Özel eğitimin büyük bir potansiyeli olduğunu vurgulayan Bahçeşehir Okulları İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, iki yıl içerisinde 100 kampüse ve 90 bin öğrenci sayısına ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Özel eğitim sektörü büyüme potansiyeli taşıyan dinamik bir sektör. Tüm eğitim sektöründe özel okulların oranı yüzde 3.5 düzeyinde. Bahçeşehir Okulları rekabet ve kalite yarışının da yükseldiği sektörde lider eğitim kuruluşlarından biri olarak öne çıkıyor.Bahçeşehir Okullarıİcra Kurulu BaşkanıHüseyin Yücel ile Türk eğitim sistemindeki sorunlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Hüseyin Bey, öncelikle Bahçeşehir Okullarının kuruluşundan bugüne gelişimini konuşarak röportaja başlayalım.
Bizim kökenimiz 1968 yılında kurulan Uğur Dershaneleri’ne dayanıyor. Kurucumuz ve Yönetim Kurulu Başkanımız Enver Yücel’in ilk şubesini Laleli’de açtığı Uğur Dershaneleri süreç içerisinde büyük bir gelişim gösteriyor. 1994 yılında da Bahçeşehir Okulları kuruluyor. İlk kampüsümüz Bahçeşehir’de, açılıyor. 1998 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nin kurulmasıyla tüm eğitim kurumlarımız bir bakıma taçlandırılıyor.
Bizim işimiz sadece eğitim. Bu kurumlar anaokulundan yaşam boyu eğitim merkezlerine kadar her alanda hizmet veriyor. Uğur Dershaneleri’nde,2013 yılında dershanelerin kapatılmasıyla beraber okullara dönüştürme politikasını izledik ve Uğur Dershaneleri’ni Uğur Okulları’na dönüştürdük. Şu anda her anlamıyla dershanecilik faaliyetimiz tamamen sonlanmış bulunuyor. 2012 yılında ABD’li özel yatırım fonu olan Carlyle ile ortaklık kurarak çok büyük bir sıçrama yaptık. Dört yılda kampüslerimiz 81’e, öğrenci sayımız 53 bine, çalışan sayımız 4 bin 500’e çıktı. Haziran 2016 sonunda da bu ortağımız yüzde 48 payını bize devrederek ortaklıktan çıktı. Ülkemizde özel eğitimde hala koşacak çok yol var. Bizim de önümüzdeki iki yılda kampüs sayımızı 100’e çıkarmahedefimiz var. Öğrenci sayısını da 90 bine çıkarmayı hedefliyoruz.
Bahçeşehir Okullarının yurt dışı ayağı var mı?
Bahçeşehir Okullarının yurt dışı ayağı daha çok yaz kurslarıyla veya öğrenci değişim programlarıyla var. Şu anda Berlin’de, Washington D.C.’deve Batum’da ülkelerinin yasalarına göre kurulmuş üniversitelerimiz var. Üniversitemizin kampüsleri aynı zamanda Bahçeşehir Okulları öğrencilerine de çok ciddi hizmet veriyor. Özellikle yaz aylarında öğrencilerimiz yaz okulu kapsamındafarklı dersler yanında dil eğitimi alıyorlar. Bunun dışında yurtdışında okul açma hedefimiz de var. İngiltere’de hükümet devlet okullarını özelleştirme stratejisi yürütüyor. Buna uygun olarak biz de iki sene önce girişimleri başlattık, vakfımızı kurduk ve satın almak için üç okula talebimizi ilettik. Şimdi değerlendirme aşamasında. Orada bürokrasi biraz daha ağır. Hedefimiz bir sonraki Eylül ayında en azından bir özel okulla faaliyete geçmek. Keza yine Türki cumhuriyetlerde özel okul arayışlarımız devam ediyor. İki türlü bakıyoruz ama sıfırdan kurmak daha uzun bir süreç ve daha meşakkatli. Mevcudu almak daha maliyetli olabiliyor ama daha hızlı hareket edebiliyoruz.
Hedefleriniz için gerekli finansman ve yetişmiş insan gücü kaynağını nasıl sağlıyorsunuz?
Biz yatırımları iki türlü yapıyoruz;binamızın yapımını ve tefrişatını bize ait olan gayrimenkul şirketi gerçekleştiriyor, daha sonra uzun vadeli olarak okulumuza kiralıyor. Oradaki finansman ihtiyacını da gerek yurt içi gerek yurt dışı kaynaklarla finanse ediyoruz. Diğer taraftan çok sayıda işadamı gelip, gerek kendi sitelerinin içinde gerek kendi arazilerinde okul yaptırıp uzun vadeli olarak bize kiralıyorlar, biz de okulu işletiyoruz. Sektörümüzde yatırımın geri dönüşübir hayli uzun olduğundan belli bir büyüme planı çerçevesinde kaynak bulunması gerekiyor. Biz bunu 2012 yılında yurt dışı fonla gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde büyümeyi de halka arzla gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu an halka arzla alakalı tüm çalışmalar başladı. 2018 yılının başındaTürkiye’deeğitim sektöründeki ilk halka arzı geçekleştirmeyi planlıyoruz.
Fiziki yatırımlarımızın yanı sıra, Ar-Ge yatırımlarımız da bizim için çok önemli.Şu an hiçbir şekilde okullarda derse girmeyen, dijital eğitimden sanata kadar sadece müfredatın geliştirilmesine, dünyadaki yeniliklerin uyarlanıp geliştirilmesine odaklanmış 120 kişilik ekibimiz eğitim sistemini geliştirmek ve zenginleştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Tabii bu ekip aynı zamanda var olan standartların korunması için deokulları sürekli takip ediyor.
Öğrencilerimiz yıllık olarak yaklaşık 1.100 saat civarında ders alıyorlar. Biz sadece fiziki altyapıya değil öğretmenlerin hizmet içi eğitimine de aynı şekilde çok ciddi yatırım yapıyoruz. Öğretmenlerimize, öğrenciye verilen ders saatinin yarısından fazlası kadar hizmet içi eğitim veriyoruz.
Bahçeşehir Okulları bugün itibariyle nasıl bir eğitim modeli uyguluyor?
Türkiye’deki devlet okulu da özel okul da Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatını uygulamakla yükümlü. Kalkıp da “Ben Finlandiya’nın modelini uyguluyorum” demek mümkün değil ancak, denetim altında farklı müfredatların çıkabilmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz Ar-Ge ekibimizle Amerika ya da Avrupa ülkelerindeki modelleri kendi müfredatımıza nasıl uyarlayıp, geliştirebileceğimiz üzerinde çalışıyoruz. Birkaç örnek vermek gerekirse; Mesela Çift Dilli Eğitim diye bir sistemimiz var. Herkes İngilizce öğretiyor, her özel okul İngilizcesiyle övünüyor. Şöyle bir sistem getirdik: 4 yaştan ilkokul 4’üncü sınıfa kadar ilk kademede Çift Dilli Eğitim Sistemi uyguluyoruz. Her sınıfa iki tane öğretmen sokuyoruz. Bunlardan biri Türkçe öğretmeni, diğeri yabancı dil öğretmeni oluyor yani çocuğa İngilizce öğretmek değil de İngilizce edindirmek diye bir akademik terim var. Yani çocuk ufak yaşta iki dilde duyduğu takdirde düşünerek konuşmuyor artık İngilizceyi.Kişiye Özgü Eğitim Modelimiz de bilimsel gelişmeler doğrultusunda öğrenme modelinin öğrenciye özel hale getirilmesine odaklanıyor. Bu sistemle her öğrencimiz potansiyelini en üst seviyede değerlendiriyor. TEOG başta olmak üzere akademik başarımızda çok önemli yeri var bu sistemin.STEM eğitimine büyük önem veriyoruz ve Türkiye’de öncülüğünü yapıyoruz. Bu tip çalışmalarımızla müfredat zenginleştirmeleri yapıyoruz.
Sınav sistemine de değinecek olursak, neler söylemek istersiniz?
Her 2-3 senede değişen bir sınav sistemimiz mevcut ve çok ciddi dereceler alabilen, 180 soruda hiç hata yapmadan yanıtlayan 400-500 öğrenci çıkıyor. Ama dönüp PISA sınavlarına baktığınız zaman uygulayan ilk 50 ülke arasında 45’inciyiz. Aslında bunda sorgulanması gereken bir ikilem var ama bu sistemi değiştirmekle de olmaz bana göre. Önce velinin ve kamuoyunun algısını da biraz değiştirmek lazım. Bir veli çocuğunu anaokuluna getirdiği zaman “8’inci sınıfta çocuğum hangi okulu kazanacak?” diyor. Biz ona şunu anlatıyoruz: Çocuğunuz 16 yıl sonra üniversiteden mezun olduğunda şu anki mesleklerin yüzde 80’i var olmayacak. İlk etapta çocuğun özgüvenini, kendini ifade edebilme becerisinikazandırdıktan sonra bir yabancı dili, akabinde sınav başarısını gündeme getirmemiz gerektiğini her yerde vurguluyoruz. Ama velilerhalen çocuklarının sınav başarılarına odaklanmış durumdalar. Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de bir sınav gerçeği var. Bahçeşehir Okulları olarak her yıl TEOG başarılarımızla Türkiye’nin zirvesinde yer alıyoruz. Bu yıl 197 öğrencimiz TEOG-1 ve TEOG-2’de tüm soruları doğru yanıtlayarak büyük bir başarıya imza attı.
Peki, ülkemizde özel eğitimingelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğitim geçmişte bir sektör haline gelemiyordu. Son üç yıldır hükümetimizin özel okullara yönelik teşvik uygulamalarıyla beraber sektör haline gelmeye başladı. Bu giderek hızlanacaktır. Gelişmekte olan Brezilya ve Çin gibi ülkelere baktığımızda özel eğitimin payı yüzde 10’un altında değil. Ülkemizde bu oran yeni yeni 3.5’lara geldi ve 5 yıllık vadede bu oranın yüzde 8-9 düzeyine çıkacağına yürekten inanıyorum. Diğer taraftan teşviklerin de devam edeceğini görüyoruz. Dolayısıyla sektörün önünün açık olduğunu düşünüyorum.
Son olarak, Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi hakkında da bilgi verir misiniz?
Geleceğin teknolojisine yön verecek, ülkemizi küresel ölçekte teknoloji liderleri arasında konumlandıracak genç bilim adamlarını yetiştirmek üzere 2006 yılında Bahçeşehir’de kurulan Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi, Türkiye’nin ve dünyanın saygın eğitim kurumları arasında yer almaktadır.Akademik ve teknolojik altyapısı güçlü, araştırmacı, yenilikçi, üretken bireyler olarak yetişen Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri ulusal ve uluslararası planda üstün başarılara imza atmakta, Türkiye’nin seçkin üniversitelerine yerleşmekte, yurt dışındaki dünyaca ünlü üniversitelere burslu kabul edilmektedir. 2008 yılında yani kurulduğu ilk yılda, lise giriş sınavlarında tüm liseler arasında en yüksek taban puanla tercih edilen okullar sıralamasında birinci olan Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi, kontenjanının tamamını yüz soruda yüz net yapan öğrencilerden oluşturmuştur. Bu büyük bir azimle elde edilmiş başarıdır. Bugün Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi ülkemize örnek olan bir eğitim uyguluyor. Bu sistemin en önemli ve fark yaratan özelliği proje odaklı ve uygulama ağırlıklı olması.
Ülkemizde eğitim vermekte olan diğer fen liselerinden farklı olarak, Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Liselerinde temel fen derslerinin yanı sıra, Bahçeşehir Üniversitesinin akademisyenleri tarafından mühendislik fakültelerinde okutulan temel mühendislik dersleri de veriliyor. Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Liseleri, problem çözme yeteneklerine sahip, yaratıcı, çok yönlü ve üretken bireyler yetiştiriyor.Fen ve Teknoloji Lisemizin öğrencileri sadece sınav başarılarıyla değil ulusal ve uluslararası proje yarışmalarında aldıkları derecelerle de öne çıkıyor, projelerini üretime dönüştürerek üniversite seviyesinde başarılı çalışmalara imza atıyorlar. YGS ve LYS’de aldıkları derecelerle Türkiye’nin seçkin üniversitelerine yerleşirken yurtdışındaki dünyaca ünlü üniversitelere de burslu kabul ediliyorlar.
2016-2017 eğitim öğretim yılında mevcut İstanbul Bahçeşehir ve İzmir Güzelbahçe’de Fen ve Teknoloji Liselerimizin yanında, Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesini İstanbul Taşdelen, Samsun ve Diyarbakır’da da açıyoruz. Kaliteli eğitimi Türkiye’nin her noktasına taşıma ve geleceğin dünyasına hazır, donanımlı nesiller yetiştirme hedefimiz için çalışıyoruz.