Boss4 İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, “Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı başka bir ülke bulunamaz. Deniz, tabiat ve yeşillik… Burası dünyada yaşanacak belki beş ülkeden biri. Ancak istikrar şart. Ekonomide de istikrar sağlandığında tüm sektörler olumlu yönde etkilenecektir” dedi.
2017 yılında Akkuş Grup ve El Khatip Group’un ortaklığıyla kurulan Boss4 İnşaat, İstanbul’un merkezi lokasyonlarında gerçekleştirdiği projelerle konforlu yaşam alanları sunuyor. Müşteri odaklı yaklaşımıyla dikkat çeken firma, çalışmalarında ulaşım kolaylığı, güvenlik ve sosyal olanaklar gibi önemli unsurları ön planda tutuyor.
Kentsel dönüşüm projelerinde de yer alan Boss4 İnşaat, önümüzdeki yıllarda büyüme hedeflerini sürdürmeyi ve inşaat sektörünün gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, şirketin sektördeki zorlukları aşmak için geliştirdiği stratejileri ve projeleriyle ilgili detayları ele aldık.
Öncelikle firmanız hakkında bilgi verir misiniz?
Biz inşaat sektörüne 2013 yılında Akkuş Grup bünyesindeki Akkuş Gayrimenkul çatısı altında başladık. İlk olarak kendi arsalarımızı projelendirdik. Daha sonra kat karşılığı projelere girdik ve kentsel dönüşüm projelerinde yer aldık. Akkuş Gayrimenkul, 2013 ile 2017 yılları arasında birçok proje tamamladı. 2017 yılında Lübnanlı El Khatip Group ile ortaklığa girdik ve iki grup ortaklığında Boss4 şirketini kurduk. Bu ortaklık, o günden bu yana yedi yıldır devam ediyor. Birlikte yaklaşık on proje daha gerçekleştirdik. Altısını teslim ettik, dördü ise hala devam ediyor. Güçlü ortaklıklar, firmaların hızlı ivme kazanması ve büyümesi için en büyük etkenlerden biridir.
Kendi mülkünüz olan arsalar üzerinde mi proje yapıyorsunuz?
Evet, kendi arsalarımızı alıp projelendirebiliyoruz. Ayrıca kentsel dönüşüm projelerine de girebiliyoruz ya da kat karşılığı projeler yapabiliyoruz. Ancak artık kendimize bir hedef belirledik ve merkezi lokasyonlar dışına çıkmak istemiyoruz. Çünkü merkezi olmayan bölgelerde yaptığınız projelerde istediğiniz fiyatlarla satış yapmak zorlaşıyor.
Dolayısıyla bizim şu anda odağımız, kaliteli ürünler ve malzemeler kullanarak projelerimizi zamanında teslim etmek. Merdiven altı firmalarla çalışmıyoruz; çelik kapısından parke zeminine ve ankastre ürünlere kadar kaliteye önem veriyoruz. Gelen müşterinin memnuniyetini sağlamak, onların tekrar bizden alım yapmasını sağlamak için çok önemli. Hatta yeni projelerimizde site yönetimlerini de bünyemize almayı planlıyoruz. Bu sayede, müşteri geri dönüşlerine daha hızlı yanıt verebilir ve satış sonrası hizmetlerimizi iyileştirebiliriz.
İLK EVİNİ ALACAKLARA ÖZEL KAMPANYA!
Birazda projelerinizi konuşalım…
Geçtiğimiz ay daire teslimlerini gerçekleştirdiğimiz Beylikdüzü Alya Dream projesinin ardından Boss4 İnşaat olarak Alya Konutları Merkezefendi ve Alya Konutları 4 Mevsim projelerinde yeni bir kampanya başlattık. Bu kampanya ile ilk evini alacak olanlara anlaşmalı bankalar üzerinden %2,21 faiz oranı ile 120 ay taksit imkanı sunuluyor. Boss4 İnşaat olarak, her zaman yenilikçi ve müşteri odaklı projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar tamamladığımız ve teslimlerini gerçekleştirdiğimiz 10 ayrı projeden sonra, büyük bir kısmını tamamladığımız iki projemiz olan Alya Konutları Merkezefendi ve Alya Konutları 4 Mevsim’de, ilk evini alacaklara özel fırsatlar sunmak istedik. Bu projelerimiz, yalnızca kaliteli yaşam alanları sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğe yapılan sağlam bir yatırım olarak da öne çıkıyor. Ulaşım kolaylığı, zengin sosyal olanaklar ve güvenli yaşam konsepti ile tüm beklentileri karşılayan projelerimize özel düzenlediğimiz kampanyamızda, ilk evini alacaklara şimdiden hayırlı olsun diyorum.
Alya Konutları Merkezefendi projesi, Zeytinburnu’nda şehrin tüm olanaklarını bir araya getirecek. Hem bugün hem de gelecek için sağlam bir yatırım olan proje, ulaşım ağlarının kesişim noktasında yer alıyor. Proje, farklı yaşam ihtiyaçlarına uygun daire ve kat planları ile her zevke ve ihtiyaca hitap eden çözümler sunuyor. 5 tip 2+1 ve 3+1 daire seçeneklerinden oluşan Alya Konutları Merkezefendi projesi toplam 467 konut ve 15 ticari alandan oluşuyor. Projenin teslim tarihini ise 2025 yılı Aralık ayı olarak planlıyoruz.
Alya Konutları 4 Mevsim projesi ise Beylikdüzü’ne komşu Esenyurt’un siteler bölgesinde yer alıyor ve Marmara Park AVM’ye 2,5 km, Torium ve Akbatı AVM’lerine ise 7 km uzaklıkta bulunuyor. Proje, farklı yaşam ihtiyaçlarına uygun 1+1, 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri ve kat planları ile her zevke ve ihtiyaca hitap eden çözümler sunuyor. Alya Konutları 4 Mevsim projesi toplam 217 daire ve 6 ticari alandan oluşuyor. Bu projenin teslim hazırlıkları şimdiden başladı.
Her iki proje de kapalı havuz, spor salonu, Türk hamamı, sauna ve buhar odası gibi zengin sosyal olanaklar sunuyor. Yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları, kapalı otopark alanları ve 7/24 güvenlik hizmeti ile konforlu ve güvenli bir yaşam sağlayan projeler, ulaşım ağlarının kesişim noktasında yer alarak hem iş hem de sosyal hayata kolaylıkla erişim imkanı sağlıyor.
Sadece İstanbul’a mı odaklısınız, yoksa başka kentlerde de projeleriniz var mı?
Şu anda projelerimizin çoğu İstanbul’un Avrupa yakasında. Ancak ilerleyen dönemlerde Bodrum gibi farklı lokasyonları da değerlendirmeyi düşünüyoruz. Piyasaların şu anda nasıl şekilleneceğini görmek için nabız tutuyoruz. Ben konut üretimini sanayi üretimine benzetiyorum. Depoda duran bir ürünü neden tekrar üreteyim? İnsanların stokları eritmesi ve nakit akışının düzelmesi gerekiyor.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM ADA BAZLI OLMALI”
Kentsel dönüşüme bakış açınız nedir?
Hükümetimizin aldığı yeni kararla, artık %51 çoğunluk sağlandığında binalar riskli alan kapsamına alınabiliyor ve belediyeler bu bölgelerde elektrik, su ve doğalgazı keserek yıkım kararı alabiliyor. Ancak kat maliklerinin beklentileri ile müteahhitlerin beklentileri genellikle uyuşmuyor. Yolların darlığı, binaların bitişik düzeni ve ada bazlı projelendirme yapılmaması en büyük sorunlar arasında.
Kentsel dönüşüm bina bazlı ilerlediği sürece anlamlı bir değişim sağlanması mümkün değil. Dönüşüm sonrasında insanların daha mutlu olması için otopark, yeşil alan, peyzaj ve sosyal tesis gibi olanakların da her eve yetecek şekilde planlanması gerekiyor.
Konut sektöründe ne tür sorunlar yaşanmakta?
İnşaat sektörü 200’e yakın kaleme bağlı; betondan demire, çimentoya kadar maliyetlerde ciddi artışlar var. Eskiden elimdeki sermaye ile beş inşaat yapabilirken, şu anda ancak bir tane yapabiliyoruz. Bizim sektördeki en büyük rakibimiz faiz. Şu anda müteahhitler, konutlarını kendi bünyelerinde kredilendiriyor, ancak bu süreçte finansa erişim giderek zorlaşıyor. Konut fiyatlarındaki yükselişe rağmen maliyetlerimizi karşılamak bile artık çok zor. Sektörde şu an temel sorun arz-talep dengesi. Gelirlerin yetersiz olduğu bir ortamda kazançtan bahsetmek pek mümkün değil. Türk firmalarının şu anki tek odağı, savunmada kalıp gol yememek; yani mevcut durumlarını koruyabilmek. Büyük kârlar ve büyük hedefler yerine eldeki mevcut varlıkları korumaya odaklanıyoruz.
Sektörünüzün gelişimi ve devamlılığıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Eğer enflasyonu düşürebilirsek faiz oranları da düşer. Faizler düştüğü sürece de inşaat sektörünün önü açık olur. Çünkü şu anda Türkiye’de binlerce bina kentsel dönüşümle yenilenmek zorunda. Ayrıca beyaz yakalıların gelirinin arttığı bir durumda konutta hızlı bir satış ivmesi yakalanabilir. Bunun için insanların ödeyebileceği taksitlere erişimi sağlanmalı. Biz 2026 yılında inşaat sektörünün tekrar hızlı bir yükseliş yakalayacağını düşünüyoruz. Çünkü giderek daha fazla genç kendi başına yaşamayı tercih ediyor; ayrıca evlilikler ve boşanmalar çok. Ancak bunun önündeki en büyük engel yabancı alıcıların piyasadan çekilmesi ve Türkiye’deki krediye ulaşım zorluğudur.
Son olarak eklemek istedikleriniz…
İnşaat sektöründe önümüz açık. Ancak bazen bu gibi durumlarda frene basmak gerekir. Biz diyoruz ki; 2025’te biraz frene basalım, 2026’da ise tam gaz devam edelim. Bu ortamda, nerede proje açarsan aç, hiçbir müteahhit istediği fiyatları alamıyor. Fiyat istikrarsızlığının bir düzene oturması gerekiyor. Bunun için stokların erimesi ve piyasanın açılması lazım. Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı başka bir ülke bulunamaz. Deniz, tabiat ve yeşillik… Burası dünyada yaşanacak belki beş ülkeden biri. Ancak, istikrar şart. Ekonomide de istikrar sağlandığında tüm sektörler olumlu yönde etkilenecektir.