışmalarımızı tamamlayacağız.
Kentlerin ihtiyaçları bitmez. Vatandaşımız yeşil alanlarla birlikte parkları istiyor, kültür ve sosyal tesislerin yapılmasını arzu ediyor. Bunların tamamı, bütçemiz dahilinde sürdürülebilir yıllara göre yürütülecek. Yerleşim birimlerindeki oranlara bakarak da yapılacak çalışmalarımızın hepsi zaman içerisinde planlandı. Ama önce eğitim ve sağlık konularında çalışmaları teşvik etmek gerek. Tabii bunlar, sadece bizim değil, devletin de yapacağı işler. Biz yalnız alan açarak, destek olmaya gayret ediyoruz. Bazen elimizden geldiğince aile sağlığı merkezi ve okul yapımında arsa temini gibi ihtiyaçları da sağlayabiliyoruz.
Gençlere ve gelişimlerine çok önem veriyoruz. Teknolojiyle buluşmaları için inşa ettiğimiz tesislerimiz “Atölye Nilüfer Kodlama ve Beceri Atölyeleri”, “Sosyal Girişimcilik Merkezi”, yeni ortak akıl projemiz “Pancar Deposu” alanlarımızla yanlarındayız. Teknolojik gelişmeyi şehirlerin gelişmesi paralelinde yapmak istiyoruz. Web sitemiz aracılığıyla vatandaşlarımızın hangi alanlarda neleri yapabileceklerini gösterme olanağına sahibiz. Böylece insanların daha kolay erişilebilir kent yaşamı içerisinde yer almalarını sağlıyoruz.
İkinci dönem için ajandanızda neler var?
Planlamalarımız üzerinde halen çalışıyoruz. Belirttiğim gibi hem ekonomik hem de bürokratik nedenlerle önceki dönemde ertelediğimiz ve yarım kalan projelerimizi yapacağız. Ayrıca durağan değil, sürekli gelişme gösteren bir kentiz. Her yıl ortalama yüzde 12 büyümesi sağlıyoruz. Bunun yüzde 85’i kent içinden gelen göçlere ait. Talebi yoğun bir bölge olduğumuzdan artan hizmet ihtiyaçlarına da yetişmeye çalışacağız.
Tarımı korumaya gayret eden bir belediye olarak, fiziki büyümeyi sürdürülebilir kılmak adına neler yapıyorsunuz?
Planlama açısından bilime çok inanıyoruz. Yönetimimizden önce yapılan üst ölçekli planlardaki büyükşehir belediyesi ve bakanlık tarafından onaylanmış büyüme hedefli 2021 planı vardı. Bu planlar arası 1/1000 planlamasının uygulamalarını gerçekleştirdik. “Her tarafı betona çevirdiniz.” şeklinde bizi eleştiriyorlar. Oysa bunlar, 20 ila 30 yıl önce yapılmış olan üst ölçekli planlar. Yapılmaması halinde kaçak yapılaşmanın önüne geçilemez. Hatta bazı tarım alanlarındaki kaçak endüstri yapıları karşısında mücadelemiz ve yıkımlarımıza devam ediyoruz.
Nilüfer bölgesinde sekiz organize sanayi bölgesi ve organize sanayi olacaklar mevcut. Bu ciddi bir oran ve ilçe belediyesi sınırlarında böyle devasa sanayi bölgelerinin oluşması, hızlı büyümeye neden olurken; bazen kirliliği doğuruyor, bu da tarım alanlarını tehdit ediyor. Eğer daha uygun şartlarda yer gösterilmez ya da daha geniş bölgelere transfer sağlanmazsa sanayici bulduğu yere bina yapmaya girişiyor. Dolayısıyla bizde bu anlamda da üst ölçekli planlara göre Nilüfer’i planladık. Artık yeni bir planlama alanına ihtiyacımız da yok. Betonlaşmak tercihimiz olmasa da bu alanlarımız tamamlandığında belki 10-20 sene sonra 550 binlik nüfusumuz, projeksiyona göre 700 binleri bulacak.
Deprem konusunda Nilüfer özelinde neler söyleyebilirsiniz?
Biz aslında genç bir ilçeyiz. Bu gençliğin depremsellik açısından bazı avantajları var. Köy yerleşik alanlarını saymazsak; en eski yapılarımız 30 yıllık binalardan oluşuyor. O dönem yönetmeliklerin kriterleri çerçevesinde yapılmış yapılar. Bugün standartları değişen deprem ve uygulama yönetmelikleriyle kalite biraz daha arttı. Eskileri kötü mü, tabii ki değil, ama bazılarının yenilenmesi lazım. Korozyona uğrayan o dönemin teknik ve teknolojileriyle inşa edilen yapılarda nasıl hasarların oluşabileceğini, hatta yıkılma riskini tespit ediyoruz. Bu araştırmaları meslek odalarıyla beraber sürdürüyoruz. Aslında diğer bölgelere nazaran biraz daha şanslıyız.
Vatandaşla teması ne şekilde sağlıyorsunuz?
Muhtarlarımız haricinde seçimle kurulan mahalle komitelerimiz vatandaşımızın temsilcisi ve sözcüsü konumunda. Mahalle muhtarları ve mahalle komitesi başkanları ile gerçekleştirdiğimiz periyodik toplantılarımızla gerekli tüm doneleri topluyoruz. Hangi bölgede proje çalışmamız yapılacaksa o bölgenin sorumlularından talepleri alıyoruz. Sonra projeyi geliştiriyor, kendilerine sunuyor, olumlu olumsuz tepki sonucuna göre hareket ediyoruz. Özellikle çocuklarımız, gençlerimiz ve kadınlarımız Nilüfer’de yaşamaktan çok mutlu. Onlarla ilgili her türlü olanağı sağlamaya gayret ediyoruz. Yeter ki, bütçemiz her zaman sağlam olsun ve onlara yönelik projelerimizi istediğimiz gibi yapabilelim. Bugün spor, kültür, sanat, eğitim, sağlık gibi alanlarımızda Türkiye’deki birçok ilçeden çok daha iyi konumdayız. Bunu gelecek yıllara da taşımayı ve daima herkesi mutlu edecek projeleri hayata geçirmeyi arzu ediyoruz. İhtiyaç ve talepleri karşılayacak uygulamaları gerçekleştirmek adına katılımcılık ilkesi anlayışı ile projelerimizi kadın, erkek, çocuk tüm vatandaşlarımıza da soruyoruz.
Dolaylı ya da doğrudan istihdama ne tür katkılar sağlamaktasınız?
Mahallelerimiz ve kırsalımız dahilinde toplamda 39 kadın derneğimizle birlikte önemli çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle kırsal alanda çiftçilikle uğraşan kadınlarımıza tarımla ilgili çalışmalarında ve fide konusunda destekte bulunuyoruz. Markalaşmaya yönelik kurduğumuz “Nilüfer Bostan” alanımızda ürettikleri ürünlerin satışına imkan sağlıyoruz. Ayrıca ekolojik tarımla üretilen ürünlerin işlendiği “Hasanağa Gıda Merkezi” alanımızla hane ekonomilerine ciddi katkıda vesile olduk. Kadın derneklerimiz arasındaki inanılmaz yarış ve üretmek için çok çalışmaları bizleri de mutlu ediyor. Biz de kendilerine mekan ya da maddiyat yönünden olanaklarımızın kapılarını açıyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz…
20 yıldır Nilüfer’deyim ve ilçenin gelişme sürecinin içinde olan biriyim. Dayanışma ile ilerlediğimiz yolda başarılara imza atarken, birçok engel de atlattık. Nilüfer’in çok önemli vizyonu vardı ve gerçekten güçlü bir kent yarattık. Bunun sürdürülebilirliği için çabalarımızı sürdürüyoruz. Gelecek dönemde de görev verilmesi dahilinde ilçemizi daha iyi yerlere taşımak adına mücadelemize devam edeceğiz. Kendimizi ölçüyoruz ve vatandaş memnuniyetine bakıyoruz. Nelerin eksik olduğunu, her mahallenin ve sokağın girdisini-çıktısını raporlarımızla biliyoruz. Yeni dönemde de yüzleri gülümsetmeye devam edeceğiz. Bilinsin ki, 64 mahallemiz bizim için çok değerli. 2024 çalışmalarımızı da isimlendirip, projelendirerek ve takvim sürecine ekleyip, ayrıcalık gütmeden yürüteceğimizi taahhüt ediyoruz. Hizmetimizi şimdiye dek nasıl yaptıysak, vatandaşımızın gücü üzerimizde olduğu sürece öyle de yapmaya devam edeceğiz.